28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

köylüler, entelektüeller, işçiler, komünistler ara- met sektörü Oblomov’un uşağı Zahar gi- sında hâlâ Oblomovların var olduğunu söyleye- bi çalışır, banka ve diğer finansal kurumlar rek tipin hayatına yeni bir canlılık katmıştır; fa- Oblomov’un gelir ve servetlerini idare eden kat sıkça tekrarlanan bu sözü ne üzerine söyledi- kahyâlar gibidir. Günümüzde Oblomov roma- ği daha önemlidir. nının en temel değerini bu oluşturur: Hepi- Mayakovski’nin Sovyet bürokrasisini, Bolşevik- miz birer Oblomov gibi yaşıyoruz, toplumsal lerin sürekli toplantı yapmasını eleştiren bir şiiri ve kişisel sorunları genellikle erteliyor, fırsat üzerine söylemiştir bu sözü: buldukça hiçbir şey yapmıyoruz. “Mayakovski bir şiirinde toplantıları alaya Fakat Gonçarov’dan yüz yıl sonra, Oblo- alıyor ve sürekli toplanıp durdukları için komü- movluğun anlamı ve değeri hâlâ tartışma ko- nistlerle alay ediyor. ... böyle sürekli toplantı ya- nusudur. Ekolojik krizler, dünyayı kaplamış pılmasının, komisyonlar oluşturulmasının, bitip yapay sanayi ürünleri, tüketim uygarlığı vd. tükenmeyen planlar yapılmasının çok aptalca ol- karşısında Ştoltz gibi bir şeyler yapıp durmak duğunu kabul etmek zorundayız. Rus hayatında mı önemlidir, yoksa Oblomov gibi olabildi- böyle bir tip vardır -Oblomov.” ğince az şey yapmak mı? Bu da Oblomov’un günümüz hayatında süre- Oblomov ve Yeraltı İnsanı gibi, Amerika giden önemini işaret eder. Günümüz hayatı aşı- kıtasından Melville’in kahramanı Katip Bart- rı bürokratiktir, bireyler ve çalışanlar birbirlerin- leby de bir şey yapmamayı yeğliyordu -sonu- den aşırı soyutlanmıştır, bu bölümlenmiş yapının ca bakılırsa, haklı olabilirler. n içinde sürekli toplantılar, komisyonlar, planlamalar vardır. line gelmiştir: sosyal medya grupları ve mesajları sürek- Devlet durmaksızın yeni toplantılardan, yeni komisyonlar- Çeviren: Sabri Gürses / Everest Yayınları / Dünya ¹ li aynı şeyleri tartışıp durmanın, çözüm aramanın, çözüm- dan bahseder; şirketler günlük toplantılardan bayi toplantı- Kitap 2010 Çeviri Ödülü. leri başka yerlere, kurum ve toplantılara ertelemenin bir 2 larına dek sürekli yeni karar ve plan durumları yaratır; ulus- Suç ve Ceza / Çeviren: Sabri Gürses / Can Yayınları aracı haline gelmiştir. lararası örgütler durmaksızın toplanır, planlamalar yaparlar. Yeraltından Notlar / Çeviren: Sabri Gürses / Çeviribi- Dahası, yaşadığımız dünyada, teknik olanaklar he- Bu bireyin günlük, kişisel hayatına dek girmiş, onun lim Yayınları. 3 sosyal medya platformlarındaki hayatının bir parçası ha- men herkesi Oblomovlaştırmıştır -bütün bir online hiz- Asilzade Yuvası / Çeviren: Sabri Gürses / Islık Yayınları. ‘BATI YAKASINDAKİ GAZETECİ’ AYDIN ULUN’DAN ‘Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler’ “Batı yakasındaki gazeteci” olarak pek çok şeye tanık olmuş Aydın Ulun. O ünlü Berlin Duvarı, yıkılmadan önce ne çok filme, kitaba, gazete haberlerine konu olmuştu. Duvar yıkılırken ve yıkıldıktan sonra da gazete haberleri, fotoğraflarla birlikte dünya basınında günlerce yer aldı. Berlin’de yaşayan gazeteci Aydın Ulun da Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler ve Batı Yakasındaki Gazeteci (Scala Yayıncılık) adlı kitabında, Berlin Duvarı’nın yıkılmadan kısa bir süre öncesinden başlıyor anılarını paylaşmaya. GÜLTEKİN EMRE 989 yılı kasımından sonra gelişen Duvar öyküleri, haber- leri bugün, genç kuşaklar için çok şey ifade etmese de yi- 1ne de bilmelerinde, öğrenmelerinde, geçmişe bakıp ders çıkarmalarında fayda var elbette. Ama belli bir kuşağın anı- larında geniş bir yer tutuyor Berlin Duvarı öncesi ve sonrası. Gazeteci ve yazar Aydın Ulun’un Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler ve Batı Yakasındaki Gazeteci (Scala Yayıncılık) ki- tabındaki “kahramanlar da doğal olarak o dönemi, Berlin Duvarı’nın yıkım zamanlarını yaşayan insanlar”dan oluşuyor. “Onların”, Ulun’un sözünü ettiği dönemden “önceki” ve “sonraki” halleri, “iyilikleri” ve “kötülükleri” değil söz konusu olan, Duvar’ın gerçeği! Kitapta, “Batı Yakası gazetecisinin Berlin Duvarı’nın yıkıldığı zamanlarda yaşadığı ve yaşanmışlıklarına bire bir tanık olduğu” öyküler ilgi çekmeyecek gibi değil! İki tı” parası alabilmek için. Ayrıca Türk marketle- Almanya’nın birleşmesiyle başlayan yeni döneme geçişe rinin önünde de benzer kuyruklar vardı. Herkes tanıklık da önemli belgeler içeriyor. “Batı Yakası’ndaki gazeteci bir haber seyyahıdır”, bir şaşkındı. Gözyaşları, sevinç çığlıkları dinecek gi- o kadar da röportaj ustasıdır. Angela Merkel’le, Emine bi değildi. Duvar, iki kenti, iki sistemi, iki dün- yayı birbirinden ayırmıştı. Ne çok acı, özlem ya- Erdoğan’la, Fatih Akın’la... yaptığı söyleşiler tarihe ışık tu- tacak kadar önemlidir. şanmıştı. O acılar, özlemler gideriliyordu Duvar Bu yolculukta, Ocak 2003’teki Davos’ta, Recep Tayyip Duvar’ın yıkılmasıyla başlayan süreçte ve sonrasında du- yıkılırken, parçalanırken. Erdoğan’la eşi Emine Erdoğan da var. Erdoğan’ın kendisi- varın parçaları, asker giysileri büyük bir pazara dönüşür ha- Eline çekiç alan günlerce Duvar’dan parça koparma der- ne nasıl bir Avro borçlandığının öyküsünü de anlatıyor. Ki- tıra eşyalar olarak. Bu işe de Berlin’de yaşayan Türkler ön- dine düşmüştü. Kent, çekiç, balyoz sesleriyle inliyordu. tapta, ayrıca İbrahim Tatlıses, Tuncel Kurtiz, Fazıl Say, Şe- cülük ederler, oluşan pazarda ön sıralarda yer alırlar. Böyle- Duvar, günbegün küçülüyordu. Başka bir yaşam başlamıştı ner Şen, Sezen Aksu, Bülent Ersoy, Fatih Akın ve Hitler’i ce bugüne dek sürüp gelen yeni bir alışveriş sektörü oluşur. kentte. Herkes birbirine alışmaya çalışıyordu. Hayat başka görmüş bizden biri de var. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla kentte, bireylerin yaşamın- türlü akmaya, yürümeye, gelişmeye başlamıştı. O günleri ben de anımsıyorum. Nasıl bir heyecan, nasıl da ne gibi değişimlerin olduğunu da gözler önüne seriyor Bir süre sonra Doğu’da yasaklanan yazarların yapıtla- bir şaşkınlık vardı herkesin yüzünde. Batı Berlin’de yaşa- Ulun. Doğu Berlin’den Batı Berlin’e gelenlere verilen 100 rı yayımlanmaya, filmi gösterilmeyen yönetmenlerin çalış- yan Almanlar, Doğu Berlin’de yaşayan akrabalarına kavuş- marklık ayak bastı paralarıyla ilgili ilginç gözlemler unutu- maları gösterilmeye başlandı. Aydın Ulun’un Berlin Duvarı ma sevinci içindeydi; Doğulular daha çok sevinçliydi Ba- lacak gibi değil. Gazeteciliğinin otuz iki yılını Berlin’de, Ba- Yıkılırken Türkler kitabını okurken ben de kendi anılarıma tı’daki akrabalarına kavuştukları için. tı Yakası’nda, yani Batı Berlin’de sürdüren Aydın Ulun, anı- dalıp gittim. Anılar, izlenimler, röportajlar, düşünceler ko- Doğulular hem özgür olmanın hem de Batı’ya geçmenin larıyla, gözlemleriyle, yorumlarıyla, içten ve yer yer nükte- nulara ilişkin fotoğraflarla da beslenmiş bu kitapta. Böyle- çifte sevincini de yaşıyorlardı. Doğu Berlin’den gelenler li diliyle okuru yakalayan anlatımıyla unutulmaya başlanan ce unutulmaya yüz tutan geçmiş yeniden anımsatılıyor, ya- geçmişe doğru meraklı bir yolculuğa çıkarıyor. bankaların önünde uzun kuyruklar oluşturmuştu “ayak bas- kın tarih iyice yakınlaştırılıyor. n 16 22 Eylül 2022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle