Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KItap Kitap Gölgesi Emin Özdemir’in ardından… Emin Özdemir, dilimizi okşadı, sevdi, sözcüklerin vicdanı olduğunu kulaklarımıza fısıldadı ve söyleyecekleri tükenmeyen kitaplar yazdı. mavisel yener maviselyener@yandex.com www.maviselyener.com Okuryazar olmakla okur olmak arasındaki ayrımı gözler önüne seren, incelikle dil işçiliği yapan, okumanın işlevine duru bir bilimsellikle yaklaşan, ısrarlı yazma sabrı, memleket sevgisi ile hepimize örnek olan ustamız, eğitimci, yazıneri Emin Özdemir’i yitirmiş olmanın hüznüyle bu yazıyı kaleme aldım. O bir bilgeydi: “Toplumsal vicdan susarsa, sözcüklerin vicdanı başkaldırır” diyerek isyanın sesi olmamızı istedi. Emeğin, sabrın, dilin, Cumhuriyet değerlerinin, umudun, özgürlüğün, insan onurunun ve çağdaşlığın bayrağını taşıdı hep. Sonsuzluğa giderken bile bizi bir kez daha “vicdan” üzerine düşünmeye çağırdı. “Yazarlığıma bir şey diyemem ama iyi bir okur olduğumla övünebilirim” diyecek kadar da alçakgönüllüydü. ÇOCUK YAZININDA... 2014’ün Ağustosu’nda bana yazdığı bir mektupta diyordu ki: “Sevgili Mavisel Yener, nicedir tedirgin günler yaşıyorum. Ülkenin üzerine çöken bu zehirli sis içime çökmüş sanki... Dünden beri daha da yoğunlaştı o sis. Törensel görüntüler, içi kof, yaldızlı sözler, geleceğe yönelik karanlık tasarımlar, inanır mısın, kan basıncımın düzenini bozdu. İşte böylesine karamsar, umutsuz, çiğnenmiş bir gül ezikliği içindeyim. Yazılarını okuyunca içimi kuşatan karanlığın giderek ağarmaya başladığını duyumsadım. Yaşlılıkta ruhun ibresi anlara göre değişiyor…” Özdemir’in ruhunun ibresi hep aydınlığı, bilimselliği, çağdaşlığı, vicdanı gösteriyordu aslında. Onun içine zaman zaman çöken sis, ortak kaygıların yansımasıydı. Çocuklar için yazmanın ne denli önemli olduğunu konuşur, çocuk şiirinin derinliklerine inerdik bazen. Her şairin çocuk şiiri yazamayacağı konu sunda değerli görüşleri vardı. Yetişkinler için yazdıklarını değerlendirmeye bu köşe yetmez. Çocuklar için yazdıklarıyla bir kez daha analım Özdemir’i. Yarışmalar Kenti adlı romanının onda ayrı bir yeri vardı. Bu kitapta, çocukları edebiyatın sonsuz topraklarına davet etmişti. Özdemir’in çok sevdiği Ayvalık rüzgârına; gül, çadır çiçeği, erguvan, hanımeli el sallıyordu sayfalardan. Onlar, Erdem’in dedesinin yazlığının bahçesini süslemekle kalmıyor, Erdem’e esin kaynağı da oluyordu. Dedesi, roman kahramanı Erdem’e sarı gülün masalını anlatırken o dedenin Özdemir olduğunu ve çocukların kulağına “Düşçü! Düşçü!” diye seslendiğini biliyorduk. Yaratıcılığın yansıması olan bu sesin, yalnızca düşler kuran ve yazmayı seven çocuklar tarafından duyulabildiğini biliyor musunuz? Yaratıcılığın sesi, Erdem’i seçtiğine göre, onun da yazar olmak istediğini söylemeye gerek yok! Ses Erdem’i, büyük bir kente, Yarışmalar Kenti’ne davet etti. Orada, bin bir renkli düş kelebeği, Erdem’i ve diğer yaratıcı çocukları bekliyordu. Okurlar da imgelem evrenine adım atsınlar istiyordu Özdemir. DİL İLE İLGİLENİLSİN… “Yarışmalar Kenti’ne onlarca yarışma koydum, sence bunun nedeni ne olabilir?” diye sormuştu bana. Tıpkı roman kahramanı Erdem gibi Emin Özdemir de sorular sormayı çok sever, yanıtları vermenizi sabırla beklerdi. Erdem’in Yarışmalar Kenti’ndeki bir başka durağının, yazar olmak isteyen çocuklar için hazırlanan Yazma Evi olması her yaşta okura esin vermiyor mu? Emin Özdemir, Yarışmalar Kenti’nde, öykü yazmaları için çocuklara verilen yedi günün sonunda öyküleri okumaları için bakın seçici kurulu kimlerden oluşturur: Gülten Dayıoğlu, Fatih Erdoğan, Mavisel Yener, Aytül Akal, Sevim Ak, Prof. Dr. Ali Gültekin. Erdem, tutkulu bir okur olduğu için hemen hepsini tanır, kitaplarının isimlerini bilir. Gülten Dayıoğlu’ndan imzalı kitabı bile vardır. Özdemir, başka yazarların yüreğine, >>kitaplarına yolculuk etmeyi seven, bunu yapıtlarına yansı 16 21 Eylül 2017 KItap