18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HOLLY SEDDON’DAN “NEFESİNİ TUT” Kurbanın sesini duymak “Nefesini Tut”, yegâne birinci tekil şahıs anlatıcısı bitkisel hayattaki Amy ile döküyor derdini. Diğer karakterlere ait bölümler üçüncü tekil şahıs kullanılarak yazılmış. Fiziksel olarak konuşamayan kurbanın, hikâyeyi kendi sesinden anlatmaya çabalayan tek karakter olması zekice bir ironi. ırmak ertuna howıson G illian Flynn’in Kayıp Kız romanının basılmasıyla (2012) başlayan bir edebi akımın içindeyiz. Bu akım, sadece polisiye severleri değil, kadın edebiyatına meraklıları da yakından ilgilendiriyor. Ülkemizde de çok satanlar arasına giren Flynn’in Kayıp Kız’ı, Paula Hawkins’in Trendeki Kız’ı, Megan Abbott’ın Cesaretin Var Mı? romanı, hep bu akımın içinde. Hatta adı geçen yazarlar, romanlarının birbirine benzerlikleriyle pazarlanmasından hiç gocunmuyor. Bu akımın dilimize çevrilen son temsilcisi de Holly Seddon’ın Nefesini Tut romanı oldu. Yukarıda bahsi geçen kitaplarla çarpıcı benzerlikler taşıyan Nefesini Tut, aslında bir ilk roman olmasına rağmen, bu polisiye akımın temelinde yatan sosyokültürel gerçeklere dair beklenenden daha keskin bir kavrayış içeriyor. Peki, bahsettiğimiz bu romanlar arasındaki benzerlikler nedir ya da onları belli bir trendin parçası haline getiren, hatta bir edebiyat fenomeni yapan özellikler neler? Öncelikle tüm bu romanların kadın başkahramanı aynı zamanda okurdan (belli sebeplerden ötürü) büyük bir sır saklayan birinci tekil şahıs anlatıcı konumunda (bu tür anlatıcılar edebiyat kuramında “güvenilmez anlatıcı” olarak adlandırılıyor). Sakladıkları büyük sır ifşa olduğunda hem hikâyenin altında yatan gizem çözülüyor hem de okur ters köşeye yatırılıyor. Bu romanlar temaları açısından da birbirine benziyor; hepsi kadınların kuşatılmışlığını ve baskılara karşı geliştirdikleri stratejileri ele alıyor. Klasik polisiyelerde, dedektifler erkek, kurbanlar kadınken bu yeni nesil polisiyelerde kadınlar çok daha faal rollerde; üstelik çeşitli zaaflarına rağmen dedektifliği de onlar yapıyor. TRENDEKİ KIZ’LA BENZERLİKLER Nefesini Tut, saydığımız diğer romanlar içinde en çok Trendeki Kız’la benzerlik taşıyor. İki romanda da gize mi çözmeyi görev edinen başkahraman sarmalından çıkara alkolik; iki romanda da her bölüm cak bir amacı yok. farklı karakterlerin bakış açılarından Trendeki Kız’ın yazılmış. Burada küçük gibi gözüken başkahramanı ama aslında roman açısından önemli zoraki dedektif olan bir fark, Trendeki Kız’da farklı Rachel’ınkinin karakterlere ait her bölüm birinci tekil aksine Alex’in şahıs anlatıcı kullanarak yazılmışken alkolizmi, Nefesini Tut’un yegâne birinci tekil Seddon tarafından daha gerçekçi bir şahıs anlatıcısı bitkisel hayattaki Amy. şekilde tasvir edilmiş. Hem alkolün Diğer karakterlere ait bölümler üçüncü Alex’in bedeni üzerine etkileri hem tekil şahıs kullanılarak yazılmış. Fi de bu hastalığı kendi başına kontrol ziksel olarak konuşamayan kurbanın, etme yöntemleri, yazarın karakterle hikâyeyi kendi sesinden anlatmaya rini derinleştirme çabasına bir örnek. çabalayan tek karakter olması aslında Alex alkolik olmasına rağmen, kendi zekice bir ironi. sine olayı çözmesi için yardım eden Amy, 1995’te vahşice bir saldırıya Amy’nin eski sevgilisi Jacob’dan daha uğramış ve ölüme terk edilmiş. Fa güçlü sezgilere sahip. Jacob, gözünün kat hayata tutunan Amy, şimdi bir önünde olanları göremeyecek kadar hastanede bitkisel hayattakilerle ile naif. Alex’e yardım eden bir başka kişi tişim kurmaya çalışan bir nörologun de eski kocası polis Matt. Matt, Alex’e servisinde yatıyor. Alex ise annesini, bazı ipuçları konusunda yardımcı olsa kocasını ve işini kaybetmiş bir gazete da kendi rütbesi gereği polise karşı ci. Yazdığı bir haber yüzünden yolları eleştirel bir tutum takınacak konumda Amy ile kesişiyor ve onun başına ge değil. Kısacası, olayı çözmenin tüm lenleri bulmayı ken yükü Alex’in omuzlarında. dine görev ediniyor. Aslında Alex’in tam ZAMANE POLİSİYELERİ da ihtiyacı olan şey Polisiye tutkunları eminim bu ro böyle bir görev çün mandaki cinayet teşebbüsünün failini kü alkol yüzünden kısa sürede tahmin edecektir. Romanın tüm bedeni iflasın güçlü olduğu kısım, olay örgüsü değil eşiğine gelmiş. Du ve biz polisiye tutkunları zaten çoktan rumunun farkında dır failin kim olduğunu öğrenmek için ama kendisini alkol okumuyoruz. Romanın öne çıkan yanı, karakter derinleştirme çabası kadar yukarda bahsettiğim yeni nesil polisiyenin asıl mesele sinin altını iyice çizme si. Bu da Holly Seddon’ı belli bir formül kulla narak kitabını satmaya çalışan bir taklitçiden öte, bu akımın altında yatan gerçekliği kavra mış, gelecek vaat eden bir yazar olduğunu gös teriyor. Kadın yazarların ka leme aldığı, güvenilmez anlatıcılı bu tür polisi yelerin fenomen haline geldiği son beş sene, aynı zamanda feminist hareketin tecavüzü sis “Nefesini Tut”, Holly Seddon’ın ilk romanı... tematik bir sorun olarak gündeme taşıdığı bir dönem. Daha çok kısa bir süre önce Stanford Üniversitesi’nde yaşanan bir tecavüz olayı, sistemin tacize uğrayan kadınların nasıl aleyhine işlediğini bir kez daha gözler önüne serdi. Babasının “yirmi dakikalık bir eylemden” dolayı cezalandırılmamasını istediği yüzücü Brock Turner, sadece altı aylık bir ceza alınca tacize uğrayan kadının yazdığı mektup tüm dünyayı ayağa kaldırdı. Bu mektup sadece yaşanan adaletsizlikten değil, aynı zamanda tecavüzün hemen sonrasında polisin mekanik kayıtsızlığının, kadını nasıl travmatize ettiğinden de bahsediyordu. Bu mektubun belki de en can alıcı cümlesinde mağdur, “Bugüne dek, değerimi, mahremiyetimi, enerjimi, zamanımı, güvenliğimi, kendime güvenimi, sesimi elimden aldın” diyordu. İşte “güvenilmez anlatıcılı” bu yeni nesil polisiyeler tam da adalet sisteminde kadının sesinin yok edilişinin protesto edildiği bu dönemde ortaya çıktı. Tecavüz edilen kadınların tanıklığının yok sayılması, ifadesinin ciddiye alınmaması, hatta daha da kötüsü anlattıklarından suçu teşvik ettiği sonucu çıkarılması ülkemizde de yaşanan sistematik bir sorun. Nefesini Tut’un bu konuda söyleyecek bir çift sözü olduğu çok açık; zira Alex’in, Amy’nin failini bulmasını sağlayan ipucu, on beş sene önce polisin alkollü diye “güvenilmez tanık” olarak ciddiye almadığı, hatta hayli kötü davrandığı bir tecavüz mağduru kadının tanıklığı. Bitkisel hayattaki Amy’nin zihnine girip önce onun yaşadığı travmayı anlamaya çalışmasını sonra da tüm engellerine rağmen iletişim kurarak saldırganını ifşa edişini okurken zamane polisiyelerinin kadın anlatısına, tanıklığına ve sesine dair bir temsil olduğunu da anlıyoruz. n Nefesini Tut / Holly Seddon / Çeviren: Özge Küskün / Yabancı Yayınları / 448 s. 6 23 Haziran 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle