Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K “Yusuf Yavuz ile Levent Pirpak’ın anılarına” Mayıs başında yeğenimin düğünü için New York’a gittik ve Grand Central’a komşu bir otelde kaldık. Grand Central, New York’un ana tren istasyonu, geçen yüzyılda, bu yüzyılın gereksinimi düşünülerek yapılmış. Otele inerken Elizabeth Smart’ın (19131986) kült kitabı, “By Grand Central Station I Sat Down And Wept”i (Grand Central İstasyonu’nda Oturdum Ve Ağladım) anımsadım. 1945 ürünü düzyazı şiir, bir kadının ailesine ve topluma karşı manifestosuydu. Kitabın gerçek öyküsü ve devamını okursanız, televizyon dizisi şiddetinde bir drama tanık olursunuz. Elizabeth Smart Londra’da yaşayan, Kanadalı bir genç kızdır. Varsıldır, şiirseverdir ve müzik eğitimi almaktadır. Bir sahafta George Barker’in (19131991) 1935 ürünü, “Poems”ını okur ve büyülenir (Selçuk Altun’da kitabın o baskısı yok değildir.) Şairine âşık olmuştur, ona ulaşmalıdır. T.S. Eliot’un elinden tuttuğu George Barker o sırada Japonya’da okutmanlık yapmaktadır ve evlidir. Beş parasızdır ve Japonya’dan ayrılmak istemektedir. Lawrence Durrell’in aracılığıyla A.B.D.’de buluşurlar. George Barker; aylak, kaypak ve alkoliktir. Karısından ayrılmak gibi bir niyeti yoktur. Elizabeth’in parasını yerken onu hamile bırakır. Genç kızın ailesi onu defterden siler. İki yıl sonra (1943) Elizabeth ikinci çocuğuna hamile kalırken İngiltere kırsalına yerleşir. Ünlü bir dergi editörü olur. George yolu düşerse Elizabeth’i ziyaret etmektedir. 1945 ve 1947’de iki çocukları daha olur. Bu tek taraflı aşk 18 yıl sürer. George Barker kadın parasıyla sürünen aslında ikinci sınıf bir şairdir. Üçü nikâhlı karısından olmak üzere dört kadından 15 çocuğu olur. Barker’dan usanan Elizabeth dört çocuğunu tek başına büyütür. Erkek ve kadın sevgilileri olur. Kült kitabının önemli cümlelerinden biri, “Gerçek aşka inanmaktan vazgeçmeyeceğim”dir. 3352 New York’ta ilk fırsatta, dünyanın en büyük sahafı Strand’a (2,5 milyon kitaptan mürekkep) uğradım. Aldıklarım içinde beni en çok heyecanlandıran James Laughlin’in Edouard Roditi’ye ithaf edip, “Galassi’lere” diye imzaladığı 1989 ürünü şiir kitabıydı (The Bird Of Endless Time). Edouard Roditi, Balat kökenli bir Musevi yazar, şair, eleştirmen, estet ve çevirmendi. İnce Memed’in çevirmeni ve anıt yazarımız Yaşar Kemal’in ilk eşi Thilda Kemal’in akrabasıydı. Jonathan Galassi, yetkin bir şair ve çevirmendi. O artık A.B.D.’nin en prestijli yayınevlerinden Farrar, Straus and Giroux’nun CEO’sudur. (James Laughlin (19141997), oldukça varsıl bir Harvardlıydı ama şair olS A Y F A 1 0 n 7 itap İçin...136 SELÇUK ALTUN ‘Grand Central İstasyonu’nda oturdum ve ağladım’ 3351Aklıma üstadın rahmetli eşi, çevirmen ve bibliyofil Sabiha Rifat geldi. İlk romanım “Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir”i okuduktan sonra oğlu rahmetli Samih Rifat’a, “Bu çocuk Oktay’dan ne istiyor?” demişti. (Beni şiirle barıştıran ve şiirselliği öğreten ustaya saygılarımı sunuyorum demek isterdim.) 3355 Sabahattin Ali’nin (19071948) “Kürk Mantolu Madonna”sı 1943’te yayımlanmıştı. 70 yıl sonra girdiği çok satanlar listesinden nicedir inmiyor. (Bu gelişme, aynı zamanda tüm ıskalanmış yapıt ve yazarlar için de bir umuttur.) 3356 Yalnızca “Iskalanmış kitaplar”dan mürekkep bir kütüphane! 3357 “Hani Cocteau, kütüphanenizde yangın çıksa önce neyi kurtarırsınız sorusuna ‘ateşi’ yanıtını vermiş ya, bu tür zekâ patlamalarına karnım toktur, ben sanırım, kendim dahil hiçbir şeyi kurtarmayı başaramazdım.” Kitap Evi – Enis Batur (Enis Batur’un yazdığı kitaplar şimdilik 140’ı aşmıştır. Onları bile kucaklayıp çıkaramadıktan sonra!) 3358 (Ç)engel! 3359 “1 Mayıs” ve “1 Haziran”lar için İstanbul’a takma ad önerisi: KRİZTANBUL! 3360 Küresel kültürazzi: “Sanata değil fotoğrafa inanırım” derdi Andy Warhol. / “Yazmak zor bir iş değil, kâbustur” dememiş miydi Philip Roth? / Yaşayan en seksi erkek de seçilen aktör Warren Beatty 1980’lerde Londra’nın en lüks oteli Brendan Behan, 1960. Elizabeth Smart, 1980’ler. mak istiyordu. Üniversite ikinci sınıftayken şiirlerine göz gezdiren Ezra Pound ona şairliği bırakıp bir yayınevi açmasını önerdi. O şairlikten iyi ki vazgeçmedi ama Ezra Usta’nın kışkırtmasıyla günümüzün butik yayınevlerinden New Directions’ı kurdu ve yaşattı.) Anılan kitaptan altını çizdiğim bir dize var: “Bir sesle sevişmenin mümkün olduğunu kimse söylememişti bana.” 3353 Kentteki son yarım günümü New York Public Library (Halk Kütüphanesi) ziyaretine ayırdım. 1895’te kurulan anıtsal bina dünyanın en büyük üç kütüphanesinden biri ve 53 milyon kitaptan mürekkep. Girişteki kitabevini gezerken cildinden o kadar etkilendim ki, Oscar Wilde’ın başyapıtı “The Picture of Dorian Gray”den bir tane daha aldım. (Meraklısına: yayıncısı Canterbury Classics, San Diego). Bir üst kata çıkıp okuma odasında romana yumulmayı düşünüyordum. Sessiz ve süssüz odayı benimsedim ve bir masaya oturup kitabın aykırı önsözüne odaklandım. On dakika geçmemişti ki bir Uzakdoğulu grup ahıra girer gibi içeri daldı. Başlarındaki rehber bağıra, çağıra anlatmaya başladı. Kendimi derhal dışarı attım! Yerimde Oscar Wilde olsaydı rehbere, “Sana hayvan demiyorsam hayvanlara hakaret etmek istemediğimden” diyebilirdi. 3354 Düğünde damat tarafı adına ilk konuşmayı yaptım. Konuşmamı Oktay Rifat’ın “Karıma” adlı şiirinin İngilizcesiyle bitirdim. İki hafta sonra TRT Türk’te, son romanım ve Oktay Rifat’ın 100. yaşının konu edildiği bir programa konuk oldum. “Karıma”yı orada da okudum. Sunucu, yedi romanımdan üçünün adını Oktay Rifat dizelerinden alırken diğerlerinde de şairin bir vesileyle kitaba dahil edildiğine dikkat çekti. 2 0 1 4 Claridge’s’de kalmaktadır. Senarist Trevor Griffiths’e lobide randevu verir. Ancak kıyafetinin uygunsuzluğu nedeniyle onu içeri almamaya kalkışırlar. Sinirlenen Beatty oteli satın almaya kalkar. / Yaşamının sonuna doğru Marlon Brando’ya (19242004), “Yeniden dünyaya gelseydin ne yapar, ne yapmazdın?” sorusuna yanıtı, “Babamı öldürür ve asla evlenmezdim.” / Marlon Brando özyaşamöyküsünün seviştiği kadınlar bölümünü yazarken Roma’da yaşayan Ursula Andress’i arayıp, hiç sevişip sevişmediklerini sorar. / Woody Allen’e dünyaya yeniden gelseydin ne olmak isterdin diye sorduklarında yanıtı, “Warren Beatty’nin parmaklarından birinin tırnağı”dır. / Beat kuşağı şairlerinden Gregory Corso (19302001) sokaklarda ve hapishanelerde büyüdü, içerde aldığı eğitimin, akranlarının Harvard veya Yale’de aldığından daha değerli olduğu görüşündeydi. / A.N. Wilson’a göre Puşkin edebiyatın Mozart’ıdır. / “Martini (kokteyl) kadın memesine benzer; bir tanesi azdır, üç tanesi fazla.” Amerikan Anonimi / Bu dünyaya bakir(e) gelip, bakir(e) gidenler: Hans C. Andersen, Emily Dickinson, Lewis Carroll, J.M. Barrie (Peter Pan’ın yazarı), John Ruskin… 3361 “Küresel kültürazzi”lerden oluşan bir deneysel roman projesi. (Ciddiyim!) 3362 Brendan Behan (19231964) İrlandalı has bir anarşistti. Çocukken hapishaneye (IRA Gençlik Ordusu eriydi.) düşmüş, düzenli bir eğitim almamıştı. Oyun yazarlığıyla ünlenmesine karşın; roman ve öykü yazarı, şair ve gazeteciydi. Nüktedan ve alkolikti, dolu dolu yaşamıştı. Demiştir ki: Bir yazarın ilk işi, ülkesini sukutu hayale uğratmaktır. Ölüm ilanında yer almak dışında kötü reklam yoktur. Yalnızca iki nedenle alkol alırım; susamışsam veya susamamışsam. Alkol sorunu olan yazarlar vardır; ben yazma sorunu olan bir alkoliğim. Eleştirmenler haremdeki hadımlara benzerler; nasıl yapıldığını bilirler, nasıl yapıldığını izlerler ama kendileri yapamazlar. 3363 “Kaç Yıl Oldu? 2014”ten – Fırat Budacı Egemen Bağış, kendisine yumurta atan öğrenciye 5 yıl hapis istemiyle dava açılması üzerine, “Eğer Türkiye birbirlerinin fikirlerini beğenmeyen insanların birbirlerine yumurta attığı bir ülke haline dönüşürse ülkemiz kadınbudu köfteye döner” diyeli 2 yıl, İdris Naim Şahin, Van’daki depremzedeleri ziyareti sırasında yemekte tatlı çıktığını öğrenince, “Biz de mi buraya bir çadır kursak acaba?” diyerek etrafındaki bürokratları güldüreli 3 yıl, Etrafını güldürmekten güç alan İdris Naim Şahin, 10 kişinin bir arada kaldığı deprem çadırını görünce de, “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz hiç gel dediğiniz yok Sabiha ve Oktay Rifat, 1984. A Ğ U S T O S C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1277