Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JOHN BOYNE’DAN ‘ARTIK HİÇBİR YER EV DEĞİL’ ÜZERİNE...
Gretel... Şeytanın kızı!
Tarihi kurgularıyla tanıdığımız John bu kez yaşananları yetişkin
Boyne’un, İkinci Dünya Savaşı cephesinden, utanç çukurunun en
hakkında bir çocuğun gözünden derinlerinden, aklıyla kalbi karmaşa
yazılmış en başarılı romanlardan içinde bir genç kızın, Bruno’nun
ünlü Çizgili Pijamalı Çocuk (Çeviren:
ablası Gretel’in gözünden anlatıyor
Olcay Mağden / Tudem Yayınları)
ve 1946 Parisi’nden günümüz
romanını hatırlarsınız.
Londrası’na uzanıyor.
Dokuz yaşındaki Bruno’nun, ailesiyle
Annesiyle Polonya’dan kaçıp
1943’te onun Out-With dediği,
Paris’e sığınmalarıyla başlayan
hepimizin Auschwitz diye bildiği
ve vicdan azabı, suçluluk duygusu,
cehenneme gitmek zorunda kalan o
kardeş hasretiyle geçen onca yılı,
çocuğun hikâyesini...
İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı
Gerçeğin farkındaydık, olacakları
travmalardan, Auschwitz’in acı
tahmin edebiliyorduk, yine de bir umuttu bizimkisi...
hatıralarından, kardeşinin ölümündeki payından
Olmadı, beklediğimiz yumruk doğrudan suratımıza
kaçma çabasını aktarıyor. Boyne’un Artık Hiçbir Yer Ev
iniverdi. John Boyne, Artık Hiçbir Yer Ev Değil’de
Değil adlı romanını okumadan önce şundan emin olun:
(Çeviren: Olcay Mağden / Tudem Yayınları) Sarsılacaksınız!
tiyle geçen onca yılı, İkinci Dünya Savaşı’nın
OLCAY MAĞDEN
yarattığı travmalardan, Auschwitz’in acı hatı-
magdenolcay@gmail.com
ralarından, kardeşinin ölümündeki payından
kaçma çabasını aktarıyor.
arihi kurgularıyla tanıdığımız John
Duyguları iç içe geçmiş, aklıyla kalbi kar-
Boyne’un ünlü Çizgili Pijamalı Ço-
maşa içinde bir genç kızın anıları bunlar.
T cuk (Çeviren: Olcay Mağden / Tudem
Gerçeği göremeyen, görmeyen ya da görme-
Yayınları) romanını hepimiz hatırlıyoruzdur.
meyi tercih eden bu kız yıllar içinde haksız-
2006’da yazdığı, iki yıl sonra filmi çekilen
lığa karşı sessiz kalmanın da bizzat haksız-
ve İkinci Dünya Savaşı hakkında bir çocu-
lığın kendisi kadar yıpratıcı olduğunu fark
ğun gözünden yazılmış tartışmasız en başarı-
ediyor.
lı romanlardan biri olan kitabından bahsedi-
Anıların zorbalığına tahammül edeme-
yorum. Dokuz yaşındaki Bruno’nun, ailesiy-
yip alkole sığınan bir anneyle Polonya’dan
le 1943’te onun Out-With dediği, hepimizin
Paris’e, Paris’ten Sidney’ye ve oradan da
Auschwitz diye bildiği cehenneme gitmek zo-
Londra’ya kaçan, ancak gittiği her yere kar-
runda kalan o çocuğun hikâyesi.
deşi Bruno’nun hayaletini de götüren Gretel.
Ailenin yeni taşındığı bu yerin yıllardır ya-
Oysa şu ilk paragraf olmasa Gretel’in bi-
şadığı Berlin’le uzaktan yakından ilgisi yoktur
ze alt katına taşınan garip aileden bahsedece-
ve tel örgülerle çevrilidir. Üstelik burası çizgi-
ğini düşünebilirdik. Film yapımcısı Alexan-
li pijamalar içinde yorgun, üzgün ve ürkek in-
der Darcy-Witt, onun bir zamanlar aktrislik
sanlarla doludur. Çizgili Pijamalı Çocuk, bize
yapan ev hanımı karısı Madelyn ve oğulları
korku filmlerine konu olabilecek dramların yaşandığı bu
tahmin etmesek, belki de ilk bölümün adının neden “Şey- Henry. Ana hikâyenin yanında onların yarattığı kar-
kampı Bruno’nun gözlerinden anlattı, onun endişesi, me-
tanın Kızı” olduğunu anlayamazdık. Hatta belki de elimiz- maşa da giderek genişliyor. Derken tüm evren iç içe geçi-
rakı ve masumiyeti eşliğinde kampa adım attık.
yor ve hepsi birleşip Gretel’i köşeye sıkıştırıyor.
dekinin doksanlarındaki bir kadının sıradan yaşamı hakkın-
Çocuk olanlarımız ona aynı telaşla eşlik ederken biz
“Kardeşim. En sevdiği şortu, beyaz gömleği ve mavi
da yazılmış sıradan bir kitap olduğu yanılgısına düşerdik.
yetişkinler onu utanç içinde izledik. Özellikle de kampta
süveteriyle hâlâ dokuz yaşındaydı.
yaşayan Shmuel adlı arkadaşıyla kurduğu yakınlığı. Ger-
Kalabalığın ortasında durmuş, tüm yaşananlar boyun-
92 YILA YAYILMIŞ BİR ÖMRÜN SON HİKÂYESİ
çeğin farkındaydık, olacakları tahmin edebiliyorduk, yine
ca beni izliyor gibiydi ve şimdi yüzünde hiçbir duygu ol-
Ne de olsa kitabın anlatıcısı yaşlı kadının söylediği gi-
de bir umuttu bizimkisi... Olmadı, beklediğimiz yumruk
madan bana yaklaşıyordu. Sol elinde o çok sevdiği kitap
bi 92 yıla yayılmış bu ömrün son hikâyesi falçata kadar
doğrudan suratımıza iniverdi.
duruyordu: Define Adası.
önemsiz bir şeyle başlayıp sona eriyor ve yine aynı kadı-
Bedenimi ona doğru sürükledim, adını haykırdım,
VE ABLA GRETEL’İN HİKÂYESİ:
nın alt katına kimlerin taşınacağına ilişkin merakıyla de-
acaba ölmüştüm de beni öbür dünyaya götürmek için mi
‘ARTIK HİÇBİR YER EV DEĞİL’
rinleşiyor. Gerçi yeterince dikkatli gözler için ilk paragraf
gelmişti? Elimi ona uzattım, onu tutmasını ve nereye gö-
John Boyne bu kez de bizlere Bruno’nun ablası Gretel’in
kısa da olsa bir ipucu veriyor sanki:
türüldüyse ya da ne tür bir yere dönüyorsa beni de ora-
hikâyesini anlatmaya karar verdi. Ne de olsa Çizgili Pijama-
“Voltaire’in dediği gibi her insan, yapmadığı tüm iyilik-
ya almasını istiyordum. Ama elim kanla kaplıydı, öylece
lı Çocuk’un o ilk çocuk okurları da artık birer yetişkin olup
lerden suçluysa o halde ben koca bir ömrü, yaşanan tüm
bakıp kafasını iki yana salladı, kendimi tüm dünyanın,
çıkmıştı. Ve yaşananları doğrudan yetişkin cephesinden,
kötülükler karşısında masum olduğuma kendimi ikna etme-
onun ve Tanrı’nın önünde böylesine rezil etmemden do-
utanç çukurunun en derinlerinde izleme vakti gelip çatmıştı.
ye çalışarak geçirmişim demektir. Onlarca yıl kendimi geç-
layı hayal kırıklığına uğramış gibiydi.”
Söylediğine göre John Boyne Artık Hiçbir Yer Ev De-
mişimden sürgün etmek ve tarihsel hafıza kaybının kurbanı
ğil (Çeviren: Olcay Mağden / Tudem Yayınları) romanının
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA SAVRULAN
olarak görmek, suç ortaklığından aklanmanın, suçlamalar-
notlarına Çizgili Pijamalı Çocuk’u yazdığı sıralarda başla-
GRETEL!
dan beraat etmenin iyi bir yoluydu.”
mış ve günün birinde yazacağından ta o zamanlar eminmiş.
“Ve sen Gretel, şeytanın kızı!” Bu sözler, Gretel’in Fran-
VİCDAN AZABI VE KARDEŞ HASRETİYLE
Dolayısıyla bu kez Bruno’nun ablası Gretel’in gözün-
sa’daki yaşamının sonunu getirirken günümüze döndüğü-
GEÇEN YILLAR!
den dinlediğimiz, 1946 Parisi’nden günümüz Londrası’na müz anlarda 9 yaşındaki Henry’nin, 92 yaşındaki kadına
Boyne bu kez bize Gretel’in yaşadıklarını anlatıyor. An-
uzanan romanın uzun bir hazırlık sürecinin ürünü olduğu- kardeşi Bruno’yu hatırlattığına tanık oluyoruz. Bir yandan
nesiyle birlikte Polonya’dan kaçıp Paris’e sığınmalarıyla da anneliğini sorgulamasına neden olduğuna. Böylece ge-
nu söyleyebiliriz. O korkunç olayın üstünden üç yıl geçti-
ğini bilmesek, Bruno’nun yaşadıklarının aileyi dağıttığını başlayan ve vicdan azabı, suçluluk duygusu, kardeş hasre- çen yıllar içinde Gretel’in anne olduğunu da
>>
14 8 Aralık 2022