03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VELİ EMEKTAR’TAN ‘BİR UMUT, BİR İNSAN’ 78’in ‘Fırtına Kuşağı’ Attilâ İlhan dedikçe “Güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı”. Bir de kaygıları vardı ki “Biz uyursak ülkeye bir şeyler olur” sanıyorlardı. İşte bu fırtına kuşağından bir örnek Veli Emektar’tan, Bir Umut Bir İnsan. Kırk yıl öncesine, heyecan, gerilim dolu bir yolculuğa çıkmak isteyen 78’lilere mutlaka önerilir. 78’in çocukları X, Y, Z kuşağına da ayrıca önerilir elbette. Yaşanabilir, daha barışçı, daha çevreci, daha özgürlükçü bir dünya için “yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek”² yılmadan yorulmadan “...iyi, güzel, doğru haklı için bir şeyler yapabilirim; yaşım başım buna engel değil” diyen Nâzım’ın örnekliği aşkına... FERHAT ÖZEN 68 Kuşağının sembol isimlerinden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiğini Attilâ İlhan, 6 Mayıs 1972 sabahı vapurla Karşıyaka’dan İzmir’e geçerken öğrenir. Vapurun en alt katında, gözyaşlarını tutamayarak yazdığı ünlü “Mahur Beste” şiirinde, Denizleri (o kahramanları) anlatır. Hüseyin 23, Yusuf ve Deniz 25 yaşındaydı. Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için üçü de darağacına bayrak gibi asılmıştı. Bir bilgiye göre, şiirde geçen “O mahur beste çalar” dizesiyle Attilâ İlhan, Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önce son isteği olarak dinlemek istediği, Rodrigo’nun Gitar Konçertosu’na gönderme yapmıştır: “(...) O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız/ Bir yangın ormanından püskürmüş, genç fidanlardı/ Güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı/ Hoyrattı gülüşleri, aydınlığı çalkalardı/ Gittiler akşam olmadan, ortalık karardı…” 78 KUŞAĞINI NASIL BİLİRSİNİZ? Attilâ İlhan, 12 Mart 1971 Muhtırası koşullarında, devrimci “illegaliteye” uyumlanmış gibidir. Yukarıdaki göndermeler dışında, şiirinde, “müjgan” metaforunu (şifresini), bilerek ve bir sevgiliyi çağrıştırarak kullanır. (Oysa “müjgan”, Farsça “kirpikler” demektir.) Şair, söz konusu şiiri ve baştaki iki dizeyi özellikle 68’liler ve Deniz’ler için yazmışsa da, bu dizelerin, 78’in “Fırtına Kuşağı”nı da anlattığını, düşünebiliriz. Birkaç yıl önce, büyük bir üzüntüyle, Karacahmet’te miting gibi büyük bir törenle, Deniz’lerin yanına, sonsuzluğa uğurladığımız, yol arkadaşımız Bülent Uluer’in bir soruya verdiği yanıtta, 68 Kuşağı’yla karşılaştırırken “78 Kuşağı’nın kahramanları yoktur, onlar kitlesel kahramandır” benzeri açıklaması olmuştu. Ben, buna katılmıyorum. Vardı diyorum. En başta, Bülent Uluer, 78’lilerin en sevilen, en bilinen kahramanıydı. 78’in DevGenç Genel Başkanı Bülent Uluer’in, “yoktu”, demesi; onun yüce gönüllü oluşundandı bence. TOHUM OLDUĞUMUZU BİLMİYORLARDI’ Hatta 78’lilerin gençlik örgütlenmesinden siyasete yükselmiş, ismi çok duyulmamış başka kahramanları da vardı. Örnekse İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde demokratik, laik, bilimsel eğitim mücadelesinde yetişmiş Veli Emektar, Fevzi Güvener, Hüseyin Duranay gibi isimlerdir. Demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir eğitime ve sosyalizme adanmış, ismi çok bilinmeyen yeni yetişen kahramanlardan Veli Emektar, aslında yaşamı üzerinden 78’in, “Biz uyursak ülkeye bir şey olur” diyen kuşağın en delikanlı, vatan sevdalısı, fedakâr, cesur, usta, acemi, şakacı, konuşkanını yazmış ve yayımlamış. “Bir Umut Bir İnsan” demiş başlığına. Bir özyaşam öyküsü olmakla birlikte, bir dönem romanı daha çok. 1980 öncesi, (1974’te) 11 bölümü olan İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nün sosyal bilgiler bölümünde başlayan öğrenciliğinden, “Devrimcilik Bölümü”ne “yatay geçiş” yapmış öğrenci gençliğin önderlerinden biri olmuştu. Bu mücadelesi yanında, örgüt içi, örgütler arası çelişmeleri ve çatışmaları, bu arada, hiç aklında yokken evliliği üstüne gelen, örgüt kurallarına da aykırı platonik bir akıl tutulması ve bu nedenle yaşadığı travmayı ve üstüne bir de bu nedenle geçirdiği örgütün soruşturmasını, buna verdiği ifadeyi içten bir anlatımla paylaşıyor. İŞKENCE VE DİRENİŞ! Bu arada Emektar’ın dokuz canlı olduğunu da öğreniyoruz kitabında, önce “‘Bana sağcılar cinayet işliyor’ dedirtemezsiniz” diyen bir zihin yapısının iktidarında... MC hükumetleri döneminde, solcu ve öğrenci önderi olarak ayda, bazen haftada bir polisin eline düşmek, çıkmak yine girip yine çıkmak, yine girip yine… Ne demek! Her girişinde bir ton dayaktan ve işkenceden geçmek; ölümlere gidip gelmek; ama dayanmak, teslim olmamak; korkuyu, yılmayı yüreğine kondurmamak… Sonra 12 Eylül döneminde, kadrolu olarak girdiği cezaevinde komün temsilciliğine seçilmek, tutuklu ve mahkumların hakları için baskıcı yöneticilerle didişmek, cezaevinden çıkarken bile, savcıya hiç minnetsiz çekip yürümek, saatlerdir dışarıda bekleyen babasının yanına. SON! Kitapta hızla akan olaylar, bir sinemada kahramanımız film izlerken, “SON”a eriyor. Askerlik dönüşü, 12 “Eylülün Kızgın Soluğu”nu¹ toplum ensesinde hissederken... Bu koşullarda karşılayıcısı da gel(e)mez. O da bu yalnızlık duygusunu yenmek için kendini ilk gördüğü sinemaya atıverir. Ne ki film bitmiş, bitmiş ama koltuktan kalkamıyor kahramanımız. Görevli gelir “Asker Ağa, hadi kalk, film bitti” der. İlginç, çok şık bir “SON”. Planlanmış mı? Sanmıyorum. Biten yalnız film değil, okuduğumuz kitaptır aynı zamanda. Veli Emektar’ın Bir Umut Bir İnsan’ı, kırk yıl öncesine, heyecan, gerilim dolu bir yolculuğa çıkmak isteyen 78’lilere mutlaka önerilir. Bir gençlik önderinin, kaçıp kovalamaktan yazmaya nasıl zaman bulduğuna şaşarak önerilir. 78’in çocukları X, Y, Z kuşağına da ayrıca önerilir elbette. Yaşanabilir, daha barışçı, daha çevreci, daha özgürlükçü bir dünya için, “yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek”², yılmadan yorulmadan “...iyi, güzel, doğru haklı için bir şeyler yapabilirim; yaşım başım buna engel değil” diyen Nâzım’ın örnekliği aşkına... n ¹ Eylülün Kızgın Soluğu, Mehmet Başaran, Cumhuriyet Kitapları, 2. baskı ² 78 Kuşağı şairlerinden Adnan Yücel Bir Umut, Bir İnsan / Veli Emektar / El Yayınları / 410 s. KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Reklam Genel Koordinatörü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: [email protected] l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. MERHABA B u sayımızın kapağında, yaşamı ve yapıtlarıyla bugün de özgürlük ve insanca yaşam kavgamıza ışık tutan, yoksul köylülükten köy öğretmenliğine, sendikal mücadeleye, gazeteciliğe sonrasında da edebiyat alanına uzanmış, evrensel olarak adını duyurmayı başarmış ve tüm yapıtları Literatür Yayınevi’nce yeniden yayımlanan Dursun Akçam yer alıyor. Alper Akçam’ın yazısı... Üçüncü sayfamızda, Veli Emektar’ın Bir Umut, Bir İnsan’ını değerlendirdiği, 78’in ‘Fırtına Kuşağı’ başlıklı yazısıyla Ferhat Özen yer alıyor. Çağdaş Bayraktar, Eski CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol’un, Türkiye’nin özellikle son 20 yılda dönüşümünü belirginleştiren birçok konunun arka planını paylaştığı incelemesi En Uzun Gün’ünü inceliyor. Gamze Akdemir, gazeteci, yazar ve akademisyen Barış Doster ile Mustafa Kemal Paşa’nın, Milli Mücadele’yi, 1919’da hangi koşullarda başlattığını pek çok koldan açımladığı yeni incelemesi Milli Mücadele Işığında Türkiye’sini konuşuyor. Emrah Kolukısa, Seray Şahinler ile Orhan Veli’nin kız kardeşi Füruzan Yolyapan’la söyleşilerinden hareketle kaleme aldığı Ağabeyim Orhan Veli’yi konuşuyor. İlke Saydamer, Attilâ Şenkon ile yeni romanı Hoş Bulduk Hayat’ı konuşuyor. Hasan Akarsu, Osman Balcıgil’in En Hüzünlü Eylül’ünü tanıtıyor. Serkan Murat Kırıkcı, Stuart Turton’ın Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü’nü inceliyor. İrem Uzunhasanoğlu, Yılmaz Şener’in Elia’sını değerlendiriyor. Vitrindekiler ve Bulmaca köşelerimiz yine dolu dolu... Emek Yurdakul, Victor Spoormaker ve Bouwien Jansen’ın Gece Yarısı Canavarlar Geldiğinde’sini yazıyor. Berrin Budak Karınca, Nihan Kaya’nın, kendisiyle yüzleşebilen ebeveynlerin çoğalması ve kırgın çocukların her geçen gün azalması dileğiyle kaleme aldığı İyi Aile Yoktur’u inceliyor. Artık kırgın çocuk kalmaması, kendisiyle yüzleşebilen ebeveynlerin ve iktidarların çoğalması dileğiyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. İyi okumalar Editörden... [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle