Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA Turhan Günay için... Tematik vitrin Tematik vitrinler, okura o ilişkiler ağının bir kesitini sunduğu için yararlı, önemli. Vitrinleri düzenleyen kitabevi yöneticileri, çalışanları bir cins eleştirel etkinlikte bulunduğunun bilincinde olsa gerek. B atıda iyi kitabevleri “tematik vitrin”ler düzenliyorlar. Yakınlarda karşılaştığım iki geniş vitrinden biri “Dostluk” temasına, ötekisi “Hayaletler”e ayrılmıştı: Doğrudan ilgilendiğim iki konu. Tabii ilgi duymadığım konu sayısının oldukça düşük olduğu söylenebilir, katılırım. Hayalet başlıklı küçümen kitabım ayrı, bir de kavrama sık başvurduğumun farkındayım. Vitrindeki kitapların bir bölüğünü biliyor, tanıyordum; çoğundan haberim yoktu. Yalnızca “hayalet hikâyeleri”yle doldurmamışlardı vitrini, bilimsel ve sözde bilimsel yayınlar da yan yana getirilmişti. Öte yandan, bir seçmeydi şüphesiz sunulan; konuyla ilgili bir kütüphane herhalde sayısız başlığı barındırıyordur. Ataç’ın “hayalet” için önerdiği “görüpsü” sözcüğünden hareketle vaftiz ettiğim bir denemeyi yazalı birkaç ay olmuştu. Vitrini görünce keyiflendim, yüzüme herhalde bir gülümseme ifadesi oturmuştur bakarken. Gençken böyle bir kesişme tedirginlik doğururdu bende: Ne çok kaynağın farkında olmadığımı görmekten kaynaklanan bir tür hayıflanma duygusuna kapılıverirdim. Zaman, ilaçlardan biri, aynı zamanda ağu olsa da: Siz bir kum tanesi ekliyorsunuz uçsuz bucaksız bir kumula; kaldı ki bütün ömrünüzü diyelim “hayalet” dünyası üzerinde çalışmaya vakfetseniz, “depo”nun ne kadarına yetişebilirsiniz? Yılların içinde, kıyaslanmayacak genişlikte, düpedüz umman konulara daldığım oldu. Öğreniyor insan: Yüzde 100 kitaplığın yüzde 1’ine erişebileceğiniz şüphelidir. Gerekliliği de tartışılır ayrıca: Size özgü birşeyler süzmüşseniz daldığınız alandan, bunu ille de kapsama alanınızı genişletmenize borçlusunuz diye bir kural yoktur. Öte yandan, bütün bütüne “bana özgü birşeyler” dile getirme olasılığı var mıdır? Özgün sandığım bir düşünceyi içeren bir cümlenin handiyse tıpkısıyla yıllar sonra Cicero’da karşılaştığım olmuştur. Vitrindeki hayalet eksenli kitaplardan biri ikisi pekâlâ ilgimi çekebilirdi, çekmedi. Buna karşılık, “Dostluk” vitrininde gözüme çarpan iki kitabı hemen mimledim. Yarın öbür gün gider tanışırım onlarla, kitabevinde; belki edinir, kitaplığımda en az iki raf dolduran aynı konudaki benzerlerinin yanına iliştiririm: “Dostluk”, yaşamöykümün çok önem verdiğim, hakkını vererek yazamazsam korkusu iliklerime nicedir işlemiş bir bölümü hani yazamazsam gözlerim açık giderim kategorisi var ya (asıl yazılası olan bu değil mi?), yeri tam orası. Yarım saat sonrası, başka bir kitabevinin ana vitrini “sınır” temasına ayrılmış. Rakım Sıfır’daki “Sınırlar” başlıklı denemem aklıma geliyor, vitrindeki onca kitabın onca yazarıyla aramda sınırları aşan bir ilişki içinde kendimi bulmam bir haz dalgasına bindiriyor beni. Boş yere, günü gelmiş, hısımlık ilişkilerinden sözetmemişim: Herkes bir(çok) ailenin parçası burada. Tematik vitrinler, okura o ilişkiler ağının bir kesitini sunduğu için yararlı, önemli. Vitrinleri düzenleyen kitabevi yöneticileri, çalışanları bir cins eleştirel etkinlikte bulunduklarının bilincinde olsalar gerek. Her konu başlığı evrensel içeriğe sahiptir; yerli ürünlerle dilinize çevrilmiş ürünleri bir alaşım oluşturacak biçimde görücüye çıkarıyorsunuz vitrinde. İşiniz merak kamçılamak, çağrıda bulunmak, bir orkestra şefi gibi ortak melodiyi farklı çalgıcılara yedirmek. Bunun için önce kitapçının kitapçı olması gerekir. n Batıda iyi kitabevleri “tematik vitrin”ler düzenliyor... KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 38 Aralık 2016 K ızımın telefondaki telaşlı sesi, “Anne, Cumhuriyeti’i basmışlar, yazarları gözaltına almışlar, Turhan ağabey de aralarında!” diyor. Donup kalıyorum. Aklım, yaşadığımız siyasal dönemde her an her türlü abesliğin olabileceğini görebilse de duygularım bu habere inanamıyor! Çeyrek yüzyılı aşan dostluğumuzda, Turhan’ın kimseyi incitici ne bir davranışına ne bir sözüne tanık oldum. Onun dünyası Türk edebiyatı ve Türkçemizin yazarlarıdır. Derdi gücü, yönettiği dergide edebiyatımızdaki gelişmeleri izlemek, dilimize değer katan yapıtları adaletli biçimde duyurmaktır. Özgürlüğünü; sanatı, sanatçıları, onları buluşturduğu dost ortamlarını sever. Böbürlenme, unvan, mevki hırsı yanına uğramamıştır; sıcacık nezaketinde yapmacıklık yoktur. Siyasi komplolara en uzak insan grubundandır, o; bir gönül insanıdır. Sevgili Turhan uğradığın haksızlığın en kısa sürede son bulmasını, senin ve tutuklu bulunan tüm kültür insanlarımızın özgürlüklerine kavuşmasını yürekten diliyorum. Erendiz Atasü turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap