05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HÜSEYİN KIRAN’DAN “YAŞAMAKBİR ÇABA” ‘Dolayısıyla bu bir yaşama çabasıdır’ Kafka’nın absürt dünyasından çıkmış gibi dursa da kendi dünyasını kurmuş, Thomas Bernhard’ın bitmek tükenmek bilmeyen monologlarını andırsa da kendi sesini yakalamış bir anlatıcının hikâyesi Hüseyin Kıran’ın kitabı “YaşamakBir Çaba”. eray ak [email protected] H üseyin Kıran’ın yayımladığı son romanı Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor bundan iki yıl önce çıkmıştı okur karşısına. Kıran, uzak zamanlarda ve uzak ülkelerin birinde; karanlık bir masal diyarında ama bir o kadar da bugünde yaşayan bir ceza memurunun, Elçi Yakup’un, “Efendiler” tarafından yetkilendirilerek bilmediği yollara, bilmediği dünyalara düşmesini anlatmıştı romanında. Fakat esas mesele, Elçi Yakup’un ziyaret ettiği bu ülkenin karanlığından faydalanarak gücü eline alması ve gücün zehirleyen etkisinin bilincinde olmadan bir “muktedir”e dönüşmesiydi. Elçi Yakup’un kazandığı bu güçle yeni bir karanlık medeniyet inşa etme çabası da Kıran’ın romanında ele aldığı ayrı bir mesele olarak öne çıkmıştı ve sonuç olarak yazar, hep anlatılan ama ete kemiğe bürünmeyen “dünyamızı” resmetmişti. Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor’un üzerinden çok geçmedi. Bu kez bir anlatıyla karşımızda Hüseyin Kıran: YaşamakBir Çaba. YaşamakBir Çaba üzerine yazmadan önce Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor’dan bahsetmemin sebebi ise bu iki kitabın birbirinden bağımsız olmaması. Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor’da kaldığı yerden hikâyesini devam ettirmiyor belki Hüseyin Kıran ama romanında kurduğu dünyanın ardılı sayabileceğimiz bir kurgunun içine çağırıyor okurunu YaşamakBir Çaba’da. Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor’da Elçi Yakup’un müstebit yönetimini adım adım inşa eden Kıran; YaşamakBir Çaba’da bu kez âdeta Elçi Yakup’un evreninden adım adım kaçıp “kendine ait bir ada” arayan bir kahramanın hikâyesini anlatıyor. Tıpkı Kıran’ın romanı gibi alegorik bir evrende ve anlatımla ilerleyen YaşamakBir Çaba da karanlığın, karanlıktan kaçmaya çabalayışın ironik bir tablosunu ortaya koyuyor. “DÜNYA AĞRISI” Kafka’nın yarattığı absürt dünyalardan çıkmış gibi dursa da kendi dünyasını kurmayı başarmış, Thomas Bernhard’ın bitmek tükenmek bilmeyen monologlarını andırsa da kendi sesini yakalamış bir anlatıcının hikâyesi YaşamakBir Çaba. İsimsiz anlatıcıyı ıssızlığın ve yabanın ortasında buluyoruz kitabın hemen başında. “Yürüyerek” bir şeyden kaçar gibi bir hâli vardır. “Adım adım” yaşamaya çalışıyor da diyebiliriz onun için. Daha doğrusu adım adım, yaşamak için bir yer bulma çabası onunki. Amaç yürümek mi, yaşamak mı; yoksa yaşamak için yürümek mi tam kestiremiyoruz ama bu yolculuğun sancısı, “dünya ağrısı” dediğimiz kavramı çağrıştırıyor anlatıcının her adımında. Yürümek, bir amaç; diyor bir anlamda Hüseyin Kıran çünkü yaşamın kendisi adım adım alınan bir yoldan başka bir şey değil. Dolayısıyla yaşamak, bir çaba hâlini alıyor ki alegorik düzlemde Kıran da bunun hikâyesini anlatıyor zaten. O kadar ki anlatıcının ıssızlığın ortasındaki bu yeni bir yaşam alanı arayışı, yeme içmeden bile daha önemli hâle geliyor: “Yerini bulma eylemi, besini bulma eyleminden daha elzem benim açımdan” diyor anlatıcı. “NEDEN ARIYORUM?” YaşamakBir Çaba, yalın ancak okurunu düşünmeye zorlayan bir metin. Her kelimesi, her sahnesi ve tüm hissettirdikleriyle üzerine ince ince Hüseyin Kıran düşünülmüş, tıpkı anlatıcının mücadelesi gibi “adım adım” örülmüş. Döne dolaşa okunacak vurucu bir anlatı. Sorulara yanıt vermektense yeni sorular sormayı, yeni sorular sordurtmayı dert ediniyor kendine. “Kendimi ait ve parçası hissedeceğim yeri bulamadım. Ama nedir ki burası?” da Hüseyin Kıran’ın kitap boyunca okura yönelttiği en önemli sorulardan. Evet, “Nedir ki burası? Neden arıyorum burayı?” Çünkü “bu müşkül anda, en çok da bu müşkül anda biliyorum. Bir beden nerede kendini bütünüyle iyi ve uyumlu hissederse orada yanıltılamaz hisseder.” Fakat “uzun ve zorlu yürümelerimin sonunda ait olduğumu hissedeceğim herhangi bir kutlu yerle karşılaşamadığım gibi, buna yaklaştığıma dair herhangi bir emare de görememiştim,” diyecek Hüseyin Kıran’ın isimsiz kahramanı yeri geldiğinde... Kıran’ın anlatısına kahraman ettiği karakterin geleceği için önemli bir gelişme bu, evet ancak bu gelişme üzerine yönelttiği soru daha önemli çünkü kitabın neden yazıldığının cevabını veriyor bize. “Peki, yürümekten vaz mı geçiyordum? Öyle olsa bile yürümenin amacından vazgeçmiş değilim.” Bu bağlamda her şeye rağmen bu hayat yolunda devam, demenin Hüseyin Kıran’ın kaleminden çıkmış hâlini okuyoruz YaşamakBir Çaba’da. n YaşamakBir Çaba / Hüseyin Kıran / Yapı Kredi Yayınları / 56 s. 10 25 Ekim 2018 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle