Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Türkiye’nin Yapısal Özellikleri ve Anayasal Düzeni / Uğur Mumcu / Cumhuriyet Kitapları / 64 s. Uğur Mumcu’nun 1969’da yazdığı bilimsel makalesi, Türkiye’nin Yapısal Özellikleri ve Anayasal Düzeni, gözden geçirilerek ilk kez kitap olarak yayımlandı. Genç Mumcu’nun birikimini göstermesi açısından da dikkat çeken kitap, Türkiye’nin demokrasi tarihindeki aşamaları irdelemede sağlam bir tutarlılığa sahip. Mumcu’nun ileriki yıllarda boyutlandırdığı Cumhuriyet devrimi ve kazanımları ile sol öğretiyi bütünleştiren çizgisinin ilk çarpıcı göstergesi niteliğindeki çalışması; “68 kuşağı” ile özgürlükçü 1961 Anayasası’nın etkisi altındaki Türkiye’nin düşünce ve tartışma evrenini de belgeliyor. Mumcu, ayrıca bir kurucu ve kurtarıcı düşünce ve uygulama yöntemi olarak Kemalizm’e bugün de güncelliğini koruyan yorumlar getiriyor. Oğuz Atay Sözlüğü / Sefa Kaplan / Holden Kitap / 134 s. Kaplan bu sözlükte Atay’a ilişkin pek bilinmeyen ayrıntıları irdelemekle kalmıyor, yazarın yaşamını yapıtları bağlamında yeniden yorumluyor. Sözlük, bir tanımlama çabasından ziyade bir anlamlandırma, soruşturma amacıyla yazılmış. Kitapta, Oğuz Atay’ın tedavi olduğu Atkinson Morley’s Hastanesi’nden, çocukluğunun netameli gecelerine, “disconnectus erectus”tan Orhan Pamuk’a, emekli Albay Hüsamettin Tambay’dan Selim Işık’a, yazarın yaşamında önemli yer tutan tanışlarına, entelektüel çevresine ilişkin yüzlerce madde yer alıyor. Tarihi Nutuklar (1922 1924) / Mustafa Kemal Atatürk / Yay. Haz.: Selma Günaydın / Kopernik Kitap / 180 s. Atatürk’ün 19221924 yılları arasında verdiği kısa nutuklardan kitapçık halinde yayımlanan beş eserin bir araya getirildiği çalışma; Harf Devrimi (1928) öncesi yayımlandıkları için eski harflerle basılan bu nutukları tarih sırasına göre bir araya getirme çabasının bir sonucu. Bu nutuklardan ilki Milli Meclis’in üçüncü yıldönümü dolayısıyla 1 Mart 1922’de; ikincisi Büyük Zafer’e ilişkin Büyük Millet Meclis’inde 3 Ekim 1922’de; üçüncüsü Meclisin dördüncü “içtima senesi”nin açış nutku olarak 1 Mart 1923’te; dördüncüsü TBMM’nin İkinci Seçim Devresinde Meclis Başkanlığı’na seçilişlerini takiben 13 Ağustos 1923’te; beşincisi ise Dumlupınar’da Meçhul Şehit Abidesi’nin temel atma töreninde 30 Ağustos 1924’te söylenmiştir. Kronolojik sıra izlendiğinde bu kısa metinler Cumhuriyetin ilanından hemen önceki yıllarda Atatürk’ün milletiyle hasbihali şeklindedir. Acı Çikolata / Laura Esquivel / Çev.: Havva Mutlu / Can Yay. / 224 s. Acı Çikolata, Meksika Devrimi sırasında De la Garza ailesinin en küçük kızı Tita’nın mis gibi kokular yükselen mutfağına konuk ediyor okurları. Tita’nın elinden çıkan geleneksel Meksika yemeklerinin sırrı onun kendi duygularında saklıdır, çünkü herkes bilir ki yemeklerinin tadı ve etkisi, mutfaktakinin ruh haline göre değişir! Esquivel; ülkesinin değerlerini ve tarihini büyülü bir anlatımla ele aldığı romanında, geleneğe başkaldıran evrensel kadın kimliğine de özgün bir yorum getiriyor. Aydınlanmanın Öğretmeni Niyazi Altunya YKKED 2020 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü Armağan Kitabı / Yay. Haz.: Rifat Güler, Gökhan Bal / Yeni Kuşak Enstitülüler Derneği Yay. / 656 s. Cumhuriyet eğitim devrimi tarihine ve demokratik öğretmen hareketine yaptığı katkılar nedeniyle YKKED 2020 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü’ne değer görülen eğitimci, araştırmacı yazar Altunya’ya armağan kitap olarak yayımlanan inceleme; okuldan, meslekten ve öğretmen örgütçülüğünden arkadaşları, öğrencileri, akademisyen, sanatçı ve yakın dostlarının Dr. Niyazi Altunya için yazdığı yazılardan oluşuyor. Kitapta, Altunya’nın, Köy Enstitüleri, İsmail Hakkı Tonguç, Fakir Baykurt ve günümüz eğitim sorunları üzerine on beş makalesi de yer alıyor. Dimitrios’un Maskesi / Eric Ambler / Çev.: Gülçin Aldemir / Yapı Kredi Yay. / 256 s. İzmir’in kurtuluşu sırasında çıkan yangının küllerinden efsanevi bir kanun kaçağı doğar: Dimitrios. Daha sonra Mustafa Kemal Paşa’ya karşı planlanan suikast girişimine de adı karışan Dimitrios, İstanbul’da bulunan İngiliz polisiye yazarı Charles Latimer’in ilgisini çeker. Bu yeraltı figürünün hayatıyla ilgili ayrıntıların peşine düşen Latimer kendini çok geçmeden bütün Balkanlar’ı içine alan bir suikast, casusluk ve ihanet ağının ortasında bulacaktır. Dimitrios’un Maskesi; Çağdaş gerilim ve casusluk romanlarının öncülerinden Eric Ambler’in yazınıyla tanışmak için yetkin bir başlangıç. İstanbul Günlüğü (10.11.1936 13.12.1938) / Bruno Taut / Çev.: Tevfik Turan / Kırmızı Kedi Yay. / 375 s. Alman dışavurumculuğunun önemli temsilcilerinden, Berlin Siedlung programının 192433 yıllarındaki başmimarı Taut’un sürgün yaşamı nasyonal sosyalistlerin iktidara gelmesiyle başlar. 1933’te Japonya’ya, 1936’daysa Türkiye’ye yerleşir. 1938’deki ölümüne dek yaşamını sürdüreceği İstanbul’da, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Mimarlık Bölüm Başkanı olarak görev yaparken Ankara’da, Milli Eğitim Bakanlığı’nda da İnşaat Dairesi Başkanlığı görevini yürütür. Bu süre boyunca, profesyonel yaşamındaki gelişmeleri günlüğüne kaydeder. Erken Cumhuriyet döneminin farklı meslek gruplarıyla ilişkilerini, mimarlık kavrayışlarını adeta şifrelenmiş anekdotlar şeklinde günlüğüne aktarır. “İstanbul Günlüğü 10.11.1936 13.12.1938” ismiyle Almanya’da Akademie der Künste, Berlin arşivinde ve ayrıca Japonya’da bir müzede korunan bu el yazması ilk kez kitaplaştırılarak gün ışığına çıkarılıyor. Yoğun Bakımdan Mektuplar / Nilüfer Şenbecerir / Perseus Yay. / 232 s. Acıların, sevinçlerin paylaşıldığı içeride hastaları tedavi eden doktorlar, her an sorumluğu olduğu hastanın basından ayrılmayan hemşireler ve bakım personelleri ve hasta yakınlarıyla, hastalarıyla kurulan kalıcı dostluklar... O dostluk tünelinden rahmetli babasının da geçtiğini ve kendisinin de insana ayrımsız değer verilen hasta yakınlarından biri olduğunu belirtiyor Dr. Nilüfer Şenbecerir. “Kendim için en zor ‘anlar’ kendimi sorguladığım ‘anlar’dı.. Bir hekim olarak... Bir anne olarak... Bir eş olarak... Bir evlat olarak... Bir insan olarak... En zoru da bir hasta olarak... Anlaşılmayan... Anlatılamayan... Okuyun... ‘İnsan insan içindir’ sözünü bir kez daha düşüneceksiniz” diyor. Yoğun Bakım’da dönüşen duygularını aktardığı kitabında yaşamın bir kesitini bulacaksınız... Sessiz Şampiyon / Kemal Ateş / h2o Kitap / 192 s. Yıl 1937, eski Amerikan Koleji binasında kurulan Kızılçullu Köy Enstitüsü’ne Ahmet Bilek, Manisa Kula’dan gelmiştir ve 1960 Roma Yaz Olimpiyatları’nda güreşeceği Maxentius Bazilikası’na giden yolun en başındadır. Güreş, Yaşar Doğu’nun ziyaretinden sonra ise bir tutkuya dönüşecek, Köy Enstitüleri’nden mezun ilk ve tek olimpiyat şampiyonu olacaktır. Uzun kamp dönemleri nedeniyle öğrencilerinin öğretmensiz kalmasına gönlü razı olmadığı için üzülerek mesleğini bırakıp düşük bir aylıkla başka bir işe girecek kadar fedakârdır. Devlet ve toplum ise kendisine karşı ilgisiz. Diğer şampiyonların bazıları gibi Ahmet Bilek de daha iyi bir yaşam vaat eden Avrupa’ya, Almanya’ya gider: Önce sporcu sonra da antrenör olarak. Ancak trajedileri de peşinden gelir... Güreşçiler sakatlık ya da yaş dolayısıyla müsabakalardan çekilirken son maçlarının bitiminde ayakkabılarını minderin orta yuvarlağına bırakırlar. Ahmet Bilek’in vedası böyle olmadı, o mücadeleyi minderde bırakmadı... Milli Mücadele Yıllarında Kırklareli (19181922) / V. Türkan Doğruöz / Türkiye İş Bankası Kültür Yay. / 432 s. Milli Mücadele döneminde, Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgalini önlemek amacıyla Edirne’de kurulmuş olan TrakyaPaşaeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti üyelerinin, işgallerin başlaması üzerine çalışmalarına Bulgaristan’da devam etme kararı Kırklareli’nin, siyasi ve coğrafi önemini artırmıştır. 2025 Temmuz 1920 tarihleri arasında beş gün gibi kısa bir sürede Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine Kırklareli gerek cemiyet üyeleri gerek geri çekilen kuvvetler için Bulgaristan’a geçiş noktası olmuştur. Bulgaristan’da çalışmalarına başlayan cemiyet üyelerinin ilk zamanlarda tek haberleşme araçları birbirlerine yazdıkları mektuplardır. Çalışma; Milli Mücadele döneminde, 25 Temmuz 192010 Kasım 1922 arasında Yunan işgali altında kalan Kırklareli’nde halkın günlük yaşantısı, toplumsal yapısı, sosyal, kültürel hayatı ile ekonomik durumunu ortaya koyuyor. Barbarlar Çağı / Kemal Aslan / Artshop Yay. / 48 s. “Yenilgi çağındayız/ kırılmış zamanın zembereği/ çoktan başladı barbarlık/ daha çok ağıtlar yakılacak/ dilini bilmediğimiz/ heba olacak/ göç yollarında hayatlar”. Barbarlar Çağı; gazeteci ve yazar Kemal Aslan’ın; Tarih Siz Aşk (1993), Kimim (1998), Yoksun (1998), Dilim İmla’nın (1998) ardından yayımlanan beşinci şiir kitabı. Aslan’ın 20032016 yılları arasında yazdığı şiirlerinden oluşan kitabında, 2003’te ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan süreçten günümüzdeki otoriterleşme eğilimlerinin neden olduğu küresel sorunlara, Ortadoğu’yu şiirsel düzlemde ele alıyor. KITAP 23 8 Nisan 2021