Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA Bir kitap elifbası denemesi (VIII) Bir yayınevi, onu yöneten yayıncının etrafında çalışan ve metnin kitap olma sürecini hazırlayan kişilerden oluşur: “Editör”, “redaktör”, “dizgici”, “düzeltmen”. Baskı öncesi işlemleri bu ekip tarafından yönetilir ve sıra “tasarımcı”ya gelir: Kitaba, hurufatından kapağına estetik biçimini veren sorumlu. Kitabı gerçekleştirecek nokta basımevidir: Yöneticisinden “filimci”sine, baskı atölyesi çalışanlarından “ciltçi”sine bir dizi emekçi. Bir sonraki aşamada kitabın satış noktalarına ulaştırılması “dağıtımcılar” tarafından üstlenilir, kitapçılar okura erişim yeridir. Kitap endüstrisi, zaman içinde, ürünün tanıtımı bağlamında, reklam sektörü ve basınla ilişkiler geliştirmiştir. K ÜTÜPHANECİ Kitap Dolabı, Doğu’da ve Batı’da, kütüphane terimini öncelemiştir. Eski Yunanca “theke”den türetilen kitap do labı sorumlusu, tarihte ilk kez Fransa kralı I. François tarafından ünlü Hümanist Guillau me Budé’ye layık görülen bir unvan olmuş tur. Gelgelelim, Roma’nın bilge imparatoru Marcus Aurelius’un kütüphaneci (“bibliot hecarius”) kavramını kullandığı bilinmekte dir. “Kütüphane” sözcüğünün La tince karşılığına ise Çiçero’nun yapıtında rast lanır: MÖ 1. yüzyıl. “Kitaplık” sözcüğüne ge lince Montaigne, babasına yazdığı bir mektupta, ki taplarını yerleştir diği “mobilya”ya bu adı Genç Plinius’tan esin lenerek verdiğini yazar. Montaigne MALZEME Kâğıdın icat edilmesini önceleyen çağlarda her türden malzeme üstüne yazılmıştır: Taş, tahta, ipek, çamaşır bezi, deri, Eski Yunan’da cam üzerine yazılırdı. Hygenius, Roma imparatorlarına ait temel kayıtların bronz kitaplarda toplandığını aktarır. Kurşun, Ortadoğu’da, kâğıt inceliğine getirilmiştir. Fildişine kakılmış pek çok örnek günümüze ulaşmıştır, gözü iyi görmeyenler için siyah mürekkep kullanılıyordu. Basileus döneminde yanan Konstantinopolis kütüphanesinde, yılan bağırsağı üzerine yazılmış Homeros’lar bulunduğundan söz edilir. Bulunan en eski yazılı metin, 6 bin yıl önce Mısır’da ahşap üzerine kakılmıştır. MESLEKLER Diderotd’Alembert ikilisinin ünlü Ansiklopedi’si, Aydınlanma çağının simgesi sayılagelen o anıtyapıt, kitabı kuşatan mesleklere ilişkin olağanüstü levhâlar içerir. On sekizinci yüzyıl sonunda kitap endüstrisi henüz emekleme dönemindeydi, bugün sayısız çarkın iç içe geçtiği üretim düzeninde, biribirini bütünleyen uzmanlık alanları göze çarpıyor. Bir kitabın önce yazılması, yabancı bir dilde yazılmışsa çevrilmesi gerekir. Öncelikle “yazar” ve “çevirmen” öyleyse. Ortaya çıkan metnin okurlara ulaşabilmesi için “yayıncı”nın devreye girmesi söz konusudur. Bir yayınevi, onu yöneten yayıncının etrafında çalışan ve metnin kitap olma sürecini hazırlayan kişilerden oluşur: “Editör”, “redaktör”, “dizgici”, “düzeltmen”. Baskı öncesi işlemleri bu ekip tarafından yönetilir ve sıra “tasarımcı”ya gelir: Kitaba, hurufatından kapağına estetik biçimini veren sorumlu. Kitabı gerçekleştirecek nokta basımevidir: Yöneticisinden “filimci”sine, baskı atölyesi çalışanlarından “ciltçi”sine bir dizi emekçi. Bir sonraki aşamada kitabın satış noktalarına ulaştırılması “dağıtımcılar” tarafından üstlenilir, kitapçılar okura erişim yeridir. Kitap endüstrisi, zaman içinde, ürünün tanıtımı bağlamında, reklam sektörü ve basınla ilişkiler geliştirmiştir. Kitapla okurun arasında önemli bir köprüyü eleştirmenler sağlar. Kütüphane yetkilileri, gerekli gördüğü yapıtları aldırır ve ayrı bir hizmet sunar. Yayın hakkı ajansları, belli bir dilde yazılmış