Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
W. R. BION’DAN “TEREDDÜTLÜ DÜŞÜNCELER” OKURLARA Psikozun çelişkili doğası W. R. Bion, psikotik hastaları psikanaliz tekniğinde değişiklik yapmadan tedavi eden ilk analistlerden biriydi. “Tereddütlü Düşünceler”de toplanan, ağırlıklı olarak 1950’lere ait bu ilk makaleleri psikotik düşünceyi enine boyuna araştırarak vardığı kuramsal ve teknik sonuçları sergiler. Ata devrim W . R. Bion’un Tereddütlü Düşünceler isimli kitabı, yazarın çoğunlukla 1950’lerde yayımlanan makalelerini içeriyor. Bion bu makalelerde sık sık Freud ve Klein’ı referans gösteriyor. Ne var ki Otto Kernberg gibi bir senteze erişme çabası içerisinde değil. Görüşlerini daha çok Klein’ın nesne ilişkileri teorisi ile temellendiriyor. Söz konusu teori, ruhsal rahatsızlıkların nedenini annebebek ilişkisinde görülen bozulmalarda arar. Diğer bir deyişle annenin, erken aşamalarda (oral aşama) hata ve ihmalleri nedeniyle ya da bebek normalin üzerinde sergilediği saldırganlık karşısında düştüğü çaresizlik bebeğin ruhsal durumunu derinden etkiler. Zamanla ortaya çıkan rahatsızlıkların giderilmesi hastanın analitik ortamda hasta için nesnenin yerine geçen analist ile kurduğu ilişkiye bağlıdır. Bion, şizofreniden yakınan hastaların kaçınılmaz bir çelişki ile karşı karşıya olduğunu dile getirir: Hasta, oral aşamada nesnelerini dışa püskürtmüştür ve bu nesneler uzun süreden beri bir gezegenin çevresindeki uydular gibi seyyar olarak hastanın kişiliği etrafında devinir. Bu parçacıklar ile hasta arasında barışçıl bir ilişki de söz konusu değildir. Bunlar hastaya zulmeder ve hasta kendisini kapana kısılmış gibi hisseder. Çelişki kendisini bu noktada gösterir: Hasta bu parçacıkla rın zulmünden analiz yardımıyla kaçmak ister. Tedaviye karşı son derece isteklidir. Ne var ki psikanalitik tedavi, parçacıkların yeniden kişiliğe dahil edilmesini içerir. Bunlar kişilikten kopmuş, dolayısıyla da “kötü” nesneler hâline gelmiştir. Nesnelerin kişiliğe dönmesini de hasta bir tür eziyet olarak deneyimler. Hasta, yansıtmacı özdeşleşim ile kötü nesneleri analiste teslim eder. Onun inancına göre analist bu nesnelerle başa çıkabilir ve belirli bir süreçten sonra bu nesneleri iade edebilir. Ne var ki burada da bir çelişki ile karşılaşılması kaçınılmazdır: Hasta, kötü nesnelerle başa çıkabilen anne ya da analiste karşı haset duygusu besler. Hastalığın inatçı doğasına neden olarak Bion, bu çelişkileri gösterir. Anne bu nesnelerle başa çıkamadığında hasta yansıtmacı öz “Tereddütlü Düşünceler”, yoğun olarak terapötik süreç üzerinde duran ve ciddi üslubuyla dikkat çeken bir kitap. Aynı zamanda şizofreninin analitik ortamda nasıl ele alınacağına ilişkin bir rehber. deşleşim düzeneğine bile başvuramaz. OİDİPUS KARMAŞASI Bion’a göre hastalarda gerçeklikten nefret gibi bir eğilim söz konusudur. Bir diğer eğilim, dil kullanımının azalmasıdır. İlginç bir biçimde dile başvurmamızın gerekçelerinden biri gerçekliği inşa etmektir. Bu bağlamda dil aynı zamanda analize davettir. Hasta yukarıda söz edildiği gibi analize karşı ikircikli bir tutum içerisindedir. Tedavi başarıyla sürdürülse bile gerçeklik yavaş yavaş inşa edildiğinde ve psikotik görüngüler güç kaybettiğinde, hastanın karşısına bu kez de Oidipus karmaşası olarak bilinen nevrotik görüngüler dikilir. Bion bu bağlamda ilgi çekici bir çıkarımda bulunur: “...Tıpkı psikotiklerde psikozla gizlenen bir nevrotik kişilik olduğu gibi nevrotiklerde de nevrozla gizlenen bir psikotik kişilik bulunur” (s. 87). Psikotik hasta, analistle olan bağı, söylemi ve dahası düşünceleri bile parçalara ayırır. Bion kitapta geliştirdiği düşünme teorisinde bebeğin anne nesnesinin yokluğu karşısında uğradığı düş kırıklığına katlanması koşuluyla düşünce oluşturabildiğini ileri sürer. Düşünce oluşumu bile çabayı ve güçlü bir kişiliği gerektirir. Tereddütlü Düşünceler, yoğun olarak terapötik süreç üzerinde duran ve ciddi üslubuyla dikkat çeken bir kitap. Aynı zamanda şizofreninin analitik ortamda nasıl ele alınacağına ilişkin bir rehber. Ünlü psikanalistlerin yazılarında sık sık referans olarak gösterdiği bir ismin kendi metinlerini okumak da bu bağlamda faydalanılması gereken bir ayrıcalık. n Tereddütlü Düşünceler / W. R. Bion / Çeviren: Nilüfer Erdem / Metis Yayınları / 204 s. KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Danışmanı: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 317 Ağustos 2017 Borges’le yapılan söyleşiler W illis Barnstone’un yayına hazırladığı ve Celâl Üster’in Türkçeye çevirdiği “Borges Sekseninde: Sohbetler”; yazarın, konuşkanlığı ve ketumluğuyla yaşamdan ne anladığını, edebiyatı nasıl gördüğünü ve insan ilişkilerinde ne kadar ilerlediğini merak edenler için önemli veriler ortaya koyuyor. Kitabı, Ali Bulunmaz’ın değerlendirmesiyle tanıyoruz. Macar yazar Magda Szabó’nun ilkin 1963’te yayımlanan romanı “Iza’nın Şarkısı”, birbirini duyabilmenin, bunun insan ilişkilerinde ne kadar önemli bir yerde durduğunun, dahası bu duyuşla insan yaşamının hangi yöne doğru evrilebileceğinin izlerini taşıyor. Eray Ak’ın yazısı. Olga Grushin’in romanı “Kırk Oda”, isimsiz şair kadın kahramanın yaşamının farklı evrelerini simgeliyor ve bitmek bilmeyen orta sınıf ihtiyaçlarıyla şiiri ve dolayısıyla sanatı karşı karşıya getiriyor. Barış Yıldırım yazdı kitap üzerine. Prof. Yeşim Işıl Ülman, “Galatasaray Tıbbiyesi: Tıbbiye’de Modernleşmenin Başlangıcı” adlı kitabında okuru Tanzimat’ın ilk yıllarına götürüyor, ‘Tanzimat reformlarının hızıyla uygulamaya konulan, toplumsal yenileşme hareketinin bir eğitim kurumunda nasıl uygulanmaya sokulduğunu’ gösteriyor. Ceren İlikan Rasimoğlu tanıtıyor kitabı. Bol kitaplı günler... turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap