Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA Edebiyat ve hukuk Sami Selçuk, Önce Dil’in (İmge Yay., 2019) tanıtma yazısında, “Hiçbir şey dil kadar önemli değildir” diyor. Yapıtını ‘Türkçeyi koruma konusundaki çığlıklar’dan biri olarak sunuyor: S“Umarım, yasa koyucu, günün birinde ana dili bilincine ulaşır, bu çığlıkları duyar.” ami Selçuk’un umgusu bazı yazın kişilerimize de yöneltilirse yanlış olmaz. Hukuk ile edebiyatın ham maddesi ortaktır: dildir. Gerek hukuk ye çalışırken, edebiyat bu ilişkileri eğrisi doğrusuyla derinlemesine işler. Hukukçunun işe yara gerek yazın metinlerinin ba yacak metinler yaz şarısı konuyu dile dökme işleminin ne ka ması ve kararlar dar iyi yapıldığına bağlıdır. Dolayısıyla hu vermesi için insa kukçu da edebiyatçı da hangi dilde çalışı nı ve toplumu iyi ta yorsa o dili iyi bilmek zorundadır. Bu da, nıması beklenir. Ya Selçuk’un vurguladığı gibi, dil bilinci ge zın yapıtlarının in rektirir. Masal gibi geliyor insana, hele ül san ruhunu ve top kemizde: Stendhal dil düzgünlüğünü ge lumu anlamak ba liştirmek için sık sık yasa metinleri okur kımından sağladığı muş. yararı gören birçok Elbette, doğaları bakımından hukuk ve yazın dilleri ayrımlıdır. Hukuk metninin yorum tartışmasını en aza indirecek şekilde kesin anlamlı olması beklenir. Yazınsal söz ise doğası gereği çok anlamlıdır, değişik yorumlara daha açıktır. Ancak, okuyanlar açısından bakarsak hukuk metinlerinin de yorum çeşitliliğiyle karşılaştığı hukukçu yazın bilgisinin gerekliliğini savunagelmiştir. Dahası: eskil grek ağlatılarından beri yazın yapıtları ‘suç ve ceza’ konularını işlemiştir. Bu da birçok hukukçuyu yazın yapıtlarındaki hukuk izleklerini (tema) incelemeye isteklendirmiştir. Bu yönelimlerin olumlu sonuçları olunca, hukuk ve edebiyat ilişkisi hukuk bında birbirinden değerli imzalar arasında önemli öykücülerimizden Behçet Çelik ile önemli eleştirmenlerimizden Yalçın Armağan’ın hukukçu kimliklerini keşfediyoruz. Faruk Turinay ve Neşe Kızıl’ın da edebiyat ve hukuk konulu henüz okuyamadığım kitapları olduğunu biliyorum. nı görürüz. Bunun içindir ki, hukuk alanında metin yorumlama yöntemleri geliştirilmiştir. Yorumların yol açtığı kararlarla oluşan içtihat dediğimiz şey bir bakıma yasa metninin nasıl okunacağının gösterilmesidir. Yazınsal metinlerin ise yorumlarla zenginleştiğini söylemeye gerek yok. Eleştiri türü okur yorumlarının taşıdığı önem ve yazın sanatına yaptığı katkıdan doğmuştur. Demek ki, metin okuma yöntemleri her iki dal için de olmazsa olmaz niteliktedir. Her iki alanda da metinlerin lafzı ve ruhu vardır. Gene dil bilgisi ve bilinci gerektiren bu okuma yöntemlerinden bence hukuk ve edebiyat karşılıklı olarak yararlanabilir. Bir hukuk metni yapısalcı yöntemle okunamaz mı? Bir yazın metni yazarın amacı açısından incelenemez mi? Yanıtlarımız evettir. fakültelerinde ayrı bir ders olacak kadar önemli bir bilgi dalı haline gelmiştir. ABD’nde hem hukukçu hem de yazın eleştirmeni olan James Boyd White 1970’lerden başlayarak ürettiği yapıtlarıyla ‘hukuk ve edebiyat hareketi’ne öncülük etmiştir. Bir yoruma göre, bu hareket, “hukuk çalışmalarına pedagojik yenilik getirmiştir: öğrencilere, hukuk metinlerini yorumlamak amacıyla yazınsal çözümleme tekniklerini ve yazınsel metinleri yorumlamak için de hukuki çözümleme yollarını öğretmek.” Hareketi savunanlarına göre, böylece hem hukuk hem de edebiyat alanlarında yeni kavramlar geliştirilmesinin yanı sıra daha duyarlı ve insancıl hukukçular yetiştirilmektedir. Konunun köklerine iyice girersek, 1970’lerden çok önceye, örneğin ABD’li yüksek yargıç Benjamin N. Cardozo’nun HUKUK ZORUNLUDUR Hem yazınseverlerimizin hem de hukukçularımızın daha çok ilgi göstermesini beklediğimiz bu ilişkiye biraz değişik bakalım şimdi. Bence hukuk insanlar arasında hakça düzeni ve adaleti sağlamak için zorunlu bir araçtır. Adalet demek, hak ile hukukun örtüşmesi demektir. Hukuk haktan ne kadar uzaklaşırsa o kadar canavarlaşır. Bildik bileli edebiyat haksızlık hukuku diyebileceğimiz canavara karşı savaşım halindedir. James Boyd White “güç imparatorluğu” der bu canavara, Simon Weil’dan etkilenerek. Ne yazık ki, hak ile hukukun arasındaki uzaklığın arttığı dönemler az değildir. Böyle dönemlerde, salt insan hakları hukukçuların değil, bütün hukukçuların hak yönüne bakması gerekir. Öbür yönde canavar ağzını açmış, ni BİRÇOK YAZAR HUKUKÇUDUR Evet! İlgi duyduğum iki alanı yan ya 1925 tarihli Hukuk ve Edebiyat makalesine ce yazarı yutmayı beklemektedir. Simon gitmek gerekir. Cardozo, hukukçunun ya Weil’ın J. B. White’ı etkileyen sözü yakla na getirmeye çalışıyorum. Goethe’den zından nasıl yararlanabileceğini anlatarak, şık şöyledir: “ Sevebilmek ve adil olabil Kafka’ya bir çok yazar hukukçudur. Ancak iki alan arasındaki ilişkinin güçlenmesine mek için güç impatorluğunu tanımak ve başka mesleklerden de yazarlar var. Do ivme kazandırmıştır. ona saygı duymamayı bilmek gerekir.” Ay layısıyla hukuk ile edebiyat arasındaki iliş Bütün bu çalışmaların ülkemize de yan dın kişi haksızlık hukukuna saygı duymaz. kiyi daha derinde aramak gerekiyor. İkisi sıdığını görmek sevindiricidir. Cemal Ömrü boyunca haksızlık hukukuna karşı nin de ana konusu insan ilişkileri. Bir top Bâli Akal’ın “edebiyat ve hukuk” ders durmuş bir hukukçu biliriz: Mümtaz Soy luma ilişkin fikir edinmenin en kestirme yo leri, kitapları her iki alan için de kazanç sal. Bir de edebiyatçı biliriz: Sevgi Soysal. lu, onun yasa ve yazın metinlerine bak tır. Akal’ın Yalçın Tosun ile hazırladığı İşte hukuk ile edebiyatın bengi birlikteliği. maktır. Hukuk insan ilişkilerini düzenleme Edebiyat,Hukuk ve Sair Tuhaflıklar kita Yeryüzünde ışıktılar, gökte yıldız oldular. n KItap l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: İlknur FilizBahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. Bu sayımızın kapağında yeni yayımlanan Şiirin Çizdiği adlı kitabıyla İlhan Berk (19182008) var. İlhan Berk’in kitaplarına girmeyen düzyazılarını toplayan “Edebiyat ve Şiir Üzerine Yazılar” alt başlıklı kitap yeni bir tartışmanın da kaynağı olacak. İlhan Berk, yaşadığı yıllar boyunca şiir dünyamızın hep “ele avuca sığmayan çılgın çocuğu” olarak anıldı. Kendisi ve şiirleri çevresinde gelişen türlü olaylarla ilgiyi üzerinde tutmayı, kendinden söz ettirmeyi başarmıştı. Şairlerin özellikle de şiire giriş yıllarında ilgi çekmek için türlü yollara başvurdukları çok görülmüştür. Nâzım Hikmet’in, ilk şiirleri yayımlanırken başlattığı “Putları Yıkıyoruz” kampanyasıyla kendinden önceki şairlere nasıl yıkıcı eleştiriler yönelttiği bilinir. Orhan Veli’nin Yahya Kemal’le alay etmek için yazdığı onu taklit eden şiirler de… Şairin “jest”i olmalıdır diyen Cemal Süreya da, imzasının çizgilerinden dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a birlikte intihar önerisine dek türlü olay yaratacak işlere girişmişti. Elbet bütün bunlar, yeni bir şiir anlayışını kabul ettirmek, şiir sanatında yeni çığırlar açarken yapılan günümüzün moda deyişiyle “halkla ilişkiler” çalışmasıydı. H İlhan Berk’in şansına bakın ki, ölümünden on bir yıl sonra yeni bir kitabıyla yeniden şiir tartışmalarının odağına geliyor. Tartışmanın ayrıntılarını Özdemir İnce’nin kitabı değerlendiren yazısında okuyacaksınız. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap