25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

NAZAN BEKİROĞLU’NDAN ‘KEHRİBAR GEÇİDİ’ * İsa’nın sırtındaki toga picta Azatlı köle Vitalis, lahit kopyacısı Efesli Linus, yazıcı köle Simonides, tapınak kandilcisi Feliks, uykusuz çoban Fazelis, gezgin Al-Mina, barbar Yüzbaşı Geta... Kehribar eşliğinde yolları keşisen yedi kişi... Bir kış günü Kehribar’ın eşliğinde bir meşe ağacının altında buluştuklarında, o gece dalacakları uzun uykunun sonunda saf inanç ve kurumsallaşmış din çatışmasının simgeselleşeceği “toga picta”yı İsa’nın sırtında göreceklerini tahmin bile edemezlerdi. Nazan Bekiroğlu, “Yedi Uyurlar” anlatısı ile Roma İmparatorluğu’nun dağılmadan önceki son yüzyılı üzerine kurguladığı romanı Kehribar Geçidi’nde (Timaş Yayınları), bir insanlık tarihi ve insanlık durumları okuması sunuyor. sına, vahşete, insanın güçle zehirlen- NEVRA ERDOĞAN meye yatkın doğasına karşı bir hay- kırışa dönüşüyor. ZAMANLAR ARASI ORTAK GÜNAHLARLA BİR ANLATI YÜZLEŞME! Nazan Bekiroğlu bir yeni Türk adebiya- Bekiroğlu, bugünden geriye doğ- tı profesörü olmasının yanında, yayımla- ru dünyanın tüm zamanlarının iç içe nan ilk kitabı Nun Masalları’ndan (1997) geçtiği bir saf zamanda, karakterleri- bu yana edebiyatımızın son çeyreğinin en ne -aslında bize- insanlığın ortak gü- dikkat çekici isimlerinden biri. nahlarıyla bir tür yüzleşme yaşatıyor. İlk eserlerini daha çok mitolojik ve ta- Biçemci bir yazar olan Nazan rihsel kimliklerden yola çıkarak inşa eder- Bekiroğlu’nun dilinde yıllar içinde ken son dönem romanları Nar Ağacı ve daha da fark edilen sadeleşme, roman- Mücellâ’da odağını yakın tarihe kaydırmıştı. larının bir başka özelliğini, detayla- Uzun bir sessizliğin ardından gelen Keh- rın zenginliğini daha görünür kılıyor. ribar Geçidi (Timaş Yayınları) ise zamanın Kehribar Geçidi de bu anlamda hay- yayını yine gerilere doğru çekse de pekâlâ ranlık uyandıracak kadar zengin ve in- dünyanın tüm zamanlarına uyarlanabile- celikle işlenmiş bir metin. cek bir anlatı ortaya koyuyor. Romanın üzerine kurgulandığı ye- Eserin arka kapak yazısında, “sekiz yıl- di kişi, onları Roma’da buluşturan lık bir emeğin sonucu” ifadesi yer alıyor. hikâyeleriyle MS 300’lerin Akdeniz Gerçekten de yazarlığında dönüm nok- havzasının önemli bir kısmına, elbette tası kabul edilebilecek Nar Ağacı’ndan başta Roma şehrine, Batı Anadolu’ya, sonra, arada Mücellâ adlı bir “novella”sı çekiç darbesi vurarak somutlaştırmak istiyor. Mina, barbar Yüzbaşı Geta ve bu yedi ki- Arap coğrafyasına, kuzeyde barbar kavim- ve Yerli Yersiz Cümleler adlı bir koleksi- Ancak elinin bir anlık titremesiyle sik- şinin yollarını kesiştiren Kehribar. lerin yaşadığı topraklara dair çok zengin de- yon eseri yayımlanmış olsa da biliyoruz ki ke, darphane kölesinin muradının ötesin- Roma’nın içten içe kaynadığı, zulmün taylar sunuyor. Bekiroğlu uzunca bir zamandan beri Ro- de bir sembolizmle roman boyunca süre- ayyuka çıktığı zamanlara tanıklık eden bu Ama kuşku yok ki bunun en ihti- ma üzerine bir roman üzerinde çalışıyordu. cek bir seyir izliyor: sekiz karakter kendi içlerindeki bir kıpır- şamlı hale geldiği yer Roma. Forum’u, “İşte o zaman İmparator Diocletianus, tının izini sürüyorlar. Kolezyum’u, Senato’su, tanrıları, tapı- ‘YEDİ UYURLAR’ sağ gözünün pınarında gözyaşı damlası- Kimisi zaten bir zamandır Nasıralı İsa’nın nakları, şifahaneleri, mahkemeleri, pazar ÜZERİNDEN ROMA! na benzeyen bir vuruk iziyle bir hikâyenin öğretisinin takipçisi. Kimileri de artık Ro- yerleri, aristokratları ve sonradan gör- Kehribar Geçidi’nin asıl sürprizi Roma’yı girişine bakmaya başladı. ma’daki tanıklıklarını vicdanın tartısının ta- me zenginleri, sanatçıları, yontucuları, “Yedi Uyurlar” anlatısı üzerinden okuma- Aynı kalıptan çıkan her akçe diğerleri- şıyamaz hale gelmesinden dertli. çobanları, şifacıları ve Nasıralı İsa’nın sı oldu. nin aynıdır ama o gün hazineye, senato- ilk dönem takipçileriyle Roma’ya ilişkin Aslında dünyanın çeşitli kültürlerinde ya, Forum’daki sarraf tezgâhlarına, bü- ÇATIŞAN SAF İNANÇ VE çok ince detayların izini sürüyorsunuz bahsi geçen bu anlatı, zamansal olarak da- rolara, pazar yerlerine, limanlara, şeh- KURUMSALLAŞMIŞ DİN! roman boyunca. ha çok Hıristiyanlığın ilk dönemlerine ta- rin kapılarına sevk edilen pırıl pırıl sik- Bir kış günü Kehribar’ın eşliğinde bir rihlense de İsevi anlatı içinde giderek unu- kelerin arasına kusurlu bir tanesi karıştı. meşe ağacının altında buluştuklarında, o * Toga: Yaklaşık altı metre uzunlu- tulmuş, “Ashab-ı Kehf” ismiyle İslam kül- Fark eden olmadı, eden de ses çıkarmadı. gece dalacakları uzun uykunun sonunda ğundaki bir kuşağın vücuda belirli bir türü içinde anlatılagelmiştir. Tanrı bilir niye?” “toga picta”yı İsa’nın sırtında görecekle- yöntemle sarılmasıyla elde edilen ve ge- Kehribar Geçidi’nde ise insanın güç, Roman boyunca elden ele dolaşan ku- rini tahmin bile edemezlerdi. nellikle bir tunik üzerine giyilen antik iktidar ve ihtişam karşısındaki hallerini, surlu sikkenin zamanı geldiğinde “geç- Bana kalırsa romanın en çarpıcı sahne- Roma’nın en karakteristik giysisi. adalet ve zulüm, sefahat ve sefalet karşıt- mez akçe”ye dönüşeceğini ne darphane lerinden biri, “toga picta”nın İsa’nın sır- Toga picta: Bu toga, diğerlerinden lıklarını, saf inanç ile vicdanın bağını sor- kölesi ne Diocletianus ne de roman bo- tında göründüğü andı. Saf inanç ve ku- farklı olarak boyanır, üzerinde işleme- gulatan yanıyla tüm zamanlara seslenen yunca hikâyeleri birbirine karışacak sekiz rumsallaşmış din çatışması ancak bu net- ler ve süslemeler bulunurdu. Altın işleme- bir anlatıya dönüşüyor. erdemli kişi bilebilirdi. likte temsil edilebilirdi. li ve mor renkliydi. Cumhuriyet dönemin- Sadece bu sahnede değil, romanın tü- de, generaller tarafından adlarına düzen- KUSURLU SİKKE, GEÇMEZ AKÇE SEKİZ ERDEMLİ KİŞİ münde ortaya koyduğu çatışmalarda ya- lenen zafer alaylarında ve Praetor Urba- MS 300’lerin başı. Roma’da eski bir Konu edilen sekiz erdemli kişi Kehri- zarın tarafı çok net aslında. nus tarafından Ludi Apollinaires oyunla- darphane kölesi, dönemin İmparatoru bar Geçidi’nin ana karakterleri: Azatlı Bir yerden sonra kurgu öyle bir hal alı- rı sırasında giyilirdi. İmparatorlukta ise Diocletianus’a duyduğu öfkeyi darphane- köle Vitalis, lahit kopyacısı Efesli Linus, yor ki, metin sadece Roma’da değil, dün- gladyatör oyunları düzenleyen magistra- den çıkmak üzere olan sikkelerden bir tane- yazıcı köle Simonides, tapınak kandilcisi yanın tüm zamanlarında işlenen zulümle- lar ve konsüller, bazı özel durumlarda da sinde imparatorun gözünün tam üstüne bir Feliks, uykusuz çoban Fazelis, gezgin Al- re, adaletin ve hakkaniyetin yok sayılma- imparator tarafından giyilmiştir. n 16 2 Aralık 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle