Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÖNDER AKER VE ŞÜKRAN SONER’DEN
‘EMEĞİN 17 YILLIK KAZANIMLARININ DOYUMSUZ GERİ ALINIŞ ÖYKÜSÜ’
‘İşçiyim Haksızım’
Türkiye’de sendikal hakların gelişimi açısından
1961 Anayasası, tam anlamıyla bir “milat” olmuştur.
Bu özgürlük ortamında filizlenen Türk-İş ve DİSK gibi
konfederasyonlar, Türkiye işçi hareketinin temel dayanak
noktaları kimliğini kazanmışlardır. 12 Eylül sonrası her
alanda yaşanan toplu yıkımdan sendikal hareket ve işçi-
emekçi hakları da payına düşeni almış, kazanımlar yerini
piyasanın insafına bırakmıştır. Önder Aker ve Şükran
Soner’in birlikte kaleme aldıkları ve ilk kez 1989’da
yayımlanan İşçiyim Haksızım (Cumhuriyet Kitapları)
adlı kitapta, Türkiye’de işçi haklarının günden güne
nasıl budandığının öyküsünü yazarların birinci elden
tanıklıklarıyla okuyacaksınız.
Ama işçilerin böyle bir seçeneği yoktu. temellere oturmaya yönelmiş bir devlet keri Yargıtay kararıyla aklandılar.
FAZIL SAĞLAM
Onlar için anayasal ve yasal kayıplar ya- düzeni’ yaratmak amacı güttüğü aşikârdır.
şamsal bir önem taşıyordu. DİSK’in Türk- ‘Daha sağlam temeller’ ise anayasadaki DARBE, PARTİ KAPATMALAR,
‘BEN DEVLETİM, KÖLELEŞTİRİRİM’
İş’den kopması, dışarıdan iç çatışma izle- ilkelere sahip çıkacak örgütlenmiş sosyal AYM, HİZMET BİNALARI VE
Şükran Soner’in Önder Aker’le birlik-
nimleri, ama baskı yoğunlaştıkça karşılıklı güçler demektir.” ÇAĞRIŞIMLAR...
te seksenli yılların sonuna doğru yaptıkla-
dayanışma ve destek... Bu bağlamda ekleyeceğim son bir çağrı-
rı o ilginç çalışma, iş hukuku ve işçi çev-
SALTIK’TAN CEMAL’E: şım var. SBF’de doktor asistan olarak gö-
relerine hiç de yabancı değildi. Çalışmala-
15-16 HAZİRAN 1970
‘TRİBÜNLER BOŞ KALDI!’ rev yapıyorum. AYM’den bir öneri aldım.
rın başlıkları, içeriğini çarpıcı bir biçimde
BÜYÜK İŞÇİ DİRENİŞİ! Ama Türkiye’nin sosyal güçleri bu Lozan’da yapılacak Avrupa AYM’leri
yansıtıyordu: Ben Devletim Köleleştiririm
Kitapta 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi anlayışa erişebilmiş değildi. Sosyal güç- Konferansı için Almanca hazırlanması ge-
/ İşçiyim Haksızım.
Direnişiyle ilgili anlatımlar, bir başka çağ- lerin TİSK kanadına egemen olan görüş, reken ulusal bildiriyi, mahkemeye yönel-
Bu çalışmalar İşçiyim Haksızım (Cum-
rışım kaynağı oldu. Bu direnişin ana moti- başkanı tarafından şöyle dile getirilmişti: tilmiş sorular çerçevesinde metne dönüş-
huriyet Kitapları) başlığı altında yeniden
fi, DİSK’in bir yasa ile saf dışı bırakılma- “Yirmi yıl bizim anamız ağladı. Şimdi sı- türmem isteniyordu. Onur duyacağımı be-
yayımlandı. Kitap “Önsöze Önsöz” ile
sıydı. Yasanın belli maddeleri TİP tarafın- ra onlarda.” lirterek bildiriyi tamamladım. Lütfedip be-
başlıyor. Bu önsözde eski çalışmanın ya-
dan Anayasa Mahkemesi (AYM) önüne ta- Kitapta, çalışanların anayasal haklarının ni de birlikte Lozan’a götürdüler.
pısına dokunmadan o dönem anlatılanlara
şındı, Mahkeme, 1972 yılın- 1982 Anayasası’nda TİSK O dönemde AYM’nin hizmet binası, ar-
bugün edinilen yeni bilgiler ekleniyor.
da ilgili maddelerin iptaline talepleri doğrultusunda na- tan gereksinimlerini karşılamaktan uzak-
1961 Anayasası ile gelen hak ve özgürlük-
karar verdi. Sonuçta “büyük sıl budandığı örnekleriyle tı. Bu arada mahkemeye, kapatılan Ada-
ler, çalışma yaşamını canlandırdı ve işçi ha-
işçi direnişi” haklı çıkmıştı. açıklanıyor. let Partisi’nin yeni binası önerilmiş. Baş-
reketine yeni bir ivme kazandırdı. Kitapta bu
12 Eylül Darbesi, kan Şevket Müftügil yolculuk sırasında
yükselişin aynı anayasal süreç içinde nasıl
DEMOKRASİ VE TİSK’in taleplerini anayasa- fikrimi sordu. “Aman Sayın Başkan, sakın
geriletildiğinin hüzünlü hikâyesini izliyoruz.
ÖZGÜRLÜK! ya aktarırken, karşı sosyal böyle bir şey yapmayın, parti kapatma si-
Önümüzde bir dönemin “resimler ge-
On yıl sonra gelen 12 Ey- güçlerden biri olan DİSK’in zin münhasır yetkinizdeyken tüm partiler
çidi” sergileniyor. Seyfi Demirsoy baş-
lül, hiçbir ayırım yapmadan yöneticilerini idam talebiyle 12 Eylül askeri darbesince kapatıldı. Sizin
kanlığında Türk-İş’in ilk dönemleri,
işçi hareketine ve sol düşün-
yargılamaya başlamıştı. oraya geçmeniz, Darbeyi bu yönüyle meş-
“Ankara’da Türk-İş var” sloganının inan-
ceye darbesini vurdu. Kitap- 24 Aralık 1981 günü başla- ru kılar” diye cevap verdim. Zaten başkan
dırıcı yaygınlığı...
ta Aker bunu şöyle açıklıyor: yan duruşmalarla ilgili çarpı- da aynı düşüncedeydi.
Okurken belli bölümler, kendi yaşa-
“Demokrasi ve özgürlük, ka- cı bir pasajı kitaptan aktarıyo- AYM, Adalet Partisi’nin yeni binası-
mımdan paralel çağrışımlar yarattı. İlk
zanılan şeylerdir, verilen de- rum: İstanbul Sıkıyönetim Ko- na geçmedi. AYM üyeliğine atandığımda,
çağrışımla başlayayım:
ğil. Öyle olsaydı, 1961 Ana- mutanı Haydar Saltık’tan Ha- mahkeme, Simon Bolivar Caddesi’ndeki
Yükseköğrenimimin ikinci yılında 1961
yasası hâlâ yürürlükte olur- san Cemal’e: “Haberi man- hizmet binasında görev yapıyordu. Göreve
Anayasası’nın yürürlüğe girmesiyle ufkumu-
du. Verilen şey geri alınır. şetten verdiniz. Biz de çok bü- başladıktan sonra o binanın DİSK’e bağlı
zu açan ve zenginleştiren bir aşamaya gir-
Ama kazanılan şey, kolayca yük hazırlıklar yaptık. Ama Genel İş Sendikası’nın eğitim merkezi ola-
miştik. O zamana dek ancak kitaplarda oku-
geri alınamaz.” tribünler boş kaldı.” rak inşa edildiğini öğrendim.
duğumuz kavramlarla burun buruna geldik.
Bu satırlar bana Mümtaz Soysal’ın
Gerçi bina AYM’ye doğrudan tahsis
Sosyal devlet, sosyal haklar, emeğe say-
1969’da yayımlanan “Dinamik Anayasa YALNIZ BIRAKILAN DİSK, edilmedi. Kayyum yönetimindeyken, DPT
gı, hukuk alanında hissedilir bir varlık ka-
Anlayışı”nı çağrıştırdı: Umut vaat eden bir DÖNEMİN AĞIR KOŞULLARI için kamulaştırılmış, DPT’nin ihtiyacı-
zanmaya, grevli ve toplusözleşmeli sendi-
kal haklar da bunun motoru işlevini yerine anayasanın hangi koşullarla ayakta kalabi- VE HÜZÜNLÜ HİKÂYELER... nı karşılamayacağının anlaşılması üzerine,
leceğini daha o tarihte yazmış: Yüz binleri sokağa döken DİSK’in nasıl başka kamu kuruluşlarına aktarılmıştı.
getirmeye başlamıştı. Bu atmosfer, beni iş
“Burjuvazinin klasik özgürlüklere ya da iş yalnız bırakıldığı ima ediliyordu. Doğru- Sonunda 1983’te AYM’ye tahsis edildi.
hukukunda doktora yapmaya özendirdi.
Doktoramı Köln’de tamamladığım sı- hayatında liberalizmi sağlayan ilkelere ya- su bu imada gerçek payı da yok denemez- Ama inşaatın tamamlanması 1989’u bul-
pışması gibi, işçi sınıfı da eninde sonunda di. Ama o dönemin ağır koşullarını, duruş- muş. Mahkeme 2009’a kadar orada görev
rada araya 12 Mart girdi. Artık 1961
sosyal adalet ilkesinin, ekonomik hak ve öz- ma salonunun dondurucu soğukluğuna eş- yaptı. Her hatırladığımda içim burkulmuştur.
Anayasası’nın büyülü atmosferi dağıl-
mış, demokrasi ve sosyal hukuk devle- gürlüklerin savunucusu olacaktır. Anayasa- lik eden hüzünlü hikâyelerini Soner’in ka- Biliyorum, bendeki çağrışımlar olayların
ti ilk darbelerini almıştı. Bunun ilerideki nın ayakta duruşu da ancak böyle bir ‘sos- leminden okumanız daha doğru olur. canlılığını tam yansıtmıyor. O canlılığı ve bu-
12 Eylül’ün habercisi olduğunun o sıralar- yal güçler dengesi’ sayesinde olur... DİSK yöneticileri sıkıyönetim mahke- ruk hüznü ancak kitabı okurken hissedebilir-
da tam ayırdında değildik. Bu gelişme, ilgi Türk toplumunun tarihsel gelişme çizgi- meleri tarafından yüksek cezalara mahkûm siniz. Eminim her okuyanda kendi yaşamıy-
alanımı anayasa hukukuna çevirdi. si açısından bu anayasanın ‘daha sağlam edildiler. Ama yıllar sonra 1991 yılında As- la bağlantılı benzer çağrışımlar uyanacak.
n
10 28 Nisan 2022