Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BASKIN ORAN’DAN, “ETNİK VE DİNSEL AZINLIKLAR” Azınlığı, çoğunluk azınlık yapar Baskın Oran, “Etnik ve Dinsel Azınlıklar: Tarih, Teori, Hukuk”ta Türkiye’nin en önemli kırılma noktalarına yani etnik ve dinsel kimliklenme süreçlerine ve bu süreçlerden doğan gerilim hatlarına bir arkeolog titizliği ile yaklaşıyor. SAMİM AKGÖNÜL H içbir sosyal ve elbette en başta etnik, dinsel ya da dilsel grup, kendiliğinden azınlık olmaz. Azınlık, her zaman bir sürecin sonucudur. Azlaştırılan gruplar, ezildiği zaman azınlıklaştırılır. Bir toplumda çoğunluk kendini tanımlarken hangi kriteri diğer kimlik imlerine nazaran daha çok kullanıyorsa o toplumda azınlıklar o kritere göre tanımlanır. Diğer bir deyişle toplum, kendini etnik bir aidiyet üzerinden tanımlıyorsa orada etnik azınlıklar, dinsel aidiyet üzerinden tanımlıyorsa orada dinsel azınlıklar olur. Dolayısıyla azınlık çoğunluğun aynasıdır ve bir toplumdaki azınlıkların durumunu incelemek çoğunluk toplumunun “ne” olduğunu anlamak için en sağlıklı yoldur. Bugün elimizde Türkiye toplumunu anlamak ve anlamlandırmak için paha biçilmez bir eser var. Baskın Oran’ın Etnik ve Dinsel Azınlıklar: Tarih, Teori, Hukuk kitabı yayımlandı. Hayatını “Azınlık” araştırmalarına adayan Oran bu kitapta, Türkiye’nin en önemli kırılma noktalarına yani etnik ve dinsel kimliklenme süreçlerine ve bu süreçlerden doğan gerilim hatlarına bir arkeolog titizliği ile yaklaşıyor. Bu 500 sayfalık Opus Magnum’un birçok özelliği var. Her şeyden önce Oran azınlıklara tamamen bilimsel ve soğukkanlı yaklaşıyor. Kitabın hiçbir bölümünde Max Weber’in “werturteilsfreie Wissenschaft”, yani “değer yargılarından arındırılmış bilim” kuramından milim ayrılmıyor. Gerçekten de Türkiye’de azınlık konularını işleyen çalışmalar birkaç istisna dışında üç büyük günah işler; ya milliyetçi bakış açısıyla azınlıkların ne kadar tehlikeli ve Türklerin ne kadar yüce olduğunu göstermeye çalışır, ya kurban psikolojisinin yol açtığı refleksle azınlıklara güzellemeler düzer ya da azınlıkları folklorize edip yerel, minik ve sempatik farklılıklara indirger. Oran, bu üç tuzaktan da yılların verdiği deneyimle kurtuluyor. Kitap; Türkiye’nin uzayda bir ülke olmadığından hareketle Azınlık kavramının izini hem tarihsel süreçte hem de uluslararası bağlamda, akılda hep Türkiye’deki uygulamaları tutarak sürüyor. Kitabın ilk iki bölümü, Türkiye’deki azınlıklardan bağımsız olarak Azınlık çalışmaları için teorik olarak çok değerli. Yine altı çizilmesi gereken bir özellik, eserin kapsamı. Türkiye’de azınlık deyince sadece gayrimüslimler ve onların da İstanbul’da “yoğunlaşmış” sadece üçü anlaşılır. Rumlar, Ermeniler ve Museviler. Oran elbette bu üç azınlığın tarihini, hukuksal ve toplumsal durumunu en ince ayrıntısına kadar inceliyor ancak bunlarla yetinmiyor. Türkiye’deki Yezidiler, Süryaniler, Keldaniler ve Protestanlar gibi diğer unutulan ya da tanınmayan gayrimüslimlerin yanı sıra Türkiye’nin en önemli iki azınlığını, bir etnik azınlık olarak Kürtleri ve bir dinsel azınlık olarak Alevileri de aynı arkeolog titizliği ile mercek altına alıyor. Türkiye’de “azınlık” statüsü “Müslüman olmama” anlamına geldiğinden ve bu durum bir ezilmişlikler silsilesine gönderme yaptığından, Kürtler ve Aleviler kendine bu statüyü kondurtmaz. Oysa bu iki grubun azınlık çalışmalarının sağladığı tahlil araçlarıyla incelenmesi birçok yeni kapı açar. Kitabın şekliyle de ilgili birkaç kelam etmek şart. 500 sayfa su gibi okunuyor, dili akıcı ve nüktedan. Ayrıca sağlam ve ayrıntılı bir iskelete oturtulduğundan, her bölüm ve hatta her alt bölüm diğerlerinden bağımsız olarak öğrenciler, biliminsanları ve siyasetçiler tarafından okunabilir. Zaten Baskın Oran’ın editörlüğünde üç cilt olarak yayımlanan Türk Dış Politikası’nda olduğu gibi burada da her kavram ve olay bağımsız bir kutuda detaylı olarak incelenmiş. Uzun lafın kısası; her yerde olduğu gibi Türkiye’de de çoğunluğu anlamanın yolu azınlığı bilmekten geçtiğinden bütün kitaplıklarda olmaza olmaz bir eser yaratmış Oran. n Etnik ve Dinsel Azınlıklar: Tarih, Teori, Hukuk, Türkiye / Baskın Oran / Literatür Yayınları / 496 s. MUSTAFA GAZALCI’DAN PORTRELER ‘Aydınlık Yüzler’ Mustafa Gazalcı “Aydınlık Yüzler”de yetmişi aşkın aydını anılarıyla, sanatçı, siyasetçi ve eğitimci kimlikleriyle tanıtırken geçmişi aydınlatıp geleceğe belgeler bırakıyor. HASAN AKARSU Y azar, eğitimci, siyasetçi Mustafa Gazalcı’nın eğitim üzerine onlarca yapıtı var. Yeni yapıtı Aydınlık Yüzler’de onlarca eğitimciyi, yazarı ve siyasetçiyi tanıtır, onların artık ölümsüzleştiklerini vurgular. Yapıta önsöz yazan Nazım Mutlu’nun belirttiği gibi Gazalcı, tanıttığı “aydınlık yüzler”le değerbilirliğini kanıtlar. Yetmişin üzerindeki “aydınlık yüz” çoğumuzun tanıdığı, Cumhuriyet döneminin eğitimcileri, sendikacıları, yazarları, siyasetçileri... DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk’ün zor dönemlerde verdiği sen dika savaşımı unutulur mu? Uğur Mumcu gibi arabasına bomba konularak 21 Ekim 1999’da öldürülen Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın “bir aydınlanma fişeği” olduğunu anımsatır yazar. CHP’nin Kültür Bakanı olduğunda Türkİslam sentezcilerle uğraştığını belirtir. Tarımcı ve Eski İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan’ın 12 Eylül’de DİSK davasından hapis yattığını, Yalova’da modern bir çiftlik kurduğunu, siyasette onurlu durduğunu anlatır. Benim de öğretmenim olan Türk Dili Dergisi sahibi Ahmet Miskioğlu, Gazalcı’nın da Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü’nden öğretmenidir ve Türkçe tutkunudur. Yaşamını Türkçenin arılaşmasına adayan Miskioğlu unutulmaz eğitimci yazarlarımızdandır ve bu bağlamda yapıttaki yerini alır. Gazalcı, bu yapıtında çoğunlukla birlikte çalıştığı arkadaşlarını tanıtır. Böylece onun zengin arkadaş çevresine de tanık oluruz: Eski Çalışma ve Millî Eğitim Bakanı Ahmet Tahtakılıç, TÖBDER ve EĞİTDER Eski Genel Başkanı Ali Bozkurt, Prof. Dr. Alparslan Işıklı, Aykut Göker, Doç. Dr. Bahriye Üçok, Prof. Bahri Savcı, Savcı Doğan Öz, Dr. Engin Tonguç, Prof. Dr. Erdal İnönü, Gültekin Gazioğlu, hukukçu Hüseyin Doğan, eğitimci Hüseyin Hüsnü Cırıtlı, çalışma ateşesi Hüseyin Pekin, 16. Dönem CHP Adana Milletvekili ve aynı zamanda öğretmen de olan İsmail Hakkı Öztorun, Prof. Dr. Leziz Onaran, Dr. Mustafa Şerif Onaran, Türkiye Barış Derneği Genel Başkanı Mahmut Dikerdem, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Eski İçişleri ve Millî Eğitim Bakanı Necdet Uğur, Doç. Dr. Orhan Yavuz, çiftçi dostu Sadullah Usumi, Şemsi Denizer, Prof. Dr. Türkan Saylan ve daha birçoğu... BİR DEĞERBİLİRLİK ÖRNEĞİ... Mustafa Gazalcı’nın Aydınlık Yüzler’e aldığı isimlerin çoğunun Köy Enstitülü yazaröğretmenler olduğunu da gözleriz: Ali Susar, Ali Yüce, Dursun Akçam, Emin Özdemir, Fakir Baykurt, Ferit Oğuz Bayır, Hacı Küçükkaraca, Hakkı Uysal, Halil Erkan, Hüseyin Atmaca, Kemal Göngör, Keziban Korkut, Mehmet Ali Öztürk, Mehmet Emiralioğlu, Musa Uysal, Mustafa Aydoğan, Nedim Şahhüseyinoğlu, Osman Bolulu, Rauf İnan, Talip Apaydın, Remzi Taşçı, Yaşar Çelikkın... Aydınlık Yüzler’in içinde bir de yazar ve yayıncılar var: Tiyatro sanatçısı Ali Taygun, Aziz Nesin, Bülent Ecevit, Cahit Külebi, Canan Yücel Eronat, İlhan Erdost, İlhan Selçuk, İsmail Gümüş, Jülide Gülizar, Mustafa Beyköylü, Mustafa Ekmekçi, Muzaffer İzgü, Özbek İncebayraktar, Prof. Dr. Server Tanilli, Prof. Dr. Şerafettin Turan, Tahsin Çopur, Uğur Mumcu, Yaşar Kemal... Ayrıca Gazalcı’nın annesi Fatma Gazalcı ile genç yaşta yitirdiği babası Cemal Gazalcı’nın yaşamöyküleri de Cumhuriyet Türkiyesi insanının yaşam savaşımına iyi birer örnek olarak kitapta kendine yer buluyor. Mustafa Gazalcı, yetmişi aşkın aydın insanımızı anılarıyla, sanatçı, siyasetçi ve eğitimci kimlikleriyle tanıtırken geçmişi aydınlatıp geleceğe belgeler bırakıyor. Bu özveri ve değerbilirlik örneği çalışmanın herkese örnek olması gerekir. n Aydınlık Yüzler / Mustafa Gazalcı / Öğretmen Dünyası Yayınları / 336 s. 14 24 Mayıs 2018 KITAP