Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Halide Edib Adıvar’ın ilk defa kitaplaşan metni: “Hindistan’a Dair” ‘Ben Hindistan’da iken...’ için bile okunası bir kitap Hindistan’a Dair. Kitabın geçmişinden biraz söz edecek olursak yazının başında da belirtildiği gibi İngilizce olarak kaleme alındığını ve ilkin 1937’de, “Inside India” adıyla basıldığını söylemek gerek. Türkçedeki geçmişi ise yayımlanışından bir yıl sonraya rastlıyor. Kitaptaki yazılar 1938’de “Bugünkü Hindistan” başlığıyla kısmen Tan gazetesinde, 1940 ve 1941’de de bütün olarak Yeni Sabah’ta tefrika olarak veriliyor. Şimdi kitapçı raflarında gördüğümüz Hindistan’a Dair ise kitap haline getirilmiş ilk Türkçe baskı. Bu noktada sözü Halide Edib’e bırakalım: “Eserin Türkçesi, İngilizcesindeki bütün meseleleri ihtiva etmekle beraber tercüme değildir. Türkçesi ayrıca kendi başına yazılmıştır. Türk okuyucuların alakadar olacakları meseleler nispeten biraz daha uzun, onları alakadar etmeyen kısımlar nispeten biraz daha kısadır.” diyor yazar. Kitaba sonsöz yerine geçecek “İkinci Dünya Savaşı Esnasında Hint Bağımsızlık Hareketi: Hindistan’a Dair’in Sessizlikleri...” başlıklı yazıyı kaleme alan Hülya Adak da Adıvar’ı bir yere kadar doğrulayacak tespitini yapıyor: “Hindistan’a Dair, Inside India’nın sadık çevirisi değildir. Türkçe versiyonunda yer almayan tartışmaların çoğu siyasi tartışmalardır.” Ancak bundan sonraki cümleleri çok daha dikkat çekici: “Orijinal metnin 1937’de, Türkçesinin ise İkinci Dünya Savaşı dönemi basıldığını düşünürsek, (kitapta) siyasi tartışmaların olmamasını sansür olarak yorumlayabilir, bu sansürün ise savaş dönemi siyasi hassasiyetlerle/kaygılarla alakalı olduğunu iddia edebiliriz. Inside India’da olup da Hindistan’a Dair’e alınmayan bölümler arasında Halide Edib’in İngilizlere ve sömürgeciliğe yönelttiği sert eleştiriler gelir. Türkçe versiyon tefrika edilirken AlmanİtalyaJapon ittifakının saldırısı altında bulunan İngiltere’ye karşı duyduğu öfkeyi sessizleştirmiş midir Halide Edib? Ayrıca Türkçe versiyonda hiçbir siyasi liderin siyasi fikirleri derinlemesine incelenmez.” Bu çelişkilerin; çelişki de değil aslında, belirsizliklerin önüne geçebilmek için Inside India’nın olduğu gibi Türkçeye çevrilmesinden başka yol yok sanırım. Ancak bu belirsizlikler Hindistan’a Dair’in önemli bir kitap olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Önemi ise bize büyük oranda farklı bir Halide Edib portresi sunmasından geliyor. Kurtuluş Savaşı yılları ve Cumhuriyet’in kuruluş döneminde 1277 önemli bir siyasi figür olarak halkın karşısındaydı yazar. Ancak günün içinden bakıldığında genelde ezberden, duyulmuş fakat araştırılmadan öne sürülmüş fikirler üzerinden anlatılır yazarın siyasi kimliği. Hindistan’a Dair’le öne sürülmüş ezber düşüncelerin de biraz olsun kırılacağı, kırılmasa bile Halide Edib’in bu yönünün de hatırlanacağı muhakkak. Buna paralel bir yerlerden tanıdık gelen ama hiçbir zaman tanış olmadığımız bir Halide Edib var kitapta. Siyasi analizleri, günü okuma biçimleri ve karşılaştırmalı tarihi tahlilleriyle politikayı algılama üslubu oldukça gelişkin bir Halide Edib... ÇOKRENKLİLİĞE BİR BAŞKA RENK Peki neydi Halide Edib’i Hindistan üzerine yazmaya iten nedenler? Sonuçta onun bir ülke üzerine böylesine kapsamlı metinlerini hatırlamıyoruz. Kendisi de bunu söylüyor zaten: “Yabancı memleketler ve milletler hakkında arada şahsi intibalarımı kısaca yazdığım vaki olmuştur. Fakat onlar hakkında ciddi ve uzun bir eser yazmamayı adeta bir kaide haline sokmuştum.” Hindistan’ın, Halide Edib’in bu “kaide haline” getirdiği konuyu yıkmasında belli başlı birkaç neden var. Bunu, Adıvar’ın kitap için kaleme aldığı “İlk Sözler” başlıklı bölümde yakalıyoruz. İlki; Halide Edib’in, Hindistan’ı kendi ruh iklimine yakın bulması. Yazar, Hindsitan’da bulunduğu süre içinde birçok kişiyle yakın ilişkiler geliştirip evlerinde misafir olmuş. Ona evlerini açan insanları, farklı din ve dünya görüşlerine sahip olsalar da hiçbir şekilde yadırgamadığını söylüyor. İkincisi ise kitapta da adına sık rastladığımız Halide Edib’in eski dostu Dr. Ensari’ye, ülkeyi gezdikten sonra intibalarını Halide Edib Adıvar’ın 1935’te gerçekleştirdiği Hindistan gezisine dair notları, anıları ve gözlemlerinin yer aldığı kitap ilkin 1937’de “Inside India” adıyla yayımlanmıştı. Türkçede ilk kez kitap haline getirilen “Hindistan’a Dair”, yukarıda adı geçen kitabın bir çevirisi değil, Adıvar tarafından yeniden yazılmış bir metin. r Eray AK ürkeçede modern edebiyatın gelişmesine önemli etkisi bulunan yazarların başında kuşkusuz Halide Edib Adıvar geliyor. Bugün birkaç kitabı dışında kendine pek okur bulamasa da sadece edebiyat tarihimiz açısından değil Cumhuriyet tarihi açısından da önemli bir yerde. Halide Edib Adıvar’ın böylesi önemli bir yazar olmasına rağmen, İngilizce olarak kaleme getirdiği metinleri sürekli konuşulsa, varlığı hatırlatılsa da bugüne kadar hiç kimse bu yükün altına girmemişti. Ancak geçen günlerde yayımlanan Hindistan’a Dair’le bu yüke sonunda bir el atılmış oldu. Hindistan’a Dair için Halide Edib’in 1935’te gerçekleştirdiği Hindistan gezisine dair notlarının, anılarının ve gözlermlerinin yer aldığı kitabı diyebiliriz çok basit bir özetle. Ama bu adı üstünde çok basit kalır çünkü Hindistan’a dair yazılarının sadece kitaplaşması bile çok önemli. Bunun dışında edebiyatımız açısından farklı bir yerde duran Halide Edib Adıvar’ın duyulduk ama tanışılmadık yanlarıyla da karşılaşıyoruz kitapta. Onun hep anılan siyasi yönünün, Hindistan’a Dair’deki yazılarla beraber daha net algılanabileneceğini düşünüyorum. Başkaca da bir romancının gözünden mistik bir coğrayanın hangi gözle duyumsandığını görmek C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I T yazacağına dair söz vermesi. Ensari, Hindistan için de çok önemli biri aynı zamanda. Adıvar’ın ülkede bulunduğu sürede ilişki kurduğu aydınların önde gelenlerinden. Bu nedenle Hindstan’ın o dönemini anlama adına da farklı bir yerde duruyor Ensari. Üçüncü ve son olarak da Adıvar’ın, bundan yaklaşık bin yıl önce yazılan ElBiruni’nin Tahkiki Hind adlı eserinden etkilenmesini sayabiliriz. Bir de Hindistan’ın o dönemki siyasi durumu var. Ülke, İngiltere zincirlerinden yavaş yavaş kurtulmakta, yeni bir Hindistan fikrinin filizlenmeye başladığı yılları yaşamakta. Bu yeni Hindistan fikrinin temellerini ise çok renkli, çok dinli, çok kültürlü yapıyı tek potada eriterek “bir Hind milleti” yaratma çabası meydana getirmekte. Halide Edib’in de görüşmelerde bulunduğu, yakınlık kurduğu Mahatma Gandi, Muhammed İkbal, Sarojini Naidu ve Dr. Ensari gibi isimler de bu filizlenmenin önderleri konumunda. Bağımsızlık savaşını Hindistan’ın özgürlük mücadelesi yıllarından yaklaşık on beş yıl önce veren Türkiye’nin odağında ister istemez ülke. Bir nevi duygu birliği ya da özdeşlik kurma da denebilir buna ve Türkiye’de Hindistan’a duyulan ciddi bir ilgi söz konusu. Hülya Adak sonsözde, Hindistan’a duyulan bu ilgiyi açıklayacak çok ilginç bir ayrıntı da veriyor: “Önceki yıllardan farklı olarak, bu yıllarda Rabindeanath Tagore çevirileri yayımlanır; 1930’lar ve 1940’larda Tagore, Avrupalı yazarlar haricinde, Türkiye’de en çok okunan yazarlardan biri olur.” Tabii Halide Edib’in Hindistan’daki ününü de bunların arasına eklemek gerekir. Hindistan’da Ateşten Gömlek’le tanınan yazarın konferansları binlerce dinleyicinin katılımına sahne olur. Kitabın siyasi damarını besleyen önemli bir diğer olgu ise Adıvar’ın, Hindistan’ın özgürleşmesi yönündeki fikirlerinin yanında kadın ve yaşamdaki yeri üzerine öne sürdüğü fikirleri. O dönem Hindistanı’nda yaşamdan kopuk bir hayat sürdüren “perde kadınlarının” toplumdaki yerini alması üzerine ülkenin kanaat önderleriyle gerçekleştirdiği ciddi konuşmalarını da aktarıyor bu bağlamda yazar. Bunlar dışında ise her ne kadar “bilimsel” ve “siyasi” diyebileceğimiz bir ziyaretten doğsa da bir gezi kitabı olduğu söylenebilir Hindistan’a Dair’in. İçinde birçok rengi barındıran bu ülkeye ancak romanlarda görebileceğimiz tasvirler, köylerden ve kaldığı evlerden çekip çıkardığı küçük hikâyeler, halkın arasından doğan şiirler ve gezip gördüğü yerlerin ilhamından doğan yazılarıyla bir başka renk katıyor Adıvar. n e.erayak@gmail.com Hindistan’a Dair/ Halide Edib Adıvar/ Can Yayınları/ 216 s. 2 0 1 4 n S A Y F A 5 Hindistan’a Dair’de Halide Edib Adıvar’ın duyulduk ama tanışılmadık yanlarıyla da karşılaşıyoruz... 7 A Ğ U S T O S