Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nichole Bernier’den “Yarım Kalan Kadınlara” Günlüklerdeki gizem Kapak Resmi: Engels Kozlov, 1963 Nichole Bernier “Yarım Kalan Kadınlara”da, bizi en yakın arkadaşına bıraktığı defterlerle hem saklı hem de tamamlanmamış yaşamını açan Elizabeth karakterinin peşine düşürüyor. r Serhan AYTEKİN ichole Bernier, günlük ve anı formuyla kaleme aldığı romanı Yarım Kalan Kadınlara’yla pilotun yanlış kararı, kötü hava koşulları ve şanssızlık sonucu bir uçak kazasında ölen Elizabeth D.’nin etrafında bir kurgu yaratmış. Ölümüyle defterleri en yakın arkadaşı Kate’e kalan ve açık sözlü biri olarak bilindiğinden neden günlük tuttuğu bir türlü anlaşılamayan Elizabeth, gerçekte soru işaretleriyle dolu biri. Günlüklerini koyduğu sandığı neden kendisine bıraktığını düşünüp duran Kate’in aklında iki ihtimal var: Kendisinden başka kimseye güvenmemesi veya tarafsız bir göze ihtiyaç duyması. Kate’e kalan ihale, günlüklerde Elizabeth’in ailesinden sakladıklarını fark etmesini sağlıyor. Mahremin çekiciliği ya da gizemin verdiği acı, onu yavaş yavaş boğuyor. Aynı zamanda günlükleri okurken evliliğiyle ilgili kuşkuları da yeniden ayaklanıyor. Çifte sıkıntı yani. Konu, bir Elizabeth’in yazdıklarına bir Kate’in düşünceli haline kayarken günlükler, onun aklından “bir insanın hayatının gidişatını anlatıyor ama aynı anda o kişi başına gelecekleri bilmeden yazmaya devam ediyor” cümlesini geçiriyor. ANDREY PLATONOV Nichole Bernier MUHTESEM VAHSİ DÜNYA öyküler Günay Çetao Kızılırmak'ın çevirisiyle John Berger Platonov için "günümüzde dünyanın muhtaç olduğu hikâyecilerin öncüsü" der. Yayımladığımız bu derleme, yazarın dokuz öyküsünü bir araya getiriyor. İnsanın insanla, toplumla, teknoloji ve doğayla ilişkisini, insanın sevgi ve anlam arayışını konu alan, ama okura net cevaplar vermekten kaçınan öyküler bunlar hayatın kendisi gibi kimi zaman hüzünlü ve iç burkucu, kimi zaman absürd ve komik. Tıpkı bir kahramanının ufak tefek ihtiyar bir kadını "sonsuz değerini kavrayarak" kucağında taşıması gibi, Platonov da insanın, doğanın, tüm canlıların sonsuz değerini kavrayan ve bunu her satırında okura hissettiren bir yazar. Dahası, tanık olduğu onca kötülüğe, yaşadığı onca zorluğa rağmen insanın içindeki iyiliğe, paylaşmanın ve dayanışmanın gücüne inancını asla yitirmemiş bir yazar. İşte bu yüzden okur üzerinde sağaltıcı bir etki bırakıyor öyküleri; hayat gailesi içinde unutmaya meylettiğimiz asıl önemli şeyleri hatırlatıyor bize. N “MIŞ GİBİ YAŞAMAK” Defterler, Kate’in karşısına iki Elizabeth çıkarıyor: Tanıdığı, durgun ve hayatı izleyen ile okuduğu, içten ve coşkulu. Notlar, arkadaşının Kate’e bambaşka yüzlerini gösteriyor. Aslında Bernier, karakterler yardımıyla ikisinin de farklı ve gizli taraflarını anlatıyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I Kate’in defterlerde yakaladığı, madalyonun her zaman iki yüzünün bulunduğuna dair bir gerçek. Elizabeth’in hayal bile edilemeyecek tarafları yanında günlüklerindeki şaşırtıcı kişiliği de diyebiliriz buna: Kardeşinin bulunduğu, flörtleri, en yakınındakiler hakkında kimseye belli etmediği düşünceleri ve hastalığı… Dolayısıyla Elizabeth, günlükleri yok etmek yerine onları verdiği Kate’in sırtına sırlarını da yüklüyor. Bu arada günlükleri yazan Elizabeth, onlar yüzünden hem kendisinin hayatını hem de Elizabeth’inkini sorgulayansa Kate. Yazdıkları nedeniyle epey sarsılan, üstelik defterlerinin yok olması ya da saklanmasını değil anlaşılmasını isteyen Elizabeth’le onun kocası arasında kalan Kate’in, çıldıracak noktaya gelmesini sağlayansa en yakın arkadaşını tam olarak tanıyamaması. Günlüklerin Kate’e gösterdiği bir başka önemli nokta, dünyada öngörülemez şeylerin varlığı. Bu, en yakın arkadaşınızla da ilgili olabilir. Nitekim Elizabeth duyarlı, anlayışlı, mutlu, mükemmel dost ve harika eş olarak bilinirken yazdıkları, onun “mış gibi yaşadığını” gösteriyor. Bernier’in yarattığı karakter ve günlükleri, Elizabeth’in rolünü gayet iyi oynadığını; temiz bir sayfa açıp Kate’e miras bıraktığı defterleriyle sırlarını ölümsüzleştirdiğini söylüyor. Bernier’in kitabının temel izleği (ya da gizemi) de “Elizabeth neden o düşen uçaktaydı?” sorusuna aranan yanıta yerleşiyor. Huzur bulmayı hedeflediği veya huzursuzluklarını kaydettiği günlükleri de bu anlamda önemli ipuçları veriyor. n Yarım Kalan Kadınlara/ Nichole Bernier/ Çeviren: Özlem Yüksel/ Doğan Kitap/ 332 s. 1282 Karganın gör dediği Platonov'dan daha önce Çevengur, Can ve Mutlu Moskova romanlarını ve bir öykü seçkisi yayımladık: Dönüş Günay Çetao Kızılırmak'ın çevirisiyle metis metiskitap.com /metisyayınevi n /metiskitap 11 E Y L Ü L 2014 S A Y F A 11