Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Asıl karanlık içimizdeki!
Nevrokopli, sıradan bir gencin değişim öyküsünü, hiçbir noktasında sahiciliğin uzağına
düşmeden, zorlamadan anlatırken aslında baş döndürücü bir hıza erişen teknolojiye, uygarlık
diye tanımladığımız o büyük yapaylığımıza, insanın insandan uzağa savruluşuna, yalnızlığına
kısacası içimizde farkında bile olmadan büyüttüğümüz ve içine yuvarlandığımız o karanlığa
yeniden bakmaya çağırıyor bizi.
sanın insandan uzağa sav- Artan nüfus, “topraktan
Y. BEKİR YURDAKUL
ruluşuna, yalnızlığına kısa- öğrenip kitapsız bilen”lerin
cası içimizde farkında bile bu savruluşu, kentleşme-
olmadan büyüttüğümüz ve
nin getirdiği dikey yerleşim-
ksilikler o gün başladı.”
içine yuvarlandığımız o ka- Desenler: VASSİLİKİ NEVROKOPLİ
ler, kendine ve çevresine
Çağdaş Yunan edebiya-
ranlığa yeniden bakmaya yabancılaşan insan, insanın
tının başarılı ve ödüllü ya-
dukça başarılı bir distopyadır. Nev-
çağırıyor bizi.
kendisini bir anda ortasında
zarlarından Vassiliki Nev-
rokopli, hazırlıksız yakalanabileceği-
Düğmeye basınca aydın-
‘‘A bulduğu hız çağı...
rokopli, dilimize çevrilen
miz yoksunluk deryasını önümüze, gü-
lanıyor her yer, düğmeyi Günışığı altında kocaman
ilk romanı, Yunanistan’da 2019 Gençlik
rültü patırtı etmeden, sakin bir anlatım-
çevirince çalışıyor her ay-
bir karanlıktır aslında he-
Edebiyatı Ödülü’ne değer görülen Karan-
la serer ve bizi orada adım adım dolaş-
gıt. Küçücük bir parmak
pimizi kuşatan. Ve bir gün
lığa Yakalanmak’a böyle başlıyor.
tırırken çözüm için “sistemler”i ya da
hareketi... Ve bizi asla yor- elektrik “izne çıkınca” hayat
Ardı arkası kesilmeyen aksiliklerin ne-
“kalabalıklar”ı değil “insan”ı işaret eder.
mayan / emek istemeyen bütünüyle durur ve başka
deni, yerel şebekede olduğu düşünülen
bu eylemin sunduğu bü-
arızanın yol açtığı elektrik kesintisidir. bir karanlık kuşatır hayatı.
SİSTEM DEĞİL İNSAN
yük rahatlık! Ya o düğme, Karanlık nerededir,
Ve bu durumdan kısa sürede bütün ülke
Aslında hayatın içinde, yanı başımız-
etkilenecektir. Dolayısıyla “iki üç düğ- gün olur dilediğimiz enerjiye, harekete asıl karanlığı kavramamızın önünde-
dadır o insanlar. Bir sevgi yumağıdırlar,
kumanda etmezse! Emeği öteleyen ko-
meye bağlı uygarlık” sanki hayatın o ina- ki engel nedir? Dahası aydınlık nereye
zorluklar karşısında yılgınlık göstermez-
laylık, çaresizliğe, tutsaklığa da kapı mı saklanmıştır ya da saklanmış mıdır?
nılmaz hızına başkaldırmış, “Biraz ağır
ler, her zaman sakin ve dingindirler...
olun, bekleyin bakalım!” demiştir. aralıyor yoksa!
Hikâyenin akışı içinde değişip dönü-
SEVGİDİR DUVARLARI YIKAN
şen Argiris de sahneler değiştikçe on-
ÇARESİZLİĞİ BESLEYEN KOLAYLIK İNSANIN TUTSAKLIK ÇAĞI
Yazar, bütün hikâyeyi, romanın baş-
lardan biri olarak çıkacaktır karşımıza.
Nevrokopli, sıradan bir gencin deği- Her şeyin, sanattan sağlığa, iletişim- kahramanı Argiris’in ağzından akta-
Argiris için fitili ateşleyense babasının
şim öyküsünü, hiçbir noktasında sahi- den ulaşıma, sinemadan fotoğrafa her
rır. Onun (Argiris’in), “Önceleri yuva-
hemen her vesileyle armağan ettiği ama
ciliğin uzağına düşmeden, zorlamadan şeyin sığdığı telefonlar, tabletler, bilgi-
sı, ardından sürgün yeri ve son yıllar-
onun her seferinde hayal kırıklığına uğ-
anlatırken aslında baş döndürücü bir hı-
sayarlar, televizyonlar... da sığınağı” olan odasında başlayan
rayıp uzun yıllar birinin olsun kapağını
za erişen teknolojiye, uygarlık diye ta- Bugün hepimize sıradan görünen
hikâye, kurguya ustaca yerleştirilen aş-
bile açmadığı kitaplardan birinde rast-
nımladığımız o büyük yapaylığımıza, in-
ne ki her biri olağanüstü bir gelişmişli-
kın öteki kahramanı Maria’nın sığınağı,
lantıyla karşısına çıkan bir şiirdir.
ği işaret eden bu araçların sağ- “mağarası”nda sona ererken yazar bir
Böylece içinde yanan ateşi fark ede-
ladığı kolaylığı yadsımıyor elbet-
yandan da fısıldar:
cek, bu da oradan sızan cılız ışığın ardı-
te ki yazar.
“Sevgidir insanı insana ulaştıran, du-
na düşmeye, “yaşamaya” karar vermesi-
Ancak bir arıza sonucu ansı- varları ortadan kaldıran, yasakları etkisiz
ni; şehrin, o büyük ama kısır dünyasının
zın eli kolu bağlı kalan, donanımı kılan... Tükenmeyen!”
tekdüzeliğinden sıyrılmasını sağlayacaktır.
yetersiz, dolayısıyla ne yapaca-
Babasının evden ayrılmasıyla içine
ğını bilmez hale düşen insanı ve
düştüğü açmazdan kurtulamayan Ar-
ASLOLAN YAŞAMAKTIR!
onu üretim dışına savuran “uy- giris, her geçen gün daha çok içine ka-
Hayat, enikonu bir yapbozdur. Ki-
garlık” dediğimiz olguyu da ce-
panacak, şimdi “iki evi” olmasına karşın
mi parçalarını ıskaladığınızda, yerli yeri-
saretle tartışmaya açıyor.
içinde büyüttüğü, yalnızlıktan beslenen
ne koyamadığınızda ya da silikleştiğinde
Anlatının neredeyse her karanlık onu bütünüyle teslim alacaktır.
kim parçalar hayat da kıymetini yitiriyor,
bölümünde ve sık sık şunu
Artık dünyası, telefonu ve orada oy-
sıradanlaşıyor hatta çekilmez, bazı an-
düşündüm:
nadığı “oyun”lardan ibarettir. Kendisini
larsa dayanılmaz oluyor.
Enerjinin tutsağı olmadan sevmediğine inandığı babasına da kız-
Kısacası yapboz bütün parçalarıyla de-
önce insan böylesine umar- gındır, onun evden ayrılmasına neden
ğer görmek, ilgiyle karşılanmak istiyor. Na-
sız değildi. Ve hiçbir en-
olan annesine de...
sıl mı ışıldar o yapboz? Harcadıkça ço-
gel onu günlük işinden, Gelgelelim elektrik kesintisi uzayınca
ğalanı, içimizdeki sevgiyi keşfedip ihti-
hayatın olağan akışından ne telefon kalacaktır ne de oyun. Dahası
yacı olana sunduğumuzda yani aslolanın
alıkoymuyordu. Dolayısıyla
hayat tümden duracak, kışın ortasında yaşamak olduğunu fark ettiğimizde... n
böyle iki ayağı bir pabuçta
bütün ülke ekmeksiz, susuz kalacak ya-
ne yapacağını bilmez, bir nı sıra işyerlerinden evlere bütün konut- Karanlığa Yakalanmak / Vassiliki
yerlere yetişemez halde lar buz kesecektir. Nevrokopli / Çeviren: Fulya Aktüre /
de değildi.
Nevrokopli’nin kurguladığı aslında ol- Günışığı Kitaplığı / 188 s. / 10+ / 2021.
7 Ekim 2021
16