Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Troçki de benzer bir süreç yaşadı. Lenin’in 1924’te ölmesiyle ve Troçki’nin de Ağustos 1940’ta Meksika’da öldürülmesiyle sonrasında da iade-i itibara kavuşmadı; Putin döneminde de
birlikte Rus sosyal demokrasisinin üçüncü kuşağı dağıldı, Troçki Rus sosyal demokrasisinin üçüncü kuşağının Stalin dışındaki
Troçki’nin sürekli devrim fikrinin Yeni Rusya açısından bir
sınırlı bir muhalif haline gelirken, Zinovyev ile Kamenyev üyeleri ortadan kalkmış oldu. Troçki öldürüldüğü sırada onun
çekiciliği yoktur.
Stalin’le yakınlaştı. Troçki, Soljenitsin’in kaderini ondan biyografisini yazıyordu. Yurtdışı sürgününde, Sovyet devriminin
Hatta 2002’deki bir konuşmasında bu fikri İslami halifelik
önce yaşadı; 1928’de Almatı’ya sürüldükten sonra ülkeden muhalif kahramanlarından biri olarak çeşitli sanatçılarla
fikrine ve Hitler’in heveslerine benzetmiştir.
çıkarıldı ve İstanbul’a gitti; iç savaşta çarpıştığı komutanlardan, görüştü. Meksika sürgününde de ressam Diego Rivera ve
Troçki sürgüne çıkınca, İstanbul’da Hayatım adlı
Stalin yanlısı Firunze ile Voroşilov’un tasvir edildiği Taksim Frida Kahlo’nun yanında kalmıştı. Ona devrim tablosunda
otobiyografisini yazmıştı. Bu kendisinin Rus Troçkizmi dediği
Anıtı’nın açılışından altı ay sonra Troçki Büyükada’daydı. yer veren onlar oldu. 1933’te ilk kez Rivera, New York’taki
şeyin oluşumunun arkasındaki gerçekleri anlatmak için bulduğu
1932’de Fransa, 1936’da Norveç, 1937’de Meksika’ya sığındı. Rockfeller Binası’na yaptığı duvar resminde Troçki’yi Marx,
ilginç bir yol ama aynı zamanda tuhaf bir hikâyedir.
Engels, Lenin ve Stalin’le tasvir etti. Troçki’yle bir aşk hikâyesi
Lenin daha uzun yaşasaydı, Stalin Troçki’yi fotoğraflardan
SÜRGÜN YAPITLARI: ‘RUS DEVRİMİNİN
yaşayan Kahlo 1937’de otoportresini ona adadı, Troçki tabloda
bile sildirecek kadar bir anlaşmazlık içine girmeseydi, Sovyet
TARİHİ’, ‘İHANETE UĞRAYAN DEVRİM’...
görünmese de Kahlo’nun elinde ona yazılmış bir mektup
devrimi farklı mı gelişirdi, yanıtlamak zor.
Günümüzde alternatif devrim tarihleri olarak okunan Rus
vardı; 1945’teki dünya düşünürlerinden kalabalık bir kadro
Her koşulda Lenin de Stalin de kendi biyografisini yazmamış,
Devriminin Tarihi ve İhanete Uğrayan Devrim diye anılan
içeren Musa adlı tablosundaysa ona yer vermedi.
Troçki kendisininkini de onlarınkini de yazmıştır, bu gerçekten
çalışmalarını sürgünde yazdı ve 1935’te SSCB merkezli,
tuhaf bir hikâyedir.
Komintern (Komünist Enternasyonal) adıyla bilinen Üçüncü
STALIN SONRASINDA DA SOVYET
Bu etki 1930’larda Londra’da Troçkistler arasına katılan
Enternasyonal’e karşı Dördüncü Enternasyonal’in kurulmasına
SONRASINDA DA PUTİN DÖNEMİNDE DE
Isaac Deutscher’in Troçki ve Stalin biyografileriyle güçlenir.
öncülük etti. Bu sırada SSCB’de devrim muhaliflerinin dışında, İADE-İ İTİBARA KAVUŞMADI!
kurucu kadrolar da yargılanıyor, kamplara gönderiliyordu. Troçki adı dünya devrimine inanan Troçkistler arasında Bu öyle bir etkidir ki ABD’de Paul Wolfowitz’ten İngiltere’de
1936’da Zinovyev ile Kamenyev’in yargılanıp öldürülmesi yaşatılsa da, SSCB’de Stalin sonrası dönemde de Sovyet Jeremy Corbin’e dek birçok siyasetçi halesine girmiştir. n
DURMUŞ TAŞDEMİR’DEN ‘BENİ TOPLA ANILARDAN’
Şiirde toplumsal tutarlılık
ve anlam yoğunluğu!
Yitirilmiş yıllara yaralı bir yürekle bakıp o yılların yanık ezgisini şiirleştiren bir ozan
Durmuş Taşdemir. Şiir diliyle anılarını topluyor. Savrulan çocukluğunu, gençliğini,
sevdalarını, isyanlarını hüzünle anımsıyor ve sorularını, sorgulamalarını Beni Topla
Anılardan (Artshop Yayınları) adlı yeni şiir kitabıyla güne taşıyor.
kileri de ele alır. Her zulmün sonunda bir diriliş öy-
BAHRİ KARADUMAN
küsü mutlaka vardır. “Yürümek” sözü ozan için çağ-
bahrikaraduman@hotmail.com
rışımı yüksek bir simgedir. Yürümekle dilin çözüle-
ceğine, sözcüklerin örgütleneceğine inanır. “Yürür-
üm yaşanmışlıkların yükü ağırdır ama ozan
sem karanlık giysisini çıkarır korku/ yeni baştan ku-
Durmuş Taşdemir’in direncini, umudunu yok
rulur gelecek” inancındadır.
T edememiştir. En yüce erdemin emek olduğuna
larını okumakla geçen Savcı Taşdemir, somut gerçe-
inanır Taşdemir. En çok emeğini sevmiş, gönlüne yas-
DİL BİLİNCİ, ULUS BİLİNCİ!
ğe her daim ulaşma çabasında olan bir değer. Musta-
lanmıştır. Geniş bir aydınlıkla gülümsemiştir yaşama.
Durmuş Taşdemir, Türkçe aşığı bir ozan. Dil bilin-
fa Kemal Türkiye’sinin aydınlık yüzü. “Adalet inan-
Duman duman savrulduğu, tortular biriktirdiği yaşam,
cini, ulus bilinciyle eşdeğerde görüyor:
cım / hukuk pusulam / dilim arı duru ırmağım” diyor.
artık anılarda kalmıştır. “Kuşandım yalnızlığı/ biriktim
“Türkçe çağlayandır gönlümde/ çiçek açar dilim-
Vicdanlarda yer etmediyse hiçbir yasanın kalıcı
özgürlüğe” diyecek denli özgüven içindedir.
de” dizeleriyle dilimizin varsıllığını vurgular. Şiirle-
olmayacağı gerçeğini dile getiriyor.
Çılgın bir baharı yaşayan çiçeğe durmuş bir ağaç
rinde de bu dilin güzel söyleyişlerinden örnekler verir:
Yasaların türküler, şiirler kadar adil olmaları ge-
gibi dimdik ve görkemlidir. Nâzım gibi “tek ve
“Yorgun sabahlar, taş kesiği bir bakış, düş denizi, kı-
rektiği inancında: “Kurunun içinde yanarsa yaş/ hu-
hür”dür; bir orman gibi kardeş gözüyle gördüğü
yısız aşklar, sesimin sessizliği, aşkçekimi, avare umut,
kuk yanar/ barış yanar/ zamanla küllenir/ tarih uta-
dostlar, dostluklar içindedir. Sanatın sağaltıcı gücüy-
simsiyah bir acı, susmanın kuyusu, türkü-
nır/ ağlar/ adalet kanar” dizeleriyle toplumsal belle-
le yaşam güzelleşmiştir.
nün dağılan yankısı, güneşsiz avlu, yıldı-
ğe sesleniyor.
zını yitiren gök, örselenmiş sevinç, yaşa-
TOPLUMUN VİCDANI
mın çiçekli yüzü, kalbi kanayan gece, ço-
AŞK, TOPLUM VE UÇURUMLAR...
Yeni kitabı Beni Topla Anılardan’da
cuk çaresizliği, kentin dalgın caddeleri,
Aşkı “uçurumları yol belleyen o büyük çağlayan”
(Artshop Yayınları) şu dizeleriyle sesle-
yüreğimin bağlaması”.
olarak niteler ozan. “Aşk kaçmaktır bazen ateşinden/
nir okuyuculara: “Sıyrılıp gündüzün te-
Sisli, belirsiz, okuyucunun yorumuna
laşından sızmışsın geceye/ şiirle yıkan- yetindiklerinle yetinmeyerek/ ihanetindir kendine/ ar-
açık şiir anlayışını benimsemeyen ozan;
dında yarım hikâyeler bırakarak” dizeleri çekilen acı-
mış tazelemişsin dostlarla umudu”. Za-
sesten anlama yürüyen değil, anlamı ön-
ların belki de izdüşümüdür.
manın süzgeçinden geçerek çirkinlikle-
celeyen şiiri benimsemiştir.
ri elemiş, güzellikleri yüreğinde biriktir- “Her aşk tekdir/ ve ihanettir ötekine” dizeleri belki
Söylemek istediklerini, içinin sesini,
de aşk anlayışına farklı bir yaklaşımdır.
miştir. Gelecek günlere iyimser bakar.
kendi şiirini bularak sözcüklere dökmesi
Acemi Şair, Yaban Armudu kitaplarında Durmuş Taşdemir, yaşamı uzaktan izlemek yerine
şiirine estetik bir bütünlük kazandırır.
olduğu gibi bu kitapta bulunan şiirlerinde bilinçle yaşamak gerektiğine inanan ve inandığı doğ-
Yer yer özgün imgeler kullansa da bu ruları şiirleriyle toplumuna aktaran önemli bir ozan.
de Durmuş Taşdemir, sanatçıları toplumun
nedenle imge merkezli şiirden uzak du-
vicdanı olarak görür: “Ne yana dönsem ya- Hukuk bilgisi, deneyimleri ozana büyük bir özgüven
rur. Toplumcu gerçekçi yaklaşımıyla şiirde iletiye
ra/ kime baksam yaralı”. Aykırı bakmayı da öğretmiş- kazandırmış.
önem verir. Bu iletiler çoğu kez yaşanmışlıklardan, Bu kazanımlarla toplumsal olaylara, yaşama, insan-
tir yaşadıkları. Dönüp kendine sığınır.
Şiirin işlevsel olduğuna inanıyor ozan. Şair çıp - deneyimlerden süzülen özlü damlalar niteliği taşıyan lara bilgece yaklaşıyor. Bu yaklaşım ozanın şiirine ve
sözlerden oluşur.
lak olmalıdır ona göre. Kastlarından kurtulmalıdır anlayışına olumlu yansıyor; derinlik, tutarlılık kazan-
sonra. Şiirin adil olmasını, insan sesinin dinlerin dillerin Toplumsal eleştirilerinde öfke, kırıp dökme değil; dırıyor. Yeni kitabını merakla bekleyeceğim.
ötesinde duyulmasını ister. Genç ozanlara “Sözü arındır akıl ve söyleyiş yumuşaklığı egemendir. Ozan ola- Son sözü yine ozan söylesin:
havalandır/ paslı karanlıklarda ışıldasın” diye seslenir. rak asıl amacı az sözle yoğun anlamlara ulaşmaktır “şiirim karanlığa çakılan kıvılcım/ yürekte yankıla-
Bireysel gibi görünen acıları dile getirirken çarpıcı ki bunu başarır da. nan ses olsun/ buzulları eriten güneş olsun/ dolaşsın
saptamalarla diri tutmayı amaçladığı toplumsal çeliş- Mesleği gereği ömrü her suçtan soruşturma dosya- yurdumun sokaklarında/ sevgiyle dokunan el olsun”.
n
6 18 Ağustos 2022