25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ERNESTO SABATO’NUN SON KİTABI OKURLARA Sabato’nun v‘Daisreiyneişti’ Ernesto Sabato “Direniş”le, günümüzün yalnız ve kof kitlelere hapsolan bireylerine sesleniyor. Yazar; sefalete, insanı değersizleştirenlere ve zorbalara karşı “hayır” diyenleri yan yana gelmeye davet ediyor. ALİ BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr F izik doktorasının ardından, ülkesi Arjantin başta olmak üzere dünya halklarının başına gelenlerden hareketle toplumsal ve felsefi denemeler ile romanlar kaleme alan Ernesto Sabato, yirminci ve yirmi birinci yüzyılın önemli dönemeçlerine tanık oldu. Bazen makineleşen insana dikkat çekti bazen de Péron’un Arjantini’nde yaşanan şiddet dalgasına... Ülkesinde 1976’da darbeyle işbaşına gelen Videla öncülüğündeki cuntanın insan hakları ihlallerine karşı makaleler yazıp meydanlarda kayıp anneleriyle birlikte boy gösteren Sabato, 1982’de Ulusal Kayıplar Komisyonu Başkanı seçildi ve demokrasiye geçiş sürecinde, cunta dönemindeki hukuksuzlukların dünyaya duyurulmasında görev üstlendi. Sabato’nun dile getirdiği temel görüş, atomize olan bireylerin tekrar yan yana gelerek yaşamı anlamlı kılacak eylemler gerçekleştirmesi gerektiğiydi. Direniş, Sabato’nun hem bu tezini derli toplu biçimde okura aktarması hem de son kitabı olması bakımından önemli. “OTİZMİN YAYILDIĞI” BİR DÜNYA Sabato’nun biraz sakinlik, sessizlik ve ağır yaşamayı önerdiği Direniş, her şeyden önce kişinin hayattaki duruşuyla yüzleşmesini öğütlüyor. Çılgın umutsuzlukların hüküm sürdüğü yaşamda, kafayı kaldırıp soluklanmayı önerirken hızla değişen Buenos Aires sokaklarında gezinen Sabato, hikâye ve gerçekler eşliğinde özgürlüğün sınırlarına ve bunun nasıl genişletilebileceğine dair görüşlerini sıralıyor. Yazar, her daim canlı kalan umudunu “daha insanca bir dünya” isteyip “hâlâ yüceliği talep edebiliriz” diyerek perçinlerken yaşamın ayrıntılarını görmek, anlamak ve hayatı anlamlandırmak için kalabalıklara ihtiyaç olduğunu söylüyor: “İnsanın kendini ifade etmedeki amacı başkalarına ulaşmak, tutsaklığından ve yalnızlığından kurtulmaktır.” Sabato’nun tutsaklık dediği; dikkat kesildiğimiz ve aynı zamanda dikkatimizi dağıtıp faydacılığın kapılarını sonuna kadar açan ama bir yandan da hayattan izole ederek zamanımızı kısıtlayan, hatta çalan (savruk şekilde kullanılan teknoloji, âdeta mahkum olduğumuz işyerleri vb.) şeyler. Değer atfetmenin ve anlamlandırmanın yerini rakamların aldığı ve yazarın ifadesiyle “otizmin yayıldığı” bir dünyada, yan yana durmayı ısrarla denemek, farkına varmadığımız ya da görmezden geldiğimiz sorunu (yalnızlaşma ve yabancılaşmayı) aşmanın en önemli adımlarından biri. “Kaderimizdir” dediği özgürlüğün, insanları birbirine yaklaştıran bir yazgı ve ulaşılması gereken bir hedef olduğunu düşündüğü için kalem oynatan Sabato, “hayatın zamanının saatlerle ölçülmediği” geçmişi özlerken sürekli ileri bakarak umudunu canlı tutuyor. Duraklamalı bir ritimle yaşamın tadına varılabileceğini söyleyip yararcı üretimin bunu rafa kaldırdığı uyarısında da bulunuyor. Sabato, “Keyif almanın ne anlama geldiğini yeniden öğrenmeliyiz” diyor. Özgürlüğü ve insancıllığı sekteye uğratan mevcut sistem, Sabato’ya göre kolayca kanıksanan çaresizlik doğururken kişiyi yalnızlaştırıp üretmeyeni toplum dışına itiyor. Yazarın, saygı ve şükrandan bahsedip bunlara değer verenlere çağrı yapmasının nedeni, sistemin özünde yer alan bu bozgunculuk. VAAZIN REDDİ “Keyif almanın ne anlama geldiğini yeniden öğrenmeliyiz” diyen Sabato, maskeleri çıkarmanın kişiye epey cesaret vereceğini düşünüyor. Bu gerçekleştiğinde insan, kendisinin ve başkalarının karanlık tarafını görüp “azizlik ve günah”, “iyilik ve kötülük” arasında nasıl salındığı ve zemini kaygan kitle içinde sıkıştığının farkına varabilir. Dahası; hukukun itibar yitirdiğini, adalete olan güvenin azaldığını ve gerçek suçluların ortaya çıkarılıp cezalandırılmadığını kolayca görebilir. Sabato, bu noktada iktidarın, yardımlaşmaya ve kişileri özgür bireyler hâline getirecek bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini söylerken vaaz dinlemek yerine sorumluluk almayı öneriyor. İnsancıllıktan hızla uzaklaştığımız bu çağda, koşmanın değil yürürken bakıp görmenin değerini anlatmaya çalışan yazar, gidişata “evet” demenin kolaycılığına karşı “hayır”ın ne anlama gelebileceğini anlatıyor. Boyun eğmeye ve insanı, kof kitlenin parçasına dönüştüren özdeğer yitimine “hayır” diyen Sabato, krizleri krizle aşmak yerine, bunu yaratan nedenleri anlamaya ve üstesinden gelmeye çağırıyor insanları. Sabato çağrısını; sukunet ve sabırla yoksulluğa, şiddete ve insanı nesneleştirenlere “hayır” diyenlerin oluşturduğu direniş kardeşliğinin tarihsel samimiyetine duyduğu güvenle dillendiriyor. n Direniş / Ernesto Sabato / Çeviren: Pınar Savaş / Delidolu Yayınları / 140 s. Yerli ve yabancı... H em buralı hem değil, hem içeriden hem dışarıdan, kendi deyişiyle “yerli yabancı” bir şair Neşe Yaşın. O yüzden ruhu hep göçebe. Onun evi dünya, kimliği şiirleri. Barış en büyük özlemi, bir var oluş mücadelesi. Biz de belleğin kapısını araladık, dünü, bugünü konuştuk. Neşe Yaşın’la. “Hayal kapısına” varmak için önemli bir şairin portresine baktık. Biraz kısaltmak zorunda kaldığımız konuşmayı Deniz Durukan gerçekleştirdi. “Leopold’un Sabunu”, Berkan M. Şimşek’in ilk romanı. Kitap, deneysel çalışmalara ilgi duyan Şimşek’in yazarlık, okurluk, yayıncılık, çeviri, intihal ve geçişken kimlikler gibi temalarla ördüğü, sürükleyici bir edebiyat polisiyesi. Eray Ak değerlendirdi kitabı. Barış Ünlü, siyasi tarihimizi siyaset bilimi ve sosyoloji ışığında yeni bir gözle inceleyen, başka çalışmalardan aldığı ilhamla özgün işler üretebilen ender akademisyenlerden biri. Bilhassa 2014’te yayımladığı ‘Türklük Sözleşmesi’nin İmzalanışı’ adlı makale, ulus inşası konusuna getirdiği yeni perspektifle dikkat çekmişti. Bu makale, “Türklük Sözleşmesi”nin temelini oluşturuyor. Kitap, Ünlü’nün farklı disiplinler arasında kurduğu zihnî bağlantıları incelikleriyle takip etmemizi sağlayacak hacimde bir metin… Merin Sever tanıtıyor. Ercan Kesal ile sanat, edebiyat ve sinema üzerine yapılan söyleşilerin yer aldığı “Aslında...”, her yönüyle sanat ve sinema kültürüyle dolu. Hasan Akarsu bakıyor Kesal’ın kitabına. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 31 Şubat 2018 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle