Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KItap VİTRİNDEKİLER Bir Başka Dünyadan / Eugene Schoulgin / Çeviren: Deniz Canefe / Can Yayınları / 392 s. Eugene Schoulgin Türkiye’yi; Türkiye’deki yaşam koşullarını, siyasal, sosyal ve ekonomik yapıyı yakından bilen Norveçli bir yazar ve düşünür. Bu bilgi, gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak ülkenin yirminci yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla uzanan panoramasındaki köşe taşlarını çarpıcı bir romanda edebiyat dünyasına armağan ediyor. Bir Başka Dünyadan’da Schoulgin, Batılı gözüyle o başka dünyaya bakmakla kalmıyor, yer yer Batılı gözlemcileri de ironik bir biçimde eleştiriyor. Dahası, romanda çeşitli ülkelerden gelen yazarların öyküleri okunurken Batı ülkelerinin neredeyse hepsinde şu ya da bu biçimde benzer durumlar yaşandığı gözler önüne seriliyor. Bir Zamanlar Nişantaşı’nda / Hıfzı Topuz / Remzi Kitabevi / 176 s. Hıfzı Topuz, Bir Zamanlar Nişantaşı’nda adlı kitabında çocukluk ve gençlik yıllarındaki Nişantaşı’nı anlatıyor. Nişantaşı’nın 1940’larda ve 1950’lerdeki konaklarından, sokaklarından, pastanelerinden, ünlü sakinlerinden, renkli sosyal ilişkilerinden, akşam turlarından, göz aşinalıklarından yansıyan ve belki de yaşam boyu anımsanacak aşklardan buruk anıları aktarıyor Topuz. En Mavi Göz / Toni Morrison / Çeviren: Zeynep Baransel / Sel Yayıncılık / 224 s. Toni Morrison, En Mavi Göz’de bir kız çocuğunun gözünden horgörülmenin, ayırımcılığın, ırka dayalı güzellik anlayışının ve kişinin kendisine duyduğu nefretin yarattığı bireysel ve toplumsal travmaya odaklanıyor. İkinci Dünya Savaşı arifesinde ABD’nin Ohio eyaletinde bir gettoda yaşayan Pecola, “çirkin” ve siyah bir kız çocuğudur. Herkes tarafından aşağılanan, alaya alınan Pecola, diğer beyazlar gibi gözleri mavi olursa her şeyin yoluna gireceğine, insanların onu beğeneceğine ve seveceğine inanır. Oysa mahallenin dillendirmeksizin kabullendiği acılar konusunda yürüttüğü suç ortaklığı, herkesin kalbinde taşıdığı nefrete ayna tutan Pecola’nın trajedisine dönüşür. Sessiz Bir Adam / Adalet Ağaoğlu / Everest Yayınları / 160 s. Herkesin bildiği ama hiç kimsenin izlemediği, şimdiye dek ne yayımlanmış ne sahnelenmiş Sessiz Bir Adam, okurun karşısında. Adalet Ağaoğlu’nun keskin gözü ve sivri diliyle Türk entelijansiyasının fotoğrafını çektiği Sessiz Bir Adam, tepeden tırnağa bir eleştiri; yapıtın başına gelenlerse tam bir macera. Kuzey Suları / Ian McGuire / Çeviren: Begüm Kovulmaz / Doğan Kitap / 280 s. Sömürgelerden getirdikleri suçlar ve puslu geçmişleri ile Volunteer gemisini dolduran bir grup erkek. Bedenini ve ruhunu afyonla uyutan İrlandalı Cerrah Patrick Sumner ve “Bir erkek her zaman fayda düşünmez” mottosuyla yıkıcı, yok edici hazzın ve şiddetin sembolü Henry Drax. Bir katil, katledilmiş oğlan çocukları, ölü hayvanlar, tekinsiz sular… McGuire, Kuzey Suları’nda, Joseph Conrad, Herman Melville gibi usta yazarlara da bir selam gönderiyor. Kuzey Suları, denizcilik edebiyatının yirmi birinci yüzyıldaki en başarılı örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Çorak Topraklar / Stephen King / Çeviren: Gönül Suveren / Altın Kitaplar / 576 s. Stephen King’in hayal dünyasının ürünü; fantastik, bilimkurgu, korku ve Western türlerinin iç içe geçtiği başyapıt olan “Kara Kule” dizisi, Çorak Topraklar’la sürüyor. Büyüleyici bir dünyanın kapılarını aralayan “Kara Kule”nin bu üçüncü kitabında, son silahşorun Kule’yi arayışı sürüyor. Bu kez yanına iki yol arkadaşı da katılır: Bağımlısı olduğu uyuşturucudan kurtulan Eddie Dean ile kopan bacakları gövdesiyle birleşen ve Susannah Dean’ın güçlü ve dengeli kişiliğine bürünen Odetta. Roland Deschain, yeni dostlarına silahşorluk eğitimi vermeye başlar. Fakat Silahşor, eski dünyasında ölen Jake Chambers’ın hayatını kurtararak ‘ka’nın yönünü değiştirir. Roland ve Jake, farklı dünyalarda varlıklarını sürdürdüğü hâlde, aynı çılgınlıklara devam eder. Sürgün / Pádraic Ó Conaire / Çeviren: Serpil Açıkalın Erkorkmaz / Tekin Yayınevi / 156 s. İrlanda’nın zengin edebiyat geleneğinden beslenen ve modernist İrlanda edebiyatının ilk örneklerinden sayılan Sürgün, modern toplumun heyulası yahut korkunç ötekisi olan kötürümlerin ancak tüketilebildiği ölçüde toplumda kendine yer bulabildiğini esprili bir dille, oyunbaz bir üslupla ve gerçekçi bir biçimde anlatıyor. İrlanda edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Pádraic Ó Conaire kendi ülkesinin edebiyat mirasıyla dünya edebiyat birikimini harmanlıyor ve sizleri bir sakatın aniden dalgalanan, durgunlaşan, heyecanlanan, bitkin düşen, bencilce hareket eden, kendinden nefret eden yani bir ânı diğerini tutmayan ruh dünyasına götürüp bırakıyor. Afrikaname / Güliz Elal / Yeni İnsan Yayınevi / 286 s. Dünyanın en büyülü kıtası şüphesiz Afrika. Barındırdığı çeşitlilik, gözler önüne serdiği olağanüstü fotoğraflar, yaban hayatı ve kendine özgü ritmi ile hepimiz için yeniden keşfedilmeyi bekliyor. Uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmış Güliz Elal için Afrika tutkulu bir macera. Yazar, Afrikaname’yle okuru kendi coğrafyasından koparıp yabancı ve gizemli diyarlara sürüklüyor. Afrikaname, kıtaya yolculuk planlayanlar için bir kaynak niteliğinde. İyi Adam / Federico Axat / Çeviren: Mehmet Gürsel / Domingo Yayınevi / 384 s. Her şeyi vardı. Ama kapı çaldığında, Ted intihar etmek üzereydi. Kapıdakinin vazgeçip gitmesini beklerken masanın üstündeki not ilişti gözüne, kendi el yazısıyla yazılmış: “Kapıyı aç. Tek çıkışın bu.” Ted, ne notu yazdığını ha tırlıyor ne de kapıdaki adamı tanıyor. Adamın bir teklifi var: Madem ölmek istiyorsun, intihar edip aileni utandırma; biz öldürülmeni sağlayabiliriz. Şartımız basit: Senin gibi intihara karar vermiş birini öldürecek, böylece zincire katılacaksın… Son bir iyilik. Teklifi kabul ettiği anda kendini şeytani bir oyunun içinde buluyor Ted. Çıkmaya çalıştıkça onu daha da derinlere sürükleyen biri var; bu kanlı labirenti tepeden gören, Ted’i kendinden bile iyi tanıyan ve asla güvenmemesi gereken biri… Yakında beyaz perdeye de aktarılacak İyi Adam, kurgusu ve bitmeyen dolambaçları ile zihin bulandırırken okuru ters köşeye yatıran bir psikolojik gerilim romanı. Ah Zavallı Erkekler / Hülyanida Şahin / Ceres Yayınları / 160 s. Bilinçli şekilde açığa çıkartılmayan her şey insanı her koşulda bilinçsiz süreçlere sürükler. Ah Zavallı Erkekler, işte bu bilinçsiz süreçlere cesurca el atıyor. AstroTerapist Hülyanida Şahin’in Ah Zavallı Erkekler’i okur karşısında. Var oluşun anne karnında halledilmesi gereken sorunlarına dikkat çeken kitap, “Aile, ebeveyn, kardeş, arkadaş, sevgi, nefret... Gerçekten nedir bunlar?” sorularına dikkat çekiyor ve dönüşümün sanıldığını kadar kolay bir süreç olmadığını vurguluyor. Hayvanat Bahçeleri ve Doğanın Sonu / Steven Best / Çeviren: Deniz Kurt / SUB Yayın / 48 s. Devletlerin güç ve ihtişam simgelerine ihtiyacı vardır. Silah ya da altın gibi cansız metaların yaydığı azamet havası yetersiz olduğu için egzotik hayvanlar, devletin yabancı ülkeleri fethetmesinin ve onlar üzerindeki iktidarının sembolleri olarak kullanıldı çağlar boyu. Hayvanat bahçeleri yüzünden hayvanlar; vahşi doğadan koparıldı, habitatlarından ve ailelerinden ayrıldı, hapsedildi, satıldı, nakledildi, kafeslere kapatıldı, çeşitli kötü uygulamalara tabi tutuldu, eziyete maruz kaldı, insan odaklı bir şekilde kategorize edildi ve devamlı insan gözetiminde tutuldu. Dolayısıyla hayvanat bahçeleri hem devlet iktidarının hem de türler arası iktidarın uzantısı ve örneği oldu. Steven Best, Hayvanat Bahçeleri ve Doğanın Sonu’nda bu netameli süreci inceliyor ve okurları konu üzerine düşünmeye çağırıyor. n 16 17 Ağustos 2017 KItap