Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Soruların sustuğu yerde...
Çocuk yazını ikliminde neredeyse bütün türlerde verimleriyle tanıdığımız Mavisel Yener, bu kez
deneme türünde bir yapıtla çalıyor okuma anlarımızın kapılarını. Denemenin büyük adlarından
Nermi Uygur’a saygıyla açtığı yirmi üç pencerenin ilkinde, denemenin sunduğu özgürlük bahçesinin
adresini de okul sıramızın, çalışma masamızın, aklımızın en güzel yerine not etmemizi sağlıyor.
mayacak mıydım? Nereden çıktı şimdi bu deneme saygıyla açtığı yirmi üç pencerenin ilkinde, “Ço-
Y. BEKİR YURDAKUL
tadında satırlar? Aklımda sıraya girmiş sorular... Ki- cuklar denemenin onlara çok benzediğini fark etsin.
misi tuhaf, kimisi şaşkın, kimisi heyecanlı, kimisi ür- Önceden hesap kitap yapmadan pat diye soruları-
eçenlerde dostlarımdan biri, beğenerek
nı sorabilmenin keyfini yaşasın” diyerek denemenin
kek...
okuduğum bir kitap için yazmaya nereden
açtığı özgürlük bahçesinin adresini de okul sıramı-
Bir deneme kitabı üzerine, onunla ilgili izlenimle-
G ya da nasıl başladığımı merak etmiş, “Pat,
rimizi yazacaksak bizim yazımızın da ille ki deneme zın, çalışma masamızın en güzel yerine not etme-
diye başlıyorum” dedim. Şaşırdı, “Nasıl yani?” de-
mizi sağlıyor.
olması (denemeyi tanıtmaya, tadını duyumsatmaya
yiverdi. “Öncelikle beğenmediğim kitabı okumuyo-
Evet; bilgi de veriyor yol boyunca, meraklandı-
yönelmesi) gerekmiyor elbette.
rum. Kendimce kimi ölçütlerim var, hepimizin oldu-
rıyor, heyecanlandırıyor, şaşırtıyor, sevince batırı-
Gelin görün ki okuduğunuz kitap, Mavisel Yener’in,
ğu gibi; buna karşın yine de sabırlı olmaya / kitapta
yor... Ne ki denemenin de ciddi bir yazı türü olduğu
çocukları (aslında hepimizi); renkten sözcüğe kanat
kalmaya çabalıyorum. Ne ki ‘Terk et beni!’ çığlığının
yolundaki eğilim ve savlara karşın Yener; bile iste-
çırpmaya, okumanın büyülü ormanında düzenli ve
yüzeye çıktığı noktada da bırakıveriyorum” dedim.
ye ve sevgiyle, Nermi Uygur’un deneme için imle-
vazgeçilmez buluşmalara, kalem-kâğıt kuşanmaya,
Sonra meramına geldi sıra: “İyi bir kitap için;
diği “delidolu ciddilik” bahçesinde gönlünce ve bü-
sözcükleri uykudan uyandırıp oyuna katmaya çağrı-
onun konusundan, yüzdüğü sulardan, tuttuğu ay-
yük ustanın izinde koşuyu, oyunu, sevinci, delido-
sını getiriyorsa benim onun için diyeceklerim de işte
nadan, çağırdığı yolculuktan, çoğalttığı sorulardan,
luluğu, köşe kapmacayı, kahkahayı... sürdürüyor.
böyle beni de şaşırtıyor bir kez daha.
lezzetinden, iç seslerinden, melodisinden... söz edi-
Kısacası çocuklar / okurlar sevsin diye yazdığı
Ama elbette kendimi bir anda denemenin o gü-
lebilir. Bütün bunları ille de bir sıraya sokmanın ge-
Aklımda Tuhaf Sorular’la, öncelikle aklımızın özgür
zelim sokaklarında, kırlarında buluyorum, kendim-
reğinden de açılabilir söz ne ki ben öyle yapmıyo-
koşusunu besleyen “tuhaf” sorularımızı yitirmeye-
rum. Bir süre, kitabın aklıma üşüştürdükleriyle ya- le konuşmaya dalıp gidiveriyorum, özgürce bir ko-
lim istiyor. Burada başka deneme bahçelerine zıp-
şu tutturuyorum.
şıyorum. Sonrası klavye başına geçmek. Çoğun ne
layalım istiyor. Kitapların çoğalttığı sorularımızın sa-
yazacağımı ben bile önceden bilmiyorum / kestire-
ÇOCUKLARA EN ÇOK BENZEYEN...
hibi olalım istiyor. Çocuk meraklarımızın hiç de ço-
miyorum. Gün oluyor, yazının sınırları nedeniyle di-
Çocuk yazını ikliminde; romandan öyküye, şiir-
cukça olmadığını, sorularımızı terk etmenin kendi-
yeceklerim yarım kalıyor. O zaman da ortaya -biri
den oyuna, günlükten masala... neredeyse bütün mizden ayrılmak olduğunu bilmemizi, istiyor.
n
daha uzun- iki yazı çıktığı oluyor.”
türlerde verimleriyle tanıdığımız Mavisel Yener, bu
kez deneme türünde bir yapıtla çalıyor okuma an-
DİLEDİĞİNİZ YERE, GÖNLÜNÜZCE Aklımda Tuhaf Sorular / Mavisel Yener / Re-
Şu iki paragraf bitince ne yazdığımı baştan oku- larımızın kapılarını. simleyen: Kaan Kayhan Atik / Tudem Yayınları /
dum. İyi de bir kitap üzerine tanıtıcı bir şeyler yaz- Denemenin büyük adlarından Nermi Uygur’a 80 s. / 10+ / 2023.
Katılın bu yolculuğa!
Çiğdem Gündeş’in, dili ustalıkla işlediği masalını, Bahar Ünlüer; masalın yüreğinde gezdirdiği,
oralardan aynasına yansıttığı desenleriyle bezemiş. Yayınevi de enfes baskısıyla yapıp yakıştırmış yavru
kirpinin dünyaları kucaklayan yolculuğunu...
diğimiz, kurgunun akışında hem masalın hem dilin yanı başımızda,
Y. BEKİR YURDAKUL
lezzetini duyumsadığımız bir yolculuk sunuyor bize içimizde...
Bir Kirpi Bin Masal.
“Bir varmış, bir
asallar büyütür çocukları, masallarla büyü-
yokmuş...” di-
yünce çocuklar rengârenk olur yaşamla-
YAVRU KİRPİNİN YOLCULUĞU
ye söze başla-
M rı. Yarıştırmak gerekmez ne ki sözlü çağla-
Gündeş’in dili ustalıkla işlediği masalını, Bahar
yıp “Gökten üç elma düştü...”ye koşan kalemimizin
rın bugünlere sürüp gelen verimlerindendir masallar;
Ünlüer; masalın yüreğinde gezdirdiği, oralardan ay-
ucunda.
tıpkı efsaneler, destanlar, mitlerle, maniler, ninniler...
nasına yansıttığı desenleriyle bezemiş. Yayınevi de
Kalemimizle konuşmaya, el ele verip kendi masa-
gibi. Ve kısacık bir masal bile kocaman bir dünya
kâğıdı, rengi, özenli ve enfes baskısıyla yapıp yakış-
lımızı saklandığı yerden sobelemeye, gökten düşe-
taşır bağrında karıncalar benzeri...
tırmış yavru kirpinin dünyaları kucaklayan uzun (as-
cek / daldan salına salına bize uzanacak elmalarımızı
O masallar, binlerce yıl ötelerden akıp gelen bu tü-
lında kısacık) yolculuğunu...
rün benzerleri bugün de yazılır / yazılabilir mi derse- da boyamaya çağırıyor hepimizi Çiğdem Gündeş.
Masallar her yerde; arkadaşlığımızda, oyunları-
n
niz; işte onu yapmış Çiğdem Gündeş; dizelerle, ez-
mızda, uykumuzda, işimizde gücümüzde; sevinci-
gilerle bezediği çağdaş anlatısını o büyük, o derinlik- Bir Kirpi Bin Masal / Çiğdem Gündeş / Resim-
mizde, kızgınlığımızda, kederimizde, mutluluğumuz-
li, o dünyanın bin bir halini diyen geleneğe yaslamış. da; sokağımızda, köyümüzde, kentimizde, bahçe- leyen: Bahar Ünlüer / Bilgi Yayınevi / 36 s. /
Sözcüklerin hemen yanı başında melodisini dinle- mizde, kırlarda, dere boylarında... Masallar aslında 3+ / 2022.
16 Şubat 2023
14