Katalog

Desen: CHIARA BAGLIONI Meraklı, sevimli ve kararlı! Küçük Dedektif Ciccio, barındırdığı on kısa öyküyle okurunu bir yandan suç, kabahat kavramları üzerinde düşünmeye çağırırken, bir yandan da hayatta hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığı gerçeğini de aklımızın bir köşesine yazarın el yazısıyla not ediyor. Çoğu olayda “kanıt” diye sunulanların aslında hedef şaşırtmaya yönelik oluşunu hepimiz biliriz. Bu yalın gerçeğin yol açıcılığında Ciccio’nun ardına düştüğünüzde, biliyorum, siz de kendi gerçekliğinize kolayca dönüvereceksiniz. yaka silktiği akran zorbalığına küçük, Tam da bu noktada on öykünün ta- sunun yol açıcılığında birbiri ardınca Y. BEKİR YURDAKUL zararsız bir girişimle son verdim. mamında karşımıza çıkan hiçbir “suç koşup gelen on sıcak öyküyü bir so- Ciccio’nun, özellikle akranları arasın- mahalli”nin bize “yabancı” gelmeyişi- lukta okurken arkadaşlık, çevre, ai- daki sorunları çözerken ni, yazarın ve dolayısıyla yapıtı dilimi- le, dostluk ve sevgi gibi kavramlar da erkesin -belki biraz da tom- sergilediği sakin, dikkatli, ze kazandıran Ezay Akyıldız’ın başarı- neredeyse her öyküde yeniden göz bik olduğundan- “Ciccio“ (Cic- nezaketli tavrı ve “kazan sı olarak kaydedelim şuracığa. kırpıyor size. Araya giren küçük du- H cio, Sicilya’da Francesco’nun - kazan” tutumu, bu düşsel / kurgu- Evet, daha çocuk yaşta, okulla ta- raksamalarsa olayı Ciccio’dan önce kısaltılmışı) diye çağırdığı kahramanı- sal kahramanı bir gerçekliğe taşıma- çözme hevesinden öte değil. nıştığı ilk yıllarda (belki daha da ön- mız yufka yürekli, meraklı, çevresinde mı kolaylaştırdı. ce) aklına koymuştur Küçük Dedektif Ciccio’yla yolcu- olup bitenlere bambaşka gözlerle ba- İlkokulun ilk yıllarıydı, polis olmayı kahra- luğumuzu anlamlı, neşeli kılan kan bir çocuktur. sınıf yok aklımda, arka- başka bir etmen de kuşkusuz manımız; onun Aklına polis olmayı koymuştur bir daşlarımızdan birinin he- kimi sayfalarda ansızın karşı- kez. Ona kalsa, bir de çözüme ka- pimizinkinden biraz fark- mıza çıkan, öykülerle yolculu- vuşturduğu olaylara bakarsak çok- lı, dedesinin armağanı kale- ğumuza ölçülü eşliğiyle renk tan “olmuş”tur da sırada “polis mü- mi derslikte yitince öğretmenimiz katan resimler. fettişliği” vardır. Ne ki hırslı, gözü baş- hepimize çektirdiği saman çöp- ka bir şey görmez bir çocuk da değil- leriyle kalemi kimin aldığını bulup DÖNÜP YENİDEN dir Ciccio. çıkarmıştı. BAKALIM HAYATA Onun için “biraz tombik” oluşu da Çöplerin hepsi aynı boydaydı ama nasıl Çocukları; bir şey be- dert değildir; arkadaşlarının, ailesinin olmuşsa kalemi aşıranın çöpü “uzamış”tı. ceremez, akılları yetmez, ona seslenişi gibi o da kendisini ge- Çünkü bu hatayı yapanın çö- “olup olmadık yerlerde ko- nellikle “Ciccio” diye tanıtır. pünün uzayacağını söyleyin- nuşup durmaları hoş de- Hayata farklı bir pencereden bak- ce öğretmenimiz çöpünü kısalt- ğil” vb. yaklaşımlarla tanım- manın ve olayları şıpınişi çözmenin mıştı o arkadaşımız. layan çağımız yetişkin anlayışına da keyfi öylesine doldurmuştur ki dünya- Yine de öğretmenimiz o kişiyi hepimi- ince dokundurmalarda bulunan yazar sını lakap falan da umurunda değildir zin önünde deşifre etmemiş, kaybolan Carlo Barbieri, iş yaşamının vazgeçil- Ciccio’nun. kalemi sessizce sahibine ulaştırmıştı. mezi haline gelen özensiz ve haksız Bütün bunların yanı sıra her yönüy- Çünkü öğretmenimiz de -yıl- yaklaşımları da satır aralarına ustaca le “istenen bir çocuk” olduğu da sa- lar sonra yeniden anımsadım; tıp- yerleştirdiği (elbette çocuklara yönelik nılmasın. Çünkü Ciccio da her çocuk kı Ciccio’nun dedesi gibi- biliyordu ve zekice) göz kırpışlarla anımsatma- gibi zaman zaman ödevlerini aksa- “hırsızlık”, zorbalık yapanların aslında dan geçmiyor. tır, okulun tatil oluşuna bayılır, arada mutsuz çocuklar olduğunu... Dolayısıyla Küçük Dedektif Cic- tembellik (aslında “oyun”) hakkını kul- cio, yaşadığımız (içinde hapsolduğu- lanmak ister. HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ muz) hayatın renklerini ıskalama- Ele avuca sığmaz haliyse düşlerini GİBİ DEĞİL! yalım çağrısının yanında başarı- süsleyen merakı ve her geçen gün ar- Küçük Dedektif Ciccio, barındır- sızlıkların, çatışmaların, haksız- tan tutkusuyla açıklansa yeridir. dığı on kısa (gerçekten “kısa”) öy- lıkların yeşerdiği ortamlar üzeri- küyle okurunu bir yandan suç, ka- ne de yeniden düşünmeye ça- SAHİCİ BİR KAHRAMAN Okuduğumuz her kitap bizi ne çok bahat kavramları üzerinde düşünme- ğırıyor bizi. ye çağırırken bir yandan da hayat- Hayal gücümüz -tıpkı Ciccio yolculuğa çıkarır! Küçük Dedektif Ciccio’yu okurken de aynı varsıl yol- ta hiçbir şeyin aslında göründüğü gi- gibi- gerçekte olup bitenle- bi olmadığı gerçeğini de aklımızın bir ri gözümüzde canlandırmaya culukların birinden bir başkasına ge- bu he- zip durduğumu itiraf etmeliyim. köşesine Ciccio’nun (aslında Carlo yaşam boyu yol göstersin. vesi aklı- Bir gün bir tren yolculuğunda Barbieri’nin) el yazısıyla not ediyor. Ve kimse kimsenin önünde, mıza, yaşam- Çoğu olayda “kanıt” diye sunulan- değil başı yerlere değecek ka- Ciccio’yla aynı kompartımanı payla- daki başarının ar- şırken başka bir gün okulunun (elbet- ların aslında hedef şaşırtmaya yönelik dar, hiç eğilmesin! n kasında yatan tutkuyu, bir ka- oluşunu hepimiz biliriz. te kendi okullarımın da) koridorların- rarın ardına aşkla, hevesle düşmeyi da, dersliklerinde, spor salonlarında Bu yalın gerçeğin yol açıcılığında Küçük Dedektif Ciccio / Carlo Bar- ve asla vazgeçmemeyi getiriyor ister Ciccio’nun ardına düştüğünüzde bili- bieri / Resimleyen: Chiara Baglioni onunla birlikte ya bir (hadi “hırsızlık” istemez. Öğrenmekte, başarıda her demeyelim) “aşırma” olgusunu çözü- yorum, siz de kendi gerçekliğinize ko- / Çeviren: Ezay Akyıldız / Hayalkur- zaman kilit rol oynayan merak duygu- me kavuşturdum ya da öğrencilerin layca dönüvereceksiniz. du Yayıncılık / 158 s. / 8+ / 2022. 12 Mayıs 2022 22