18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiir döngüsü Çevirinin yetersizliği çevirmenin şiiri sevmemiş olmasıyla açıklanamaz sanırım. Öyle olsaydı Ronsard’ın şiiri Orhan Veli’nin üzerinde iz bırakmazdı. Ö lümünden bir ay önce, güncesinde şiir çevirisi üzerinde duruyor Ataç: “Ronsard’ın ‘Sonnet Hélène’ yırını çok severim, sinde kantarın topuzunu kaçırmış bana kalırsa: Çevirinin yetersizliği çevirmenin Pierre de Ronsard Fuzulî’nin Bakî’nin gazel şiiri sevmemiş olmasıyla açıklanamaz leri [gibi] okur dururum kendi kendime: sanırım. Öyle olsaydı, Ronsard’ın şiiri ‘Quand vous serez bien vieille, au soir Orhan Veli’nin üzerinde iz bırakmazdı. à la chandelle. / assise auprès du feu Varlık dergisinde yayımladığı (1 Haziran dévidant et filant, / Direz, chantant mes 1937), sağlığında kitaplarına almadığı şiiri vers, en vous émerveillant: / Ronsard “Helene İçin”i, Ronsard’ınkiyle yanyana me célébrait du temps que j’étais belle!’ getirmek yeterli görüşümü doğrulamaya. Bunu Orhan Veli çevirmişti Türkçeye. Ronsard’ın şiiri üzerinde çalıştığım Orhan Veli iyi bir ozandı, ne yapayım ki dönemde elimdeki “düz” baskı yetersiz anlamamış bu yırı, anlamışsa da özensiz göründü bana, giderek Malcolm Smith’in çevirmiş, baştan savma çevirmiş. Şöyle hazırladığı (Droz yayını) eleştirel basımını deyivermiş: ‘Siz de ihtiyarlayacaksınız, notların ışığında yararlanma umuduyla gün gelecek; / Yün bükecek bir mum ışı edindim, işin doğrusu enikonu aydınlan ğında, hayran hayran, / ‘Ronsard ne ka dım da. Ataç’ın bayıldığı, Orhan Veli’nin dar da çok öğmüş bir zaman!’ / Diyecek çevirdiği, benim çelimsiz çeşitlemelerini siniz mısralarımı söyleyerek’. Biçimden yazdığım soneyle ilgili bir not, Ronsard’ın geçtik (kolay kolay geçilmez ya! Neyse!) Latin şairi Tibullus’un yapıtından esinlen anlamı da vermiyor…” diğini gösteriyordusıkı bir şiirin arkası Fransız şiirini özgün dilden okuma gelir, bir de önü, öncesi, öncülleri olur; olanağı bulanların pek çoğunun gözün hep birlikte, aynı Phaistos diski, bir dön de “Sonnet à Hélène” bir şahşiirdir(*) gü yaratırlar. yalnızca şairinin, Ronsard’ın değil, klasik (*) “Helene uyruklu bir rüzgârdınız her çağ şiirinin en demli ürünlerinin başında şiirde gelir. Üzerinde 198889 ben de bir hayli Benimdi, Ronsard’ın bir ülkesiydi yeriniz”. çalışmış, çeşitlemelerini kurmanın yanı (İlhan Berk / Çivi Yazısı, 1960) sıra çevirmeyi denemiştim sonunda, Ronsard’ın şiirinin esinlediğini varsay * dığım, Yeats’in “When You Are Old”un Maurice Scève’in adıyla ve birkaç bir çeviri denemesini aldım Gri Dîvan’a, parça şiiriyle, ilk kez 1969’da, klasik Ronsard’la başa çıkamamıştım. Orhan Veli’nin şiir çevirilerini genelde başarılı buluyorum, gelge lelim bu örnekte Ataç haklı: “Son net à Hélène”in aura’sı, musikisi, biçimsel yetkinliği şairin çevirisine de geçmemiş. Ataç haklı olmasına haklı da eleştiri Orhan Veli Pascal Quignard Fransız Yazını âşığı genç bir öğretmenin tuttuğu ışık altında tanıştım: Du Bellay’ye ve Ronsard’a öylesine düşkündü ki ezberindeki şiirleri gözlerini yumarak okuduğunda düpedüz kendinden geçtiği görülürdü. Gelgelelim, BaudelaireMallarmé Rimbaud üçlüsünün (o yıllarda ‘dördüncü’den, Lautréamont’dan henüz haberimiz yoktu) büyüsüne kapılındığı bir yaşta, 17’sinde, Scève’in tadını alabilmek, başkalarını bilemem, benim elimde değildi. Gerçek ‘karşılaşma’ için, aradan tamıtamına otuz yıl geçmesi gerekmişsağlam açıklaması olmayan büyük kişisel gecikmelerden biri. Ağlayan Kadınlar Lahdi’nin İngilizcesi yayımlandığında, yaklaşık bir yıl önce bir araya geldiğimiz John Ashbery’den, şüphesiz inceliğinden kaynaklanan, ‘yüksek’ bir övgü mektubu aldım: “Şiiriniz bana, Maurice Scève’in Délie’sini anımsatıyor.” Övgünün irtifa ölçüsünü neden sonra anlayacaktım. Uzunca bir aradan sonra, 1998’de, mektubu almazdan bir yıl önce yeni basımı gerçekleştirilmiş (Gallimard) kitabı edinmekte gecikmemiştim. “Maurice Scève için On Şiir+Bir Şükrân”ı, 2001 kışının sonunda, Esclimont’da yazdım. İki şiirin arasına ormanda sessiz, sesli yürüyüşler girdi hep. Odada, duvarlara SainteColombe’un, Marin Marais’nin yedinci telinden sert tınılar vuruyordu. İstanbul’a dönüşte, ilk yaz boyu şiirler üzerinde çalıştım ve onları bekletmeden Gösteri dergisinin bana ayırdığı ana dosyada yayımladım. Ön hikâye böyle. Emblematum üzerine bir üst metin yazmaya 2004 yılının Mart ayında karar verdim. Geçen zaman içinde, Jacqueline Risset ve Pascal Quignard’ın kitapları başta olmak üzere birkaç can alıcı yan kaynağa ulaşma olanağını bulmuştum. Arka hikâye hâlâ bitmedi ! n Marin Marais KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 323 Haziran 2016 OKURLARA Yaşamın tarihi, yürümenin tarihi... R ebecca Solnit, Elvan Kıvılcım’ın Türkçeye çevirdiği “Yol AşkıYürümenin Tarihi”nde başlangıç, ilerleme ve varış omurgasına oturttuğu yürüme eylemini hayatla eşleştiriyor. İnsanın en önemli edimlerinden yürümenin, aynı zamanda bir kültür olduğunu söyleyen Solnit, yaşamın tarihiyle yürümenin tarihi arasındaki paralelliğe dikkat çekiyor. Ali Bulunmaz değerlendirdi. Yücel Kayıran’ın kaleme aldığı “Şiirimin Çeyrek Yüzyılı”, “Felsefi Şiir ve Kritiğin Toprağında”dan sonra üçüncü eleştiri kitabı. Kayıran’ın bu yeni çalışması, İkinci Yeni’den günümüze Türk şiiri üzerine yazılmış makalelerden oluşuyor. Kitapta, yöntem ve problem üzerine bir “eşiksöz”, şair ve şiir eleştirmenleri hakkında yazılmış seksen beş makale ve 19972015 arasında Kayıran’la yapılmış on söyleşi yer alıyor. Kayıran’la, Rezzan Taştekin, Şiirimin Çeyrek Yüzyılı’nı konuştu. “İlk Kar”, Salih Bolat’ın 19832014 arasında yayımlanmış dokuz kitabını bir arada sunuyor okurlara. Bolat’la şiir serüveninin yakın tanığı Ahmet Önel söyleşti. Murat Paker’in kitabı “Türkiye Debelenirken”, ortaya temel öneri olarak adalet ve hak ölçüsünü incecik bir özenle koruyarak, o yarığı cesaretle, sözle ve sözcüklerle doldurmayı koyuyor. Paker, bu kitapta topladığı makale ve söyleşilerinde psikopolitik bir perspektifle bütün bu soruların peşinden giderek 20052015 döneminin panoramasını da çıkarıyor. Erdoğan Özmen değerlendirdi Paker’in kitabını. Bol kitaplı günler... [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle