Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇİĞDEM ÜLKER’DEN ‘YAZMAK... ZAMANI AŞMAK’
‘Yazınsal yolculuk dura kalka,
dünyaya baka baka, silerek ve
yeniden yazarak gerçekleşir!’
Eleştirmen ve yazar Çiğdem Ülker ile edebiyatla ilgili düşüncelerini hem dilbilgisel hem de kuramsal düzlemde ele
aldığı, yazarları, yazarlıkta ilerlemek isteyenleri edebiyat yolculuğuna davet ettiği, yazarlığın yaratıcı dünyasını
besleyen etkileri vurguladığı ‘Yazmak... Zamanı Aşmak’ı (Remzi Kitabevi) adlı yeni kitabını konuştuk.
nulması gereklidir. Edebiyat, hayatın normal küçük
MEHMET S. AMAN
rastlantısallıklarını bile onaylamaz, bunların metni
mehmet.aman@cumhuriyet.com.tr
yapaylığa ve yüzeyselliğe sürüklediği düşünülür.
‘SANATÇI ÖNCE TAKLİT EDER,
‘ZAMAN, METNİN ÜSTÜNDE
ESİNİNİ DOĞADAN ALIR!’
DEMOKLES’İN KILICI GİBİ ASILI
n Mitlerin yazmaya ve anlatmaya olan etkisini
DURUR!’
kitabınızın daha ilk sayfalarında kaleme alıyor-
n Mekân ve zamanın anlatıdaki rolüne de de-
sunuz. Mitosların yazarlar ve yazın için önemini
ğiniyorsunuz. Mekân ve zaman ilişkisini ele alış
anlatmanızı rica ederek başlayalım söyleşimize.
biçiminize ilişkin neler söylersiniz?
Mitoslar, destanlar, masallar. İnsanın dayanış-
Mekân, karakterin içinde devindiği ortamdır. Ki-
ma, buluşma gereksiniminin ilk ürünleri. Evre-
şiler değişir, dönüşür ama mekânın simgesel anla-
nin oluşumunu ve insanın kaderini anlatmaya ça-
mı aynı kalır. Çünkü mekâna sinmiş duygu, okur-
lışan ozanların bu mitolojik anlatıları edebiyatın
da aynı çağrışımları uyandırır. Doğduğu çevre, ki-
ilk ürünleri sayılabilir.
şilik şekillenmesinde rol oynar. Bireyin seçimle-
Sanat; sözle, sesle ya da bir başka malzemey-
riyle, yaşadığı mekânın yadsınamaz ilişkisi vardır.
le hayatın bir benzerini yapmaktır, öykünmedir
Kişi düşündüğü gibi yaşamaz, yaşadığı gibi dü-
der ustalar. Doğrudur. Sanatçı, önce taklit eder,
şünür diyen Marks’ın tespiti sosyal sınıfın izleri-
esini doğadan alır sonra, gördüğü doğanın, yaşa-
nin bir damga gibi benliğimize kazındığını, zaman-
dığı olayın benzerini yapar. Edebiyatçı da ancak
la üstü örtülse de derinin altında saklı durduğunu
çağlar sonra doğayı ve nesneleri soyutlamayı, düş
düşündürür. İbn Haldun da Marks’ınkine benzer
gücünün sınırlarını metne taşımayı başaracaktır.
bir olguya işaret eder ama o coğrafyadaki zaman
n Kitabınızın önemli bir bölümünü dilimizin
da önem taşır.
anlatım olanaklarına ayırıyorsunuz. Türkçemi-
Yeni zamanlar farklı romanlar yazdırır. Zaman
n Kuşkusuz ki kurmaca yazının en önemli noktaların-
zin anlatım olanaklarını anlatırken neleri öncelediniz /
metnin üstünde Demokles’in kılıcı gibi asılı durur çünkü
dan biri kurgu aşaması. Kurgu ve kurguyu oluşturan “olay-
dikkate aldınız?
yapıtın samimiyetini, sahiciliğini belirleyen metnin zama-
olay örgüsü-tip-karakter” gibi etmenleri nasıl ele aldınız?
Türkçe, güçlü kurallar dizgesiyle, yapım eklerinin işlev-
nıdır, yazarı her satırda sınar. Yazar zamanı gözden yiti-
Kurgu, bütün metinlerin ve edebiyatın gereksindiği ya-
selliğiyle zamanı yakalar, günceli gözden yitirmez. Mitolo-
remez, çağına ait her şey metne sızar, sızmalıdır da zaten.
pı özelliğidir. Klasik edebiyatta serim-düğüm-çözüm dizi-
jisiyle, yüzlerce yıllık halk edebiyatı verimleriyle, şiir gele-
Her kitap kendi zamanının yansısıdır çünkü.
lişindedir. Önce ana hatlar ortaya konur, kişiler tanıtılır ve
neğiyle insandan uzağa düşmez.
Modern filozoflar zamanın düz bir çizgi değil de
gelecek entrika hissettirilir ve çatışma belirginleşir. Kim,
Bütün diller gibi kendine özgü bir dünya anlayışı ve anlatışı
mekânları hatırlatan bir anılar toplamı olduğuna da işaret
ne olacak, nasıl olacak soruları ilgimizi çekerse okuma ey-
vardır, ayrıntılandırma gücü dikkat çekicidir. Sözcük dağarcığı
ederken edebiyat metinleri bunu kanıtlarcasına yazılır. Ki-
lemi devam eder kitabı elimizden bırakamayız.
varsıldır, Türkçe edebiyat dili olarak yazara olanaklar sunar.
şiler de yazarın sınır koyduğu zamanın ve mekânın içinde
Sağlam kurgu, her olayın ve çatışkının nedenlerini orta-
‘EDEBİYAT, HAYATIN NORMAL, KÜÇÜK var olur. Adı ister “post truth” ister “post psikanalitik” ol-
ya koyar. Kurgudaki her unsur birbirinin içine girmiş, sıkı-
RASTLANTISALLIKLARINI BİLE ONAYLAMAZ!’ sun edebiyat, güçlü bir tanıklıkla zamanı izlemeye çalışır.
ca istiflenmiştir.
n “Dilin dört yönü nasıl besler yazarı” sorusundan yo-
n Kitabınızın yaratıcı yazarlara ya da yaratıcı yazarlığa
Kurgu, metnin omurgasıdır. Yapıtın düşsel ve düşünsel ya-
la çıkarak yaratıcı yazına adım atan/atmak isteyenlere adım atmak isteyenlere nasıl bir katkı sağlayacağını dü-
pısı kurgusu sayesinde görünür olur. Kurgu, metinlerin son
önerilerde bulunuyorsunuz. Dilin dört yönünü ve nasıl şünüyorsunuz?
aşamada birbirine eklemlenmesiyle de oluşabilir. Neden ol-
beslediğini burada da açımlar mısınız? Kitabım hem dilbilgisel hem de kuramsal düzlemde iler-
masın? Yaratıcı sürecin durakları ve metin sanatçının özgür
Dinleme, konuşma, okuma, yazma, dilin dört yönü ola- liyor. Yazıya geçirebildiklerim zamanın ve unutmanın elin-
ve özgün eyleminin sonucu değil midir?
rak düşünülür. Dilbilimciler bu dört aşamayı farklı yönler-
Yazınsal yolculuk dura kalka, dünyaya baka baka, silerek den kurtarabildiğim kendi izlenimlerim.
den ele alır. Yazar da başkaları gibi dinleyerek, okuyarak, Edebiyatın ne olduğunu, kalemin yolculuğunu kavrama-
ve yeniden yazarak gerçekleşir. Her basamakta gerilim tır-
konuşarak dünyayı kavrar ve yazarak yola koyulur. manacak yeni sorular ve durumlarla karşılaşılacaktır. Tesa- ya çalışmak sonu olmayan, zamanı aşan bir serüven. İs-
Bunlar metne giden yolun duraklarıdır ve yazma eylemi- düflerle gelişen kurgunun yaratıcı ruhu eksiktir. ter kitapları sadece seven biri, ister bir yazı yolcusu olarak
ni besleyen kaynaklardır. Dinleme, konuşma ve okumanın Roman elbette kurmacanın ve hayalin ta kendisidir ama okuyun; edebiyatın davetini, sözcüklerin sihirli çağrısını ve
yazmayı doğrudan etkilemesi tartışılamayacak kadar açıktır. olayların ve sonuçlarının gerçek hayattan daha inandırıcı su- yazarının nefesini duyacaksınız.
n
PROF. DR. İBRAHİM KAYA’DAN
‘TÜRKİYE’NİN SİYASAL SOSYOLOJİSİ’
okuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi iletişim, göç, demokrasi, otoriterlik temalarını titizlikle ele alıyor.
Prof. Dr. İbrahim Kaya, Say Yayınları tarafından yayımlanan
Prof. Dr. Kaya kitabında, Türkiye’de siyasal sorunları ve süreçleri
D Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi kitabında, Türk siyasal deneyimi-
ele alan kaynaklar her ne kadar çok olsa da siyaset sosyolojisi
nin toplumsal temellerini araştırıyor ve siyaset kurumunun toplumu dö-
perspektifinden temel sorunlara kadar Türkiye özelinde eğiliyor ve
nüştüren dinamiklerini irdeliyor.
okuyucuya güncel siyasi tartışmaların bir değerlendirmesini sunuyor.
n
Kitabında, siyasal sosyolojinin temel sorunlarını ve Türkiye’deki seyri-
ni irdeleyen Kaya; devlet-toplum ilişkileri, siyasi-ekonomi ilişkileri, siya- Türkiye’nin Siyasal Sosyolojisi / Prof. Dr. İbrahim Kaya /
sal partiler, seçimler ve seçmen davranışları, sosyal hareketler, siyaset ve Say Yay. / 344 s.
8 19 Ocak 2023