kitabın başka dillerde yayımlanmasıyla görevlidir. Kitap fuarları, ulusal ya da uluslararası düzeyde, yayınevlerinin ve ürünlerinin ilgililere açıldığı alanlardır. Basılan her kitap belli sayıda bürokratik merkeze (Ulusal Kitaplık, Emniyet, vb.) zorunlu olarak gönderilir. İlgili bakanlıklar, basma yetkisi verecek düzenekleri kurmuşlardır. Kâğıt, karton, mürekkep, baskı ve cilt makinesi üreticileri, aracıları, satıcıları önemli bir ek sektör yaratırlar. MÜREKKEP Çin’de, daha sonra Avrupa’da kullanılan katı ya da sıvı renk verici. Yazı ve baskı sanatlarının olduğu kadar süslemeciliğin de vazgeçilmez unsurudur. Ancak kâğıdın altına ateş tutularak okunması sağlanan görünmez mürekkep bizde soğan mürekkebi, Frenklerde “encre sympathique” olarak tanınır. MÜTEFERRİKA Her şey, Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin ve oğlu Sait’in Fransa yolculuklarından dönüşünde, Seyahatnâme’nin sunulma sıyla başladı: III. Ahmed, matbaanın önemi ve yararları konusunda ikna edilmiştir. Aynı dönemde, İbrahim Müteferrika, Sad razam İbrahim Paşaya elyazması “Vesiletüt Tıbaa” ile başvuracak, ilk Osmanlı matba asının kurulması için gereken altyapı çalış malarını yürütecektir. Dinî kitaplar dışında etkinliği başlatması kaydıyla sadrazam tarafından kaleme alınan dilekçeyi padişah “mucibince amel oluna” buy ruğuyla Hattı Hümayun’a döker: Müteferrika’nın yolu açılmıştır. Basılan ilk kitap, Kitâbı Lugatı Vankulu, Arapça Vankulu Lugatı Türkçe sözlük, başında Müteferrika’nın risâlesiyle 1729’da çıkmıştır. Bin adet, dörtlü formalar hâlinde, iki cilt olarak basılan sözlüğün fiyatı 35 kuruştu. Kâğıdı Paris’ten getirtilmişti. Müte ferrika, matbaasında, 17291742 arasında toplam 22 ciltten oluşan 16 yapıtın basımını gerçekleştirmiştir. n KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Danışmanı: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 327 Nisan 2017 Turhan Günay için... S evgideğer dostumuz Turhan Günay, Girişi çoğul yapma nedenim seninle ve koğuş arkadaşlarınla birebir tanışma olanağı bulamamış birçok kişiye aracı olma isteğimden... Sizleri gerçekten merak ediyorlar. Yaşadıklarınıza derinden üzülüyorlar. Cumhuriyet gazetesinin avukatlarının, çizerinin, yazarlarının toplu olarak aylardır tutuklu olmasını kimse anlayabilmiş değil. Özgürlüklerinizin gasp edilme nedeni açıklanamadı nedense. Bildiğime göre yazılara yönelik bir kovuşturma yok. Olayla ilgili resmî ağızdan yapılan yorumlar da hiç inandırıcı değil. Daha da tuhafı tuhaf sözcüğü yeterli olmayabilir ama ne demeli bilmiyorum hakkınızda iddianame hazırlayan savcı, FETÖ bağlantıları nedeniyle soruşturuluyor. Bu bile size kesilen hükmün geçersizliğinin kanıtı değil midir? Yaşananlar, hak hukuk kavramına güveni kökten siliyor. Oysa güven duygusun egemen olduğu toplumlar en gelişmiş toplumlardır. Avukatlardan öğrendiğime göre savcı suçlama kararını nasıl mı vermiş? “Subliminal” bir yorumla... Bu sözcük şu anlama geliyormuş; savcı, yazılıp çizilenlerin en derininde terör yandaşlığınızı bulmuş. Psikanaliz yapmış yani... Freud kalibresindeki bu yoruma ulaşabilmek için hukukçuların böyle bir eğitim aldığını hiç okumamıştım, duymamıştım. Bu iddia dünya hukuk tarihinde nasıl yer alacak kim bilir? Ergenekon davalarından bu yana böyle geçersiz suçlamalar görmedik mi? Ne uzun bir hikâye bu, bir türlü bitmiyor. Turhan, bir an önce özgürlüğünüze kavuşmanızı yürekten diliyoruz. Kitap ve türkü dolu günlerde buluşmak üzere. Selamlarımla. Füruzan turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap