Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öykü-romanda
anlatıcının ayak izleri
Okur, öykü-romanda anlatıcının ayak izlerini fark etmeyebilir, ne ki yazar, anlatıcısını kör kör
parmağım dercesine ille ortalıkta gezindirmek isterse başka. “Anlatıcı” dediğimiz özne, yazardır
ÖYKÜDENLİK…
elbet, ancak hiçbir yazar anlatıcı değildir yine de. Çünkü yazarla anlatıcı arasında bire bir
özdeşiklik kurulamaz asla. İnsan kendini yazamaz ki tutup kendinden anlatıcı yapsın.
Nilgün Çelik:
azarlar, kendi adlarını da anarak rinde farklı toplumsal katman- okur önünde açık biçimle
anlatıcı kişiler yerleştirebilir öy- laşmalar içinde yaşayan bir ai-
kurulduğu bir yapıt. Böyle ‘Hotman’ın
Y küye romana. Ölmüşü-yaşayanı
lenin, genç kızlığının başların-
olunca gerçektenlik duy-
pek çok yazarın her dildeki yapıtlarında
daki kızı Menekşe, insan ka-
gusunun önde tutulduğu
Öyküleri’
bu örneklere rastlanabilir. İyi de yazar
çakçılarına taşeronluk yaptı-
yazınsal gerçeklik yerine
kendisini, anlatıcı da olsa gerçektenlik
ğını öğrendiğimiz, kapı kom-
epik biçemle kavramsallık
duygusuyla örtüştürerek yazabilir mi? şuları, üstelik genç kızla aynı
algısının öne geçtiği diya-
ilgün Çelik, ilk öykü-
İç dünyasını açmak kendisini yazmak işyerinde çalışan evli bir adam
lektik göstermeci gerçek-
ler demetinin ardından
anlamına mı gelir, bu, yazarı metne yer- tarafından kaçırılır.
lik karşımıza çıkıyor. N ikinci kitabı Hotman’ın
leştirmeye yeter mi? O zaman n’olur? Anlatıcı-sunucu, daha baş-
O zaman “anlatıcı” de- Öyküleri’yle (Alakarga, 2021),
Tanıdığımız anlatıcının, aslında “yazar
larda sıklıkla, sonraları aralık-
önceki öykü toplamının çok dı-
ğil ama bir “sunucu” çıkı-
rolü” oynayan biri olduğunu anlarız.
larla bu açık biçimli roman-
şında bir öykü ana gövdesi su-
yor karşımıza. Üst anlatıcı
Kurmaca sanatı öykü-roman, yalanla
daki olay örgüsü çerçevesin-
nuyor okura. Böylelikle iki yapıtı
benzeri bu “üst sunucu”,
kurulsa da gerçektenlik duygusunu ala-
de yazarın gerekli gördüğü
arasına belirgin duvar örüyor.
yazarın yerine konumlanı-
bildiğine yükseltilir. O halde yazar, baş- bağlantıları okur önüne serer.
İlk verimleri geleneksel öykü-
yor anlatıda, olayları, kişi-
ka yazarı anlatıcı yaptığında, yazarı bir Hızlı tartımla akar roman.
nün sularında gezinirken dikka-
ler arasındaki ilişkileri, olup bitenlerin
başka yazar yarattığında daha başarılı Erendiz, hoş bir göndermeyle romana
ti çeken örneklerle görünür kıla-
temelindeki nedenleri kişilerin yöne-
sonuç çıkacaktır. ad koyarken, evet yapıta bir son bölüm
bilmişti yine de yazar kendisini,
lişindeki gerekçeleri, ileri geri sararak
Erendiz Atasü de Bir Başka Düğün olarak “bir düğün gecesi”ni koymuştur ne ki Hotman’ın Öyküleri ilginç-
toplumsal, sınıfsal, ekonomik, kültürel
Gecesi’nde (Can, 2021) başarılı bir ör- tabii ancak bu arada Menekşe’nin ye- tir, getirdiği ana gövdeyle üze-
yanlarıyla birlikte yerli yerine oturtuyor.
nekle, kendisini üst anlatıcı yapmak ye- rinde durulmasını gerektiriyor
niyetmeliğine, çocukluğuna dek gidip
Kuşkusuz okur da katılıyor sürece.
rine bunu, yer değiştirdiği “sunucu”yla işin başında.
artalanıyla bir Türkiye getirmeyi, eril er-
Bu tür romanlarda yazar, okurun öz-
Bir orman köyü ya da çepe-
gerçekleştiriyor. kin yanında sola dönük içerden eleşti-
deşleyim yaşamasının önünü kesiyor. çevre ormanla kuşatılmış kasa-
riyi savsaklamaz yine de.
ba diyebiliriz, tüm öyküler, böy-
Brecht oyunlarındaki “göstermeci”likte
ERENDİZ ATASÜ: Bir Başka Düğün Gecesi, yazarların,
le bir anlatı evreni üzerinde ku-
olduğu gibi kavramsallık öne çekilip
‘BİR BAŞKA DÜĞÜN GECESİ’ yazınsal temelde dramatik aks omur-
ruluyor, üstelik “orman” ana ka-
Birkaç satırla romanı dıştan tanımaya gasına yerleştirdiği sıkılanmış bağlar okur algısının, bu akış düzeneğinde bir
rakter konumu taşıyor bunlarda.
çalışalım önce: Ankara’nın yeni semtle- yerine anlatıların göstermeci biçemle yargıya varması hedefleniyor sonuçta.
Ancak yazar, bir hikâye aktarı-
cısı konumuyla kendisine onay
verirken hiçbir öykü kişisini yal-
rems’te Bükülü Za- temiyorsan, öl ve ol, böy-
DÜNYA DAMLASI
nız ve ortada bırakmıyor.
man (YKY, 2022), aka- lece gerçek seni bulur-
Kim, hangisi neyse, nasılsa,
K demisyen yazar Clau- sun.” (35)
kendisi olarak özöyküsel akta-
dio Magris’ten öyküler topla- Yazar, bütün öykülerde
Claudio Magris:
rıma dayalı düşünümü, duyumu
mı. Yazar, yapıta adını veren “dolayımlı anlatıcı”lar ara-
temelinde öykülerin içinde gezi-
“Krems’te Bükülü Zaman” cılığıyla kuruyor metinleri-
‘Krems’te Bükülü Zaman’ nebiliyor. Okur bir yandan bütün
öyküsünde adeta bir dene- ni. Böyle olduğunda öykü
öykü kişilerini ilk ağızdan yani
me kaleme alıyorcasına oku- kişisi, bir yandan özöy-
doğrudan kendilerinden dinleyip
ru, zaman sorunsalının çen- küsel aktarımdaymış gibi
öyküyle arasında bire bir ilişkile-
geline takıp peşinden sürüklüyor, aynı za- kendisine bakabiliyor hem de dış-iç çeperle-
niş başlatırken, oluşan boşlukla-
manda okurun da farklı alanlardan taşıyabile- riyle öykünün bütün bütüne anlatıcılığına so-
rı yazarın aktarısı tamamlıyor.
ceği birtakım sorular üretmesi için ön açıyor. yunuyor, yazar da kendisi olmaktan çıkıyor.
Hotman kim peki, öykülerin
Ama öykülemenin de peşini bırakmıyor asla. Soyutlayımların entelektüel örtüşmeyle bir-
karşı-kahramanı öykü kişisi; bu
İşte size bir sorunsal ucu; çekin kendini- likte harmanlanıp sunuluşu, yazarın metnine
bağlamda yerleştirilip yerli yeri-
ze, bakalım siz ne tür sorular üreteceksiniz: ayrı bir derinlik katıyor. Bir açıdan “hikâyeli
ne oturtuluyor. Nilgün’se, öykü-
“Onlarca yıl önce, o zamanlar var olmamış bir deneme” gibi de okuyabiliyorsunuz yapıtı.
leri büyüleyip parlatmak, bunla-
olayı zamanda yaratma(k)” ne anlama geliyor, Ayrıca bunu yaşantısal olan her alana ya-
ra gizem yüklemek için araya gi-
“zaman nedensel bir düzen” midir? (29) yıyor yazar, ötesinde şaşırtıcı bir aykırılık açı-
riyor bunlarda.
Peki, “yalan olduğunu bilse(niz) de, o ya- sı ekleyip araladığı o minik pencereden bütün
İşte size üç güzel kitap, buyu-
landan ötürü ona minnettar olduğu(nuzu) anlatıyı karışlıyor. Anda değişim, olgusal an-
run okumaya.
söyle(r)” misiniz? (28) Anlatıdaki olay, ki- lamda zamanın kesintisizliği, değişse de şey-
şi, yer örgenleri toplaşmasını “zaman” ayra- lerin yine kendi şeysellikleriyle buluşumu.
www.sadikaslankara.
cı açarak öyküde işleyebilmek az hüner de- Okur olarak bu bükülü zamanın oynak
com, her perşembe öykü-ro-
ğil. Ne diyor sonunda anlatıcı: “Sonsuz geçi- düzleminde sorularla yolculuk yaparken
man, tiyatro, belgesel alanla-
cilik ve her şeyin ölümsüzlüğü”, yani “bu karanlık dünya bir metinden yazınsal tat nasıl derilir sorusunun yanıtı-
rında güncellenerek sürüyor.
üzerinde aceleci ve mahzun bir misafir olarak kalmak is- nı alıyorsunuz.
18 8 Aralık 2022