05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

LAURENT QUINTREAU’DAN “CENNET, CEHENNEM VE ARAF” OKURLARA Sessiz ‘beyin fırtınası’ Laurent Quintreau, “Cennet, Cehennem ve Araf”ta; günlük hayatta paranteze alınanları satırlarına kurmaca olarak taşırken beyaz yakalının gerilimini; bazen içinden gelerek bazen mecburiyetten taktığı maskeleri ifşa edip nasıl arafta kaldığını ortaya koymuş. ALİ BULUNMAZ [email protected] Çalışma hayatında “beyaz yakalı” diye tabir edilen ve plazalarda boy gösteren kesimin dramı, yalnızlığı ve alabildiğine rol kesme zorunluluğunda saklı. Kendisini göstermek için çırpınırken dengeleri gözetmek amacıyla türlü oyunlara dâhil olan beyaz yakalılar, aynı zamanda yeryüzü cehennemi yaşıyor. İkircikli, gergin ve kazançlı bu durumun, benliklerde iyileşmesi zor yaralar açtığı, adı geçen grubun üyelerinin mevcut dertlerini dillendiriverdiği kimi anlar da bulunuyor. Kısacası, beyaz yakalının vaziyeti, Dante’nin cehennem halkalarından hâllice. Fransa’da Public Ajans’ın kurucusu olan, beyaz yakalıların dert babası ve edebiyat dergisi Perpendiculaire’in öncüsü Laurent Quintreau, reklamcı sendikası temsilcisi olarak konuya hâkim bir isim. Deneyimlerini, yazdığı romanlara katan Quintreau, bu trajikomik ve öte yandan deliliğe çalan iş hayatının edebiyata konu olabileceğini düşünüp kaleme sarılmış. Yazdığı kitaplardan biri de toplantı odasında iki saatlik mesaiyi kapsayan Cennet, Cehennem ve Araf. “MÜKEMMELLİĞE MAHKÛM OLMAK” Toplantı masasındaki on bir kişilik yöneticiden her birinin, konuştuğu konuyla alakalı ya da alakasız iç sesleri yer alıyor Cennet, Cehennem ve Araf’ta: İtiraflar, iftiralar, soğukluklar, tatminsizlikler, hayaller ve şiddet gırla gidiyor. Kısacası şirkette sıradan bir gün! Dante’nin cehennem halkalarını çağrıştıran on bir kişinin, günümüzün en popüler eylem planlarından olan sürdürülebilirliği kâr bağlamında tartışmaya başlaması konunun klasik girizgâhı sadece; “mükemmelliğe mahkum olma” psikozu nun bir tezahürü... Bununla paralel olarak “yükselen” iç sesler, masadakilerin halının altına süpürdüklerini yansıtıyor. Toplantıda, şirketten eleman çıkartacak poker surat insan kaynakları yetkilisi, programından şaşmamak için didinen yönetici profili, fantezileriyle masaya konuşlanan şef gibi kişiler mevcut. On birinin de ortak noktası, ne yaparlarsa yapsınlar tatmin olamaması. Quintreau’nun, kurguladığı “laf kalabalığının” nedeni de bu. Yazar, uzun tiratlara benzeyen kitabında, sırayla iç seslerini konuşturan karakterlere eteğindeki taşları nokta kullanmadan, bir çırpıda döktürüyor. Hayatın, fena hâlde plaza yaşantısına benzediğini, hatta bazen ondan daha acımasız olabildiğini sezdiriyor yazar; ikisinin ortak noktası ise karşınındakine “patronun kim olduğunu” gösterme telaşı. Bunun bilincinde olan ve geçen her dakika rahatsızlık veren sandalyelerin tepesindeki on bir kişiye huzursuzluk hâkim; iç sesler, gözlere ve bakışlara vuruyor. PLAZA MEZARLIĞI Quintreau’nun yazdıkları, hem günlük hayatın hem de iş ortamının mikrokosmosu. Masanın etrafındaki on bir kişi ise mecburen beraber çalışıyor izlenimi uyandırırken karşısındakinin en ufak açığını bile yakalama çabasında. Zihinler bulanık, her birinin aklından geçenler savruk ve sesler olabildiğince kısık: Yalanların gücü ve hakikatin sarsıcılığı, bu toplantıya eşlik ederken söylenenler ile söylenmeyenler, varsayımsal başarılar ile elle tutulur başarısızlıklar yarışıyor. Okur, tanık olduğu “beyin fırtınası”nda şöyle serzenişlere de rastlıyor: “Zengin, ünlü ve pohpohlanan bir sanatçı olmak vardı, baskı altında bir şirket yöneticisi olmak yerine...” Avcılıktan bezmiş ve umutlarını plaza mezarlığına gömüp keder çuvalına dönüşmüş birinin, düşük frekanslı hezeyanı olarak da okunabilir bu cümle. Quintreau, kurguladığı öğle toplantısın Quintreau’nun yazdıkları, hem günlük hayatın hem de iş ortamının mikrokosmosu. da, devam eden programın paralelinde gündem dışı iç seslere yer vererek masadaki on bir kişinin rutini sürdürürken resmen cehenneme dönüşen bu işleyişte, dile getiremedikleriyle gedikler açıp kendini nasıl rahatlattığını anlatıyor. Yazar, Cennet, Cehennem ve Araf’ta; günlük hayatta paranteze alınanları iç sesler olarak serbest bırakıp satırlarına kurmaca olarak taşımış. Tabii bu durumda da “normal” şartlar altında söylenenler paranteze girmiş. Kısacası hayatı ve hayali ters yüz ediyor Quintreau: Beyaz yakalının gerilimini; bazen içinden gelerek bazen mecburiyetten taktığı maskeleri ifşa edip nasıl arafta kaldığını ortaya koyuyor. n Cennet, Cehennem ve Araf / Laurent Quintreau / Çeviren: Aslı Anar / Dedalus Kitap / 116 s. Heybeliada günleri... Nejat Gülen, “Adalı Sohbetler” ile Heybeliada’yı ele aldığı kitaplarına bir yenisini ekledi. Adada doğup büyüyen Gülen, kitabında; adanın sosyal yaşantısından, mimarisine kadar uzanıyor. Birinci Dünya Savaşı’nın çalkantılı günlerinden Cumhuriyet’in kuruluşuna yol alıyor. Okul yıllarından Adalar’da edebiyat ve edebiyatçılara varan yazar, anıları bağlamında nostaljik bir Heybeliada portresi çiziyor. Okura, eski ve yeniye dair bir kıyaslama ve toplumsal özeleştiri yapma imkânı sunuyor kitap. Gülen’le Yiğit Bener konuştu. Hüseyin Yurttaş, yeni romanı “Karaço” ile bir dönemin tarihine ışık tutan, yaşanmış olayları düşlerle harmanlayan özgün bir verim sergiliyor. Romanı, Hülya Soyşekerci değerlendirdi. İçinde fantezi, bilimkurgu, suç ve gizem, hayalet ve vampirler barındıran; kurmacayı kategorilerinden sıyırıp bütünleştiren bir derleme olmuş “Öyküler”. Neil Gaiman ve Al Sarrantonio, pek çok okurun aradığını bulabileceği gibi yeni yazarlarla da tanışmayı sağlayacak bir derlemeye imza atmış. “Oya Başak: Kahkahanın Derinliği”, hocaların hocasının yaşamöyküsünden pasajlar sunarken kişisel manifestosunu da içeriyor. Selçuk Altun, Hocası Oya Başak’la ilgili kitabı değerlendiriyor. Bol kitaplı günler... KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Danışmanı: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 321 Eylül 2017 [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle