03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H.P. Lovecraft’tan “Cthulhu’nun Çağrısı” Karanlığın laneti üzerinize olsun! r Gamze AKDEMİR orkmaya hazırsanız başlıyoruz! H.P. Lovecraft’ı (Howard Phillips Lovecraft) okurken bilmemiz gereken ilk şey tekinsiz araştırmalar yapan, iz süren yarı kayıp, arızalı, allak bullak ruhları okutmayı sevdiği olmalı kuşkusuz. Sadık okurları iyi bilir; dehşet hissiyle donatılı paniğe, ani tepkilere, korkulu yatışma ve yapayalnızlık hissine bağımlıdır Lovecraft. İç sesin dehşetiyle kavrulan yapıtlarında mahşeri bir psikolojik cehennem kurar. Kişilerinin hafıza sorunları, bilinçaltına itelenmiş anılarla bileşip türün doğasından hareketle asla hayra hizmet etmez. Okurun zihnindeki görselliği güçlendirmeyi önceler. Bu edimle sesleri ya sıfır sessizlik ya da leş kokulu, çürümüş nefesli bir varlığın ve canavarın dehşetli sıfatından kopan bir çığlık, haykırış şeklinde kurgular. Esrarengizin peşinde, gizemin kuytusunda, dehşetin gözünde, korkunun anavatanı tekinsiz mekânların kalbinde kalakalmış insanlar çığlık atmadıkları vakit ya sus pustur ya da fısıltılarla konuşur. K İsmi, 1926’da yazdığı, birçok filme, besteye ve çizgi romana esin kaynağı olan korku romanı “Cthulhu Mitosu”yla kültleşen, korku edebiyatının ustası Lovecraft’ın yaşamı boyunca yazdığı, 51 öyküden sekizinin bir araya getirildiği “Cthulhu’nun Çağrısı”, gotik edebiyatın klasik örneklerinden. Lovecraft’ın yarattığı Cthulhu söyleni bağlamındaki öykülerinin sayısı on üç. Bu seçkideyse kitapla aynı adı taşıyan “Cthulhu’nun Çağrısı” ve “Innsmouth Üzerindeki Gölge” yer alıyor. Usta çevirmen Dost Körpe, Lovecraft’ı tanıtıcı nitelikteki kısa öykülerine de yer veriyor kitapta: “Randolph Carter’ın İfadesi”, “Yabancı”, “Erich Zann’ın Müziği”, “Herbert West: Diriltici”, “Duvarlardaki Fareler”, “Pickman’ın Modeli.” KAYIP HALK... Eski ve karanlık şatonun, karanlık geçitlerle, örümcek ağlarıyla ve gölgelerle dolu duvarları arasında sıkışıp kalan mutsuz, kaderine yanan ama buna alışıkça, zaman kavramı yitmiş, kara, dilsiz ağaçların dibine uzanıp kitaplarına gömülen yapayalnızlar da Lovecraft’ın kayıp halkından. O halkı, kör gecelerde, ha gayret yalnızlıklarını nihayetlendirmek, bir çıkış yolu bulmak umuduyla labirentlerde kaybeder sıkça. Gökyüzüne uzanan kara kulelere tırmandırır, kuyuların dibine indirir, geçitlerin eşiğine getirir, sırat köprülerinden aştırır. Yalpalatarak, düştü düşürerek... Yazar, döneminin ötesinde bir hayal gücüyle donatılı ayrıksı yaratıcılığının sınırlarını her yapıtında biraz daha genişletir. Zaman ötesi kurgularında serpilen ve ifadesini dünya dışılık ve tanrısallıkta bulan betimlemelerinde mitolojiye olduğu kadar astronomiye olan ilgisinin izi de apaçık sürülür. Normal kavramının parça pinçik edildiği bir düzlemde imkânsızların izindeki H.P. Lovecraft, bunu izleğine, özellikle sinemada sıkça esinlenilmiş tıbbi deneyler yoluyla da yansıtır. Cesetlere ruh üflerken vücudu makinelere bağlarken, kahramanlarına Tesla’ya rahmet okutacak teknolojiler tasarlatır. GÜCÜ, KLİŞELERİNDE Öykülerinde ve lügatında anlık bile olsa güzellik bulunamaz. Lovecraft’ın bir kahramana biçtiği şu ifadesi yazını için de ayniyle geçerlidir: “Güzellik dünyasının imgelemin uzak bir evreninde yattığı açıktır.” Her daim ürperilir, tufaya ve tuzağa düşülür. Kaybedenler ha babam kaybetmeye devam eder. Kendi dışlanmışlığını pek çok öyküsünde yalnız kahramanlarla bileştiren, izleğini onlara hayatta kalma güdüsüyle bir çıkış yolu buldurmaya odaklayan Lovecraft, azgın dünyanın yaşattıklarını yaratık tasvirinde sunarken o hiç ait olamadığı neşeli kalabalıklara da hasetle, ters ters bakar. “Ölün” der onlara. Öldürmez ama. Hikâyenin gücü dilinden ziyade, Lovecraft’ın yarattığı klişelerdedir. Dehşetli gerilimini, gizemin karakterinde usta bir sinsilikle ve dört başı mamur bir düzlemde buluşturur. Evrenini dayatmadan kabul ettirmeyi başarır ilk ya da en fazla ikinci sayfada. Sonra kişilerini önce kendi benlikleriyle sınar Lovecraft. Birini nispeten daha soğukkanlı diğerini korkuya daha ani teslim kılarak karakter farklarını biraz kabaca yaratır. ANADOLU VE CTHULHU Nedensiz bir kötülük sunmaz. Şeytani eylemlerinde pis, kirli, çirkin, leş kokulu “kötü” nedensiz yere kötü değil. Misyonerdir bir kere. Gerekçesi net, ülküsü sabit! Yani, onlar gelecek veya kalacak, biz faniler ise defolup gideceğiz! Lovecraft, yapıtlarında referans aldığı, astronomi ve mitolojiden devşirdiği, kadim bilgi ve yorumlarla bezediği evrenin gerçekliğini bizi tastamam ikna edercesine kurgular. Bunu o denli güçlü yapar ki pek çok insan, tarihteki uygarlıkların bile (ki aralarında eski Anadolu uygarlıklarının olduğu da savlanır) “Cthulhu”ya taptığını iddia eder. Hatta daha da ileri gidip Cthulhu söyleninin gerçekliğine inanarak günümüze dek varan dernekler hatta mezhepler bile var. Yapıtlarını çoğunlukla kendi kâbuslarından esinle kaleme alan H.P. Lovecraft’ın, Cthulhusu’nun da insanlığın en kadim korkularından beslendiği, her kültüre uygun bir “kötü”nün karşılık bulduğu ve korkunun egemenliğinin çağlar boyu artarak çoğalageldiği düşünülürse bu denli inandırıcı olması sürpriz değil. Ne denir; karanlığın laneti üzerinize olsun! n [email protected] Cthulhu’nun Çağrısı/ H.P. Lovecraft/ Çeviren: Dost Körpe/ İthaki Yayınları/ 232 s. FISILDAYAN ÇIĞLIKLARIN TANRISI; CTHULHU! Anlara ve olgulara yüklediği dehşetengiz anlamlar çizdiği korkunç suretleri kat be kat geride bırakır. Tanrısal yaratık Cthulhu özelinde söylersek yarattığı biricik evreninde asıl duyulan ve korkulan Cthulhu’nun ne bedeni, ne de laneti bu nedenle. Sadistçe yinelenen ve fısıltılarla başlayarak yükselen çığlıklar asıl mesele. Seslerle irtibatı müzikle de sürdürür Lovecraft. Yine dehşetin sesinden esinlendiği bir öyküsünde (“Erich Zann’ın Müziği”) korkunç gecelerde dilsiz bir adama vahşi, isterik melodiler çaldırır misal. Her olay, mimik ve gelişme hikâyenin gerilimini elbise gibi giyinir. Mevzu mücadeleler sıkça beyhude olsa da Lovecraft, kişilerini kolay kolay pes ettirmez. Ruhlarını kurtarma yolunda sakat bir ittifak kurdurmaya zorlar onları, genellikle taraflardan biri (tekinsiz olan) kendini duruma iyice kaptırmış, trans halinde veya teslimdir çünkü. Sonunda kurtulan tabii buna ne kadar kurtulma denebilirse can havliyle kaçarken buna haklıca şükrederken bulur kendini. BEDEVİ VE BETER KORKULAR İzleğini karanlık, yosunlu, pis kokulu, örümcek ağlı ortamlarda köklendirir S A Y F A 8 n 2 6 Lovecraft, yapıtlarında astronomi ve mitolojiden referans aldığı, kadim bilgi ve yorumlarla kurguluyor evrenini... Lovecraft. Korkuları en beterinden arabi bir bedevilikle yaşatır! Coğrafi şartları zorlu resmeder; yollar dik, duvarlar yüksek, hava kapalı, rüzgâr buz, renkler ise koyu olmazsa olmaz. Çevresel tasvirleri gotiğin doğasından sökün eder. Kadim zamanların karanlığından nasipli ürkünç yapılar (şato, ev, kilise), mezar taşları, kaynamış mühürlü kapılar ve mermer lahitlere aşina kılar okurlarını. Evler eski, sivri çatılı, şato ise görünümü akıllara ziyandır. Karanlığın laneti üzerine olan sadece yapılar olsa iyi! Bu, kilometrelerce uzanan bir nehir de olabilir. Kahramanı adım adım hezeyana sürükleyen, her haldeki ay ve ışığını da unutmayalım. Acımasız, alaycı, devcil kötünün pususuna, yükselen kötücül tanrısallığın rahmine sıkı bir projektjördür zira. M A R T 2 0 1 5 Yapıtlarını çoğunlukla kendi kâbuslarından esinle kaleme almış Lovecraft... C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle