29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Goethe’nin mektupları... Goethe’nin, kurguyla hayalle gerçeği birbirinin içinde geliştirerek yazdığı Faust’u okuyan sınırlıdır. Filmi de izleyiciye ağır gelmiştir. Sevgi toplumuyuz biz; yayımlandığı dönemde Alman gençleri arasında canlarına kıyacak denli etki yaratan Genç Werther’in Acıları ise bizde sıradan sayılmıştır. Goethe üniversitelerin Alman dili ve edebiyatı bölümlerinde, doğabilimciliği, düşünsel şiirleri, oyunları, mektuplarıyla derslerin temel konusu olmuştur. Ülkesinde öylesine ünlüdür ki Goethe, ondan söz edildiğinde başka bir yazarın adı anılmaz. dönüştürme erdemine yaşamı boyun- TOGAR’IN ÇEVİRİSİ Goethe’nin Mektupları’ndan yaptığı ca kaç sanatçı ermiştir? seçmeleri çeviren Melahat Togar “Yaşamım boyunca, her zaman (Düşün Yay., 1983), kitabının önsözün- başkalarına karşı da kendime karşı da de, Goethe’nin kaleminden çıkan dürüst davrandım, dünyanın tükenme- 14 bini bulan mektupların dünya yazı- yen didişmesi içinde hep ‘en yükse- nında rekor sayıldığını, geride kalanla- ği’ aradım; siz de yakınlarınız da benim ra bıraktığı paha biçilmez değerde gibi yaptınız. Gelin, günümüz batana bir miras, o dönemi yazanlar açısın- dek böyle kalalım. Yarın güneş başka- dan geniş bir araştırma kaynağı ları için doğacak, başkaları gün ışığına olduğunu ileri sürüyor. çıkacaklar... Bizler ise daha aydın bir Togar, Goethe’nin, mektuplarında, ışıkta parıldayacağız.” kişilik yapısına bağlı “olduğu gibi Goethe bu yargılara 83 yaşında, görünme” ilkesini yansıttığını, yazınsal Shakespeare’in deyimiyle, “ömrünün bir dil kullanmaktan kaçındığını, “güzel güze erişip sararmış yapraklara” mektup yazma” gibi bir özentiye döndüğünün bilincine erdiği olgunluk kapılmadığını vurgulamak gereği yıllarında varıyor... duyuyor. Daha on altı yaşındayken kardeşi Cornelia’ya, “Mektubu karşın- dakiyle konuşuyormuş gibi yaz, o VAROLUŞ - YOK OLUŞ zaman mektubun güzel olur” dediğini Goethe, “Yazgının hiçbir vuruşa de ekliyor açıklamalarına. benzemeyen acımasız vuruşu ile yıkıl- Goethe, bu bağlamda doğal yete- dığı” 1828 Ekim günü yani ölümünden neklerini geliştirmeye çalışan, en iyi nu İstanbul’da dolaştırsa, o arada yaranma izlenimi yaratıyor: dört yıl önce, Berlin’deki dostu Moritz olana ulaşmayı amaç edinen, uzun “Şimdi iyice anladım ki varlığımın ya- Cemal Süreya’nın “San” şiirinin ilk von Brühl’e gönderdiği mektubunda yaşamında kendini şiirin, her tür yazın- rısı sensin ve sen kalacaksın. Ben, tek dörtlüğündeki şu dizeleri okusaydı da şunları yazar: sal yapıtın yanı sıra, sanata, doğaya, başıma, bir bütün, başına buyruk bir sevinçten göklere tırmanırcasına ken- “Yaşlıların, vakti gelince öldüğü- bilime, görevlerine, özellikle kadınlara varlık değilim artık. Zayıf yanlarımı sen dinden geçip yazdığı sevda şiirlerini ne razı oluyoruz. Zira yılların akışı için- adayan, ortaya her alanda iyi işler güçlendirmişsin, tez yara alan yönleri- kendini adadığına göndermez miydi? de bu, alışageldiğimiz, doğal bulduğu- koyan bir yazar olarak tanıtılıyor. min sen koruyucusu olmuşsun, eksik- “Kırmızı bir kuştur soluğum/ Kumral muz bir zorunluk oluyor. Bunun için de liklerimi sen tamamlıyorsun...” göklerinde saçlarının/ Seni kucağıma uzun yıllar yaşadıktan sonra atalarının MEKTUPLARIN İÇERİĞİ Bizde bir kadına bu tür özgünlüğünü alıyorum/ Tarifsiz uzuyor bacakların”. yanına göç eden büyüklerin gidişini, Goethe, yaşam terazisinin bir kefe- yitiren kalıp sözlerle ilanı aşk etmeye Ya da Cahit Külebi’nin “Boynun düğün günü gelinin yanında damadın sinde varoluşu anlamlı kılan atılımları- kalkan, sanırım yalnız kapıdan gelincik çiçeğinde çizgi kadar narin” yer alması gibi normal karşılıyoruz.” nı, öbür kefesinde de varlıkları ortadan değil bacadan da kovulur! dizesini duyup deli olmaz mıydı? Bu satırları okuyunca masalların kaldıracak yok oluş gerçeğini tartar Yanıltmış olmayayım, Goethe’nin, yaşamı dört sözcükle özetleyen giriş gibidir. Bu eytişimsel düşünceler AŞK-ŞİİR kendini “kadına adayış”ının palavra oylumunda, kendini gerçeğin özünü tümcesi geldi aklıma: “Bir varmış, Bu alıntıları okuyunca Bayan von olduğunu vurgulamak amacıyla sırala- bulmaya, doğayı kavramaya, sanata, bir yokmuş...” Stein’ın, Goethe’den birden kopuşu- dım bu örnekleri... bilime adaması doğaldır. Varoluşla yok oluş arasındaki doğal- nun özüne varma kuşkusu girdi içime. Mektuplarının çoğunu bağlantı lığı böylesine yoğun anlatan hangi Bir yandan da Goethe’nin, neden Fars YAZGININ ŞAİRİ kurduğu kadınlara yazmıştır. Ama dilde böyle bir söylem vardır?.. edebiyatının etkisinde kalarak Oysa gerçeği dile getirme söz konu- kendini onlara adadığı kuşkuludur. Dede Korkut öykülerinin sonunda, Divan adlı bir kitap yazışının temel su olduğunda düşünürler bile eline su Örneğin taparcasına sevdiğini yazdı- yaşamla ölüm arasındaki doğallık da nedenini kavrar gibi oldum. dökemez Goethe’nin! ğı Bayan von Stein’a yönelik şu sözleri şöyle dile getiriliyor: “Gelimli gidimli Örneğin kitabını yazarken Fuzuli’nin Örneğin bir mektupta Bayan von adanma sayılıyorsa o kadın acınacak dünya/ Son ucu ölümlü dünya...” “Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan Stein’a şunları da yazabiliyor: durumdadır: Her şair, kuşlar gibi, kendi yuvasının tabip/ Kılma derman ki helakim derd-i “Sosyete yükseldikçe davranışlar da “Sanki gözlerimde, kulaklarımda mimarıdır. Goethe’den başlayıp dermanındadır” ya da “Beni candan büsbütün bayağılaşıyor. Hiçbir maska- senin yerleştirdiğin küçük periler var, masalları, öyküleri anınca “Ölüm asu- usandırdı cefadan yâr usanmaz mı/ ralık, bir eşeklik düşünülemez ki gördüğüm, işittiğim her şeyden, sana de bahar ülkesidir bir rinde” diyen Felekler yandı ahımdan muradım şem’i bu büyüklerin, dalkavukların araların- beslediğim hayranlığın payına ayırmam Yahya Kemal Beyatlı unutulur mu? yanmaz mı?” dizeleriyle karşılaşan daki küçüklerin içyüzü kadar insanı gerektiğini bana fısıldıyorlar...” Goethe de yok oluşu, dünya işleri- aşk delisi olup dağlara düşmez mi? iğrendirsin...” Goethe’nin Bayan von Stein’a duy- Bir de şu satırlara bakalım, insa- ni pek önemsemeyen rind ruhlu kişiler duğu büyük sevgiye içtenlik örneği Rastlantı bu ya, Goethe ölümünden 189 yıl sonra, bir kaçamak yapıp ruhu- nın özünde saklı şu duyguları söyleme gibi algılıyor... şu satırlar da bende adanma değil, n 26 Ağustos 2021 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle