06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ŞUBAT 2022 1940’ların 1950’lerin Türkiyesi’ne ro- Derleyen/Sunan: EDA SEZGİN manlarıyla nasıl neşter vurduysa; bu- gün Seray Şahiner de öykü ve ro- manlarıyla bunu yapıyor. Sanat ve Ekoloji VASIFSIZLAŞAN TOPLUMUN TOPOGRAFYASI Bir yandan “inanç” diye dayatı- Sanat/Yaşam/Üretim lanla, ötede “inançsızlaşan” / ”hayal kırıklığı”na uğrayan bir toplumun to- pografyasını çıkarıyor anlatılarında. Yoksulları, mülksüzleri, orta halli- leri anlatan, deyim yerindeyse Orhan Kemal’in bugüne taşınan, Sait Faik’in hâlâ var olan “küçük insanlar”ını… Giderek vasıfsızlaşan bir toplumu nasıl vasatlaştırdığını anlatır bize An- tabus ve Kul romanları. Ülker Abla ise bu gerçekliklerin top- lumda nasıl derinleştiğini gösterir. Öne çıkan “kadına şiddet, aile, evlilik, çalışırken, gördükleri / keşfettikleri onu mesleksizlik, mülksüzlük, eğitimsizlik, hayata karşı farklı bir kıyıya getirir. birey olamama” hali... Dilindeki / anlatımındaki ironi de İşte Şahiner, tüm bunları çizdiği ro- onun bakışını ve cesaretini ortaya ko- man kahramanının bakışı / anlatımıyla yar. Onun varoluş, ayakta durma öy- yansıtır. Orada kendi olma halini, top- küsünde hayata tutunma direncini lumsal yapının çarpıklıklarını aracısız buluruz. dile getirir. İroni, acıdan doğan bir gerçekliktir. Hareket noktası kendisi de olsa; o Günümüzde dinamik bir toplumsal-politik hareket Romanda konuşan, kendi durumunu toplumsal yapının bir hücresi olarak olarak ekolojinin sanatçılar, küratörler, kurumlar ve anlatan Ülker Abla; bu acıyı yaşadığı neyi / nerede / nasıl yaşıyor, nelerle için gözlediklerini bunun süzgecinden nasıl karşılaşıyor, yaşadığı dramın sü- eleştirmenler açısından bir cazibesi var; konunun geçirerek dillendirir. rüklenişinde olma/olamama hali tü- acilliği ve vahameti, bu alandaki sanat üretimlerine Hasta toplumun sağlıklı insanı ol- müyle çizilen karakterin dünyasıyla de bir dokunulmazlık halesi kazandırıyor. Oysa söz mak zor. İşte bu zorluğun nereden / veriliyor. nasıl kaynaklandığını da bize gösterir Ülker Abla evden kaçarak kendine konusu sergilerin ve diğer sanat pratiklerinin kimi çizdiği karakter aracılığıyla Şahiner. bir özgürlük alanı açmaya çalışır. Bir zaman tam da kendisi, ya yaklaşımı ya da icrası “hiç”ken, “kimlik”sizken; kendine yeni gereği ekoloji karşıtı bir yerde konumlanabiliyor. Bu ÜLKER ABLA’NIN ÖYKÜSÜ, bir kimlik edinme, kendini bulma yol- TÜRKİYE’NİN ÖYKÜSÜDÜR! culuğuna çıkar. kitap, sanat ile ekoloji ilişkisinin gündeme getirdiği Erkek şiddetiyle evini terk eden, gi- sorulara, ortaya çıkardığı çelişki ve açmazlara poli- debileceği yer olmayınca da saklıca HASTANE-MESCİT-APARTMAN tik ekoloji ekseninden bakmayı amaçlıyor. Ancak adım attığı bir hastanede refakatçiliği YENİ TÜRKİYE’NİN AİLE seçen Ülker Abla’nın öyküsü, aslında ALBÜMÜ politik ekoloji alanında, kimi zaman birbiriyle çelişen Türkiye’nin öyküsüdür. Karşısına çıkan “Hastane” - “Mes- yaklaşımları da barındıran farklı perspektifleri göz Onun sürüklenişinde hayata tutunmay- cit” - “Apartman” üçlemi onun zihin ardı etmeden… la birlikte kendi olma derdini de buluruz. ve duygu yapısını allak bullak eder. Toplumsal dokunun analizini yapar Bir tür “idrak” yolculuğudur onunkisi. Günümüzde dinamik bir toplumsal-politik hareket olarak ekolojinin adeta gösterip yansıttıklarıyla. Yaşadığı topluma içten ve dıştan Meselenin yalnızca “kadın/a şiddet” bakar. En yüzeyselden en derinine sanatçılar, küratörler, kurumlar ve eleştirmenler açısından bir cazibesi var; meselesi olmadığı; ülkenin olamadı- iner. İçindeki gizli öfke depreşir. konunun acilliği ve vahameti, bu alandaki sanat üretimlerine de bir dokunulmazlık ğı, çocuksu kalınan çağdaşlık serüve- Artık aşağı çekilmeye, vasatlaştırıl- ninin toplumda açtığı gedikleri / yara- maya bakışı değişmiştir. İtirazları soka- halesi kazandırıyor. Oysa söz konusu sergilerin ve diğer sanat pratiklerinin ları gösterir. ğa çıkınca ayan beyan ortaya çıkmıştır. Tuttuğu aynada eğitimsizlik, mes- kimi zaman tam da kendisi, ya yaklaşımı ya da icrası gereği ekoloji karşıtı bir Ülker Abla, adım adım anlatışıyla kendi leksizlik, cehalet, vasatlık, iğretilik, hikâyesini kurarken, dönem Türkiyesi’nin yerde konumlanabiliyor. Bu kitap, sanat ile ekoloji ilişkisinin gündeme getirdiği insanın hiçleştirilmesi vardır. Göçle de fotoğrafını çeker. Orada görünen kimlik değiştiren kenti, kabuklaşan in- her bir şey “yeni Türkiye’nin aile albü- sorulara, ortaya çıkardığı çelişki ve açmazlara politik ekoloji ekseninden bakmayı sanı anlatır. müdür” bir bakıma. amaçlıyor. Ancak politik ekoloji alanında, kimi zaman birbiriyle çelişen Yaşanan kentsel şiddet toplumun Evden sokağa taşınan şiddetin ren- en temel açmazıdır. Kaybedilen de- gi; kirlenen, vasatlaşan toplumun yaklaşımları da barındıran farklı perspektifleri göz ardı etmeden… ğerler, “yeni” diye sunulanın aslında hastanelere yansıyan ölümcül ha- nasıl bir kimliksizleştirme “proje”si ol- li, göçle altüst olan dokunun yozlaş- duğunu hissettirir. mışlığı Ülker Abla’nın gerçeğiyle ade- Ülker Abla tipolojisinde görünen / ta yüzümüze çarpar. gösterilen / yansıtılan bunların bir yü- Şahiner, bu kez kahramanını ne inti- züdür. Orada aile / evlilik / ev / yuva / hara sürükler ne budalalaştırır; bir ba- tarih • eleştiri • kültür • politika sevgisizlik / iradesizlik ve “hasta” bir kıma sokağın öğrettiği yolda ilerler… toplum vardır. Katmansal yapısı olan Ülker Ab- Dün, 1930’ların Türkiyesi’nde Ya- la, saydam bir anlatı. Üzerinde yeni- sanathayat kup Kadri Yaban’ı hangi itki / ivme / den duracağımı da belirtmeliyim bu- DİZİ EDİTÖRÜ: ALİ ARTUN düşünceyle yazdıysa; Orhan Kemal rada. n www.iletisim.com.tr [email protected] vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twitter.com/iletisimyayin 17 Şubat 2022 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle