Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yarın ancak bugün kurulur!
İlkgençlik çağına seslenen, distopik türün çok başarılı örneklerinden Mavi Yıldız romanıyla,
2018 Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Ödülü’nü; gülmece türüne içeriden göz
kırptığı Düdüklü Tencere Orkestrası dosyasıyla 2021 Muzaffer İzgü Çocuk Romanı Ödülü’nü alan
Dilge Güney, okurlarının karşısına yine distopik bir yapıtla çıkıyor.
Başkalarının derdinden, sorunlarından, konu komşudan uzaklara düşmüş, küçük konforlu
dünyaların gönüllü rızacıları olmayı reddeden herkese ne çok sözü var 1 GB Adalet’in!
rinde yeniden düşünmemizi, tartışmamı-
Y. BEKİR YURDAKUL
zı istediği “gerçekler”imizin üzerinde
gezdirmek isterim.
HER ŞEYİ BOŞ VER,
Hep bir ütopyadır hepimizin gönlünde
TÜKET YETER!
beslenip büyüyen: Herkesin evinin
Ne zaman uzak (Galiba pek de “uzak”
barkının, yiyecek ekmeğinin olduğu,
değil artık!) yarına / teknolojinin alıp ba-
şını gideceğinden kuşku duymadığımız herkese yeten barış içinde bir dünya.
günlere / çağlara ilişkin bir yapıtla kesiş- Edebiyatın, sanatın çağırdığı yer de bu-
se yolum aklımın ışıklı tabelasında Çetin
rasıdır insanı.
Altan’ın 1970’lerde yazdığı iki yapıtı beli-
Ne ki “sorun”un, sıkıntının,
1 2
rir: Bir Avuç Gökyüzü ve Büyük Gözaltı .
kederin olduğu yerde ortaya çıkan edebi-
Teknoloji geliştikçe iletişim olanakları
yat; gerçeğe, akıp gidene, yüz yüze kalı-
inanılmaz bir hızla artıyor, mesafeler kısa-
nana da elbette dön(e)mez sırtını... Dola-
lıyor, kısacası hayat kolaylaşıyor.
yısıyla özlenen düşdünya konu edilirken
Ancak “uygarlık” diye de tanımlanan
de alttan alta söylenen (farkında olunsun
bütün bu gelişmelerden, geniş halk kit-
istenen) de aslında budur.
lelerinden daha çok ve sınırsız bir şekil-
Distopyanın öne çıkmasını da bence
de, yönetimi elinde bulunduranlar yarar-
gelişen teknolojiye karşın büyük çoğun-
lanıyor.
luğun içinde kaybolduğu, üstelik buna
Toplum katmanları arasında -gideril-
razı edildiği; bir türlü aşılamayan, dahası
mek bir yana- sürekli artan fark / derinle-
gittikçe büyüyen / karmaşıklaşan sorun-
şen uçurumsa fotoğrafın değişmeyen / de-
larda aramalı.
ğişmeyecek yüzü olarak sırıtıp duruyor.
İşte Çetin Altan’ın alabildiğine er-
BUGÜNDEN YARINA,
ken bir tanıyla haykırdığı “büyük gözal-
ORADAN BUGÜNE
tı” ve artan “suç” olgusuna bağlı olarak
Geleceği anlatırken yazar, ne kadar
hep dolu kalan hapishanelerde “bir avuç
Desen: MURTEZA ALBAYRAK
uzağına düşer ki gündelik hayatın?
gökyüzü”yle yetinmek durumunda kalan “suça sürükle-
manlarından biri de öyleydi...) bir çağa erişmiştir dünya.
İşte Dilge Güney de 1 GB Adalet’te; adalet ve yönetim
nen” binler, milyonlar...
Yok, öyle yüz-iki yüz bilmem kaç yıl sonrası değil. Yıl
sistemimize, güvenlik ve sağlık anlayışımıza, gün geç-
Ne mi isteniyor? “Ezberle, istendiği zaman tekrar et;
2050’ler... Kent adeta ikiye ayrılmış: Hali vakti yerinde /
tikçe daha büyük hapishanelere çevirdiğimiz kentlerimi-
üretmeyi boş ver, bol bol tüket!”
varlıklı kesimlerin yaşadığı “yeşil” bölge ki robot Meto
ze, kısaca sürekli daralan özgürlük alanlarımıza ve kirle-
oradan kopup gelmiştir filmimize; çocuk sanık Ethem’in
DÜŞÜNE DÜŞÜNE...
nen yaşamımıza (“Ama böyledir karanlık. Etobur çiçek-
içinde yitip gittiği, yoksulluğun, yoksunluğun kol gezdi-
Nereden ve niye mi geldim buralara? Söz oraya gel-
ler gibi açar gecenin kalbinde. Işığı, sözleri, kuşları ve
ği “turuncu” bölge.
di zaten: Dilge Güney’in; yer yer okumayı bırakıp dü-
çocukları yutuverir. [...] Karanlık oldu mu düşer bütün
İki bölgenin sınırında yaşanan bisiklet hırsızlığının
şünmelere daldığım, dünyanın, özellikle tanığı olduğum
maskeler; unutulur, hak, hukuk, düzen.” [s. 108]) yeni-
aydınlığa çıkarılması ve “suçlu”nun belirlenip cezalan-
son altmış yılında yolculuklara çıktığım yeni yapıtı 1 GB
den ve daha da dikkatlice bakmamızı istiyor.
Adalet’in daveti üzerinedir sizi de sürüklediğim (üzerin- dırılmasıdır davanın konusu. Duruşma pek de uzamaz;
Üstelik bunu; yalın bir anlatımla, tertemiz bir yeral-
Meto, kendisini bir anda çocuk “ıslahevi”nde bulur.
de yeniden düşünmenizi istediğim) ortam.
tı suyu gibi sessiz akıttığı gülmecenin olanaklarından da
Daha kestirmeden, daha açık söylesem, “... Artık pek Olayların akışı, öteki karakterler, hapishanede (par-
ustaca yararlanarak (“Adam, ağzına iki boy büyük gelen
don, “ıslahevi”ydi değil mi...) yaşananlar (“Bu çocuk-
fazla kuş yok... Onların yerine dronlar uçuyor her yer-
bir kahkahayla gülüyordu.” [s. 69]) yapıyor.
lar kurtarıcı beklemiyordu. Burada ümide, hayale, bek-
de. Yer kalmıyor ki kuşlara” (s. 84) tümcesinin keder-
Başkalarının derdinden, sorunlarından, konu komşu-
li seslenişidir bu... Yazarın, “Yalnız suça sürüklenen ço- lentiye; iyi olan hiçbir şeye yer yoktu. Herkes çok kor-
dan uzaklara düşmüş, küçük konforlu dünyaların gönül-
kuyordu. Korkutan dâhil.” [s. 64]), teknoloji-hayat iliş-
cuklar bilir gökyüzünün dilini” (s. 109) dizesine yükle-
diği hüzündür. kileri, yeşil-turuncu iki bölgeli kent gerçeği ve orada ne- lü rızacıları olmayı reddeden herkese ne çok sözü var 1
lerin olup bittiği üzerine söyleyeceklerim bu kadar.
Ve edebiyat okulunun saygın bir öğretmenine şiirden GB Adalet’in!
n
bir seslenişle teşekkür edişidir. Bunların hepsinin yanıtını; belki benim gibi ara ara
1 GB Adalet / Dilge Güney / Tudem Yayınları / 142
okumayı bırakıp düşünerek belki de kitabı bir solukta
YEŞİL-TURUNCU KENTLER
s. / 10+ / 2022.
okuyarak alacaksınız.
Bir duruşma sahnesiyle başlıyor filmimiz / öykümüz.
1
Bir Avuç Gökyüzü, Çetin Altan, Bilgi Yayınevi 1974.
GELİŞEN TEKNOLOJİ, DARALAN HAYAT!
Sanık sandalyelerinde biri robot iki kişi (çocuk) var.
2
Büyük Gözaltı, Çetin Altan, Bilgi Yayınevi 1975.
Robotların her işi yapar olduğu, ilk bakışta insandan Şimdi bizim dronu (!) yazarın, anlatının / öykünün ar-
3 3
kolay kolay ayırt edilemediği (Mavi Yıldız’ın kahra- ka planına ustaca yerleştirdiği, neden ve sonuçları üze- Mavi Yıldız, Dilge Güney, Altın Kitaplar, 2019.
8 Aralık 2022
20