Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NEIL GAIMAN VE AL SARRANTONIO’DAN “ÖYKÜLER” Kurmacanın büyüsü İçinde fantezi, bilim kurgu, suç, gizem, hayalet ve vampirler barındıran; kurmacayı kategorilerinden sıyırıp bütünleştiren bir derleme olmuş “Öyküler”. Neil Gaiman ve Al Sarrantonio, pek çok okurun aradığını bulabileceği âşina olunan yazarlarla da tanışmayı sağlayacak bir derlemeye imza atmış. ADALET ÇaVDAR adaletcavdar@gmail.com G erçek hayat her gün irili ufaklı bir yığın hikâyenin kapısını açar. Kimisi bir anı olarak hafızanın içerisinde yerini alsa da kimi anlar sadece zamanın akışına uyum sağlar ve geçer. Oysa hafıza derinlerinde her şeyi saklamakla görevlidir. Olmadık bir anda ufacık bir anımsatma ile incecik bir anı ortaya çıkıverir, siz bile yaşadığınızı hatırlamaz, kendinize bir soru işareti bırakırsınız. Edebiyat, kim bilir belki de en çok bu soru işaretlerini keşfetmemize yarar. İnsana yaşadığını ve yaşadığının anlamlı olduğunu sıklıkla hatırlatır. Evrenin, insanın ve her türlü mahlukatın bin bir türlü hâlinin olduğunu okurunun gözleri önüne serer ve hem kendimizi hatırlamamızı hem kendimizden başka canlıları hissetmemizi hem de sonsuz olasılıkların kafamızı karıştırmasına yardımıcı olur. Büyüsü buradan gelir. Hayranları tarafından bir “rock yıldızı” olarak görülen fantastik roman ve çizgi roman yazarı Neil Gaiman, okura büyülü kapılar açan bir yazar. Olağan hayata, olağandışılıklar giydirmeyi başaran, 1960 doğumlu İngiliz yazar, pek çok ödül kazanmış. Gaiman ile kırk beşten fazla kitabın yanı sıra pek çok öyküsü yayımlanan ve çağımızın en büyük öykü antolojistlerinden biri olan Al Sarrantonio, 2010’da Öyküler adında bir derleme hazırladı. Shirley Jackson En İyi Öykü Derlemesi Ödülü’nü alan kitap, Filiz Sarıalioğlu ve İlker Özbilek çevirisiyle yayımlandı. Hamdi Akçay’ın yaptığı kapak tasarımı ise kitabın sayfaları arasındaki büyülü dünyaya okuru hazırlıyor. KELİMELERDEN OLUŞAN DÜNYALAR Kitap, “Halkı eğlendiren ve bununla hayatlarını kazanan tüm hikâye an latıları ve ozanlara ama özellikle de hem anlatılan hikâye hem de hikayeyi anlatan Şehrazat’a” ithafıyla başlıyor. Roddy Doyle, Joyce Carol Oates, Joanne Harris, Neil Gaiman, Michael Marshall Smith, Joe R. Lansdale, Walter Moslet, Richard Adams, Jodi Picoult, Michael Swanwick, Peter Straub, Lawrence Block, Jeffrey Ford, Chuck Palahniuk, Diana Wynne Jones, Stewart O’nan, Gene Wolfe, Carolyn Parkhurst, Kat Howard, Jonathan Carroll, Jeffery Deaver, Tim Powers, Al Sarrantonio, Kurt Andersen, Michael Moorcock, Elizabeth Hand ve Joe Hill derlemede öyküsü bulunan yazarlar. Yirmi yedi ayrı yazarın öyküsünün bulunduğu derlemede, fantastik öğeler yoğunlukta. Gaiman, kitabın girişi için kaleme aldığı “Sadece Dört Kelime” yazısıyla Sarrantonio ile bu derlemeyi hazırlamaya nasıl başladığını kısaca anlatırken “Bize daha önce bin kez gördüğümüz bir şeyi sanki ilk kez görüyormuşuz gibi sunacak o büyülü ışığa sahip öyküleri okumak istiyorduk” diyor. Evet, Öyküler derlemesinde, daha önce pek çok kez okuduğunuz hikâyelerin benzerlerini buluyorsunuz lakin kurmacanın zevkine, birden çok yazarın eşliğinde ulaştığınız için öykü okumayı neden sevdiğinizi ve neden özlediğinizi hatırlıyorsunuz. Hayata, bir şekilde büyü tozu serpen kurmaca öyküler, insanlara gündelik yaşamın aslında o kadar da sıradan olmadığını hatırlatır. Bu büyü tozu, sizin de göz bebeğinizden içeri girdiyse onu temizlemek yerine size küçük de olsa hayal gücü veren rahatsız ediciliği kaşımayı yeğlersiniz. Gaiman, yazısında kurmacanın büyüsünden bahsediyor. Sinema ve televizyon iyi olsa da bir hikâye kadardeğil diyor, “kelimeleri alıp onlardan dünyalar yaratmanın” zevki anlatıyor. Çocukluğumuzdan bu yana bir hikâye dinlerken mütemadiyen sorduğumuz o Neil Gaiman, kitabın girişinde Sarrantonio ile bu derlemeyi hazırlamaya nasıl başladığını kısaca anlatırken “Bize daha önce bin kez gördüğümüz bir şeyi sanki ilk kez görüyormuşuz gibi sunacak o büyülü ışığa sahip öyküleri okumak istiyorduk” diyor. soruyu hatırlatıyor “(...) Peki sonra ne olmuş?” Derlemedeki öykülerin temel prensiplerinden biri, hikâyelerin sonunda okur için açık kapı bırakması. Anlatıcıya yöneltilen “Sonra ne olmuş?” sorusunun yanıtı, yaratıcılığınıza ve hayal gücünüze kalmış. Pek çoğu kurmaca yazsa da derlemedeki bazı yazarların ve öykülerinin neden bu kitapta yer aldığını sorguluyorsunuz Dünyaca ünlü ve pek çok ödül almış yazar, sadece tek bir öyküsüyle anlamlandırmak doğru değil. Kitaptaki kimi öyküler insanı ister istemez hayal kırıklığına uğratıyor. ÖTE DÜNYADAN SİNYALLER Derlemede beni en çok etkileyen öykülerden biri, Sarrantonio’nun yazdığı “Burun”. Yeryüzünde iktidarın ve kötülüğün temsilini, maske mahiyetinde bir burunla anlatabilmesi oldukça ilginç. İçerisinde hayaletlerin ve hâlâ varlığına bir şekilde inandığımız, varsa öte dünyaya giden yakınlarımızla bir şekilde iletişimde olduğumuzu ifade eden öyküler ise insana umuda benzer bir tutam büyü veriyor. Kim bilir, belki paralel evrenlerden bizimle iletişime geçiyorlardır ama bizim kapılarımız açılmadığı için onları söylediklerini anlayamıyoruzdur. Suç ve gizem öyküleri yazarı olan Jeffery Deaver’in “Terapist” adlı öyküsü, gerilimi ile insanı sarıyor. Yazarın ruhsal bir rahatsızlığı hayli gerçekçi anlatış ve bir anlık öfkeye neden olan virüsleri ele alış biçimi, insanı ister istemez “nem” adını alan virüslere inandıracak gibi oluyor. Sonuçta, yaşadığımız çağda bir anda cinnet getirip etrafına zarar veren insanları anlamanın, kendince mantıklı ve makul bir yolunu hepimiz arıyoruz. Öykü yazmanın küçük sırlarına da yer verildiği derlemeye dahil olan bir diğer hikâye, Kat Howard’ın “Kurguların İçinde Bir Hayat”ı. “Bir kurguda bir kahraman olsaydınız neyi kaybederdiniz?” sorusunu sormanızı sağlıyor. Ayrılık Vakti’nin yazarı Jodi Picolut’un “Ağırlıkla ve Ölçüler” adlı öyküsü, romanla aynı etkiyi bıraktı bende. Çocuklarını kaybeden bir çiftin, bedensel ve ruhsal değişikliğinin resmedildiği öyküde, Picolut’un anneliği, babalığı ve kaybı anlatma biçimi bir hayli başarılı. İçinde fantezi, bilim kurgu, suç, gizem, hayalet ve vampirler barındıran; kurmacayı kategorilerinden sıyırıp bütünleştiren bir derleme olmuş Öyküler. Pek çok okurun aradığını bulabileceği gibi âşina olduğunuz yazarlarla da tanışmanızı sağlayacak derlemelerden biri. n Öyküler / Yayına Hazırlayan: Neil Gaiman, Al Sarrantonio / Çeviren: Filiz Sarıalioğlu, İlker Özbilek / İthaki Yayınları / 600 s. 8 21 Eylül 2017 KItap