Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAYIS 2018 YENİ D.SÇMeviirrsekny: ’MnienhömnestöÖzüzgvüelC, İhleatrilşeismEK. Mlaasyik’ilnersi,o4n7s6özsüayylfea Benzersiz bir deha ve ince bir bakış Çehov’un Rus okurunun ha zasında edindiği yeri hiç kaybetmemiş esprili ve dokunaklı hikâyeleri, her modern öykücünün borçlu olduğu eşsiz bakışının birer örneğidir. Rusya’nın orta sını nı hicveden vinyetlerin yazarın ilk deneysel çalışmaları ile yan yana geldiği Kırlarda Bir Gün, Çehov’un benzersiz dehasını ve ince bakışını sergiliyor. ALBİON’UN KIZI (ÖYKÜLER/CİLT 1) Çeviren: Mehmet Özgül Richard Pevear’in önsözü ve Maksim Gorki’nin sonsözüyle, İletişim Klasikleri, 484 sayfa YOLUNU ŞAŞIRANLAR (ÖYKÜLER/CİLT 2) Çeviren: Mehmet Özgül Bevrely Hahn’ın önsözüyle İletişim Klasikleri, 476 sayfa www.iletisim.com.tr iletisim@iletisim.com.tr vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin ‘Dilim sevgiyle acıyla dolu’ Ülkü Tamer VEDAT ARIK 1471. sayımızdaki Şiir Atlası’nı, Nisan başında yitirdiğimiz Ülkü Tamer’in çevirilerinden örneklere ayırmıştık. Bu sayımızda devam ediyoruz. BİR BARIŞ ŞARKISI (F.P.R. için) Dedenin başka dedelerden çaldığı o çiçekli California’ nın portakal ağaçları altında düşlemiştin belki bir zamanlar başkanı olmayı ulusunun, onurlu bir yurttaş olmayı ya da. Dedenin dedesi İtalya’ dan bir düş yüzünden kaçmıştı belki, bir ev, bir yuva ve yeni umutlar kurmuştu yeni bir ülkede, Kuzey Amerika’da. (Varsayım olabilir bunlar, ama sayfalarını okumaya çalışıyorum tarihinin, düşlerin gerçekleşmeyecek, o ülke mezarını kazdı çünkü portakal ağaçlarının çok uzaklarında.) Bilmiyordun belki de nerede olduğunu Vietnam’ın, şimdi her öldüğün yerin, yarıda kalmış çocukluğun orada yitirdi sağduyu adına ne varsa, bilmiyorum neden, sen de bilmiyorsunorada sarıldın sahici bir silaha, gölgelerle, ağaçlarla savaşıyorsun, yollar, kayalar, taşlar ve rüzgar ve tüten dumanı kendi ateşinin ve senin olmayan bir ormanın sessizliği, su, sıcak, yağmur ve kurşunlar, kendi getirdiğin kurşunlar senin karşında şimdi. Olamaz sanmıştın bütün bunlar, düş görmüyordun oysa, içinde bir şeyler kırılmıştı bir şeyler kırmıştı dallarını dedenin diktiği portakal ağaçlarının, orada olmak isterdin, uzaklarda, bir barış şarkısının gölgesinde, ama o şarkı kesildi şimdi, gelip yıktılar evlerini, yuvalarını, yeni umutlarını Vietnam adı verilen ülkenin, bu adı hiç duymamıştın belki seni yolladıkları o acı güne kadar dostlarında birlikte, hiç bir şey söylemeden, açıklamadan nedenlerini; yolladığın o topraklardasın yine ölüyorsun, ölüyorsun, her gün ölüyorsun kendi getirdiğin silahların altında. (David Fernandez Cherician, Çeviren: Ülkü Tamer) GÖL ADASI Ey Tanrım, ey Venüs, ey Mercury, hırsızların koruyucusu Son günlerimde, n’olursun, bir küçük tütüncü dükkânı ver bana, Küçük, parlak kutularım olsun tertemiz raflara dizilmiş Yumuşak, kokulu tütünlerim de Pırıl pırıl Virginia tütünü de serilmiş altına parlak, cam tezgâhımın Bir terazi ver bana, çok yağlı olmasın, Orospular da damlasın ara sıra İki çift lâf etmeye, saçlarını düzeltmeye ya da. Ey Tanrım, ey Venüs, ey Mercury, hırsızların koruyucusu, Bir küçük tütüncü dükkânını ödünç ver bana, ya da hangi mesleğe yazarsan yaz İnsana her zaman beyninin gerektiği bu kahrolası yazarlık mesleğinden başka. (Ezra Pound, Çeviren: Ülkü Tamer) KAÇIŞA GAZEL Birçok kere yitirdim denizde kendimi Yeni kesilmiş çiçeklerle dolu kulaklarım Dilim sevgiyle, acıyla dolu. Birçok kere yitirdim denizde kendimi Bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi. Kimse yoktur duymasın öpüşürken Yüzü olmayan insanların gülümseyişini Kimse yoktur dokunurken bir bebeğe unutsun Durgun kafataslarını atların. Çünkü aranır alında güller O katı görünüşünü kemiklerin. Başka işe yaramaz erkeğin elleri Toprağın altındaki köklere benzemekten. Bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi Birçok kere yitirdim denizde kendimi. Gidiyorum aramaya, suyu bilmeden, Beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri. n (Federico Garcia Lorca, Çeviren: Ülkü Tamer) 26 10 Mayıs 2018 KITAP