Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“ışid Tuzağı” ve “Jinanışid’in kölesi” IŞİD şiddetinin iki yüzü Irak ve Suriye’de, bugüne dek görülmemiş büyüklükte bir barbarlıkla hâkimiyet kurmaya çalışan IŞİD’le ilgili iki kitap peş peşe yayımlandı. Ortadoğu uzmanı PierreJean Luizard’ın “IŞİD Tuzağı” isimli araştırması, örgütün tarihsel kökenleriyle birlikte amaçladıklarını anlatıyor. İkinci kitap “JinanIŞİD’in Kölesi” ise Ağustos 2014’te esir alındıktan sonra üç ay boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan Jinan’ın, Thierry Oberlé’ye anlattığı tüyler ürpertici gerçekleri okurlara sunuyor. şünü, “Arap Baharı”na dayandıranlar var ama belki de o, en son aşamalardan biri. IŞİD’in kökünü, El Kaide’nin kuruluşunda, Soğuk Savaş’ta ve hatta daha öncesinde; sömürge devletler döneminde aramak gerekiyor. Ortadoğu uzmanı PierreJean Luizard, bu şiddet kaynağının geçmişini ve kuruluşunu araştırırken epey derinlere iniyor. GÜÇ MÜ, YOKSA BÖLGEDEKİ BOŞLUK MU? Luizard, Irakİran Savaşı ve 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali sonrası mezhep çatışmalarının, IŞİD’in ortaya çıkışındaki kırılma noktasını oluşturduğunu söylüyor. Irak ve Suriye’de, kimi yönlendirmelerle Şiilere yaptırılan etnik temizlikler ve ekilen ayrımcılık tohumlarının, IŞİD’in kurulmasına zemin hazırladığı gerçeğinden bahseden Luizard, Ebubekir elBağdadi’nin halifeliğini ilan etmesiyle örgütün resmen faaliyete geçtiğini de ekliyor. Seleficihatçılık, Irak ve Suriye’de devletleşme idealini ortaya koyunca bambaşka bir aşamaya da erişilmiş oluyor: “Rekor sayılabilecek kadar kısa sürede gerçekleştirilen inanılmaz toprak kazanımı, bölge ülkelerine ve ‘imansız’ güçlere karşı açılan savaş, bu olguya süratle küresel bir boyut kazandırdı.” Luizard’a göre bu tabloyu şekillendiren bir başka unsur, Irak’ta ve Suriye’de devlet otoritesinin yitimiyle oluşan boşluk. O boşluğun, 2014’ten bu yana Batı’ya tehdit, terör eylemleri ve intihar saldırıları biçiçıplaklığıyla anlatmayı kendisine görev bilmiş. “Politikacı değilim, sadece köylüyüm” diyen Jinan, “dünya Ezidi kadınlarını bilsin” istiyor. IŞİD’in kinden başka hiçbir şeye inanmadığına tanık olurken “Tanrı ile övünen insanJinan ların reddettiği insanlığın sıradan genç bir kadınıyım” diyerek kitapla ortaya koyduğu duruşu tekrar hatırlatıyor. Jinan, IŞİD’in köleleştirme politikasının tamamen propaganda amaçlı olduğunu söylüyor, bunun ise ona göre tek bir hedefi var: Örgütün, mutlak radikallikle “imansız”, “dinden dönen” ve “pagan” olarak gördüğü insanları yok etmesi, yani soykırım! Sadece kadınlığı yüzünden insan olarak görülmeyip IŞİD tarafından köle haline getirilen ve cinsel şiddete uğrayan Jinan’ın hikâyesi, bu zihniyetin artık hemen her yerde karşımıza çıkabildiğini düşündüğümüzde sessiz kalınacak türden değil. Luizard ve Jinan’ın anlattıklarının birleştiğini, her iki kitabın da IŞİD’in egemenliği altındaki coğrafyada yarattığı şiddete odaklandığını rahatlıkla görebiliriz. Yani durum, “öfke” şeklinde basite indirgenemeyecek kadar ciddi. Buna her geçen gün daha fazla ve acı biçimde tanık oluyoruz. n JinanIŞİD‘in Kölesi/ Yayına Hazırlayan: Thierry Oberlé/ Çeviren: Setrak Selahattin Öztürk/ Librum Kitap/ 206 s. ali bulunmaz alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr imileri, Ortadoğu’daki siyasi oluşumların ve terör örgütlerinin ortaya çıkışını hayretle karşılıyor. Oysa tarihî, sosyal ve ekonomik bazı koşullar oluşmadan hiçbirinin sahne alması mümkün değil. 2014’ün başlarından itibaren IŞİD’in, Irak ve Suriye’deki kanlı eylemleri ve örgütleniş biçimi tüm dünyanın dikkatini çekmeye başladı. Ete kemiğe bürünü K >> Y ‘Sadece kine inanıyorlar’ almaz boyutlara vardırıyor. Bunre şiddetle karşı çıkan örgütün lar, bizim bir şekilde eriştiğimiz zalimliğini üstüne kustuklarınbilgiler. Bilmediğimiz, Jinan gibi dan sadece biri. esir alınmış ve köleleştirilmiş “POLİTİKACI kadınların yaşadıklarına dair DEĞİLİM, KÖYLÜYÜM” ayrıntılar. İşte köyünden kaçışı sırasında IŞİD’e esir düşmesiyle Jinan ve arkadaşlarının yaşaJinan’ın “yeni hayatı” başlıyor. dığı, yalnızca bir kapatılma ya da özgürlüKendisiyle aynı konumdaki ğün kısıtlanma durumu değil, bütün insani kadınlarla Telafer’e getirildiözelliklerden soyutlanma hali. Belki de bu ğinde, örgüt tarafından yeni nedenle sık sık intiharı düşünüyor ama hüviyeti düzenleniyor. Oradan oraya götüeşini ve çocuğunu aklına getirdiğinde içine rülürken yanındakilerle beraber uğradığı bir tereddüt çöküyor. Türlü işkencelere, psikolojik şiddeti ve aşağılanmayı uzun aşağılanmalara ve dayaklara bu tereddütuzun anlatıyor Jinan; IŞİD’lilerin “dinden ten aldığı güçle dayanabiliyor. Aynı şekilde dönmüşler” diye hitap ettiği köle kadınlar, cesaretini toplayıp “sahiplerinin” elinden 1940’larda Nazilerin yaptığı gibi kimi özelkaçma planı yapmalarında da hepsindeki liklerine göre ayrımcı biçimde bu benzer düşünceler etkili gruplandırılıyor. IŞİD’in, oluyor. “harp ganimeti” dediği Jinan Kurtulduktan sonra bile ve arkadaşları, esir alındıktan kafasındaki sorular değişmisonra ölmek mi yoksa kölelik yor: “Kendimi cezalandırılmış mi gibi bir ikileme düşüyor. hissediyordum fakat cezamın Bunu bazen yüksek sesle nedenini bilmiyorum. Felaketartışıyorlar bazen de sessizce timden sorumlu muyum? Oysa kendilerine soruyorlar. kimseye bir zarar verdiğimi Jinan, esirliği ve köleliğiyle hatırlamıyorum. O zaman neIrak’ta ve Suriye’de IŞİD’in den bu kişilerin kölesi haline yol açtığı yıkımı temsil eden geldim?” kadınlardan; insan gibi görülBaşından geçenlerin ardınThierry Oberlé meyenlerden ve tüm değerledan Jinan, olup bitenleri tüm ukarıda, IŞİD Tuzağı kitabıyla bağlantılı olarak anlatılanlar, meselenin “teknik” ve tarihî boyutuydu. Konunun bir de insan hikâyeleri tarafı var ki o da en az Luizard’ın değindikleri kadar vahim. Thierry Oberlé’nin dünyaya duyurulmasına yardım ettiği Jinan’ın yaşadıkları bunlardan sadece biri ve öykü, JinanIŞİD’in Kölesi adıyla kitaplaştı. “HARP GANİMETİ” KADINLAR Başındaki uyarılar olmasa kitabı roman sanabilirsiniz ancak Jinan, “yolu üzerindeki her şeyi devirip sürükleyen bir tufan” dediği örgütün, köylerine girişiyle ve IŞİD’le ilk karşılaşmasıyla başlıyor söze. Ayrıntılar hayli dokunaklı: İnşaat işi yüzünden evden uzakta bir koca, küçük bir çocuk, IŞİD’in kapıya dayanması, zifiri karanlık bir gecede gözüne çarpan soğuk bir ışık. Luizard’ın bahsettiği, IŞİD’in yerel güçlerle işbirliği yapışı, Jinan’ın anlatımında da karşımıza çıkıyor; örgüt, bölgede hemen her gün yüz yüze bakan insanları birbirine düşürüp katliamları körüklüyor. Ezidi Jinan, o günlerde bu gerçeğe yakından tanık olan biri: “Halife” Bağdadi’nin ordusu, “inançsızlara” savaş ilan edip şiddeti akıl 16 18 Şubat 2016 KItap