23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar Serhan Ergin “Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar”da, yakın arkadaş iki erkekle bir kadın arasında kurulan bir aşk üçgeninin öyküsünü okura sunuyor. Deborah Levy’nin “Eve Yüzerken”i 1994 yazında geçiyor. Daha önce romanlardan ve filmlerden aşina olduğumuz bir konuyu anlatıyor. afer ile Mahir öğrencilik yıllarından beri çok sıkı arkadaştır. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez, hemen her gün görüşürler. Birlikte yaptıkları birçok şey ve ortak alışkanlıkları vardır. Zafer’in kendisiyle aynı işyerinde çalışan Filiz’le tanışıp sevgili olması Mahir’in uzun bir iş gezisine rastlamıştır. Zafer en yakın arkadaşıyla sevgilisini tanıştırır ve artık hep üçü birlikte dolaşmaya başlarlar. Ama eskiden yaptıkları şeyleri değil Filiz’in isteklerine göre davranırlar. Eskiden gittikleri yerlere gitmez, birlikte yaptıkları şeyleri yapmaz, Filiz’e göre yaşarlar. Örneğin Filiz’in organizasyonu ile yaşamlarında ilk kez operaya giderler. Filiz güzel bir kadındır ve Mahir, saçları dökülmüş göbekli arkadaşına Filiz’i yakıştıramaz. Bu yakıştıramamanın bir nedeni de Filiz’den, güzelliğinden çok etkilenmiş olması, yani kendine uygun görmesidir. Bu nedenle de Zafer’le Filiz’in ilişkisine hep eleştirel gözle bakar. Zafer’in Filiz’e tavırlarını hoş görmez, her hareketinde, sözünde eleştirecek bir yan bulur ama bunları arkadaşına söylemez. Mahir bir süre sonra hep beraber üçlü olarak dolaşmalarını anlamsız, yanlış bulmaya başlar ama Zafer’le Filiz’i baş başa bırakmaz. Onları yalnız bıraktığında da Zafer yokluğunu hisseder katılması için ısrar eder. Onlar iki sevgili olarak kol kola dolaşırken Mahir’in yalnız kaldığını hisseden Filiz ev arkadaşı Feryal’le tanıştırmayı teklif eder. Böylece iki çift olacaklardır. Ama Mahir kendi kendine bile itiraf edemese de Filiz’e âşıktır ve gözü başka bir kadın görmez. Bu sırada Mahir’le Filiz arasında bir gerilim oluşur. Mahir “istenmeyen üçüncü kişi” olacağını hisseder ve bunu Filiz’den bilir. Zamanla bu gerilim yakınlığa doğru evrilir. Zafer’in işleri nedeniyle onlara katılamaması birlikte baş başa zaman geçirmelerini sağlar, daha da yakınlaşırlar. Mahir Filiz’le iki sevgili olabileceklerini hisseder, Filiz’in kendisine ilgi gösterdiğinin işaretlerini alır ve suçluluk duymaya başlar. En yakın arkadaşının S A Y F A 8 n 3 Z sevgilisi ile birlikte olamayacaniye öyle davrandın diye suçluyor ama ğını düşünür. Diğer yandan bu aslında kendiyle hesaplaşıyor. Sıcak, yaşamı açısından da önemli bir içten, akıcı bir anlatımı var. Anlatıyı “mitercih, yol ayrımı demektir; kalıcı nimalist roman” diye tanımlamak doğru bir dostluğu mu tercih edecektir, değil. Serhan Engin’in minimalist bir belki bir daha yaşayamayacağı anlatımı yok, novella demek daha doğru ama ne kadar süreceği belirsiz görünüyor bana. Belki de uzun öykü. bir aşkı mı? Çünkü sadece Mahir, Zafer ve Filiz araAşkı mı dostluğu mu tercih sında yaşananları, tek bir bakıştan anlatıedeceğini bilememenin ikilemi içinde yor, katmanlaşıp çoğullaşmıyor. Filiz’le tartışır ve kalbini kırar. Bu gelişEVE YÜZERKEN me üçlü arkadaşlıklarını sekteye uğratır. Güney Fransa’da, Nice yakınlarında bir Bir süre onlardan uzaklaşır. Ama Filiz’i villa. Kiralık villada iki İngiliz aile birlikte unutmayı başaramaz. Tekrar görüşmeye tatillerini geçiriyor. Tanınmış şair Joe başlarlar. Filiz’in de ona ilgisi iyice beJacops, savaş muhabiri karısı Isabel, 14 lirginleşmeye başlamıştır ve kaçınılmaz yaşındaki kızları Nina, aile dostları Mitcnoktaya gelinir. hell ve karısı Laura. “Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar” Bir gün villanın bir göleti andıran habir Ankara romanı. Serhan Ergin aşkı, vuzunda yüzüstü yatan çıplak bir kadın arkadaşlığı üçüncü şahsın gözünden ve beliriyor. Bu upuzun kızıl saçlı, yeşil tıranlatımıyla ele alırken Ankara da romannaklı, beyaz tenli, incecik vücutlu koca da önemli bir rol alıyor. Ankara’nın kışı, göğüslü çıplak kadın Kitty Finch’dir. Kitty baharı, yazı romanın kahramanlarına bir botanist olduğunu söylese de eşlik ediyor. Kentin bu tip sıkı çiçeklerle olduğu kadar şiirle de ilişkileri, aşkları, dostlukları anlatyakından ilgili. Bu villaya gelmesi mak için iyi bir mekân olduğunu bir tesadüf mü yoksa bilinçli bir düşünüyorum. tercih mi bilinmez ama en sevdiği İki yakın arkadaştan birinin şair Joe Jacops. âşık olması ile kurulan aşk ve Kitty, villanın onlardan sonraki dostluk üçgenini, bu üçgende kiracısı olduğunu, yanlışlıkla bir yaşananları anlatan bir çok edehafta önce geldiğini söyleyince biyat eseri var. Bu ilişkiler de genellikle üçüncü şahsın bakışı ile anlatılıyor. O nedenle “Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar”ın (Ağustos 2015, İletişim Yay.) yeni ya da farklı bir şey anlatmadığını söyleyebiliriz. Hatta metni okurken ilerleyen sayfalarda neler olabileceğini öngörebildiğimizi de ekleyebiliriz. Dünyada anlatabilecek çok fazla konu yok, bu nedenle de bir kitabın konusundan çok anlatımı önem kazanıyor. Serhan Ergin dertleşen, işler neden buraya geldi diye sorgulayan bir üslup kullanmış. Mahir, Zafer’e sesleniyor, onunla sohbet ediyor, hatta orada Deborah Levy’nin romanı, iyi bir yazarı tanımak için yerinde başlangıç. E Y L Ü L 2 0 1 5 Isabel de ona evin arka bölümündeki konuk odasında kalmasını teklif ediyor. Deborah Levy’nin “Eve Yüzerken”i (Haziran 2015, Çev. Elvan Kıvılcım, Everest Yay.) 1994 yazında geçiyor. Daha önce romanlardan ve filmlerden aşina olduğumuz bir konuyu anlatıyor. O nedenle de eleştirmenlere Claude Chabrol ya da François Ozon filmlerini anımsatmış. Ben de ilk sayfaları okurken François Ozon’un Charlotte Rampling’in de rol aldığı unutulmaz filmi “Havuz”u anımsadım. Onda da davetsiz bir misafir vardı ve bu misafiri havuzda arzu nesnesi olarak izliyorduk. Ama herhalde hepsinin ilham kaynağı büyük usta Çehov’dur. Joe şair, Isabel savaş muhabiri, aile dostları Mitchell ve Laura’nın egzotik antikalar sattıkları bir mağazaları var. Ergenlik çağındaki Nina ve çevrede yaşayanlar, çalışanlar onlara eklenince bu ilişkilerden zaten birçok sorun ve öykü çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Kitty Finch de bu sorunların ortaya çıkmasında ve çözülmesinde anahtar rol oynayabilir. Joe Jacops, Isabel ve Nina arasında bir gerilim var. Joe Jacops’un ihanetleri artık tahammül edilemez bir hale gelmiş Isabel için. Yaşamının büyük bir bölümünü evden uzakta savaşlarda ve sorunlu bölgelerde geçirmesinin nedeni belki de bu. Joe, daha Kitty’i ilk gördüğü anda ona ilgisiz kalamayacağını hissediyor ama Kitty ile bir ilişkiye girerse Isabel’in kendisini affetmeyeceği ve bu olayın evliliklerinin sonu olabileceğinin de farkında. Isabel’in karşılarına çırılçıplak çıkan Kitty’ye evlerinde kalabileceğini söylemesinin dibinde yatan niyetin de Joe ile ilişkileri bitirmek için bu deli dolu ve Joe’ya hayran genç kadının iyi bir vesile olacağını düşünmesi mümkün. Ama Isabel bunu hiç ifade etmiyor. Nina, annesi ile babası arasında yaşananların farkında, babasının başka kadınlarla ilişkilerine şahit olmuş, kaçınılmaz son gelip ayrıldıklarında nasıl davranacağına karar vermeye çalışıyor. Bir yandan da genç bir kadın olmaya evrilirken kendi içinde halletmesi gereken sorunlarla da karşı karşıya. Mitchell ve Laura’nın ilişkileri pek anlatılmıyor ama onların da işlerinin yolunda gitmediği, neredeyse iflas etmiş durumda olduklarını ve tatil dönüşü yeni bir yaşama başlamak zorunda olduklarını öğreniyoruz. Kitty Finch’in villanın havuzunda çırılçıplak belirivermesinin tesadüf olmadığı anlaşılıyor. Daha önce defalarca kaldığı bu villaya tekrar gelme sebepleri arasında hayranı olduğu Joe Jacops’un orada olduğunu öğrenmesi ve ona kendi şiirlerini okutarak şair olarak bir geleceği olup olmadığını öğrenmek istemesi kadar kendisini akıl hastanesine yollayan Doktor Madeleine Sheridan’la hesaplaşmak istemesi de var. Dr. Sheridan komşu villada oturuyor. Kısa sürede genç kadınla dost olan Nina, Kitty’nin villaya kendini öldürmek üzere geldiğini düşünüyor ve dile getiriyor. Deborah Levy bildik bir konuyu alıp kurgusu, dili ve anlatımı ile kendine has ve farklı bir bir novella olmasını sağlamış. Gelgitlerle, yinelemelerle gelişen anlatımının derinliğini şiir ve felsefe oluştursa da okunaklı bir roman “Eve Yüzerken”. İyi bir yazarı tanımak için iyi bir başlangıç. Umarım Deborah Levy’nin diğer eserleri de Türkçeye çevrilir. n K İ T A P S A Y I 1333 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle