Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Tezer Özlü’den Leylâ Erbil’e Mektuplar’
Edebiyat dünyasında az rastlanır iki kadın yazarın birbirlerine mektup yazmaları. Mektuplar, insanın iç dünyasının aynasıdır:
o aynadan yazanın birçok özelliğini hatta karakterini çözümlemek olanaklıdır. Tıpkı usta edebiyatçı Leylâ Erbil’in (12 Ocak
1931 - 19 Temmuz 2013) dostu, usta edebiyatçı Tezer Özlü’nün (10 Eylül 1943 - 18 Şubat 1986) ölümünden sekiz yıl sonra
okuyucularla buluşturduğu Tezer Özlü’den Leylâ Erbil’e Mektuplar’da (Yapı Kredi Yayınları) olduğu gibi.
fazla dayanamayan, yaşamı acıyla, ölüm-
NURBANU KABLAN
le, intihar duygusuyla geçen Tezer Özlü
çareyi ülke topraklarını terk etmekte bu-
ERBİL İLE ÖZLÜ’NÜN
luyor ve Hans Peter ile İsviçre’nin Zürih
BİRBİRLERİNE VERDİKLERİ
kentine yerleşerek orada evleniyor.
İKİ SÖZ!
Leylâ Erbil’in (12 Ocak 1931 - 19 Tem-
İLK MEKTUP BERLİN’DEN
muz 2013) dostu Tezer Özlü’nün (10 Ey-
Bu mektuplar Leylâ Erbil’e yurtdışın-
lül 1943 - 18 Şubat 1986) ölümünden sekiz
dan yazılmış mektuplar… İlk mektup
yıl sonra okuyucularla buluşturduğu Tezer
1982 yılında Berlin’den gönderilmiş. Öz-
Özlü’den Leylâ Erbil’e Mektuplar’ın (Ya-
lü, yazdıklarında öncelikle mektupların
pı Kredi Yayınları) önsözüne şu cümlelerle
önemine değinirken şunları söylüyor: “İn-
başlıyor Leylâ Erbil:
sanın benim için en ilginç verileri mektup-
“Tezer Özlü ile iki konuda birbirimize
söz vermiştik. İlki evlilik kurumunu, koca- ları. İnsan mektupları kendi iç dünyasına
ları anlatan birer roman yazmaktı. Ben bu en yakın olarak yazabiliyor.”
sözü ‘Mektup Aşkları’ ile yerine getirmeye
Yazılarında da Türk yazarları hakkın-
çalıştım. Yazık ki Tezer kendininkini yaz-
daki düşüncelerini paylaşırken Leylâ
maya fırsat bulamadan, benimkini de gör-
Erbil’in kitaplarının derinliğinin ve yazın-
meden hayata veda etti.
sal niteliklerinin anlaşılmadığını üzüntüy-
İkinci sözümüz ise mektuplarımızı ya-
le dile getiriyor.
yımlamaktı. Ortak dostumuz Harald
Leylâ Erbil’e, demokrasi ve insan hakları
Schmidt’in de tanık olduğu, daha sonra
bakımından özlenen Batı toplumunun baş-
eşi Hans Peter’e yinelediği bu isteği ise
ka çıkmazlar içinde olduğunu, yaşadığı ül-
bu kitapçıkla yerine getirmiş olacağım.”
keleri (Almanya ve İsviçre) ve bu ülkelerde
Leylâ Erbil verdiği her iki sözü tutarken
yaşayan Türklerin durumunu da şu sözler-
Tezer Özlü’nün sözünü tutmaya ömrü yet-
le anlatıyor Tezer Özlü: “Türkler bu toplum
miyor, 42 yaşında İsviçre’nin Zürih ken-
içinde yama gibi duruyor. (...) Batı toplumu
tinde kansere yenilerek ömrünün en ve-
aydını, her şeyi aynı çuvala koymak yüzün-
rimli çağında yaşama veda ediyor.
den büyük çıkmaza düşmüş.”
1 MAYIS 1977 VE TEZER ÖZLÜ
DİRENÇ, UMUT, HASRET,
Leylâ Erbil, Tezer Özlü’yü çok önem-
YALNIZLIKLA İŞLİ SATIRLAR
li bir sahneden, günlüğünden, Türkiye’nin
Toplumsal yaşamdan bireysel yaşamına
toplumsal travması “1 Mayıs 1977” sah-
uzanarak eski eşi Erden Kral’dan, kızları
nesinden anlatmaya başlıyor:
Deniz’den, çok sevdiği eşi Hans’tan, kar-
“O gün Türkiye Yazarlar Sendikası saf-
deşlerinden söz ediyor. Ve hastalığından,
larındaydım. Görkemli bir işçi bayramı
çektiği acılardan…
kutlaması sona ermek üzere. Sıra Kemal
ne kaçıyoruz. Ardımızda çığlıklar; arka- bizi öldürmek isteyenlerin yurdu” cümle-
Son mektubu ise direnç, umut aynı za-
Türkler’in konuşmasına gelmiş... Orada
daşlarımızın haykırışı: ‘Kızıma rastladın leri dökülüyor kaleminden.
manda hasret ve yalnızlıkla işli satırlarla
başka arkadaşlar da var. Mustafa Kemal
mı? Babamı gördün mü? Annemi görür- 1980’lere gelindiğinde ise tank paletle-
ölümünden bir ay önce 13 Ocak 1986’da
ve Tektaş Ağaoğlu... ve Tezer Özlü de.
sen telefon et…’” rinin altında ezilen coğrafyada herkes pa-
yazıyor Tezer Özlü:
Bir anda silahlar patlıyor, bir karışık-
Leylâ Erbil, Tezer Özlü’nün sabaha ka- yına düşeni fazlasıyla alıyor.
“...Kendim de hastalığın neden olduğu
lık ve şaşkınlık. Ardından peş peşe yükse-
dar uyumadığın, çılgın gibi kapıları, cam- İlerleyen satırlarda Leylâ Erbil, dostu
depresyon ve üzüntüleri yenmeye çalışı-
len makineli tüfekler, panzerler, sirenler...
ları, halıları sildiğini, çatal, bıçakları temiz- Tezer Özlü’nün psikolojik sıkıntılarının bu
yorum. Zaman geçerse iyi olacak. Okuyo-
Toz duman içinde bir savaş alanının orta-
lediğini kısaca devletin üzerlerine sıçrattığı toplumsal şiddetten kaynaklandığını be-
rum, yürüyüşe çıkıyorum. İstanbul’da siz-
sında buluyoruz kendimizi; her zaman ol-
kandan arınmak istediğini anlatıyor. lirtiyor ve Baudelaire için söylenen sözü
lerle olsam daha mutlu olurum, burada
duğu gibi güvenlik güçleri!
Tezer Özlü o sabah Leylâ Erbil’e artık tekrarlıyor: “Baudelaire’i çıldırtan Fran-
hep yalnızım. Yalnız olunca insan acı dü-
‘Çember sakallılar’ ve ‘Kurtlar’ın ortak
cihadının arasından çil yavrusu gibi dağı- bu ülkeyi terk etmek istediğini yazarken: sız emperyalizmiydi. Hepimizi de.” şüncelere saplanıyor. Ama iyi olacağıma
lıp kurtarıyoruz canımızı. Elmadağ yönü- “Burası bizim yurdumuz değil ki, burası Genç bir kadın olarak bu baskıya daha inancım büyük. Gözlerinden öperim.”
n
ŞAİR GÜNGÖR OĞUZ’DAN ‘DAMLA DAMLA’
Şair Güngör Oğuz, 200’ü aşan şiirinin yer aldığı Damla Damla (Kutlu Yayınevi) adlı kitabında, yaşamdaki
hüzün, yaşama sevinci, sevgi, aşk duygularını şiire abartısız, yalın bir dille döküyor.
air Güngör Oğuz’un Damla Damla (Kut- düşünüyorum/ Sanki karşındaymışım gibi çarpıyor şıyorum/ Yaşlandıkça/ Umutlarım da bitiyor/ Bu-
lu Yayınevi) adını taşıyan şiir kitabı raflarda kalbim/ Ama sebebini bir türlü bilmiyorum/ Galiba lutlarda arıyorum seni/ Yağmur suları bile silemi-
Ş
yerini aldı. Kitapta şair Oğuz’un 200’ü aşan sen seni her şeyden çok seviyorum...” yor/ Gözyaşlarımdan akan sevgimi”.
şiiri bulunuyor. “Anla Beni” adlı son şiir ise 2021’in Kasım Güngör Oğuz için şiir yaşamın ve kendisini ifa-
Kitapta yer alan, 1951 yılında yayınlanan “Ga- ayında yazılmış yine sevgiye dair: de etmenin bir parçası... Şair, Damla Damla ki-
liba” adlı ilk şiir aşka dair ve şöyle: “Unutmadım seni/ Evlilik resmimiz baş ucum- tabında yaşamdaki hüzün, yaşama sevinci, sevgi,
“Sözüm ona güzelce der çalışıyorum / Kucağımda da/ Görsel de olsa/ Yaşıyorum seninle/ Gözlerim- aşk duygularını şiire abartısız, yalın bir dille dö-
kitap, elimde kâğıt kalem/ Yatağımda oturmuş seni deki Yaşları/ Silemiyorum artık/ Hatıralarınla ya- küyor.
n
6 17 Şubat 2022