03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Musa Albukrek’ten “Çizgilerle İstanbul” Çemberlitaş Yeni Cami Bir dalda birkaç yetenek Musa Albukrek “Çizgilerle İstanbul” kitabında bu kez 250 resimle tarihi İstanbul’u camileri, kasırları, kaleleri, fenerleri ve kimi artık yerinde olmayan tarihi geleneksel İstanbul evleriyle yaşatıyor. r Deniz BANOĞLU errah, müzisyen diyor ve ekliyorum; ressam: Evet, tıp doktoru, Musa Albukrek’ten söz ediyorum. Yarım yüzyılı geçen yaşam serüveninde günlerini hemen hemen hiç aksatmadan bilim ve sanatla değerlendirmiş. Hastanede doktor cerrah, evinde, konser salonlarında kemanıyla müzisyen, karakalemi, boyası, fırçası ve tuvaliyle ressam, çizer. Hem de İstanbul, Anadolu sevdalısı bir çizer. İlk kitabı, Çizgilerle Türkiye’de karış karış gezdiği Anadolu’da çoğu artık tarih olan tarihi Türk evleri yer alıyordu. Kitabın önsözünde Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği Başkanı rahmetli Perihan Balcı, Albukrek’in tek tek görerek gözlemleyerek tuvale yansıttığı geleneksel Türk evleri için “Sanatçı arkadaşımıza şükran borçluyuz, çünkü eskiyi yansıtmakla bir uygarlık örneği sergilemiştir” diye yazmıştı. Albukrek Çizgilerle İstanbul kitabında bu kez 250 resimle tarihi İstanbul’u camileri, kasırları, kaleleri, fenerleri ve kimi artık yerinde olmayan tarihi geleneksel İstanbul evleriyle yaşatıyor. Albukrek bizi önce hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği Adalar’da dolaştırıyor sonra da Anadolu yakasına götürüyor, Boğazı seyrettirdikten sonra Rumeli’ye geçiriyor ve nihayet muhteşem Tarihi Yarımada’yı resmediyor. Bir konak, bir sokak, bir mabet, bir mavna, C bir yaşlı teyze, bir satıcı. Boğazda yalılar, konaklar, Beyoğlu’nda kiliseler, eski tarihi evler. Tarihi Yarımada’da camiler. Hepsi de eski ve yeni İstanbul’u solukluyor, yaşıyor. Albukrek, “kırk yıllık bir gözlem” diyor bu çalışmaları için sonra da çizdiği objeleri fotoğraftan farklılığını şöyle anlatıyor. “Fotoğraf bir cam aracılığı ile suni bir makinenin yarattığı bir imajdır. Siz fotoğrafa bakınca kendi gözünüzle gördüğünüzden çoğu zaman farklı değişik bir şey görürsünüz. Oysa ressamın objeye bakarak çizdiği sizin gözünüzün gördüğüdür. Siz nasıl görüyorsanız o da öyle görmüş ve çizmiştir. Makine aracı yoktur. Çıplak gözle gözlemliyorsunuz. Duygusal bir objektiften geçiriyorsunuz gözlemlediklerini. TARİHİ BİR ARŞİV İstanbul 19. yüzyılda birçok Avrupalı ressam tarafından resmedilmişti. Bu resimler daha çok gravür tarzındaydı. Bunlar arasında ünlü ressamlardan Arlett, Melling ve Allom’u sayabiliriz. Aynı dönemde Türk ressam Hoca Ali Rıza’yı görüyoruz. 20. yüzyıla gelince resmin yerini çoğunluk fotoğraf alıyor ve İstanbul çoğunluk fotoğraflarla konu oluyor.” İşte Albukrek’in kitabı bir asır sonrasına tekrar çizgilere, resme dönüyor. Bu kitapta, siyah beyaz çizgilerle İstanbul’u sistematik olarak resmeden bir çalışma ile karşı karşıyayız. Aslen tıp doktoru olan Musa Albukrek resim derslerini ünlü ressam Naile Akıncı’dan almış. Sanata küçük yaşta başlamış ve karış karış dolaştığı Anadolu ve İstanbul’un köşe bucak semtlerinde yağmur soğuk demeden obje karşısında saatlerce oturup resmetmeyi de biraz babasının ve de öğretmenlerinin tavsiyesi ile alışkanlık edinmiş. 250 resimlik son kitabı, AVM’ler, gökdelenler ve sözde kentsel dönüşüm uygulamalarıyla geçmişi ve belleği yok edilen İstanbul’umuz için tarihi bir arşiv niteliğinde bir değer taşıyor. n Çizgilerle İstanbul/ Musa Albukrek/ Adalar Kültür Derneği Yayınları / 168 s. 1310 2 6 M A R T 2 0 1 5 n S A Y F A 1 9 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle