30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> ğum insan tipi. Şu vak’ayı veya şu insanı, şu tipi yazayım derim. Bu suretle eserin iki adımı atılmış olur. Mevzuu pek iptidai bir şekilde fikrime gelir. Hiçbir zaman hemen derhal bu mevzunun planını yapıp da yazmağa başladığım vaki değildir. Bulduğum mevzuu zihnimde bir köşeye atarım. Onun francala hamuru gibi kendi kendine kabarması için uzun müddet bırakırım. Çok defa aradan birçok senelerin geçtiği de vakidir. Bu müddet zarfında mevzua bazı ilaveler yaparım. Bazı kısımlarını tayyederim, atarım, çıkarırım. Vakaları retuş ederim. Tipleri develope ederim (geliştiririm). Yazma işine başladığım zaman da çok muntazam çalışırım. Romanın sonunu nasıl bitireceğimi tayin etmeden yazıya başlamam. Evvela umumi bir şema yaparım. Fakat eser henüz definitif (kesin, belirli) olmamıştır. Ortada şahıslar vardır, vakalar vardır, eserin ana hatları vardır. Fakat yazmaya başladıktan sonra şahıslar ekseriyetle hüviyetlerini değiştirirler, evvelce hiç düşünmediğim vak’alar, yeni şahıslar gelir…” 4042 “Her bin erkekten bir lider çıkar, diğer 999’u kadınların peşinden gider.” Groucho Marx 4043 Kitap önerileri: İnsansız Konağın İkonu – Ali Teoman, YKY / Selim Turan – Haz. Necmi Sönmez, YKY / Yanık Divan – Enis Batur, Kırmızı Kedi / Sadık Bey – Pınar Kür, CAN / Puşkin Tepeleri – Sergey Dovlatov (Çev. Ayşe Hacıhasanoğlu) – Jaguar / İzmir Hayaletleri – Loren Denizel (Çev. Roza Hakmen), Delidolu / Karacaoğlan Ahmet Ş. Esen (Haz. İsmail Görkem), İş Kültür / Dublinesk – Enrique VilaMatas (Çev. Pınar Aslan), İthaki / Özlem ve Yaz – Ataol Behramoğlu (Desenler – Sali Turan), Tekin / Çocuğunuz Okurken Sizi Neler Bekler – Ahmet Erol, Epsilon… 4044 Özlediğim yazarlar: Güven Turan, Mahir Öztaş, Ayfer Tunç, Semra Topal, Özen Yula… 4045 Çizginin efendisi Semih Poroy’un karakterleri de boş konuşmaz. 01.09.2016 tarihli FEKLAVYE’deki örneklerin şiirselliğine bir bakar mısınız? Harflerin üstüne konan şapka var ya, Türkçeyi kabalığa düşmekten koruyor… Olmasaydı yanmıştık. Hele virgül… İyi ki var! Bütün tonlamaları, es’leri ona borçluyuz. Dilimizin bir melodisi varsa virgül sayesindedir. 4046 Cumhuriyet Kitap Eki’ndeki Feklavye’lerden etkilendiklerimi kesip, onları uygun kitapların arasına emanet ederim. Aldığım kitaplarla ilgili önemsediğim bir eleştiri veya yazarı hakkında aykırı bir fotoğraf görürsem onları da gerekli yere park ederim. AngloAmerikan sahaflardan aldığım kitaplarda görüp başladım bu uygulamaya. Fethi Naci’nin kitaplığından aldıklarımda kendi yazdıklarının eskizleri de çıkardı. Zaman zaman, benden sonra onların başına gelecekleri düşünürüm. 4047 Dört dakikanızı rica edebilir miyim? Youtube’dan, Chopin’in “Spring Waltz”ini lütfen dinler misiniz? (Tüyo için Mehmet Tuksal’a teşekkürler.) 4048 Tarık Dursun K.’nin (19312015) 1994 ürünü anı kitabına A. Arad, Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan, Bedri Koraman, Semih Poroy ve Ali Ulvi çizgileriyle katıl mışlar. (Bendeki kopyayı Tarık Dursun, Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan ile Semih Poroy Aydın Boysan’a imzalamışlar.) Kitap’taki bazı başlıklar tek dizelik teşhis şiddetinde: Avni Dökmeci – Kuşak Kurtaran Dergici / Ferruh Doğan – Kırmızı Kedi / Oktay Akbal – İyi Adamların Sonuncusu / Fikret Otyam – En Yürekli, En Gözüpekimiz / Orhan Kemal – Yazarlar Külhanı / Şakir Eczacıbaşı – O Fotoğraflarda Bir Şey Var / Necmi Rıza – Son Karikatürk… 4049 “Yaşamöyküm”den – YKY, 2007 Doğan Hızlan “…Arkadaşlarımla dalga geçerim, onların da beni sarakaya almalarından rahatsız olmam. Çünkü ince alay bence zekâ ürünüdür. İşlemenin daha keyifli olduğunu bana Ahmet Hamdi Tanpınar öğretmişti, sen işliyor gibi görünerek karşındakinin zekâ derecesini ölçebilirsin demişti. Yeni deyişle IQ’sunu. Arkadaşlarımla konuşurken kullandığım iğneli üslup bazen onları rahatsız eder. Farkındayım. Bir gün Filiz Ali demişti ki, ‘senin bu konuşma tarzın babamı andırıyor.’ Ne büyük iltifat, beni Sabahattin Ali’ye benzetmek. ‘O yüzden çok düşman kazandı,’ dedi. Doğrudan söylesen insanlar cevap verir rahatlar ama buna cevap veremiyorlar, yavaş yavaş içlerindeki gizli öfke kine dönüşüyor. Beni dostlarım alaya alırlar. Çünkü bir dolmakalem kartuşunu saatlerce arayabilirim. Bulamadığımı söylediğimde, o yüzlerdeki alaycı üzüntü ifadesi beni de güldürür. Bir kelime için de iki saat uğraşabilirim, bir deyim için de. Kimilerine göre mükemmeliyetçilik (perfectionisme), kimilerine göre kapris, kimilerine göre huysuzluk. Olumsuz eleştirilere tahammül ederim, hiç kızmam. Çünkü iltifatlardan çok eleştirilerden yararlanırım.” (Bir minik eleştirim yok değil, ne zaman bir etkinlikte karşılaşsak, “Bir akşam birlikte yemek yiyelim” diyor, sonra birden yok oluyorsunuz.) 4050 Şu dönemde “ünlü” sanatçılar Türkiye’ye gelmekten çekiniyor. Bu yılki “Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali”nin ünlü ve önemli konuğu İngiliz yazar, tarihçi ve gazeteci Jason Goodwin’di (doğ. 1964). Türk(iye) dostu yazar, davet alır almaz geleceğini bildirdi. Bilge, sevimli ve alçakgönüllü Jason’la tanıştım. Türkçeye çevrilmiş kitapları: “Ufukların Efendileri Osmanlılar” alışılmışın dışında bir tarih ve gezi kitabıdır. / “Bir Ucu Altın Boynuz” da Polonya’dan Haliç’e altı ayda yürüyüşünün öyküsü anlatılır. / Onu üne ulaştıran ise ondokuzuncu yüzyılda yaşayan Yashim adlı hadım Osmanlı dedektifinin maceralarıdır. Sonbaharda dizinin ilk kitabı “Yeniçeri Ağacı” yayımlandı… n Jason Goodwin KItap 3 Kasım 2016 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle