18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU İki yazar iki kitap Korkunun yakıcı tohumları, umudu kuşatan kaygı çemberi, insan ilişkileri, yanlış anlamalar zinciri, seçimlerimiz, kandırılanlar, kandıranlar ve nicesi hakkında yazılmış iki kitabın gölgesinde durakladık bugün. Kitap Gölgesi MAVİSEL YENER www.maviselyener.com N ursel Çetin’in Arkadaşım Olamazsın adlı yapıtı onun ilk gençlik romanı. 2004’te yayımlanan ilk kitabı Ülkenin Renkleri’nin ardından “Kentimi Okuyorum” adlı çocuk romanı yarışmasında ikincilik; “Han Tiyatrosu Kısa Oyun” yarışmasında mansiyon; Tekirdağ Belediyesi’nin “kısa oyun” yarışmasında üçüncülük ödülleri var. Nursel Çetin, kendisi gibi eğitimci olan Eşref Karadağ ile birlikte Tekerlemece, Kral Matematik, Bin Bir Kötülük, Dersten Kaçan Şiirler ile bu yazıda söz edeceğim Afra Tafra adlı yapıtları kaleme aldı. Nursel Çetin, Arkadaşım Olamazsın adlı romanın düşünsel düzenini kurarken, özellikle nedensonuç ilişkisini bütünlüklü biçimde oluşturuyor. Romanın ilk cümlelerinde bir oyunun/planın tanığı olacağımızın ipucu verilmiş. “Ayağım zonkluyor. Revirde uzanmış, sesimi çıkarmadan olacakları bekliyorum. Dürüst olmam gerekirse, başka zaman olsa kıyameti koparırdım. Ama tüm bunlar planımın bir parçası.” İlerleyen sayfalarda, Uğur’un ilgisini çekebilmek için Yeşim’in her şeyi yapabileceğini görüyoruz. Uğur’dan hoşlanan Sibel, roman boyunca bakalım Yeşim’in hangi planlarından nasibini alacak! HİÇ TANIYAMADIĞIMIZ BABALARIMIZ… Varsıl bir ailede büyüyen Yeşim’in, annesi Zümrüt Hanım ve ticaret hayatında sınır tanımayan anneannesi Elmas Hanım ile olan iletişimi karşılıklı çıkarları dengede tutmaya dayalı. “Annemle hiçbir zaman ana kız konuşması yapmadık, bana hiç dokunmadı” diyerek bunu romanın başlangıcında aktarıyor genç kız. Babasını hiç tanımıyor o. “Babam işe yaramazın tekiymiş; fakir, görgüsüz, adi bir herif…” Bunları anneannesinden öğrenmiş. “Anne” ile “Baba” sözcüklerini bir araya getirmekte hep zorlanmış, bu iki sözcükten de nefret etmiş. Aslında babası hakkında öyle çok şey öğrenmek istiyor ki Yeşim. “Acaba beni sever miydi? Başka babalar gibi omzuna alır mıydı? Okşar mıydı? Neden gitti? Neden dönmedi? Neden beni hiç aramadı?” Nursel Çetin, babasını hiç tanıyamamış genç kızın içinde yaşadığı fırtınaları başarılı psikolojik çözümlemeyle ortaya koyuyor. Yeşim’in insanlara, olaylara, topluma bakışını yansıtıyor. Yeşim’in bunalımlarını, hesaplaşmalarını, göz ardı edemediği güdülerini okuyoruz. Çoğu gençlik romanında düşülen tuzağa düşmüyor Nursel Çetin. Sadece yaşanan olaylarla yetinmeyip olayları ortaya çıkaran nedenleri, psikolojik irdelemesini de yapıyor. Yeşim’in çocukluğu ve ilk gençliği annesi ile anneannesinin ondan uzak durmasıyla geçmiş. Yeşim kendini iyi hissedecek şeyler bulmaya çalışmış hep, olmamış. Sonunda hayatın iplerini eline almaya karar vermiş. Bunu da acımasız, duygusuz, bencil, insafsız biri olarak başaracağına inanmış. O artık güçlü olmanın göstergesinin acımasızlık olduğunu düşünen biri. Zümrüt Hanım üç kez evlenmesine karşın mutluluğu yakalayamamış, sonunda kendi görüntüsünü değiştirmeye karar verip estetik operasyonlar için yurt dışına gitmiş. Kim bilir, belki görünüşünü değiştirirse ruhunu da onarabilecek! Yeşim’in ayağının burkulduğu dönemde onu evde bırakıp gitmek annesi için zor değil, nasıl olsa evin işlerine bakan Feri var. BİNGÖLLÜ BERFİN Nursel Çetin’in romanındaki önemli karakterlerden biri Berfin. O, Bingöllü, çok çocuklu bir ailenin kızı. Annesi Feri, Yeşimler’in hizmetçisi, görmüş geçirmiş, bilge bir kadın. Evin hizmetçileri akrabalarını eve getiremiyorlar ama Feri’nin kızı Berfin ders çalışmak için özel izinle eve geliyor. Yeşim, Berfin’den hiç hoşlanmıyor, ona karşı önyargıları var. Haddini bilmez bir hizmetçi kızı olduğunu düşünüp onu sürekli tersliyor. Üstelik Berfin’in Uğur’u tanıması çok sinir bozucu. Yeşim kısa sürede uyanıkça bir plan tasarlıyor. Bakalım bu planın sonu nereye varacak, “varoş kızı” dediği Berfin’in davranışları ile Yeşim’in tutumu arasındaki benzerlik ve karşıtlıklar neler olacak. Kitaptaki bütün karakterler gibi Berfin de doğal ve inandırıcı. Gençlerin birbirlerine besledikleri duygular, Yeşim’in üstünlük taslaması, Berfin’in yaşama bakışı, karakterlerin karşılıklı konuşmaları ve iç konuşmalar ile ustaca verilmiş. Duygulandığı anda anadilini konuşan Feri ve Berfin örneği ile Türkiye haritasında Ankara’dan daha doğuda hiçbir ili merak etmeyen Yeşim arasındaki uçurum, kitabın dikkat çeken izleklerinden. Berfin’in ablası Rojda üzerinden anlatılan töre baskısı, Sibel ve Yeşim’in ülkede yaşananlardan habersiz oluşları ve nicesi, romanın tek tek ele alınıp açımlanacak damarları. Hep birlikte Bingöl’e gitme serüveni, Bingöl’ün köyünde tanıştıkları Beşir ve diğerleri, Yeşim’in ilk kez gördüğü hela, yer sofrası, buzdolabı olmayan evler, hayvan pisliği kokan avlular onun başlangıçta oynadığı oyunu bozabilecek mi? İpleri elinde tutmaya alışkın Yeşim neyle yüzleşecek göreceğiz. Babasını tanımadan büyümek zorunda kalan bir genç kızın yüreğinde taşıdığı ağır taşlar, onu ele geçiren nefret ve nicesi… Romanın beklenmedik sonu okurları şaşırtacak. Yeşim’in dilinden anlatılan roman, genç okurun yüreğinde iz bırakacak. AFRA İLE TAFRA Eşref Karadağ ile Nursel Çetin’in birlikte kaleme aldıkları Afra İle Tafra, nitelikli bir işbirliğinin kanıtı. İçsel mantık hatalarıyla dolu dedektiflik romanlarından, “korku” kitabı diye sunulan seçme saçmalardan, “gıdıkla da güleyim” cinsinden mizah yaklaşımı içeren kitaplardan değil bu. İkisi de eğitimci olan yazarlar, birlikte kotardıkları altıncı kitapta da birbirlerine, çocuğa ve edebiyata besledikleri saygıdan ödün vermiyorlar. Akılda kalan kahramanlar yaratıyorlar. Afra ile Tafra’da her okurun kendinden parçalar bulabileceği karakterler yer alıyor. Asıl adları Kenan ve Ayla olan ikizlerin neden “Afra ve Tafra” olarak anılmak istediklerini elbette söylemeyeceğim. İkizler, anne ve babaları olmadığı için yetiştirme yurdunda kalıyorlar. Kayak seçmelerine katılmak en büyük hayalleri. “Yuva” dedikleri yurttan bu nedenle kaçarken başlarına geleceklerden habersizler. Fırtınalı, karlı havada yollarını kaybedince, karşılarına çıkan ilk pansiyona sığınıyorlar. Pansiyonda tanıştıkları tuhaf tipler, kentin en iyi korunan bankasının soyulması derken işler iyice karışıyor. Roman, korkunun yakıcı tohumları, umudu kuşatan kaygı çemberi, insan ilişkileri, yanlış anlamalar zinciri, seçimlerimiz, kandırılanlar, kandıranlar ve nicesi hakkında düşündürürken serinin ikinci kitabında neler olacağını da merak ettiriyor. Yer yer kendini hissettiren gülmece diliyle, merak öğesinin kitabın sonuna değin korunmasıyla bu kitap çocuk okurların gönlünde taht kuracak. Üretken yazarlar Eşref Karadağ ve Nursel Çetin, çocuk yazınını ışıklamaya, çocuklar için kalem koşturmaya, onları edebiyatın ince diline davet etmeye devam ediyorlar. n Arkadaşım Olamazsın / Nursel Çetin / Kapak Fotoğrafı: Batıgün Sarıkaya / Top Yayınları / 168 s. / 2016 / 15+ Afra ile Tafra / Nursel Çetin, Eşref Karadağ / Resimleyen: Duygu Cigal / Top Yayınları / 143 s. / 2016 / 8+ Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1, D: 1 Balçovaİzmir 16 16 Haziran 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle