Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ATAOL BEHRAMOĞLU’NDAN ‘CEZAEVI GÜNCESI’
‘Hapishanede Bir Sabah Türküsü’
Yazar günlükleri de anılar 7 Nisan 1982 ile 26 Aralık 1982
gibi tarihe ışık tutan edebi tarihleri arasında Maltepe
metinlerdir. Yazarın o ve Sağmalcılar cezaevlerinde
dönemdeki düşünceleri ve tuttuğu güncesi de tam kırk
hikâyesi kadar yazıldığı yıl sonra Tekin Yayınevi
dönemin ruhunu da ortaya tarafından yayımlanarak
çıkarmak mümkündür bu okuyucularla buluştu. Ataol
metinlerden. 12 Eylül darbesi Behramoğlu ile Hapishanede
sonrasında düşüncelerinden Bir Sabah Türküsü ismi
dolayı tutuklanan Ataol ile yayımlanan “Cezaevi
Behramoğlu’nun Güncesi”ni konuştuk…
arkadaşımızın transistörlü radyosundan “Those
OKAN TOYGAR
were the days” adlı şarkı yükseldi. Onun duy-
gusal etkisiyle o şiiri yazdım.
‘GÜNCE, BİR İNSANIN HAYATINI
Özgürlük için mücadele eden kişilerin önce
İLGİLENDİREN, ÖNEM VERDİĞİ
kendi kimliklerinde, kendi beyinlerinde özgür
OLAYLARIN BİR BÜTÜNÜ’
olmaları lazım. O da hoşgörü, özveri, özeleşti-
n Öncelikle şunu sormak istiyorum: Neden
ri demektir. Bir takım bilgilere sahip olmak tek
“günlük” değil de “günce”?
başına bir şey ifade etmeyebilir. Özgür insan
Bunu ben de düşündüm. Bunu tamamen dilsel
olmak bana göre daha geniş bir kavram.
bir olgu olarak düşünüyorum. Günlük kelimesi-
“O dönemden bugüne bakıldığında hangi
nin başka anlamları da var. Günlük işler, günlük
noktaya geldik?” sorusuna, belki daha da geri-
notlar gibi… Ataç da “günce” kelimesini kul-
ye gidildi diyebilirim. Güncede o dönemin ay-
lanmış biliyorsunuz. Ben de günce otursun isti-
dınını eleştirmiş olsam da o günlerde bütünsel
yorum. Ayrıca günce günlüğün ötesinde bir şey.
bir beraberlik olgusu vardı.
n Cezaevi güncenizin içinde neler var?
1990’lardan, 2000’lerden sonra “yetmez ama
Her şey var. Cezaevindeki yaşantımın bir dö-
evetçiler” gibi aydınlar arasındaki utanç veri-
kümü gibi. Kişisel hayatım, sıkıntılarım, sevinç-
ci bölünmelere şahit olduk. Bugün de bu bölük
lerim, beklentilerim, okuduğum kitaplar, onlar-
pörçük görünüm devam ediyor.
dan aldığım notlar, yazdıklarım ve yazmayı ta-
sarladıklarım var.
‘AYDINLARIMIZIN HALKIYLA PEK
n Sadece o dönemde mi günce tuttunuz?
İLGİLİ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM’
1980 darbesi belli ki hesaplanmış, planlanmış bir ha-
Hayır. 1960’lı yılların ortalarından itibaren
n Evet… Gerçekten de cezaevinde birlikte olduğunuz
reketti. Emekçilerin 1960’lı yıllarda edindikleri ve za-
aralıklı da olsa üzerine tarih koyarak aldığım notlar var.
aydınlara yönelttiğiniz ciddi eleştiriler var kitapta. “Ay-
manla zaten tırpanlanmış haklarını tamamen ortadan
Stendhal için “Kendi benliğini daha iyi anlamak için
dınlarımızın genel düzeyi hakkında önemli gözlemlerim
kaldırmak, Türkiye’de sol düşünceyi, özgürlükçü dü-
hatıra defteri tutmaya başladı” deniyor bir yerde…
oluştu” dedikten sonra onların halktan insanlar kadar
şünceyi sindirmek için planlanmış bir hareket.
Güncede de yazmışım bunu ve bir ilave yapmışım: “Ara-
zenginlikler taşımadıklarını belirtiyorsunuz.
Barış Derneği’ne de ülkeyi ortadan
da bir okumak koşuluyla, iyi bir yöntem…”
Bu düşüncelerinizde bir değişiklik var mı bugün?
kaldırmaya çalışmak iddialarıyla dava-
Gerçekten de bu notlar tekrar dönüp
Bugün de aynı kanaatteyim. Bana göre aydınlar daha
lar açıldı. Komik şeyler… Amaç gözdağı
okunduğunda aradan geçen zamanın bazı
vermekti. Bunun için de seçilmiş aydınlar düz çizgili insanlardır. Burjuva, küçük burjuva çevresin-
şeyleri değiştirdiğini görüyorsunuz. Sanki
den olan kişilerdir.
vardı. Onları aldılar içeri.
hem kendini hem de başka birini okuyor
Herkes kendince bir bedel ödedi. Be- Halk insanının yaşamının daha zengin olduğunu düşü-
gibisin. İlginç bir şey bu.
nim hisseme de oldukça ağır şeyler düştü. nüyorum. Aydınlarımızın kendi halkıyla da pek ilgili ol-
Ben açıkçası okurken bu notların o günleri
Bir yıla yakın hapiste kalma dışında, yıl- madığını düşünüyorum.
bana tekrar yaşattığını ve insanın bir anlam-
larca süren yurtdışı sürgünü… Bunlar zor
da bütünselliğini sağladığını düşünüyorum.
süreçlerdi… ‘BU BİR EDEBİYATÇININ GÜNLÜĞÜ, BİR
Günce tutmak bu açıdan önemli.
Günce okunduğu zaman insanın uğra- SİYASET ADAMININ DEĞİL’
n Türk ve dünya edebiyatına baktığı-
dığı haksızlık karşısında neler hissettiği,
n Günlüğünüze “Bir ay ve birkaç gündür Kartal-
mız zaman daha çok romancıların gün-
kendisiyle nasıl bir ayakta kalma müca- Maltepe tutukevindeyim. Aklımda günlük not yaz-
lük notlar tuttuğunu görüyoruz. Günlük-
delesine giriştiği, yılmamak, yıkılmamak,
lerin de romanlar gibi düz metinler ol- mak yoktu. Az önce Flaubert üstüne bir yazı okuyun-
ümidini kaybetmemek için, verimli olma- ca, notlar almaktan kendimi alamadım yine” cümlesi
ması dışında başkaca nedenleri olabilir
ya çalışmak için nasıl bir çaba harcadığı
mi bunun? ile başlıyorsunuz.
görülecektir. Bir anlamda da örnektir…
Sonrasında da okuduklarınızdan fazlasıyla bahsedi-
Romancının günlüğünü günceden farklı
bir şey olarak görüyorum. Kitabının geliş- yor, Türk ve dünya edebiyatından sayısız örnekler ve-
tirilmesi yönünden aldığı notlardır onlar. Dostoyevski ve ‘80’LERDE BÜTÜNSEL BİR BERABERLİK riyorsunuz.
OLGUSU VARDI’
Tolstoy’da öyledir örneğin. Yazarın notları gibi. Okur, 12 Eylül faşizminin cezaevinde alıkonulmuş
Günceyi ben daha çok bir insanın okuduğu, düşündü- n 19.5.1982 tarihinde cezaevi güncenizde şöyle yaz- olan Ataol Behramoğlu’ndan o dönemin siyasi hare-
mışsınız: “‘İnsana yaraşan özgürlüktür…’, ‘Zindanda
ğü, üzerinde durduğu, hayatını ilgilendiren, önem verdi- ketliliğine uygun yorumlar okumayı beklerken edebi-
ği olayların bir bütünü olarak görüyorum. Bunu şair de Bir Pazar’ adlı şiirlerimdeki bu dizeyi seviyorum. Ka- yat ağırlıklı satırlarla karşılaşıyor.
yazar da tutabilir.
falardaki zincirleri de atarak özgür olabilmek gerek. Bu bir edebiyatçının günlüğü, bir siyaset adamının de-
Özellikle biz aydınlar için, yapılması gereken bir şey
ğil. 12 Eylül hapishanesinin tasvirini yapmak için yaz-
ÖDENEN BEDELLERİN VE DİRENCİN İFADESİ
bu. Ve Türkiye’nin, her anlamda özgür insanların ül- madım bu günceyi. Dolayısıyla daha çok okuduğum ki-
n Gelelim güncelerin yazıldığı 12 Eylül dönemine. kesi olabilmesi için bakalım nerelerden geçilecek…”
taplar üzerine düşüncelerim yer almış güncede.
Bir yerde “Halk belki hiçbir zaman bu kadar ağır bir si- O dönemden bugüne bakıldığında hangi noktaya Herhangi bir çekinceyle siyaset tahlili yapmamış de-
yasal ve ekonomik baskı altında kalmadı” diyorsunuz. geldiğimizi düşünüyorsunuz?
ğilim. Ayrıca özellikle çocuğuma duyduğum hasretten
O dönemi, o dönemin sizdeki yansımalarını anlatır “İnsana yaraşan özgürlüktür…”, bir şiirimin bir dize- dolayı buna neden olanları şiddetle lanetlediğim satırlar
mısınız?
sidir. Bir pazar günü, o karanlık Maltepe zindanında bir da var güncede.
n
14 12 Mayıs 2022