25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘2000’ler Şiiri’nden söz edebilir miyiz? Cenk Gündoğdu’nun “2000’ler Şiiri Antolojisi”, 2000’lerde dizeleri yayımlayan şairlerin şiirlerinden oluşuyor. Güncel, güne ilişkin bir çalışma. H er antoloji hazırlayanın başına gelen, Cenk Gündoğdu’nun da başına geldi. Yoğun bir hücuma uğradı. Çalışması isimler bazında değerlendirildi. Kimi almış, kimi almamış diye sosyal medyada uzun uzun tartışıldı. Hatta İstanbul Kitap Fuarı’nda antoloji ile ilgili yapılan paneli basmaktan söz edenler de oldu. Cenk Gündoğdu’nun “2000’ler Şiiri Antolojisi” (Kasım 2016, Kırmızı Kedi Yay.) isminden de anlaşılacağı üzere 2000’lerde dizeleri yayımlayan şairlerin şiirlerinden oluşuyor. Güncel, güne ilişkin bir çalışma. O nedenle oldukça tepki alması, eleştirilmesi, beğenmeyeninin çok olması normal. Aldığı tepkiler de yapısı ve içeriği de Cenk Gündoğdu ve Şeref Bilsel’in 20052013 arasında “Şiir Defteri” adı, “Şiir ve Hayat” altbaşlığı ile hazırladığı yıllıklardakine benziyor.Yıllıkları Gündoğdu ve Bilsel hazırlıyordu ama daha yaşlı kuşaklardan şairler ve eleştirmenlerden oluşan bir seçici kurulu oluyordu. Gündoğdu ve Bilsel’in değerlendirme yazılarının yanında çeşitli yazarların değerlendirmeleri ve bir de soruşturma yer alıyordu. Objektif diyebileceğimiz bir anlayış hâkimdi ve bence çok yararlı çalışmalardı. Sürdürmeme kararında hakarete varan aşırı eleştirilerin ve “yıllık hazırlanmasın” diye düzenlenen imza kampanyalarının etkisinin olduğu kanısındayım. Şairlerin varlıklarının onaylandığı kanıtlar olarak gördüğü yıllıklarda yer alıp almamasını can alıcı bir sorun görmesi ve “benim olmadığım yıllığa ölüm!” tavrıyla yaklaşmaları incelenmesi gereken sosyal bir vakadır. Protestocular amacına ulaştı. Cenk Gündoğdu ile Şeref Bilsel’in ve Baki Asiltürk’ün yıllıkları yayımlanmıyor. Yani yorgan gitti kavga bitti. Ama bundan ne o şairler ne de yılın şiir olaylarını izleyip iyi örneklerini okumak isteyen biz okurlar kârlı çıktık. Bence bu yıllıkların sürdürülmemesi önemli bir eksiklik. DEĞERLENDİRMELER, SORUŞTURMALAR Cenk Gündoğdu’nun 2000’ler Şiiri Antolojisi’ne dönersek, dediğim gibi antoloji yıllıkların mantığıyla hazırlanmış. Gündoğdu’nun, “Yakın Dönem Türk Şiirine Bakış” başlıklı değerlendirme yazısı ile başlıyor. Kırk üç sayfalık bu yazıdan sonra “Seçici Kurul” üyeleri Tuğrul Tanyol, Haydar Ergülen, Hami Çağdaş ve küçük İskender’in kısa değerlendirme yazıları ve ardından elli bir şairden üçer şiir yer alıyor. Sonra “Değerlendirmeİnceleme” başlıklı bölümde İsmail Mert Başat, Mehmet Yalçın, Nihat Bayat, Bâki Asiltürk’ün antolojide yer alan şiirleri değerlendirdiği yazıları ve Sennur Sezer, Hilmi Yavuz, Güven Turan, Tahir Abacı, Abdülkadir Budak, Tarık Günersel, Ahmet Güntan, Lâle Müldür, Osman Çakmakçı, Erhan Altan, Mustafa Bayram Mısır ve Utku Özmakas’ın “Soruşturma” cevapları geliyor. Gündoğdu, hazırladığı yıllıklar ve yayın yönetmenliğini yaptığı Üç Nokta Dergisi nedeniyle dönemi çok yakından izliyor. O nedenle de “Ne hakla?” sorusuna olumlu cevap verilmesi gerekiyor. Yıllık deneyiminden bildiği için hem seçici kurul hem de yazılarıyla destek veren eleştirmenlerin görüşleri ile antolojisini tahkim etmiş. Tek dezavantajı kendisinin de aynı yıllarda, 2000’lerde şiire başlamış olması. Âdet olduğu üzere kitapları okumayıp sadece kapağına bakarak eleştirme alışkanlığında olduğumuz için antolojinin tüm sorumluluğunun kapakta ismi büyük puntoyla “Hazırlayan” diye yazılan Cenk Gündoğdu’da olduğu düşünülüyor ve ona hücum ediliyor. Oysa Gündoğdu, “Hazırlayanın Sunuşu”nda da anlattığı gibi “doğum tarihini belirleyici kılmanın hatalı bir sonuca götüreceğini düşünerek 2000’li yıllarda yayınlarda gözükmüş, kitabını okurla buluşturmuş, herhangi bir yönelimi, eğilimi, hareketi yok saymadan ve kendine ait bir ses, söz oluşturmuş, temsiliyete sahip şairleri geniş bir elekten geçirerek seçici kurula sunmuş.” Yani seçilen şairler ve şiirler konusunda Tuğrul Tanyol, Haydar Ergülen, Hami Çağdaş ve küçük İskender sorumludur. Bu haliyle de 2000’lerin şiiri antolojisini 1980 Kuşağı Şairleri ve 1980’lerde yayına başlayan Gösteri Dergisi editörü seçiyor. HERKES KENDİ ŞİİRİNİ YAZIYOR Gündoğdu “Yakın Dönem Türk Şiirine Bakış” başlıklı giriş yazısında 1980’lerden başlayarak bugünlere uzanan bir değerlendirmeyle antolojiye seçilen şairleri nasıl bir bakış açısıyla ele aldığını anlatıyor. Gündoğdu tek kıstas estetik dese de değerlendirmesi güncel siyasetle yoğrulmuş ve bir ideolojik bakışı da var. Bu değerlendirme yazısı bana Şeref Bilsel’le hazırladıkları Şiir Defterleri’nin giriş yazılarını anımsattı. Dönemi güncel siyasi gelişmelerle birlikte, onlarla çerçeveleyerek değerlendiriyor. Şiirimiz on yıllık dönemlerle gelişim gösteriyor. 1940’lardan itibaren her dönem o yıllardan adını alan bir kuşakla birlikte anılıyor. Bu 1980’lere dek sürdü. Gündoğdu 1980’ler değerlendirmesini o on yılda yazılan her çeşit şiiri ele alarak yapmaya çalıştığı için 1980 Kuşağı’nı görememiş. O nedenle de hem 1990’lar değerlendirmesi hem de 2000’lere bakışı aynı dağınıklıkta olmuş. O on yıllarda varsa hâkim olan eğilimleri yansıtmak yerine her şeyi anlatmaya, yansıtmaya çalışmış. Bu nedenle de 2000’lerde nasıl bir şiirin geliştiğini sarih olarak anlayamıyoruz. Yaklaşımı gerçekte öyle olmasa da mevcut durumu gösterip değerlendirmeyi okura bırakmış gibi oluyor. Bu değerlendirmeden çıkartılabilecek en önemli sonuç; şiirin 1980’lerden sonra on yıllık dönemler halinde gelişmediği, kuşak anlamında bir 1990’lar şiiri olmadığı gibi 20002010 döneminin şiirinden de söz edemeyeceğimiz. Herkes kendi şiirini yazıyor. Genellikle dergiler çevresinde şiir anlayışları oluşuyor ama onlar da tüm dönemi belirleyecek kadar etkili olamıyor. Cenk Gündoğdu uzun değerlendirmesinde “şimdilik gerek alan gerekse nicel eksiklikten dolayı” yer veremediği şairlerin adını vermiş ki onların bazılarının antolojide yer almaması eksikliktir. Nicel eksiklikleri somut olarak şairler bazında anlatmalıydı. Bir de hiç adını anmadığı şairler var. O kadar uzun bir değerlendirmede bunun nedenini de açıklamalıydı. Adı anılmayanların bazılarının da antolojide yer alması gerektiği kanısındayım. 2000’ler Şiiri Antolojisi,1965 doğumlu Elif Sofya ile başlıyor, 1987 doğumlu Efe Murad’la son buluyor. Zafer Ekin Karabay gibi tüm verimi 1990’larda olan şairler de var, değerlendirme yazısında 1990’ların şairi diye adı anılanlar da. Gündoğdu’nun “Geç 90’lar” diye adlandırdığı dönem şairlerinin 2000’lere ağırlığını koyduğu anlaşılıyor. Yani 2000’lerin 1990’lardan kesin olarak kopmadığını söyleyebiliriz. Şiirlerde bariz olarak “kötü” bir İkinci Yeni etkisi var. İkinci Yeni Şiiri, anlamsızlık ve saçmalama olarak anlaşılmış sanki. 1980 Kuşağı etkisi de belirgin. 1980 Kuşağı şairlerinden Ahmet Güntan’ın yönlendirdiği anlayış, İtibar Dergisi çevresinin Beat Generation esinli şiirleri, Türkçe yazan Kürt şairlerin gür sesi farklılaşmaları işaretliyor. Bağcıyı dövmek yerine üzüm yemeyi yeğleyecekler için 2000’ler Şiiri Antolojisi, günümüz şiirine hâkim anlayışları örnekleriyle görmek ve tartışmak, dönemin şairlerinişiirini tanımak için iyi bir başvuru kaynağı. n 10 8 Aralık 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle