Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
David Mark’tan “Kış Karanlığı” Katil kim? Derinliği ve bir polisiyeden beklenmesi gereken gizli kalmış köşeleriyle “Kış Karanlığı”, bir ilk roman olmasına rağmen boşluksuz kurgusuyla dikkat çekiyor. r Banu AKTAN ış Karanlığı, İngiliz yazar David Mark’ın ilk romanı ve yayımlandığında ülkesinde ciddiye alnması gereken bir yankı uyandırdı. Genel anlamda bir tarama yaptığımızda, yazarın ciddiye alınması gerekliliğini vurgulayanlar, romanın şu özelliklerini öne çıkarıyor: Güçlü karakter çizimi, sağlam kurgu ve yazarının geleceğe dair vaat ettikleri... Buna bakarak 1977 doğumlu David Mark da ilk romanına gelen olumlu tepkileri bir şekilde değerlendirerek Kış Karanlığı ile başlayan seriyi dördüncü romana kadar taşımış. Elimizdeki, “Komiser Aector McAvoy” serisinin ve yazarın ilk kitabı. Okuyunca sizin de fark edebileceğiniz gibi David Mark bu ilk romanı bir tanışma faslı olarak tasarlamış gibi. Romanın ana kahramanı dedektifimiz Aector McAvoy’u ve geçmişini tanıyoruz bu romanda. Yazar, romanın ilgi göreceğinin bilincindeymiş ya da serinin diğer kitapları da hazırmış gibi hareket ettirmiş kalemini Kış Karanlığı’nda. Ancak sanılmasın ki sadece tanışma havasında ve serin sularda akıp gidiyor roman. Aksine; David Mark hem kahramanının geçmişine eğilip onu, okuduğumuzda görmemizi sağlayan karakter yapısına büründüren olayları bir bir sıralıyor akan hikâyede hem de yeteneklerini sınamamıza izin verip labirenti bol cinayetlerin içine atıyor. Ancak uyarmakta yarar var: Bu cinayetler ustaca tasarlanmış işler ve okurunu yanıltmaya çok açık. Bu bağlamda derinliği ve bir polisiyeden beklenmesi gereken gizli kalmış köşeleriyle Kış Karanlığı, bir ilk roman olmasına rağmen boşluksuz kurgusuyla dikkat çekiyor. Kış Karanlığı, klasik anlamda bir “Katil kim?” romanı. Dedektifimiz Aector McAvoy da bu sorunun peşine düşmüş, geçmişinde yanlış işlerin peşinden gitmiş bir takım güçlü polisleri görevinden etmiş buna rağmen içine kapanık, utangaç ve bir şekilde idare edilmesi gereken bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Amirinin deyişiyle “ya köprü altında şarap içecek ya da emniyet müdürü olacak” bir karakter. Diğer yandan mutlu bir aile yaşantısı da vardır kahramanımızın. Karısı ve çocuğu kendisini birer kahraman olarak görmektedirler. Ancak tüm bu güzel sayabileceğimiz gidişat, McAvoy’un bir cinanyete tanıklık etmesiyle yerle bir olur diyemesek de kahramanımızın kendi iç dünyasının hırpalanmasına sebep olur. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I K “BİRİ DENGEYİ YENİDEN KURUYOR” Bu cinayet, daha sonrasında geleceklerin başlangıcıdır sadece. İngiltere’nin Hull şehrinde art arda gelecek bu cinayetlerin ise kimsenin anlamayacağı biçimde birbiriyle bağlantısı vardır. Olayların ya da kişilerin değil, tamamen katilin kurduğu bağlantılardır bunlar. Rastgele işlenmiş cinayetler değildir bu işlenenler. Aşk, para ya da intikam için de işlenmiş suçlar değil. Bunlar ancak tek bir kişinin zihninde anlam taşıyan ölümler; yani katilimizin... Dedektifimiz şöyle açıklıyor durumu: “Biri dengeyi yeniden kuruyor.” Kurbanlarını hepsi hayattan ikinci bir şans almış kişiler. Yaşadıkları olaylardan kimse kurutulamazken hayatta kalanlar. Otuz küsur arkadaşı boğulmuyşken evine sağ dönen eski bir denizci İzlanda açıklarında ölü bulunur. Kendi evlerini ateşe verip ailesinin ölümüne sebep olan adam Hull Royal Hastanesi’ndeki bir odada yakılır. Bir diğer vakada, bir seri katilin elinden yaralı kurtulmuş bir kadın, tıpatıp aynı şekilde saldırıya uğrar. Yani bir anlamda kaderi yeniden yazmaya ya da kendi zihninde dönen kaderi, gecikmiş de olsa, yaşama yeniden monte etme çabasındaki bir katille karşı karşıyadır kahramanımız. Katilin, ölmeleri gerektiğini düşündüğü yolla ölüyor tüm kurbanlar. Katil koşulları kopyalıyor ve onların hayatta kalmasını sağlayan mucizenin ortadan kalkması için çaba harcıyor. Bu anlamda en az dedektifimiz kadar ilgi çekici bir katil profiliyle karşı karşıya olduğumuzu söylemek gerek. Ancak polisiye romanların kaderi Kış Karanlığı için de farklı bir yazgı öngörmemizi sağlamıyor bize. Komiser McAvoy, birbirinden ilgisizmiş gibi görünen cinayetlerin uçlarını tek tek birleştirerek sonuca elbette ulaşacak ancak romanın en ilgi çeken yanlarından birisini, kahramanımızın cinayetleri çözmek için çıktığı yolda giriştiği mesleki mücadeleler olacak. Bir diğer yandan da olası tehlikeler karşı ailesini koruma çabası... “Komiser McAvoy” serisinin ilk romanından sonra serinin diğer kitapları da Türkçeye çevrilecek mi bilinmez ama ilk kitap Kış Karanlığı’nı okuyanların, diğer romanları merakla bekleyeceği kesin. n Kış Karanlığı/ David Mark/ Çeviren: Özlem Yüksel/ Yapı Kredi Yayınları/ 250 s. 1333 3 E Y L Ü L 2 0 1 5 n S A Y F A 1 7