27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BULMACA 1 F 2 A 3 C 4 N 5 E 6 F 12 L 13 N 14 B 15 A 16 N 17 E Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 7 A 8 K 9 E 10 G Ahmet Ada’dan “Taşın Sesi” [email protected] 11 C 18 D 19 L 20 E 21 G 22 E 23 I 24 B 25 F 26 A 27 E 28 B 29 L 30 N 31 A 31 L 33 A ‘Okurun imgeleminde boşluklar bıraktım’ Ahmet Ada “Taşın Sesi” adlı yeni şiir kitabında, insanın doğayla kopan ilişkisine dikkat çekmeye çalışıyor. Ada bu kopukluğu şiir diliyle göstermeye uğraşırken insanın doğaya dönmesini arzuluyor. Ada’yla “Taşın Sesi”ni konuştuk. r Mitat ÇELİK aşın Sesi’ndeki amacınız insanoğlunun süregelen serüvenini dile getirmek miydi? İlk insandan bu yana yeryüzündeki insanın serüvenine imgenin sınırsız olanaklarıyla eğildim bu çalışmada. Dolayısıyla var oluşun sınırlarını yokladı şiir dili. Neyi, nasıl var edeceğimin hesabı şiirlere bazı sınırlar koymuş olabilir. Her şiir bir yeniden doğuşu işaretler. Yeni bir ses ve yeni bir anlam katmanları düzlemi okurun da alımlama gücünü harekete geçirir. Taşın Sesi böyle bir şiir kitabı. Somut dünya ve insan sorunsallarını göstermek amacıyla yazdığınız Taşın Sesi, varlığı soyutlamayla şiire ulaştırıyor. Bu durum için ne söyleyebilirsiniz? Soyutlamayı, dahası saflığın çevrenini, boşluğu, varlığı ve yokluğu, görüneni ve görünmeyeni daha duyumsanır, daha belirgin hâle dönüştürmek için kullandım. Ama aslında, bütün sanatların temelinde var soyutlama. Bir şeyi (bu bir eşya olabilir, ağaçlar ve kuşlar olabilir, doğa olabilir) soyutlayarak somut görünümler elde ederiz. Bu defa maddeci metafizik yönelim içindeyken soyutlama düzeniyle iç içe olmam bir gereklilikti. Soyutsomut; bu iki düzlemin birbiriyle ilişkisinden sanatın oluşuna gidildiğini söylemek bile fazla. Bir konuşmanızdaydı sanırım: “Ağaca bakmak değildir şiir, ağacın sana baktığını düşünmek, hissetmektir” demiştiniz. Yanılıyor muyum? Hayır, yanılmıyorsunuz. Aslında öteki sanatlar için de bu geçerli. Örneğin resim. Cezanne, “Doğa içeridedir” der. Bazı ressamların, dünyaya vücudunu vererek dünyayı resme dönüştürdüğünü yazmıştı Maurice MerleauPonty. Taşın Sesi bunu sözcüklerle yapıyor. Şiirin anlatıcı “ben”i vücudunu doğaya katarak doğayı şiire dönüştürüyor. Öteki kitaplarınızla karşılaştırınca biçimsel farklılıklar da gördüm. Dörtlükler, yarım uyaklar, iç sesler, sözün eksiltilerek yapılandırılması… Doğru, az sözcükle çok katmanlı söyleyişlere ulaştığımı belirtti arkadaşlar. Sözcüğün tutumlu kullanımı Behçet Necatigil’den geçti bana. Az sözcükle şiir oluşu tamamlamak söz konusu. O yüzden, Necatigil’in, “Çünkü bazı şiirler bekler bazı yaşları” dizesini kitabın başına aldım. Taşın Sesi’ndeki şiirlerin poetik 7 34 F 35 F 36 E 37 F 38 B 39 K 40 B 41 B 42 A 43 A 44 F 45 H 46 M 47 J 48 L 49 K 50 L 51 F 52 E 53 A 54 H 55 M 56 N 57 B 58 I 59 E 60 H 61 E 62 D 63 A 64 E 65 F 66 L 67 K 68 D 69 K 70 D 71 E 72 J 73 N 74 L 75 J 76 L 77 N 78 A 79 C 80 C 81 E 82 A 83 C 84 M Ö nce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir öykü kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı kitaptan bir alıntı ve yazarın adı ortaya çıkacaktır. G. “... Kızı” (Orhan Kemal’in bir romanı). 10 21 H. “... Evi” (John Le Carre’ın bir romanı). 45 54 60 I. Komünist lider, kuramcı ve yazar Hikmet Kıvılcımlı’nın unvanı. 23 58 J. Bir cins devekuşu. 75 47 72 K. “Yaşar Nabi ...” (Varlık Dergisi’ni ve Varlık Yayınevi’ni kuran edebiyatçı). 67 39 69 49 8 L. Selvi Boylum Al Yazmalım, Kibar Feyzo ve Çöpçüler Kralı adlı filmlerde de oynayan karakter oyuncusu. 12 76 48 29 74 32 19 50 66 M. Optik kaydırma. 84 46 55 N. “Mübeccel ...” (Gök Katında Kaza adlı şiir kitabı da olan şair). 4 13 73 16 30 56 77 1276 ÇÖZÜM: A. KÜBİK, B. IHLA T Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Adnan Özyalçıner’in bir öykü kitabı. 43 42 53 31 82 26 63 15 33 7 78 2 B. “... Dol Kalbim” (Tarık Dursun K.’nın bir öykü kitabı). 14 41 38 57 40 28 24 C. “Çok defa kahvaltı ...ım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum.” (Yakup Kadri Karaosmanoğlu). 3 83 79 80 11 D. Kuman Türkleri ile Rus Knezliklerinin 11031185 yılları arasındaki savaşlarını anlatan destan. 68 18 70 62 E. Louisa May Alcott’un tanınmış romanı. 52 61 20 22 5 64 59 9 36 17 81 27 71 F. Gamsız, tasasız, hiçbir şeyi takmayan mesut, bahtiyar insanlara verilen ad. 65 34 35 25 51 1 6 44 37 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I MUR AĞACI, C. YILKI ATI, D. IRİS, E. YANGINI, F. AR, G. GİBİ, H. ÖZGÜR, I. LİRİK, J. ERİNÇ, K. ARIŞ, L. DÜN, M. ARİN, N. YÜZYILLIK, O. ABIRU Şiir: “biriktirir / rüzgarın acılarını / bilgedir kıyı / çal rüzgar / ölümün ıslığını / kıyıya yakışan bu – haiku” yönelimiyle örtüştüğü için. Okurun imgeleminde tamamlanması gereken boşluklar bıraktım. Tek sözcükten oluşan uyaklar var. Varlık, yokluk sorunsalı, ölüm izleği; eşyayı, ağacı, dünyayı, hayvanı, bitkileri anlama ve anlamlandırma çabası şiirlerin biçimini de var etti. İlk kez bu kitabında kullandığın sözcükler var: Garip, kısmet, nasip, kıymet vb. Neden seçtiniz? Sadece şiirsel yükleri oldukları için değil, metafizik derinliği imgesel düzlemde yeniden kurabilmek ve duyumsatabilmek için seçtim. Metafiziğin yerine konurluğu söz konusu. Teolojik bir paradigma olarak değil elbette. Bu sözcükler, eşdeğerli göstergelerle bir araya gelerek dahası seçme ekseninden birleştirme eksenine akarak anlamsal ve sessel bileşenler oluşturdu. Belirttiğin sözcüklerin varlığı, dilin metafizik tadı aynı zamanda. Taşın Sesi, havyan ve bitki örtüsünün zenginliğiyle de doğasal imgeler içerir. Kitapta yer alan şiirler için “gerçekliklerden hakikate yol alış” amacı taşıyor denebilir mi? Sevgili Mitat, bu yüce amaca yaklaşıp yaklaşmadığımı bilmiyorum. Bildiğim tek şey insanın doğayla kopuk olan ilişkilerine dikkati çekmek. Bu kopukluğu şiir diliyle göstermek, insanın doğaya dönmesini arzulamak; bu çabayla yazdım. Bu yoğun içerik “klasikliği ve çağcıllığı” iç içe işlememi gerektirdi. Taşın Sesi’nde ses hem şiirin sesi olarak hem de bugünden geleceğe kalacak bir öge olarak var oluyor. Ne dersiniz? Evrenin içinde ses hep var. Yeryüzünün her yerinde ritimli ritimsiz olarak kulağımıza gelir. Benim niyetimse şiirin sesinin varlığın sesi olarak bugünden geleceğe kalması. “Sesler içindedir dünya/ sürüp gider sonsuzluğa” (s. 24) der gibi. Bu sesin geleceğe kalıp kalmayacağını zaman gösterecek. Bundan sonra okur sizden neler okuyacak? Sırada yayımlanacak hangi kitaplar var? Niko ile Margarita’yı, bu hacimli kitabı yayımlayamadım. Ama sanırım Yağmur Başlamadan Eve Dönelim adlı yeni şiirler büyük olasılıkla yayımlanır. n Taşın Sesi/ Ahmet Ada/ Şiirden Yayınları/ 98 s. 2014 n S A Y F A 23 1277 A Ğ U S T O S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle