23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KITAP RENKLER... SESLER... HARFLER... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU KITAP GÖLGESI Bir yazar iki kitap... Yazar ve çizer Şafak Okdemir, “Cennetin Sahipleri” ve “Şehir Çocukları ya da Şehrin Çocukları”nda doğanın dili ile sanatın yolunu buluşturuyor. MAVİSEL YENER maviselyener@yandex.com www.maviselyener.com Ş afak Okdemir, iki kitapla çocuklara yeniden “merhaba” dedi. Cennetin Sahipleri adlı romanında, insan eliyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılan bir cenneti, bu eşsiz cennetin onu korumak için her şeyi göze alan gerçek sahiplerini anlatan Okdemir, Şehir Çocukları Ya da Çocukların Şehri’nde ise kent yaşamında yalnızlaşan çocuğun hüznünü aktarıyor. İnsan eliyle yok edilen sadece doğa mı? Bir kütüphane var yok edilmek istenen! Çorum’daki Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi… Faik Tonguç (18891968), Çorumlu bir Cumhuriyet aydını. 1964’te tüm kitaplarını bağışlayarak Çorum’da bir çocuk kütüphanesi kurmuş. Türkiye’nin ilk çocuk kütüphanelerinden biri olan Çorum’daki Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi, Çorum Belediyesi’nin aldığı kararla yıkılıp yerine apartmanlar yapılacak. TOKİ’nin uygulayacağı projeyle ilgili imar planı onaylanmış. Tek katlı ve bahçe içinde bulunan çocuk kütüphanesinin yıkılmasını istemeyen Tonguç’un torunlarından biri de yazar Şafak Okdemir. Çocuk kütüphanelerini yıkıp yerine çok katlı apartmanlar yapanlar, okumuş mudur Suç ve Ceza’yı, Kanserliler Koğuşu’nu ya da Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u? Okumuşlar mıdır Kemalettin Tuğcu’yu, Muzaffer İzgü’yü ya da Aziz Nesin’i? Okumuşlar mıdır Atinalı Timon’un “Vıcık vıcık alçaklığınızı, herkesin lanetleriyle yaşayın, uzun uzun hem de!” ilenişini? Unutmayın, toplumsal vicdan susarsa, kitapların vicdanı başkaldırır! Gelin bu yanlıştan dönün, Faik Tonguç Çocuk Kütüphanesi’ni gerçek sahiplerine yani çocuklara geri verin. Verin ki sizden öğrensinler vicdanı, hoşgörüyü, “insan” olmanın erdemini. Cehennem insan eliyle kurulur. Cennetin tam içinde! Kitabın ilk sözü Bilge Nangi’den geliyor: “Cehennem insan eliyle kurulur. Cennetin tam içinde…” Bir anı roman da diyebileceğimiz kitap, Okdemir’in doğayla kucaklaşan yaşamından esintilerle dolu. Yirmi yılı aşkın bir süre önce gözlerden uzak ve doğayla iç içe yeni bir yaşam sürme umuduyla İstanbul’dan Türkiye’nin cennet köşelerden birine yerleşen yazarın, kişisel anılarından esinlenerek kaleme aldığı bu sürükleyici kitap, çevreyi koruma ve kontrolsüz yapılaşma gibi güncel konulara değiniyor. KÜÇÜCÜK BİR KULÜBEDEKİ HAYAT Her şey yazarın, “Fera” adını verdiği yol arkadaşıyla birlikte küçük sırt çantasını ve uyku tulumunu alıp yola çıkmasıyla başlar. On iki saatlik otobüs yolculuğunun sonunda iç sesinin ona söylediği tek şey var: “Ben hep burada olmalıyım.” İlk adım attığı andan itibaren Fera’yı ve yazarı büyüsüyle sarmalayan bu yerdeki dereler, deniz, rüzgâr ve yapraklar bile mutlu onları görmekten. Bazen birden yaşamınızı Şafak Okdemir, hem iki kitabında hem de dedesinin kurduğu kütüphane için yaptığı mücadelede insancıl özlemlerini dile getiriyor. değiştiriverir bu tür çağrılar; kısacık bir zamanını geçirdiği o yer, yazar ile Fera’nın da Işık Ülkesi olmuştur artık. Romanda, bu cennetin yeri belirtilmese de “Işık Ülkesi”, “Olimpos” gibi ipuçları hangi cennette olduğumuzu anlatmaya yetiyor. Tahtadan küçücük bir kulübeye sığdırılan hayat, bölgede yaşayanların önyargılı bakışları, cennet kızı Pamuk, Yahşi, Joset, Tosun ve diğerleri bir düşün parçası gibidir. Fakat yazar ile Fera, bu güzel düşü kâbusa dönüştürecek şeyleri de fark etmeye başlarlar. İnsanların doğayla uyumlu bir yaşam kurmayı amaçladığı cennetten bu köşeyi tehdit eden şeyler vardır: Orayı betona dönüştüren yeni yerleşimler, hayvanların ve bitkilerin yaşam alanlarını daraltan insan etkinlikleridir bunlar. Yazar ve yol arkadaşının onurlu mücadelesi başlamıştır artık. Carettalar için tutulan nöbetler, köylüleri bilinçlendirme çabaları ve imza kampanyaları… Okdemir bu romanında, doğanın yok olma tehlikesine karşı mücadele eden herkese umut verirken insanlara ve hayvanlara önyargılı bakılması konusunu da alt metinde başarıyla işliyor. KAYGI VE YALNIZLIK Dağların ardında, denizlerin ötesinde bir şehirdeyiz. Bu şehrin apartmanlarında yaşayan çocuklar çok yalnız. Oysa birbirini tanıyıp beraber oyun oynasalar her şey nasıl da güzelleşecek. Dört yaş ve üstü yaş grubu için hazırlanan bu kitaba dilek kitabı da diyebiliriz çünkü yazarın ve hepimizin dileklerini yansıtıyor sayfalar. “Çocuklar odalarından çıksa, birbiriyle buluşup tanışsa. Parklara koşsa, yeşilliklere kavuşsa. El ele tutuşup yollara düşmenin sevincini yaşasa…” Bu dileklere kim katılmaz ki? Kitabın çizimleri çok başarılı, kente sıkışıp kalan çocukların duygularını incelikle yansıtıyor. Çocuk yüzlerinden kaygı ve yalnızlığın okunması, kitabın resimlerini de yapan Okdemir’in bir başarısı. Kullanılan renkler, sayfa tasarımı ve seçilen punto, kitabın seslendiği yaş grubu için biçilmiş kaftan. Kitabın dilsel ve görsel bir araç olduğunu çok iyi bilen bir ekip tarafından okura ulaştırılan Şehir Çocukları ya da Çocukların Şehri’nin yetişkinlerin kulağına fısıldayacakları da var. Okdemir, hem iki kitabında hem de dedesinin kurduğu kütüphane için yaptığı mücadelede insancıl özlemlerini dile getiriyor. Duyarlık körleşmesine, duygu sağırlığına uğramadıysak doğayı ve değerlerimizin tümünü görelim, duyalım. n Cennetin Sahipleri / Yazan ve Çizen: Şafak Okdemir / TUDEM / 2017/ 184 s. / 9+ Şehir Çocukları ya da Şehrin Çocukları / Yazan ve Çizen: Şafak Okdemir / YKY / 2017 / 32 s. 16 18 Ocak 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle