Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÖZLEM ÖZDEMİR’DEN ‘BENİM ADIM AFET’
‘Çocuklar, umudun ta kendisi!’
Şehir şehir gezilen ilk gençlik yılları ve öğretmenlik mesleği... Mustafa Kemal Atatürk’le
tanışmanın ardından bambaşka bir yönde ilerleyen eğitim yaşamı... İsviçre’ye uzanan bir ömür,
Türk Tarih Kurumu’nun kurulması ve kadın hakları için yürütülen nice çalışmalar...
Gazeteci ve yazar Özlem Özdemir, Cumhuriyet’in ilk tarih profesörlerinden,
Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın yaşamını çocuklar için kaleme aldı.
Özdemir, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan ve Afet adındaki küçük bir kızın
adaşının yaşamını merak etmesiyle başlayan kitabı Benim Adım Afet’te tarihle iç içe bir
yolculuğa davet ediyor. Küçük Afet’in maceraları sürecek!
Bu arada yeni kitabı da yolda. Bu kez yetişkinler için yazdığı ve Türk kadınlarının haklarını
nasıl elde ettiğini konu ettiği kitabı da bu ay yayımlanacak.
Özellikle son yirmi yılda yetişen çocuklar
oluyoruz. Eğer siz de Afet İnan’la kar-
KEMAL YILMAZ
ülkemizin geçmişi konusunda yeteri kadar
şılaşsaydınız ona neler söylemek ya da
bilgi sahibi değiller, aslına bakarsanız ben-
sormak isterdiniz?
zer durum yetişkinler için de geçerli.
Evet. Küçük Afet, adının neden Afet ol-
‘GEÇMİŞİ BİLMİYORUZ’
Hafızası olmayan bir toplumda aidiyet
duğunu merak etmesiyle kendini heyecan
n Benim Adım Afet isimli ilk çocuk
duygusunu pekiştiremezsiniz. Çocukla- verici bir maceranın içinde buluyor.
romanınız Afet İnan’ın yaşamını anla-
rın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşun-
Günümüz çocuklarının tanıdık bula-
tan bir kitap. Afet İnan’ı seçmenizin özel
da rol almış öncü insanları tanıması özel-
cağı fantastik öğelerden de yararlandım.
bir nedeni var mı?
likle bugün çok önemli.
Küçük Afet’e aslında Afet İnan ile karşı-
Evet, öncelikle Afet İnan benim için
laşsaydım neler sorardım diye düşünerek
özel bir kadın. Üç yıl önce İlham Veren
‘ÖZGÜRLEŞTİRİCİ BİR DENEYİMDİ’
sorular sordurdum, o sorular aslında be-
Cumhuriyet Kahramanları: Öncü Kadın-
En azından “Başka bir hayat mümkün,
nim de sorularım.
lar kitabımda yaşamını da yazarken ken-
bakın bu insanlar sizin kadar şanslı değil- Ama öncelikle bana Atatürk’ü anlat-
disini yakından tanımış ve çok önemli
lerdi ama neler başardılar, siz de yapabi-
masını isterdim. Gerçi o Atatürk’ü torun-
işler başarmış bu kadının hakkında çok
lirsiniz!” demeye çalışıyorum. larına bile anlatmazmış, “Hepsini kitap-
az şey yazıldığını görünce şaşırmıştım.
Çocuklar Afet İnan gibi tarihte iz bı- larımda yazdım, okuyun” dermiş.
Özellikle kadın haklarının elde edilmesin-
rakmış insanları bilirlerse ülkelerine dair
de öncü bir rol üstlenmesine, Türkiye’nin
umutları da gelişebilir. Hatta umudun YENİ KİTAP YOLDA
ilk kadın tarihçisi olmasına karşın gerek-
aslında kendileri olduğunu fark edebilir- n Çocuklar için yazmaya devam ede-
tiği kadar tanınmamasının haksızlık oldu-
cek misiniz?
lerse tadından yenmez.
ğunu düşündüm.
n İlk çocuk romanınızı yazarken nele- Kesinlikle edeceğim. Küçük Afet artık
Ayrıca Atatürk’ün manevi kızı ve Afet
re dikkat ettiniz ve nasıl bir deneyimdi? bir kahraman. Onun maceralarını okuma-
İnan’ın kendi ifadesiyle “ilim arkada-
ya devam edeceğiz. İkinci kitap üzerinde
Çocuklara yazmak bambaşka bir dene-
şı” olarak birlikte çok önemli devrimlere
çalışmaya başladım bile…
yim. Bir yazar olarak hem daha çok so-
imza atmışlar. Üstelik sayısız anıları var,
rumluluk yüklüyor hem de onların algısı na kadar mutlu hissediyorum. Dileğim, Son olarak Afet İnan hakkında bu za-
Atatürk’ü daha iyi anlamak açısından da
ve hayal gücü bizden daha yüksek olduğu Anadolu’nun bütün köylerindeki çocukla- mana kadar, kendisinin yazdığı ve kızı Arı
bana yardımı oldu. Ve Afet İnan’ın biyog-
İnan’ın düzenlediği kitaplar dışında, yazıl-
için çok da eğlenceli bir deneyim olabili- rın eline ulaşabilmesi. Keşke Cumhuriyet
rafisini yazmaya başladım. O arada Be-
yor. Heyecan verici bir süreçti. çocuklarının yetişmesini isteyen ve ola- mış bir kitap yok.
nim Adım Afet tam anlamıyla araya gire-
İlk kurgu deneyimim olduğu için biraz nakları olanlar bu çağrımı duysa... Bu ay yine Kırmızı Kedi Yayınevi’nden
rek kendini yazdırdı...
tedirgin edici ama aynı zamanda özgürleş- bu kez yetişkinler için yazdığım biyografi-
n Çocukların Afet İnan gibi önemli
tirici bir deneyim oldu. Hayal gücümü ço- ‘AFET’İN SORULARI si yayımlanacak.
kişilikleri tanımalarının sizin için nasıl
cuklarla paylaşmak fikri bana çok iyi geldi. BENİM DE SORULARIM’ O kitapta Türk kadınlarının haklarını
bir önemi var?
Cumhuriyet’e olan borcumu öde- n Romanda, Afet İnan’la karşılaşan nasıl elde ettiğini de kapsamlı olarak anla-
Ne yazık ki kuşaklar arası tarihi ve kül- me gayretim nedeniyle bu kitapla-
küçük bir kız çocuğu var, onun adı da tıyorum. Anımsamaya çok ihtiyacımız var
türel aktarımda sınıfta kalmış bir toplumuz. rı yazıyorum, o nedenle başından sonu- Afet. Küçük Afet’in heyecanına ortak diye düşünüyorum... n
MİM SERTAÇ TÜMTAŞ’TAN ‘NÖBETLEŞE DIŞLANMA’
Göç ve sosyal dışlanma döngüsü!
letişim Yayınları tarafından yayımlanan Nö- sesle dile getirenler arasında yer alır, bu sırada sta- kavramından ilhamla geliştirdiği “nöbetleşe dış-
betleşe Dışlanma, kentlerde “yerlilerin” göç-
tülerinin biraz olsun iyileştiğini hissederler. Böyle- lanma” kavramını, Suriye’den gelen kitlesel göç
İ menlere, her göçmen grubun da kendisinden
ce biriken, katmanlaşan, yoğunlaşan, bir yandan da örneğinde sahaya uyguluyor. Şanlıurfa, Hatay ve
sonra gelen göçmen gruplara karşı geliştirdiği
karmaşıklaşan bir dışlama dinamiği bu. Mersin’e gelen Suriyelilerin ve “göçler diyarı”
dışlayıcı tepkiler silsilesini anlatıyor.
Bir kısır döngü… Bu evrensel olgunun Türki- diye de anılan Mersin’in “yerlileri” ile “eski göç-
Her yeni göçmen grubu, kentte görünür hale gel- ye’deki kalıbında, Türk etno-kültürel kimliğinde- menlerinin” bu deneyimi nasıl yaşadığına, nasıl
dikçe kentin ekonomisini ve günlük hayatını “boz- kilerin Romanları, Romanların göçle gelen Kürt- algıladığına bakıyor.
duğuna” ilişkin kızgınlıklarla, aşağılamalarla karşı-
leri ve Arapları, Kürtlerin yeni göçmen gruplarını Nöbetleşe Dışlanma, yoksulları birbirine düşüre-
laşır. Yakın zamana kadar aynen bu şekilde suçlan- dışlayıcı tutum aldıkları gözleniyor. rek eşitsizliğin yeniden üretilmesine katkıda bulu-
mış olan “eski” göçmenler de bu tepkileri yüksek Mim Sertaç Tümtaş, “nöbetleşe yoksulluk” nan bir sarmalın berrak ve acı bir resmini çiziyor. n
4 7 Ekim 2021