18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Orhan Kemal 100 yaşında... Edward W. Said Orhan Kemal’in çevirmeni olmak Orhan Kemal’in okuyucusuyla konuşur gibi duru bir Türkçeyle kaleme aldığı kısa cümlelerden oluşan eserleri çevirmen için büyük bir rahatlık sağlar. Bununla birlikte çeviri aşamasında ayrıntıya inince zorlayıcı tarafları ağır basar. r Bengisu RONA rhan Kemal’le tanışıklığım sanırım birçoğunuz gibi ilk gençlik yıllarıma gider; her ne kadar okul yıllarımın Türk edebiyatı dersleri programında, ders kitaplarımızda Orhan Kemal için bir yer yoktuysa da insanların daha iyi yaşam koşullarına ulaşmasını özleyen her genç için Orhan Kemal’in yapıtları birer başucu kitabıydı. Sonra üniversite eğitimim için İngiliz dili ve dilbilim konularını seçince bu alanlara ağırlık vermek zorunda kaldım, açıkçası başka yazarlarımız yanı sıra Orhan Kemal’den de uzaklaştım. Ancak yıllar sonra Londra Üniversitesi’ndeki görevim kapsamında vermem istenen “Yirminci Yüzyıl Türk Edebiyatı” dersinin içeriğini hazırlarken Orhan Kemal’le yeniden buluştuk. Seçtiğim romanı Bereketli Topraklar Üstünde, öyküsü ise Celfin Eti idi. Bu kısacık öykü kanımca Orhan Kemal’in etkileyici özelliklerinin bir özeti. Orhan Kemal’in okuruyla konuşur gibi duru bir Türkçeyle kaleme aldığı kısa cümlelerden oluşan eserleri çevirmen için büyük bir rahatlık sağlar. Bununla birlikte çeviri aşamasında ayrıntıya inince zorlayıcı tarafları ağır basar. Ayrıntı olarak tanımladığım ise aslında işin özü, yazarın tam ne kastettiğini kendisinin anadili İngilizce olsaydı nasıl söyleyeceği. Okuyucuyu yazarın dünyasına çekebilmek için çevirmen olarak kendinizin değil asıl yazarın sesini duyurmanız şart. Sevgi evrensel bir duygu: Orhan Kemal’in ekmeğini taştan çıkartmaya çalışan emekçilerle onların dünyasını paylaşan kadınlar ve çocuklara, ötesi sokak hayvanlarına olan sevgisi, saygısı ulusal ve zamansal sınırların ötesine uzanan nitelikler. Bu nedenle Orhan Kemal’i İngilizce olarak yirmi birinci yüzyılda okuyanlar onun sevgi dolu, hoşgörülü kişiliğini hissederek etkilenir. Elbette 1940’ların 1950’lerin Türkiyesi, günümüzde dünyanın dört bir tarafındaki İngilizce konuşan toplulukların dünyasından çok başka bir Türkiye’ydi. Bununla birlikte nasıl ki sevgi evrensel bir duyguysa yaşamsal sorunlar, konular da evrensel sorunlardır. Bu bakımdan Orhan Kemal’in bize canlandırdığı dünya günümüz İngilizce okuyucularına da hitap ediyor. NÂZIM’LA PAYLAŞILAN ÇİLE “Orhan Kemal’in roman ve öyküleri varken neden ilk olarak Nâzım Hikmet’le Üç Buçuk Yıl eserini çevirmek istedin?” derseniz bu eser yazarlığı, edebiyatçı kimliği bir yana Orhan Kemal’i insan olarak en açık şekilde anlatan bir anı kitabı ve onu bitirdiğinizde görürsünüz ki Bursa hapishanesinde 1930’ların sonunda tanıdığımız Orhan Kemal 1970’lerin başında kaybettiğimiz Orhan Kemal’le aynı: Çektiği tüm Yersiz Yurtsuz Aylin Ülçer'in çevirisiyle O Yersiz Yurtsuz, zamanımızın en önemli düşünürlerinden Edward Said' in çocukluk ve ilkgençlik yıllarına dair anılarını aktardığı samimi bir otobiyografi. Said'in küçüklüğünde yaşadığı kimi ikilemlerin, otoriter babasıyla ve hem çok sevdiği hem de içerlediği annesiyle ilişkilerinin onda bıraktığı izleri görmek mümkün bu anlatıda. Hayatının ilk yıllarında yaşadığı kimlik karmaşasının, kendi deyişiyle "budalalık derecesinde" İngilizvari bir adla Araplığı su götürmez bir soyadına sahip olmanın, Hıristiyan bir Amerikan vatandaşı olarak Filistin, Lübnan ve Mısır'da, ardından bir Arap olarak Amerika'da yaşamanın Said'in kimlik ve aidiyet konusundaki görüşlerini nasıl biçimlendirdiğini görmek de mümkün. Hepsinden önemlisi, Said'in "ülkeden ülkeye, şehirden şehre, evden eve, dilden dile, ortamdan ortama sürüklenişler" sonucunda gelişen "yersiz yurtsuzluk" haliyle barışıp, mezhepleri ve ülkeleri aşan entelektüel aidiyetini bulmasının hikâyesi olarak okunabilir bu anılar. ORHAN KEMAL’İN EVRENSEL NİTELİKLERİ Türkçeyi yabancı bir dil olarak öğrenen öğrencilerime onu tanıtmam ve onun iyi bir okuru olmama rağmen Orhan Kemal’in dünyasına girebilmem ancak onu çevirmeye başlamamla ortaya çıktı. Işık Öğütçü’yle bir Londra gezisi sırasında tanışarak kendisinden Nâzım Hikmetle Üç buçuk Yıl kitabını İngilizceye çevirme iznini almam önümde beni yazara götüren yeni kapıların açılmasını sağladı. Orhan Kemal’in çevirmeni olmak hem bir ayrıcalık, bir övünç hem de müthiş bir mutluluk kaynağı; çeviri uğraşınız sırasında sizi zaman zaman hüzünle, acıyla sarmalayan ama kitabın kapağını kapadığınızda size duyurduğu insan sevgisiyle ve her şeye rağmen içinizde yeşerttiği doğrunun, iyinin eninde sonunda galip geleceği inancıyla içinizi (En sağda) Orhan Kemal, (en solda) Nâzım Hikmet’le birlikısıtan bir mutluluk. te. Bursa Cezaevi yıllarından. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1282 METİS'TEN YENİ • Andrey Platonov: Muhteşem Vahşi Dünya ? • Jason Read: Sermayenin Mikropolitikası ? • Ruşen Çakır ve Semih Sakallı: 100 Soruda ErdoğanGülen Savaşı, röportaj ? • Siegfried Kracauer: Tarih, Sondan Bir Önceki Şeyler • Coşan ve YücesanÖzdemir: İktidarın Şiddeti ? • Aksan ve Bailes: Güçlünün Silahı, röportaj ? • CarlJohan Vallgren: Denizadamı, roman ? • Anna Banti: Artemisia, roman ? ? /metiskitap metis metiskitap.com /metisyayınevi n 1 1 E Y L Ü L 2 0 1 4 S A Y F A 1 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle