Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kafkas seyahatinin bir müzesi olarak korunmaktadır.
“Avrupacılığından azap çeken Rus entelektüelinin has-
TEPKİLER...
Lermontov ya da kahramanı Peçorin oraya ilk gittiğin-
Lermontov yeni bir konu getirmemiştir edebiyata, Puşkin’in ta kişiliğiyle uğraşmayı bıraksaydı, muhtemelen Puşkin
de, oradaki sürgün ilericiler tarafından Puşkin anısına şiir
edebiyatında ve kişiliğinde beliren çelişkiyi yeniden edebi- gibi halkın gerçeğine yönelecekti sonunda, bunun birçok
yazmış bir kahraman olarak karşılanmıştı, ama romanın
leştirmiştir ve elbette, Rus taşrası yerine Rus sömürgesinde.
işareti vardı. Ama ölüm burada da engel oldu.”
hikâyesinde bunun herhangi bir izi yoktur.
Herhalde tam da bu yüzden, yani salt bir psikolojik in-
Vasili Rozanov ve on dokuzuncu yüzyılın başka eleştir-
Romanın bu kısmı kaplıcalarda bir baştan çıkarma id-
celeme olarak kaldığı için, roman beğenildiği ölçüde,
menleri Lermontov’un Dostoyevski ve Tolstoy üzerinde et-
diası ve anlamsız bir düelloyla gelişir. Egzotik bir sömür-
hem liberallerden hem muhafazakârlardan toplumsal in-
kili olduğunu belirtir. Raskolnikov ve Yeraltı İnsanı’ndan
ge ortamındaki bu lirik hikâyeyle, yazar bize oradaki ha-
celeme açısından zayıflığı nedeniyle eleştiri alır.
İvan İlyiç ve Anna Karenina’ya dek birçok karakterin psi-
yatın psikolojik sığlığını, yersizliğini hissettirir. Günümüzde unutulmuş bir olay, Buraçok adlı muhafazakâr
kolojisinin Peçorin’le akraba olduğunu söyler Rozanov.
bir eleştirmenin romana bir yanıt yazmış olmasıdır. “Ro-
BİR KİŞİNİN DEĞİL, BÜTÜN BİR
manın dış yapısı iyi, üslubu iyi, içeriğiyse büyük ölçüde
EDEBİYATTA ŞİİRLE DÜZYAZI
KUŞAĞIN KÖTÜLÜKLERİNİN PORTRESİ!
romantik, yani temelde yanlış; sebepler, araçlar, olgular,
ARASINDAKİ MÜCADELEYİ ÇÖZÜME
Lermontov eserin ikinci, 1841 baskısına esere yönelik
sonuçlar ve hedef arasında en ufak ahenk yok, yani roma-
KAVUŞTURAN KİŞİYDİ!
eleştirilere bir yanıt olarak koyduğu önsözde, deyim ye- nın iç yapısı işlemiyor: fikir yanlış, eğilim çarpık... Bütün
rindeyse küstah bir üslupla çağın hastalığını teşhis ettiği- Fakat Lermontov’un asıl etkisini, 1924’te Eyhen-
roman kesintisiz sofizmlerden oluşan bir epigram gibi, o
ni söyler. Kötü bir karakterin anlatılması ve herhangi bir baum dile getirmiştir: Lermontov o çağda, yani Rus
yüzden Rus halkı, felsefesi, dininden eser yok” diyen Bu-
çıkış yolu, bir açıklama verilmemesi kasıtlıdır. “Roman raçok, ayrıca aynı isimle, eksik olduğu bu öğelere yer ver-
şiirinin Puşkin’in vardığı en ileri noktada, edebiyatta
bir portredir” der Lermontov ama bir kişinin değil, bütün
diği bir yanıt romanı yayımlamıştır.
şiirle düzyazı arasındaki mücadeleyi çözüme kavuşturan
bir kuşağın kötülüklerinin portresidir. Bu tür eleştiriler ve bu roman günümüze kalmazken,
kişiydi.
Yazar çağın insanını anladığı şekilde tasvir etmeyi yeğ- Lermontov’un romanının günümüze kalmış olmasının,
Puşkin’in Rus düzyazısının kurucusu olduğu sıkça
lemiştir, hastalığın nasıl tedavi edileceğini Tanrı bilir. Ye- bunların yetersiz olması dışında iki temel nedeni var.
söylenir, ama Lermontov onun olanaklarını geliştiren kişi
raltı İnsanı’nın konuşmasının esin kaynaklarından biri bu Birincisi, Puşkin: Lermontov edebiyatının Puşkin’in ya-
oldu:
tavırdır. Fakat diğer yandan, daha bir yıl önce Puşkin adı-
pıtının bir devamı olarak gelişmesi. İkincisiyse, tümüyle
Yüzbaşının Kızı’yla Zamanımızın Kahramanı’nı
na açık adalet çağrısı yapmış olan Lermontov’un açık her- Lermontov’un edebi etkisine aittir.
kıyaslayan okur, ikincisindeki anlatım gücünün çok da-
hangi bir toplumsal eleştiriden yoksun kötülük tasviri yap-
ha farklı olduğunu görecektir. Rus klasik romanı bu yeni
ması tuhaftır. DOSTOYEVSKİ: ‘LERMONTOV, PUŞKİN’İN
biçimden etkilenmiştir.
Ayrıca romandaki kötülüğün özü Yevgeni Onegin’de DEVAMIDIR!
Zeynep Zafer, Tolstoy’un aradığı yeni sanatsal şekli
tasvir edilenle örtüşür: Onegin’in Tatyana’yla ilişkisi ve Lermontov’un Puşkin’in devamı olduğunu Dostoyevski
kısa öyküde bulan yazar olduğunu söylemişti; Lermontov
arkadaşı Lenski’yi düelloda öldürmesiyle Peçorin’in Bela de söyler; edebiyatını beğendiği Lermontov için 1877’de
ve Meri’yle ilişkileri, düelloları birbirini yankılar. şu hükmü vermiştir: da Puşkin’in düzyazıda aradığı çözümü bulan kişidir. n
DOMINIC HEAD’DEN ‘MODERN ÖYKÜ-TEORİK VE PRATİK BİR ÇALIŞMA’
Modern öykünün serüveni!
Modern Öykü-Teorik ve Pratik Bir Çalışma (Çeviren: Arzu Eylem / NotaBene Yayınları), öykü türünün, edebi
modernizmin özünü içerdiğine ve yirminci yüzyıl deneyiminin epizodik doğasını yansıtmada büyük bir potansiyele sahip
olduğuna inanan Dominic Head’in öykünün modern eleştiri kuramlarında hak ettiği değerin verilmediğinin altını
çizdiği bir çalışması. Bu tutumun nedenleri üzerinde dururken pek çok kuramı ve kuramcıyı da incelemesinin
merkezine alan, öyküye “özenli modern biçim” diyen ve türün hâkim ideolojiyle doğallığında çatıştığını iddia eden
Head, bakışını Althusser, Jameson, Bakhtin, Eagleton gibi düşünürlerle bütünlerken Joyce, Woolf, Mansfield,
Lewis ve Lowry’nin metinlerini de çözümlüyor.
wen, öykünün karakter analizi için kul-
NİHAT KOPUZ
lanılamayacağını, bu işin büyük portrey-
le ilgilenen romancının alanına girdiği-
ROMAN-ÖYKÜ İKİLEMİ
ni imler.
Modern Öykü-Teorik ve Pratik Bir Ça-
Head, bu fikrin belirli bir ölçüde ger-
lışma (Çeviren: Arzu Eylem / NotaBe-
çeklik taşısa da çarpıtma içerdiğini ve in-
ne Yayınları) adlı çalışmasında, edebi bi-
dirgeyici olduğunu söyler.
çimlere ilişkin tek bir tanım yoluna gitme-
nin biçimlerin sürekli bir değişim içerme-
leri nedeniyle sağlıklı olmayacağını belir- ÖZENLİ MODERN BİÇİM: ÖYKÜ!
ten Dominic Head, modern bir kurmaca
Çalışmasının iskeletini bu düşünceler ve
olmasına karşın öykünün, eleştirmenlerce
karşı çıkışlar üzerine kuran, pek çok kuramı
ihmal edilişinin nedenlerinden biri olarak
ve kuramcıyı da doğru ve yanlışlarıyla ince-
roman-öykü ikilemini gösterir.
lemesinin merkezine alan, öyküye “özenli
Bu bağlamda öykünün yanlış bir yer-
modern biçim” diyen ve türün hâkim ide-
de konumlandırıldığını savunan yazar, öy-
olojiyle doğallığında çatıştığını iddia eden
künün kilit unsuru olarak yoğunluğunu ve
Dominic Head, bakışını Louis Althusser,
abartma becerisini görür. Pek çok eleştir-
Fredric Jameson, Mikhail Bakhtin, Terry
menin anlatının uzunluğuna göre hareket
Eagleton gibi düşünürlerle bütünler.
ederek öyküyü roman karşısında konum-
anlatamaz” görüşüdür.
Yazar sonraki bölümlerde, metinlerini çö-
landırdığını ve böylece öykünün ne olduğu hakkında de-
Head, on dokuzuncu yüzyıl romanlarıyla öykü türünü
zümlediği J. Joyce, V. Woolf, K. Mansfield, W. Lewis ve M.
rin bir yanılgıya düştüklerini belirtir.
karşılaştırmak böyle bir yanılgıya düşmeyi kolaylaştırsa
Lowry gibi öncül isimleri merkeze alarak önceki bölümde
Hacimden yola çıkan eleştirmenlerin öyküyü daha kısa
da, yirminci yüzyılın modern romanlarına baktığımızda
ortaya koyduğu teknik konuların pratik araştırmasını yapar.
ve değersiz bir tür olarak romana bağlamalarını eleştiren
-sadece bir günü anlatan romanlar gibi- bu tutumun da
Joyce ile ilgili bölümde Dublinliler’i inceleyen Head,
Head şunları söyler:
hatalı olduğunu gösterir.
Woolf ile ilgili bölümde yazarın öykülerindeki deneysel-
“Öykünün uzunluğunu salt romana göre tanımlama
lik üzerinde durur.
tavrı bariz şekilde yetersizdir. Tümüyle niceliğe bağlı
BÜTÜNLÜK ESTETİĞİ
Mansfield ile ilgili bölümde öykülerinin merkezini teş-
her kıyaslama, yalnızca mantıksızca ‘uzun -daha- iyidir’
Yazarın karşı çıktığı bir diğer görüş bütünlük esteti-
kil eden muğlak karakterizasyon meselesine kafa yo-
yargısını besler ve asıl meseleyi göz ardı eder.”
ğine ilişkindir. Bütünlük estetiğinin kilit yönü, öykünün
Yazara göre roman-öykü karşılaştırmasında eleştir- ran yazar, Lewis’e ayırdığı bölümde ise Vahşi Beden ve
menlerin içine düştüğü diğer bir yanılgı da “Öykü tam tek karakter üzerinde yoğunlaştığı fikridir. Lowry’nin Bizi Yaşadığın Cennetten Duy Ey Tanrım adlı
uzunlukta bir anlatı değilse, tam uzunlukta bir yaşamı da
Öykü-roman ayrımına bu açıdan bakan Elizabeth Bo- yapıtlarını ele alır. n
8 28 Temmuz 2022