Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TÜYAP 39. İSTANBUL KİTAP FUARI’NIN ‘ONUR YAZARI’ NAZLI ERAY
‘Kitap bitince korkunç
bir yalnızlık duyarım!’
16 yaşında yazdığı “Mösyö Hristo” adlı öyküsüyle Türk edebiyatında büyülü gerçekçi bir kapıyı ardına dek açan ve
okuyucuları da bu dünyada serüvenden serüvene taşıyan usta yazar Nazlı Eray, “Kitabın büyülü dünyası” sloganıyla
gerçekleştirilecek Tüyap 39. İstanbul Kitap Fuarı’nın (3-11 Aralık) “Onur Yazarı”. Nazlı Eray’la, yazına ilk adım atışını,
yaratı sürecini, “fantastik-büyülü gerçekçilik” ayrımını, Türk okuyucuların büyülü gerçekçiliğe bakış açısını, Attilâ İlhan’dan
Ferit Edgü’ye kadar çalıştığı editörleri ve fuarın ana teması olan büyülü gerçekçilik üzerine konuştuk.
Mesela benim kitaplarım yurtdışında çok satılı-
MEHMET S. AMAN
yor. Robert Finn tarafından altı kitabım çevrildi. Sö-
mehmet.aman@cumhuriyet.com.tr
zün özü, yazdığın şeyi dallanıp budaklandırman ge-
rek. Sadece kitabın kapağı altında kalmaması lazım.
‘HER ŞEY UÇAN KAPICI
Bizim okuru alıştırman gerekir. Türk okuru iyi okur-
MÖSYÖ HRISTO İLE BAŞLADI’
dur fakat çok uzun yıllar önce ABD’de bu yazdıkları-
n Tüyap Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın
mı göklere çıkardılar.
“Onur Yazarı”sınız. Neler hissediyorsunuz?
n Bu türde çok üretim gerekir diyorsunuz sanırım.
Gurur duydum. Coşku ve sevinç içindeyim. Zamanın-
Evet, daha çok üretim gerekir. Ben bu akımın ön-
da alamadım araya salgın girdi ama şimdi alacağım için
cüsüyüm… Belki Sevim Burak’ı sayabiliriz. Ama o
çok çok mutulyum. Değerli ve güzel bir ödül, umarım
hiç anlaşılamadı… 74-75 kitabım var. Hâlâ yazıyo-
büyük şans getirir. Yepyeni bir kitaba taç olur.
rum. Okuru bir yerden alıp başka bir dünyaya sürük-
n Yazın dünyasına nasıl adım attınız? Her şey nasıl
lüyorsun, bu büyük bir mutluluk.
başladı? Neden yazma eylemini seçtiniz?
Doğal yazıyorum. Öyle olması gerekir yazdıkla-
Çok eskilere dayanır… Fakat ben seçmedim. İlk öy-
rının, öyle olursa okur seninle delice koşar ve ki-
küm uçan kapıcı Mösyö Hristo’yu yazdığımda orta-
tap bitmesin ister. Bunu yapabilirsen, başarmışsındır.
okul üçüncü sınıf öğrencisiydim. İstanbul’da, Şişha-
Her kitabı bitirdiğimde sonsuz bir mutluluk duyarım
ne yokuşunda, annem babamla Saadet Apartmanı’nda
ama aynı zamanda korkunç bir yalnızlık duyarım.
otururken yazdım.
Saadet Apartmanı kapıcısı Hristo’nun güvercin
‘BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK, HAYAT!
olup Pera’nın üzerinde dolaşarak yaşamının muhase-
BEN O HAYATIN, GERÇEĞİN ÜZERİNE
besini yapmasını, özgürlüğü tartmasını, 12 saatlik bir
RENGÂRENK BİR TÜL ATIYORUM!’
zaman diliminde yaşadıklarını yazdım. Daha önce hiç
n Bir önceki soruyla bağlantılı olarak şuraya gelmek
öykü yazmamıştım.
istiyorum: Siz fantastik edebiyat ve büyülü gerçekçili-
Güneşin az girdiği bir evde oturuyorduk. O zamanlar
ğin iki farklı tür olması konusu… Bunu açar mısınız?
dünya hem çok küçük hem çok büyüktü. Bir tek baka-
Fantastik edebiyat daha çılgın. Yüzüklerin Efen-
lit telefonlar var, Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gi-
disi, Harry Potter… Büyülü gerçekçilik o değil, ha-
bi yapıtlar yok, televizyon yok. Sadece Fransa’da, Je-
yat! Ben o hayatın, gerçeğin üzerine bir tül atıyorum.
an Paul Sartre, Albert Camus, Luis Bunuel gibi insanlar
Rengârenk bir tül. O tülün içinde gökkuşağı var, ay
gerçeküstücülüğün temellerini atıyorlar ama Türkiye’de
var, yıldız var ne istiyorsan var ama acılar, umut,
hiç bilinmiyor, ben hiç bilmiyorum.
umutsuzluk var, düşünceler, hakikatler var… Yaz-
dıklarımın yüzde 90’ı gerçek.
‘YAZDIĞIM ÖYKÜYLE KEŞFEDİLMEYİ
lü bir çocukluk anlattım. Böyle bir çocukluğu öyle hisset-
BEKLEDİM. BU BİLE FANTASTİK BİR ŞEY!’
‘YENİ BİR TÜR YARATTIM:
Ama çok okuyan bir çocuktum ve kendimden çok emin- mek, öyle görmek ve öyle yazmak işte bu büyülü gerçekçi-
BELGESEL BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK!’
dim. Hristo’yu hissetmişim, yazdığım öyküyü beğendim, lik. Hayatı başka açıdan görüp, hissedip yazmak…
Yeni bir tür de yarattım: Belgesel büyülü gerçekçilik.
sonra imza attım altına, katladım, zarfladım, okula koştum, Şöyle ilginç bir şey anlatayım: Ben bir çırpıda kitap yaza-
Stalin’in yaşamını yazdım kadınların gözünden. Stalin’in
edebiyat kulübünün kapısından zarfı attım. Edebiyat kulü- biliyorum. Türkçe öğretmenim sert bir kadındı. Bir gün kom-
ne renk bir divana uzandığından parmağındaki yüzüğü-
pozisyon konusu verdi. Ben arkada arkadaşımla konuşuyor-
büne alınmamıştım daha önce. Kayda değer biri olarak gö-
ne kadar her şeyi bilmek zorundasın yazarken. Kennedy ve
rülmüyordum. Yazdığım bu öyküyle keşfedilmeyi bekle- dum. Beni işaret edip “Sen oku” dedi. Elime kâğıdı aldım,
Peron’un yaşamlarını yazarken de öyle oldu.
dim. Bir kere bu bile çok fantastik bir şey. bomboş. O an kendi kafamda yazdığım bir kompozisyon oku-
Peron, 32 yaşında kanserden öldü. Arjantin diktatörü Ju-
Sonra aklıma şu geldi: “Öyküyü okuyanlar, ‘Yahu bir dum, öğretmenin gözleri doldu. “Çocuklar bakın neler yazmış,
an Peron’un eşi ama tabii ondan daha güçlü Eva. Kitleleri
adam güvercin olup uçar mı?’ diye düşünüp ya bana deli hayretler içinde kaldım. Tekrar oku tüm sınıf duysun” dedi.
ayaklandırıyordu. Bir azizeydi, halbuki bir genelevden gel-
derlerse?” Çünkü o zamanlar ne büyülü gerçekçilik var ne Fakat kâğıtta bir şey yazmıyor ki. Bu yüzden sıfır almıştım.
mişti. Fakat ne yazık ki genç yaşında yaşama veda etti.
fantastik öykü…
‘BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK HÂLÂ n Eva Peron’u yazma dürtüsü nereden geldi?
Derken telefon çaldı, edebiyat kulübüne tesadüfen gir-
Müthiş, olağanüstü, nasıl yazılmaz ki. Benim gibi büyülü
mişler, zarfı görmüşler ve okumuşlar. Beni okula çağırdı- GEREKTİĞİ GİBİ BİLİNMİYOR!’
belgesel gerçekçilik akımını tutturan, yazdığına inanan bir
lar. Öğretmenler, öğrenciler beni tebrik etti, sonra da be- n Türk okuyucuların ve yazarlarının bu coğrafyanın
ni edebiyat kulübüne üye yaptılar. Sonra beni bir maroken kadim tarihinden hareketle de büyülü gerçekçi ve/veya yazar nasıl yazmaz Mehmet. Kadının hayatı benim hayatım
boyunca yazdığım bütün şeylerden daha fantastik. Yukarı-
koltuğa oturttular, tebrik etmeye devam ettiler. O koltukta fantastik edebiyatla yakınlığına, iletişimine ilişkin değer-
yazar olduğumu anladım. İşte yazın yaşamıma başlama se- lendirmeleriniz nelerdir? da da anlattım. Onun mumyası, Doktor Pedro, mumyanın
çalınması, Tuna Nehri’nde ortaya çıkması, mumyaya âşık
rüvenim böyle başladı. Benim çok büyük bir okur kitlem var. Çocuklar var, onların
anneleri var, benim kuşağım var… Fakat büyülü gerçekçilik olan adam. Müthiş.
‘DÜNYAYI BİR PRİZMADAN GÖRÜYORUM!’ hâlâ olması gerektiği gibi bilinmiyor. Bizimkiler düz hikâye Juan Peron, Eva’nın mumyasını yaptırıyor dünyaca ün-
lü bir mumyacıya. Ve 2 yıl onunla yaşıyor, ona iğneler ya-
n Yazdığınız ilk öykü büyülü gerçekçi. Büyülü gerçek- ister: Baş, orta, son. Bunların hiçbirisini kabul etmiyorum.
çilikle nasıl tanışmanızı sorayım. Öykü yapısı değişmeli. Belki de edebiyat tamamen de- pıyor, mumyaya âşık oluyor. Mumya 40 yıl dünyada dola-
Ben dünyayı bir prizmadan görüyorum. Bu prizma zaten ğiştirilmeli. Çünkü hız çağında yaşıyoruz. Artık hızlanması şıyor. Başına birçok şey geliyor…
büyülü gerçekçilik. Örneğin, arkadaşlarım arasında en du- lazım. İnsanlar artık kendilerini kalıplara sokan, eski korse Baktığın zaman mumyanın hayatı, Peron’un hayatından
rağan hayat benim hayatım olmasına karşın çocuk kitap- gibi bir şeyi artık okumazlar. Yazılanlardan senaryolar ya- daha büyülü gerçekçi. Mesela bu da belgesel büyülü ger-
larında çocukluğumu anlatırken olağanüstü, mutlu, büyü- pılabilmeli, filmler yapılabilmeli. çekçiliğe örnek. Fantastik bir şeyler yazmak için
>>
8 1 Aralık 2022