Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Marx Bu İşe Ne Derdi? / Gareth Southwell / Çeviren: Devrim Çetinkasap / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 192 s. Sosyal medyaya olan bu bağımlılığınızı görse acaba Kant ne derdi, diye düşündünüz mü hiç? Ya da televizyonda neyin seyredileceği tartışmalarını Platon gelse çözer miydi? Peki ya Hobbes, tatile çıktığınızda hamsterınızı beslemeye razı olur muydu sizce? Filozof, yazar ve ressam Dr. Gareth Southwell kitabında; Facebook’a bağımlı olmakta sorun var mı? Bebeğe hangimiz bakacak? Hayır kurumlarına bağış yapayım mı? Haberlere güvenebilir miyim? Evlensem mi? gibi sorulara, soru ve sorunlara, özgürlük, eşitlik, güç ve otorite, haklar, adalet kavramlarını sorgulayarak; Marx, Hegel, Hobbes, Platon ve daha nicelerinin kuramları üzerinden yanıt arıyor. Dayının Casusları: TSK MİT Emniyet Yargı / Aytunç Erkin / Kırmızı Kedi Kitabevi / 344 s. Çok fazla kişi vardı. Birbirlerini tanımaları istenmiyordu... Malikanenin içerisinde de eşi ile kalmadı... Bahçede bulunan küçük müştemilatta dört gece geçirdiler... Malikaneye giderken yol üstünde eşyalarını görevliye bıraktılar. Kendilerine bir de kod isim verilmişti. Ve orada ilk kez şunu duydu: “Dayının akrabaları geldi, haber verin!” Kim bu dayı? O gün ilk defa sabah beş civarında uyanır... Heyecanlıdır... Elindeki mektubu kriminal şubeye götürecek ve “kim” olduğuna ulaşacaktır... Eşini öper, çocuklarına sarılır ve... Hayal kırıklığı yaşar... Çünkü parmak izi tespit edilememiştir... Bir dostu pasaport şubeye gitmesini söyler ve gider... Artık ilk parmak izi tespit edilmiştir! Türkiye’nin tarihi yeniden yazılacaktır... Kim bu hayalet? Yaşamak ya da Yaşadığımız Sanmak: Düşey Yatay / Mustafa Tuğrul Edis / Tortuga Yayınları / 232 s. Düşey ve yatay yalnızca bir konum, bir çizgi, bir kavram ve bir boyut değil, hayatın akışını yöneten ve insanın geleceğini belirleyen güç merkezleridir. Düşey ve yatay yaşamımızdır. İçinde bulunduğumuz ya da bulunmadığımız olaylar düşey ve yatay eksenlerinde başka boyut kazanırlar. Ortaya çıkan farkındalık yaşam dengemizi kurmamızı sağlar. Mustafa Tuğrul Edis’in kitabında, düşeyi ve yatayı, farklı bir bakış açısı ve sürekli bir akış içinde karşılaştırmalı olarak ele alıyor. Denize Varınca / Ali F. Bilir / E Yayınları / 96 s. Ali F. Bilir’in kaleminden yalın dille yazılmış 13 öykü... Yazar, Denize Varınca’da okurları 1950’lerden günümüze Türkiye coğrafyasında toplumsal tarihe tanıklık sunan bir yolculuğa çıkartıyor. İçinde bulundukları koşullara sıkışmış ancak yazgısına başkaldıran karakterleri kimi zaman Torosların bir dağ köyünde, kimi zaman minibüslerin tozlu sokaklarda devindiği tanıdık bir Anadolu kasabasında ve kimi zaman da kendisinden olmayanı iteleyen büyük kentin hengâmesinde yaşamın tüm olumsuzluklarına inat çıkış yolunu arıyor. Baykür / Ercüment Kolay / Gece Kitaplığı / 256 s. Tek bir günah, kendisinden önce kazanılan bütün sevaplardan daha ağır basabilir mi? Ya da tek bir mağlubiyet, kendisinden önce kazanılan bütün zaferleri unutturabilir mi? Küçük bir çocuğun ölümüne neden olan bir adam, bu gerçeği duyan ama hiçbir şey yapamayan bir rahip ve onun da sığınmak zorunda kaldığı genç bir psikolog... Hayatına dokunduğu herkese yaşama sevinci katan rahip, bir sarmalın içine girer. Bu durumdayken ümit ettiği tek şey Tanrı’nın yüreğine dokunmasıdır. Tüm bu karmaşanın ortasında tozu dumana katan, pek çok şeyin net olmadığı şu hayatta görüş mesafesini daha da düşüren, insanların oturdukları hanelere zarar vermesi yetmezmiş gibi can evlerinden de vuran bir rüzgar; baykür. Ercüment Kolay’ın kaleminden direngen bir roman. Franz Kafka ve Sinema / Mehmet Öztürk / İthaki Yayınları / 248 s. Franz Kafka’nın özgeçmişinden, Prag deneyiminden ve edebi eserlerinden hareketle yazılan bu kitap, Kafka’nın si nemayla, sinemanın da Kafka’yla ilişkisini masaya yatırıyor. Kafka’yı Theodor W. Adorno ve Georg Lukács’ın çoğu zaman birbiriyle çatışan düşüncelerini temel alarak incelerken, “Kafka çağı”ndaki sinemayı, Martin Scorsese’den Nuri Bilge Ceylan’a, Michael Haneke’den Terry Gilliam’a Kafkaesk sinemayı ve Orson Welles’in Josef K. ile olan bitmeyen “dava”sını incelikle analiz ediyor. Hakan Bıçakcı’nın önsözüyle. Hafıza Sanatı / Frances A. Yates / Çeviren: Ayşe Deniz Temiz / Metis Yayınları / 432 s. İnterneti, arama motorlarını, dijital kitabı, hatta basılı kitapları unutun. Antik zamanlara kadar geri gidip bunların hiçbirinin olmadığı bir dünya hayal edin. İşte o dünyada insan hafızası bir sanat, bir teknik olarak algılanıyordu; kuvvetli ve eğitimli bir hafıza insan faaliyetleri için yaşamsal öneme sahipti. Antik Yunan’da icat edilen hafıza sanatı önce Roma’ya aktarıldı, oradan Avrupa geleneğine yerleşti. Bu sanat yer ve imgeleri hafızaya nakşetme yoluyla ezberlemeyi amaçlıyordu; bilginin özellikle de dinsel dogmanın hatırlatılmasında eşsiz bir yere sahipti. Yates’in, estetik, psikoloji, tarih felsefesi, bilimler ve edebiyat alanlarına büyük katkılarda bulunmuş klasikleşmiş kitabı; hafıza sanatının Antik Yunan, Ortaçağ ve Rönesans boyunca geçirdiği dönüşümü inceliyor. Efsanevi Yaratıklar / Alberto Manguel / Çeviren: Lale Akalın / Yapı Kredi Yayınları / 192 s. Efsanevi Yaratıklar’da okurlarını mitolojiden, dinler tarihinden, edebiyattan ve popüler kültürden karakterlerle dolu bir gezintiye çıkaran Alberto Manguel’in bu kişisel koleksiyonunda Drakula ile Kırmızı Başlıklı Kız, Şeytan ile Superman, Sinbad ile Kaptan Nemo, Karagöz ve Hacivat ile Quasimodo yan yana geliyor. Onlarca efsanevi yaratığın can buldukları kitap ve efsanelerden dışarıya taşıp başka kılıklarda yaşamayı nasıl sürdürdüklerini, dünya hakkında her çağda yeni şeyler söylemeyi nasıl başardıklarını Manguel’in yaratıcı, oyunbaz yorumları ve eğlenceli çizimleri eşliğinde keşfetmek için iyi bir fırsat. Nyarlathotep Kısa Klasikler 13 / H.P. Lovecraft / Çeviren: Betül Kadıoğlu / Can Yayınları / 56 s. Korku ve gizem dolu öyküleriyle tanınan H.P. Lovecraft’ın altı öyküden oluşan Nyarlathotep adlı seçkisi yazarın üslubunun ve hayal gücü nün yetkin örneklerini içeriyor: Tekinsiz, tarihsel gerçeklerle kurmacanın birbirine karıştığı “Evdeki Resim”, beklenmedik sonuyla okuru irkilten “Korkunç Yaşlı Adam”, yazarın külliyatı içinde mizah duygusuyla öne çıkan “Yüzyılı Sonlandıran Dövüş”, ürpertici mezarlık öyküsü “Mahzende”, şiirsel rüya anlatısı “Nyarlathotep” ve karanlık zihnin derinliklerine dalan “Hafıza”. Ölüler Diriler ve Deliler: Gotik Öyküler / Kolektif / Çeviren: Zeynep Avcı / DeliDolu Yayınları / 196 s. İnsan derindir, korkuları ise daha derin… Kitap; Aydınlanma Çağı’nın göz ardı ettiği doğaüstü, akıldışı ve acayiple yeniden bağ kuran Gotik edebiyatın çarpıcı örneklerini bir araya getiriyor. Mary Wollstonecraft Shelley, Charles Dickens, Nathaniel Hawthorne ve Elizabeth Gaskell gibi ustaların yanı sıra gölgede kalmış kimi yazarlardan seçilmiş on dört öykünün yer aldığı kitap; 1773’ten 1911’e, yüzyılları aşan korkunun panoramasını sunuyor. Türk Canavarlar Sözlüğü / Ahmet Burak Turan / Gerekli Kitaplar / 212 s. Bu kitapta, mitolojik bilgi alanının, kötü ruhlarla ilgili olan kısmıyla karşılaşacaksınız. Neler yok ki? İnsana hastalık getiren kötü ruhlardan, halüsinasyon gördüren varlıklara kadar her şey. İnsanın gelecekle ilgili yaptığı kötü tahminlerden, tabiat olaylarına kadar her şey bir kötü ruha bağlanarak açıklanıyor. Tabiat bilgisi, soyutlama yapılarak, tabiatı yöneten ruhlar üzerinden anlatılmaya çalışılıyor. Sözlükteki maddeleri yüzlerce kaynağı tarayarak; Anadolu’nun, Balkanlar’ın ve Kafkasya’nın birçok bölgesini dolaşarak yazan Ahmet Burak Turan’ın bu yaratıkların dış görünüşleri hakkındaki tasvirleri Aslı Zengin’in çizimleriyle bütünleniyor. Son Av / JeanChristophe Grange / Çeviren: Tankut Gökçe / Doğan Kitap / 304 s. Kara Orman’da son av başladı… Ardında hiçbir iz bırakmayan avcı kim? Komiser Niémans, yardımcısı Ivana Bogdoviç’le Alsace bölgesinde işlenen vahşi bir cinayeti çözmeye gider. Kendi karanlık geçmişlerini de yanlarında götüren iki polis, Kara Orman’da saklanan bir sırrın peşine düşerler. JeanChristophe Grange’ın Kızıl Nehirler’inin başkahramanı Niémans’ın dönüşünü müjdelediği Son Av, kökeni Nazi Almanyası’na kadar giden sürprizlerle dolu bir gerilim. 26 12 Mart 2020