Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ULAŞ KARAKAYA’DAN ‘YARINA KALAN’
Ezilenlerin ve
devrimcilerin hikâyeleri!
Ulaş Karakaya, Yarına Kalan’da (Kırmızı Çatı Yayınevi), babası ODTÜ’lü
“Karadenizli Necdet”ten dinlediği hikâyeleri, kendi öyküleriyle harmanlayıp
geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Doğu Karadeniz’in sisli dağlarının ardına
gizlenmiş, 1960 ile sonrasında ezilenlere ve devrimcilere ilişkin 44 hüzünlü
Gogora Hapishanesi - Müzesi
hikâyeye yer veriyor.
atışında nefesler tutulmuştu. vuran adam artık herkesi lu Haldun’la birlikte, 1945’teki ölümüne
GÜLSEV TOKSÖZ
ODTÜ’lü sosyalist gençler öldürebilir.” kadar yaşayacağı Giresun’daki yaşamını
Panenka’dan daha Ta ki.. Bir kel simit için paylaşıyor okuyucuyla.
aşanası bir dünya hayali kuranlar
heyecanlıydılar. Derin bir mutlulukla babasına sarılan Ulaş Karakaya’nın “Göç” isimli
bu dünyadan birer birer çekip git-
sessizliğin ardından gelen çocuğu görene kadar. Kardeş hikâyesinde ise yoksulluğun ve yalnızlı-
Yseler de oğulları ve kızları
zafer sadece kazanan Sosya- katili Şeytan Selim ğın meskeni olan dağlardan göç ettirilmiş
onların hikâyelerinin izlerini sürerek yeni
list Çekoslovakya’nın değil de artık öldüremeyecektir. Panayot’un haykırışı yankılanıyor:
hikâyelere doğru yol alıyor. 1960’tan itiba-
aynı zamanda direnen genç- Burada önde gelen hukuk- “Ben Konstantin oğlu Panayot, hepiniz
ren yıllar, güçlü ile güçsüz, haklı ile
liğin de zaferiydi. çulardan Faruk Erem’in şu
işitin! Benim babam Çanakkale’de İngiliz
haksız arasında devamlı adalet arayışında
Karakaya’nın sözünü anımsamak gerek: ile dövüşürken öldü!”
geçti. 1961 Anayasası’nın getirmiş olduğu
hikâyelerinden biri “Suçluyu kazırsanız altından
özgürlük ortamında toplumsal muhalefet
de Giresun’un dağ köylerin- insan çıkar.” GOGORA HAPİSHANESİ
alabildiğine yükseldi.
de yaşayan Selim’in nasıl Romanları filmlere Yıllar sonra Gogora Müzesi ismini alacak
Şeytan Selim’e dönüştüğü- konu olmuş, ilk romanını kiliseden bozma Gogora Hapishanesi’ne
ODTÜ VE PANENKA!
nü anlattığı “Karayazı”. Giresun’da, “Ata 15 yaşında yazmış, başyazarı ve yazarları ilişkin hikâyesinde ise Karakaya, küçücük
Ulaş Karakaya’nın da Yarına Kalan
yaşta hapishaneye düşen Alişan’ı, tahliye ol-
eyersiz binerler, ekmeksiz kalırlar, taban- genel olarak kadınlardan oluşan bir dergi
(Kırmızı Çatı Yayınevi) isimli kitabında
casız kalmazlar” diye tasvir edilen köylü- çıkarmış, 1883 doğumlu Ayşe Güzide’nin duktan kısa bir süre sonra vurulup öldürülen
paylaştığı 44 hüzünlü hikâyesinden
lerden biridir Selim. yaşamını konu alan hikâye de kitabın dik- Talat Hoca ve diğer mahpuslar ile idamlık-
biri, öğrenci hareketlerinin bütün hızıy-
la sürdüğü bir dönemde, 1976 Avrupa Habil ile Kabil’in hikâyesinin benzeri Selim kat çeken hikâyelerinden. ların yaşadıklarını anlatıyor.
ile Şahin kardeşlerin hikâyesinde yinelenir: Karakaya, Ayşe Güzide’nin eşi Beyoğlu Okuyucuya siyasi ve sosyal yaşatılan traje-
Şampiyonası’nda Batı Almanya-Çekosla-
vakya maçı sırasında yaşananlara ilişkin. “Kardeş katiliysen! Kardeşini vuran Noteri Sabri Bey’i yitirdikten sonra İkin- dilere “Bir tek direncimizi çalamadınız” diye
Maçta Antonin Panenka’nın son penaltı adamdan herkes korkar. Çünkü kardeşini ci Dünya Savaşı’nın en zor günlerinde oğ- seslenen “Nerelisin?” kitabın son hikâyesi. n
FATOŞ BEYKAL’DAN ‘CİNAİ ABSÜRTLER VE YAKIN KATİLLERİM’
Ne çok öldürmüşüz!
Fatoş Beykal’ın ilk öykü kitabı Cinai Absürtler ve Yakın Katillerim’de
(Karakarga Yayınları) kadim olanı; aşk, öfke, merak, tutku, kibir, kıskançlık, hırs ve
daha nicesi ile birlikte sonuçta cinayeti anlattığı; Brooklyn, Lebno Dağı, Samatya,
Provance, Malkara, Cheer’s Bar, Cips Fabrikası, Liliput Ülkesi’ne uğrayacak, masalsı
kara kara öykülerle karşılaşacaksınız…
Müşkülpesent Baba’nın türbesini ara- O sıradan görünen hayatların arkasında-
ZEYNEP S. SAYIN
maya çıkabilir, kibrinden kurum kurum ki oyunlar, şeytana ayakkabıyı ters giydi-
kurulan Karakurumlular’a şaşırabilir ve recek cinlikte numaralar, tekli cinayetler,
MASALSI VE KARA ÖYKÜLER!
demektir. Öykülerden bir alıntı ile size
Âşık Hafirik için gözyaşı dökebilirsiniz… çoklu cinayetler, karmaşık işler, sarma-
Plastik sanatlar alanında önemli çalış-
teşekkür ederim. Hoşça kalın...
Öyküler ne anlatıyor derseniz, kadim ola- şık ilişkiler, kişisel madrabazlıklar, top-
maları olan, resim, video-performans
“Bütün gece karabasanlar gördü bu
nı anlatıyor; aşk, öfke, merak, tutku, kibir, lumsal riyakârlıklar…
ve enstelasyon gibi farklı disiplinlerdeki
korkuyla; giderek artan yakınlaşma
kıskançlık, hırs ve daha nice- Yakınlarıma ‘nasıl öldü-
işleri için “oyun” kavramından söz
canını sıkmaktan öteye geçmiş, kıskançlığı
si ile birlikte sonuçta cinayet! rürsünüz’ diye sorduğum-
edebileceğimiz Fatoş Beykal, Cinai
öfkeye dönüşmüştü.
Adem ile Havva’nın ilk oğulları da, ‘ben öldürmem’ diyeni-
Absürtler ve Yakın Katillerim’de de
Kâbuslarından birinde Bayan Merlot’u
Habil ile Kabil de ihtilafa düş- ne rastlamadım. Karakter-
(Karakarga Yayınları) oyuncu-yazar
perdelerden yapılmış bir gelinlik içinde
müş, her biri Tanrı’ya kurban lerine, zekâlarına, mesle-
olarak söz alıyor çoğunlukla.
Haykirik Efendi’nin kucağında bile gördü.
sunmuş, birininki kabul edil- ki formasyonlarına göre si-
Kitapta Brooklyn, Lebno Dağı, Samatya,
Bu gördükleri etkisiyle deliye dönen
meyince, diğerine “Seni öldü- lahlar ve öldürme biçimle-
Provance, Malkara, Cheer’s Bar, Cips Fab-
Gudlov, bir Badlov’a dönüşüp kilere
receğim!” dememiş miydi? ri seçtiler. Bana yapacak
rikası, Liliput Ülkesi’ne uğrayacak, masal-
indi ve salamura yapılmış asma yaprakla-
Beykal’ın öyküleri düşü- tek iş kalmıştı; aracıydım
sı kara kara öykülerle karşılaşacaksınız...
rından aşırdıktan sonra tuzlarını
nürken kaleme aldığı bir- bu hayatta ve ben de ‘Yakın
Öyküleri kim anlatıyor derseniz, hınzır bir
kaç not var: “Sabahtan ak- Katillerim’i yazdım...” sıyırıp sobasını ısıtarak kuruttu onları.
çocuk demek isterim ve Franz De la Mia,
şama cinayet ve kaybolma- Dünyanın bu hızlı zama- Az sonra her birini dolma kalınlı-
Müşkülpesent Baba, Süt Oğlan, Thelma ile
yı Reality Show formatın- nında buraya kadar okuduy- ğında tütünle dolduracaktı… Kiribana
Kezban Yenge’den söz edebilirim. da sunuyorlar televizyonda. sanız artık arkadaş olduk Oteli’nde...” n
14 23 Eylül 2021